Evrim SÜMER
Son Güncelleme:
Sanki oralarda gökyüzü daha berrak, daha mavi daha geniş
Oyuncu Şebnem Dönmez kendi tabiriyle bu sene leyleği havada görenlerden. Zaten bol bol seyahat eden güzel oyuncu, bu sene ‘Neredesin Firuze’nin peşinde il il, ülke ülke geziyor, ‘Bir kumpanya gibi olduk’ dediği rol arkadaşlarıyla birlikte Türkiye’nin dört bir köşesinde
Firuze’yi arıyorlar. İş için her gün başka bir yerde de olsa, Şebnem Dönmez tatillerinde sakinliği ve doğayı tercih ediyor. Sezon dışı aylarda Gümüşlük, birkaç günlük trekking turları için Geyre, Dönmez’in favorileri. Şebnem Dönmez Neredesin Firuze galaları için gittiği Bursa ve Diyarbakır’ı anlattı.
Sık seyahat ediyor musunuz?
- Ben her zaman seyahati çok severim zaten ama bu sene Firuze sağ olsun, leyleği havada gördük resmen. Almanya’yla başladık, orada 3-4 şehre gittik, oradan Belçika’ya gittik. Döner dönmez de Bursa’da bulduk kendimizi. Filmin yönetmeni Ezel Akay Bursalı, onun için orada bir aile durumu oldu hemen. Bütün film ekibi olarak hamam sefası yaptık. Yorulmuştuk, iyi oldu.
Hangi hamama gittiniz?
- Kervansaray Oteli’nde kaldık ve onun hamamına gittik. Eski Armutlu Hamamı. Otel onun üzerine inşa edilmiş zaten. Su ısıtılmıyor, kaynaktan çıktığı gibi sıcak geliyor. Ben daha evvel hamama gitmiştim ama bu ekiple, kadınlı erkekli olunca çok komik oldu. Peştemalleri sarındık, yıkandık, keselendik, dansöz bir yanda, meyveler bir yanda, çok eğlendik. Hamamın soğukluk bölümünde falan çok komik görüntülerimiz vardı. Ezel tüm fotoğraflarda komiklik yaptı. Ama maalesef onları vermeyeceğim, yanlış anlaşılabilir! Bu arada fotoğrafçımız Özcan Deniz’di! Bursa küçük ama hoş bir şehir. İstanbul’un eski hali gibi geldi bana biraz. Yokuşlu falan bir şehir. Çok güzel bir çarşısı var, bizim Kapalı Çarşı kıvamında bir yer, ismi de aynı zaten ama biraz daha farklıydı.
Bursa’da başka neler hoşunuza gitti?
- Tarihi Koza Han, tarihi Nilüfer Pasajı, Ulu Cami, Yeşil Türbe görmeye değer yerler. Ama biz biraz hızlandırılmış bir tur yaptığımız için çok uzun uzadıya göremedik hepsini.
EN GÜZEL YER DİCLE
Oradan Diyarbakır’a mı gittiniz?
- Evet. Diyarbakır’a varır varmaz üstümüzü değiştirdik ve Dicle Üniversitesi’ne gittik. Orada diş hekimliği bölümü öğrencileriyle bir panel yaptık. Panelden sonra Dicle Nehri’nin kıyısında bir nargile kahvesine gittik. Orası muhteşemdi. Gözleme yedik, dinlendik.
Diyarbakır’a ilk gidişiniz miydi bu?
- Yıllar evvel bir kere daha gitmiştim. O seferde çarşısına gidip bir gelinlik almıştım. Evlenmek için değil, hoşuma gittiği için. Bulunsun diye. Bildiğiniz gelinliklerden farklıydı. Oraların kumaşlarından yapılmış, işlemeli bir gelinlikti. Altı bir etek, üstü de hırka gibi bir şeydi. Bir de kaldığımız otelin altında muhtar şapkası satan bir yer vardı, oradan 15 tane falan kasket almıştım. Tabii gelince arkadaşlarıma dağıttım onları. Gelinliği de birine hediye etmiştim sonra.
Diyarbakır’da ilk gidişte ne hissettiniz?
- İstanbul’dan farklı olarak çok geniş bir görüş mesafesi var. Şehre girer girmez fark ediyorsunuz. Florya Bebek gibi mesafelerin arası apaçık, burası gibi kalabalık ve dolu değil. İstanbul çok şehirleşmiş. Diyarbakır sanki biraz Kumburgaz’a benziyor ama çok büyük bir şehir aslında. Havası, ruhu farklı. Şehirde değişik bir baharat kokusu var. Bir de sanki oralarda gökyüzü daha berrak, daha mavi, daha geniş. Dicle Nehri de çok etkileyiciydi.
Nasıl?
- Diyarbakır’ın en güzel yeri bence Dicle. Boğaz’a kıyasla biraz daha dar ama çok ihtişamlı. Koskocaman, dümdüz bir arazinin üzerinde pırıl pırıl bir nehir. Şansımıza hava da çok güzeldi, masmavi bir gökyüzü vardı. Kıyısında çok güzel nargile mekanları var.
Diyarbakır’da nerelere gittiniz?
- Helikopter turu yapıldı. Şehrin ve Dicle’nin üzerinde gezildi. Film ekibi bir helikoptere doluştu, çok da eğlenildi. Çarşıya gittik, şehirde dolandık, nargile içtik. Diyarbakır’a gidenler şehir surlarındaki kale burçlarına çıkabilir. O surlarda İstanbul Kapısı, Mardin Kapısı diye kapılar var. Diyarbakır’daki Ulu Cami ve onun avlusu çok önemli. Bir de bir kahvaltıcılar sokağı var, orada harika peynirler satılıyor.
Diyarbakır’ın da meşhur bir çarşısı var değil mi?
- Evet. Yine Kapalı Çarşı’yla kıyaslayacağım ama onun çok daha büyüğü ve çok daha otantiği. Aynı tipte bir yapı ama mal çeşitliliği falan İstanbul’dan daha zengin. İşli kumaşlar, yağlar, halılar, poşular, battaniyeler... Her şey vardı.
Akşam ne yaptınız?
- Akşamı harika geçirdik. Filmin galasından sonra bizim için bir sıra gecesi düzenlendi. Biz bu ekiple çok seyahat ettik, hep çok eğlendik, harika vakit geçirdik ama bu sıra gecesinde olduğu kadar güzel bir gece hiç geçirmedik. Eminim ki ne ben, ne ekipten hiç kimse bu sıra gecesini unutacak. Oranın ozanları harika müzik yaptılar bize, Özcan (Deniz) çok güzel şarkılar söyledi. Haluk Bilginer ve Demet Akbağ harika düetler yaptılar. İkisi çok güzel şov yapıyorlar zaten.
Nerede yapıldı sıra gecesi? Özel bir mekan mıydı?
- Otelin bir salonunda yapıldı ama yerlere minderler koymuşlardı, siniler vardı, herkes yerel kıyafetleriyleydi. Yerlere serildik, yedik, içtik, şarkılar söyledik. Her şey çok güzel planlanmıştı.
Neler yediniz? Diyarbakır’ın yemekleri meşhurdur...
- Neler yemedik ki? İçli köfteyle başladık, mezeyle devam ettik. Üzerine kurutulmuş patlıcan ve bilimum sebzelerin dolmalarını yedik ki onlar benim favorim. Üstüne de kaburga yiyip mide fesadı geçirdik.Yanında bol rakıyı unutmamak lazım! Çok lezzetliydi her şey ama fena oldu bizim için.
DOKUNMATİK DİYARBAKIRLILAR
Diyarbakır’ın insanları nasıl?
- Çok hürmetkar insanlar. Bir de çok dokunmatikler! Dokunmayı seviyorlar. Oralara giden herkesin çok iyi bildiği gibi çok misafirperverler. Sokakta konuştuğunuz, sohbet ettiğiniz insanlar hemen evlerine yemeğe davet ediyor. Ama tabii iş için gittiğimiz için öyle bir imkanımız olmadı. Otelde de çok güzel ağırlandık. Diyarbakır’da kendimiz gerçekten evde gibi hissettik. Oralarda eski dostluklar, insan ilişkileri çok önemli.
Peki siz dinlenmek için nereye gidiyorsunuz?
- Benim her daim favorim Gümüşlük. Her sene mutlaka gidiyorum. Hiç Bodrum’a inmem. Bazen ev tutuyorum, bazen arkadaşlarımda kalıyorum. Gümüşlük’ün güzel yanı hálá köy halini koruması. Bozulmamış, dejenere olmamış bir yer. Hálá belediye olmadı zaten, köy olarak geçiyor. Tatil deyince benim aklıma sadece Gümüşlük geliyor. Ama bu sene bir yer daha deneyeceğim. Senaristimiz Levent Kazak’ın Kekova’da bir evi varmış. Arabayla ulaşılmayan, sadece denizden gidilebilen bir köyde ama Kaleköy değil. Bir de Kaş’ı görmek istiyorum.
DAĞ YÜRÜYÜŞÜ BAŞKA
Ne zaman gidiyorsunuz Gümüşlük’e?
- Yaz ortası çok kalabalık olduğu için pek gitmiyorum, sezon dışı zamanları tercih ediyorum. Mayısta, eylülde falan gidiyorum. Oranın kışı da çok güzel. Zaten ismi de oradan geliyor: Oradaki deniz kışın gümüş rengi olur. İnanılmaz güzeldir. Dolunay olduğu zaman gündüz gibi olur. Çok büyüleyici bir ortam. Bir de yarımadanın en ucu olduğu için en sıcak havada bile tatlı tatlı esiyor.
Trekking yapmayı da seviyorsunuz galiba?
- A evet, benim bir de dağ gezilerim var. Dörtçeker ciplerle Geyre’de bir noktaya kadar gidiyoruz, arabaları bırakıp, eşyaları yüklenip dağa çıkıyoruz. Oralarda gezerken bir arazi keşfettik, uçsuz bucaksız bir yer. Oraya baraka gibi bir şey kurduk, isteyen istediği zaman gidip kalıyor. 3-4 gün kalıyoruz. Yemek, çeşme başında bulaşık falan çok keyifli oluyor.
EN SEVDİĞİ 5 YER
San Francisco
Güney Fransa
Geyre
Gümüşlük
Budapeşte
seyahatte ne okuyor
Burada okuduğu romanlarını seyahatte okumaya devam ediyor.
ne dinliyor
Müziksiz hiçbir seyahate gitmiyor. Gideceği yere ve seyahatin tipine göre en sevdiği 10-15 albümü alıyor. Her daim favorileri Björk, Simply Red, Buddha Bar, Cafe Del Mar.
ne yiyor ne içiyor
Geyre’de kendin pişir - kendin ye oluyor, Gümüşlük’te balık yiyor. Ama yemek konusunda tutucu. Özellikle Uzakdoğu gibi mutfakları denemeyi sevmiyor.
ne giyiyor
Eşofman, lastik ayakkabı. Genelde kışın seyahat ediyor, onun için bol kazak oluyor bavulunda.
neyle seyahat ediyor
Otomobille gidilebilecek mesafelerde mutlaka otomobille, onun dışında uçakla.
nerede kalıyor
Gittiği yere göre değişiyor. Butik otel veya zincir otel gibi özel bir tercihi yok. Odası aydınlık, gidilecek, gezilecek yere yakın olmasını istiyor.
kimle seyahat ediyor
Her seyahat tipi için ayrı arkadaşları var. Kız arkadaşlarıyla, erkek kardeşiyle veya erkek arkadaşıyla farklı seyahatlere gidiyor.
çantasının olmazsa olmazları
Yüz temizlik malzemeleri, tarak, en sevdiği pijaması. Günlük hayatında kullandığı, en sevdiği taşınabilir eşyalarını yanına alıyor.
Sık seyahat ediyor musunuz?
- Ben her zaman seyahati çok severim zaten ama bu sene Firuze sağ olsun, leyleği havada gördük resmen. Almanya’yla başladık, orada 3-4 şehre gittik, oradan Belçika’ya gittik. Döner dönmez de Bursa’da bulduk kendimizi. Filmin yönetmeni Ezel Akay Bursalı, onun için orada bir aile durumu oldu hemen. Bütün film ekibi olarak hamam sefası yaptık. Yorulmuştuk, iyi oldu.
Hangi hamama gittiniz?
- Kervansaray Oteli’nde kaldık ve onun hamamına gittik. Eski Armutlu Hamamı. Otel onun üzerine inşa edilmiş zaten. Su ısıtılmıyor, kaynaktan çıktığı gibi sıcak geliyor. Ben daha evvel hamama gitmiştim ama bu ekiple, kadınlı erkekli olunca çok komik oldu. Peştemalleri sarındık, yıkandık, keselendik, dansöz bir yanda, meyveler bir yanda, çok eğlendik. Hamamın soğukluk bölümünde falan çok komik görüntülerimiz vardı. Ezel tüm fotoğraflarda komiklik yaptı. Ama maalesef onları vermeyeceğim, yanlış anlaşılabilir! Bu arada fotoğrafçımız Özcan Deniz’di! Bursa küçük ama hoş bir şehir. İstanbul’un eski hali gibi geldi bana biraz. Yokuşlu falan bir şehir. Çok güzel bir çarşısı var, bizim Kapalı Çarşı kıvamında bir yer, ismi de aynı zaten ama biraz daha farklıydı.
Bursa’da başka neler hoşunuza gitti?
- Tarihi Koza Han, tarihi Nilüfer Pasajı, Ulu Cami, Yeşil Türbe görmeye değer yerler. Ama biz biraz hızlandırılmış bir tur yaptığımız için çok uzun uzadıya göremedik hepsini.
EN GÜZEL YER DİCLE
Oradan Diyarbakır’a mı gittiniz?
- Evet. Diyarbakır’a varır varmaz üstümüzü değiştirdik ve Dicle Üniversitesi’ne gittik. Orada diş hekimliği bölümü öğrencileriyle bir panel yaptık. Panelden sonra Dicle Nehri’nin kıyısında bir nargile kahvesine gittik. Orası muhteşemdi. Gözleme yedik, dinlendik.
Diyarbakır’a ilk gidişiniz miydi bu?
- Yıllar evvel bir kere daha gitmiştim. O seferde çarşısına gidip bir gelinlik almıştım. Evlenmek için değil, hoşuma gittiği için. Bulunsun diye. Bildiğiniz gelinliklerden farklıydı. Oraların kumaşlarından yapılmış, işlemeli bir gelinlikti. Altı bir etek, üstü de hırka gibi bir şeydi. Bir de kaldığımız otelin altında muhtar şapkası satan bir yer vardı, oradan 15 tane falan kasket almıştım. Tabii gelince arkadaşlarıma dağıttım onları. Gelinliği de birine hediye etmiştim sonra.
Diyarbakır’da ilk gidişte ne hissettiniz?
- İstanbul’dan farklı olarak çok geniş bir görüş mesafesi var. Şehre girer girmez fark ediyorsunuz. Florya Bebek gibi mesafelerin arası apaçık, burası gibi kalabalık ve dolu değil. İstanbul çok şehirleşmiş. Diyarbakır sanki biraz Kumburgaz’a benziyor ama çok büyük bir şehir aslında. Havası, ruhu farklı. Şehirde değişik bir baharat kokusu var. Bir de sanki oralarda gökyüzü daha berrak, daha mavi, daha geniş. Dicle Nehri de çok etkileyiciydi.
Nasıl?
- Diyarbakır’ın en güzel yeri bence Dicle. Boğaz’a kıyasla biraz daha dar ama çok ihtişamlı. Koskocaman, dümdüz bir arazinin üzerinde pırıl pırıl bir nehir. Şansımıza hava da çok güzeldi, masmavi bir gökyüzü vardı. Kıyısında çok güzel nargile mekanları var.
Diyarbakır’da nerelere gittiniz?
- Helikopter turu yapıldı. Şehrin ve Dicle’nin üzerinde gezildi. Film ekibi bir helikoptere doluştu, çok da eğlenildi. Çarşıya gittik, şehirde dolandık, nargile içtik. Diyarbakır’a gidenler şehir surlarındaki kale burçlarına çıkabilir. O surlarda İstanbul Kapısı, Mardin Kapısı diye kapılar var. Diyarbakır’daki Ulu Cami ve onun avlusu çok önemli. Bir de bir kahvaltıcılar sokağı var, orada harika peynirler satılıyor.
Diyarbakır’ın da meşhur bir çarşısı var değil mi?
- Evet. Yine Kapalı Çarşı’yla kıyaslayacağım ama onun çok daha büyüğü ve çok daha otantiği. Aynı tipte bir yapı ama mal çeşitliliği falan İstanbul’dan daha zengin. İşli kumaşlar, yağlar, halılar, poşular, battaniyeler... Her şey vardı.
Akşam ne yaptınız?
- Akşamı harika geçirdik. Filmin galasından sonra bizim için bir sıra gecesi düzenlendi. Biz bu ekiple çok seyahat ettik, hep çok eğlendik, harika vakit geçirdik ama bu sıra gecesinde olduğu kadar güzel bir gece hiç geçirmedik. Eminim ki ne ben, ne ekipten hiç kimse bu sıra gecesini unutacak. Oranın ozanları harika müzik yaptılar bize, Özcan (Deniz) çok güzel şarkılar söyledi. Haluk Bilginer ve Demet Akbağ harika düetler yaptılar. İkisi çok güzel şov yapıyorlar zaten.
Nerede yapıldı sıra gecesi? Özel bir mekan mıydı?
- Otelin bir salonunda yapıldı ama yerlere minderler koymuşlardı, siniler vardı, herkes yerel kıyafetleriyleydi. Yerlere serildik, yedik, içtik, şarkılar söyledik. Her şey çok güzel planlanmıştı.
Neler yediniz? Diyarbakır’ın yemekleri meşhurdur...
- Neler yemedik ki? İçli köfteyle başladık, mezeyle devam ettik. Üzerine kurutulmuş patlıcan ve bilimum sebzelerin dolmalarını yedik ki onlar benim favorim. Üstüne de kaburga yiyip mide fesadı geçirdik.Yanında bol rakıyı unutmamak lazım! Çok lezzetliydi her şey ama fena oldu bizim için.
DOKUNMATİK DİYARBAKIRLILAR
Diyarbakır’ın insanları nasıl?
- Çok hürmetkar insanlar. Bir de çok dokunmatikler! Dokunmayı seviyorlar. Oralara giden herkesin çok iyi bildiği gibi çok misafirperverler. Sokakta konuştuğunuz, sohbet ettiğiniz insanlar hemen evlerine yemeğe davet ediyor. Ama tabii iş için gittiğimiz için öyle bir imkanımız olmadı. Otelde de çok güzel ağırlandık. Diyarbakır’da kendimiz gerçekten evde gibi hissettik. Oralarda eski dostluklar, insan ilişkileri çok önemli.
Peki siz dinlenmek için nereye gidiyorsunuz?
- Benim her daim favorim Gümüşlük. Her sene mutlaka gidiyorum. Hiç Bodrum’a inmem. Bazen ev tutuyorum, bazen arkadaşlarımda kalıyorum. Gümüşlük’ün güzel yanı hálá köy halini koruması. Bozulmamış, dejenere olmamış bir yer. Hálá belediye olmadı zaten, köy olarak geçiyor. Tatil deyince benim aklıma sadece Gümüşlük geliyor. Ama bu sene bir yer daha deneyeceğim. Senaristimiz Levent Kazak’ın Kekova’da bir evi varmış. Arabayla ulaşılmayan, sadece denizden gidilebilen bir köyde ama Kaleköy değil. Bir de Kaş’ı görmek istiyorum.
DAĞ YÜRÜYÜŞÜ BAŞKA
Ne zaman gidiyorsunuz Gümüşlük’e?
- Yaz ortası çok kalabalık olduğu için pek gitmiyorum, sezon dışı zamanları tercih ediyorum. Mayısta, eylülde falan gidiyorum. Oranın kışı da çok güzel. Zaten ismi de oradan geliyor: Oradaki deniz kışın gümüş rengi olur. İnanılmaz güzeldir. Dolunay olduğu zaman gündüz gibi olur. Çok büyüleyici bir ortam. Bir de yarımadanın en ucu olduğu için en sıcak havada bile tatlı tatlı esiyor.
Trekking yapmayı da seviyorsunuz galiba?
- A evet, benim bir de dağ gezilerim var. Dörtçeker ciplerle Geyre’de bir noktaya kadar gidiyoruz, arabaları bırakıp, eşyaları yüklenip dağa çıkıyoruz. Oralarda gezerken bir arazi keşfettik, uçsuz bucaksız bir yer. Oraya baraka gibi bir şey kurduk, isteyen istediği zaman gidip kalıyor. 3-4 gün kalıyoruz. Yemek, çeşme başında bulaşık falan çok keyifli oluyor.
EN SEVDİĞİ 5 YER
San Francisco
Güney Fransa
Geyre
Gümüşlük
Budapeşte
seyahatte ne okuyor
Burada okuduğu romanlarını seyahatte okumaya devam ediyor.
ne dinliyor
Müziksiz hiçbir seyahate gitmiyor. Gideceği yere ve seyahatin tipine göre en sevdiği 10-15 albümü alıyor. Her daim favorileri Björk, Simply Red, Buddha Bar, Cafe Del Mar.
ne yiyor ne içiyor
Geyre’de kendin pişir - kendin ye oluyor, Gümüşlük’te balık yiyor. Ama yemek konusunda tutucu. Özellikle Uzakdoğu gibi mutfakları denemeyi sevmiyor.
ne giyiyor
Eşofman, lastik ayakkabı. Genelde kışın seyahat ediyor, onun için bol kazak oluyor bavulunda.
neyle seyahat ediyor
Otomobille gidilebilecek mesafelerde mutlaka otomobille, onun dışında uçakla.
nerede kalıyor
Gittiği yere göre değişiyor. Butik otel veya zincir otel gibi özel bir tercihi yok. Odası aydınlık, gidilecek, gezilecek yere yakın olmasını istiyor.
kimle seyahat ediyor
Her seyahat tipi için ayrı arkadaşları var. Kız arkadaşlarıyla, erkek kardeşiyle veya erkek arkadaşıyla farklı seyahatlere gidiyor.
çantasının olmazsa olmazları
Yüz temizlik malzemeleri, tarak, en sevdiği pijaması. Günlük hayatında kullandığı, en sevdiği taşınabilir eşyalarını yanına alıyor.