Evrim SÜMER
Son Güncelleme:
Sanki belgesel kanalındaydık
Pamir Sezener (41) EVG Yatırım’ın Yönetim Kurulu Başkanı. Yoğun ve bol stresli iş hayatını dengelemek için güzel bir yöntem bulmuş: Bir iki ay çok sıkı çalışıyor, sonra bir hafta kayboluyor. Gittiği yerler çok farklı; eşiyle olduğu zaman kültür turlarına ve şehir gezilerine çıkıyor, macerasever arkadaş grubuyla ise ismi az duyulmuş yerlere dalmaya gidiyor.
Mesela bugün Hürriyet Seyahat için anlattığı Kuzey Buz Denizi’ndeki Svalbard Adaları’na... ‘Aman ne uzak yermiş orası’ demeyin, dünyanın tepesine ulaşması bizim buluşmamızdan çok daha kolay olmuş. Çünkü ilk randevu günümüzde apandisti patladı, sonraki randevuda ise ameliyat yerinde enfeksiyon oluştuğu için yine hastanelik oldu. Utanmasam, bu röportajı hastane odasında yapacaktım.
Nerden çıktı Kuzey Kutbu seyahati?
- Bildiğimiz anlamda Kuzey Kutbu aslında sadece buzdan oluşan bir yer. Bizim gittiğimiz yer Norveç’in kuzeyinde, Grönland’ın kuzeydoğusundaki, Kuzey Buz Denizi’ndeki Svalbard Adaları.
Bu gezinin amacı neydi? Bir macera mı yaşayalım dediniz?
- Güzel bir dalış ekibimiz oluştu zaman içinde. Daha önce Galapagos Adaları’na gittik. Buraya da esas olarak dalmak için gittik ama gittiğimizde karada da çok şey olduğunu keşfettik. Bizim turda çok ciddi kuş ve hayvan gözlemcileri vardı mesela. Bütün gün ellerinde dürbünle geziyorlardı. Biz 12 kişilik bir Türk grubuyduk, sadece altımız dalıyordu. Turu organize eden şirket çok profesyoneldi. Bir rehberimiz, kendi kitapları olan bir doçent deniz biyoloğuydu, diğeri çok ciddi bir çevreci. Dolayısıyla ‘Bu buzdağı, bu da ayı’dan çok daha fazlasını öğrendik. Buzulların oluşumundan, Svalbard Adaları’nın politik konumuna, küresel ısınmanın çıkış noktalarına kadar bilgiyle donandık geldik. Eğitim gibiydi.
Nasıl vardınız oraya, uzun bir yolculuk muydu?
- Norveç’in başkenti Oslo ve Tromsö üzerinden Longyearbyen’e uçtuk. Svalbard, Norveç’e bağlı bir toprak parçası, Spitzbergen de buradaki en büyük adanın adı. Spitzbergen’de 78. enlemdeki Longyearbyen bu adaların başkenti. İsmini, burada kömür madenleri olan Amerikalı işadamı John Munro Longyear’dan almış.
Şehirde 1250 kişi yaşıyor. Bayağı sakin bir şehir ama üniversitesi bile var. Küçük, rengarenk ve modern bir yer. Hayat standardı çok yüksek.
DALIŞ HOCASI VAHŞİ HAYVAN NÖBETİNDE
Gemiye oradan mı bindiniz?
- Evet. 80’inci enleme kadar çıktık. Gittiğimiz en kuzeydeki ada Moffen’di. Oradan geri döndük. Kıyı kıyı, fiyord fiyord gittik. Kocaman buzdağları var. Bildiğiniz, filmlerdeki buzdağları. Gemiyi buzların arasına sokup buzdağına saplıyorlar, sonra üzerine indiriyorlar. Orada yürüyorsunuz.
Hava nasıldı?
- Haziran ortasında gittik ama gündüzleri 5-6 derece oluyordu. Esas, daldığınız su kaç dereceydi diye sorun: Eksi 1! Çok özel dalgıç kıyafetleri giymemiz gerekti. Islak değil kuru elbise (dry suite) giydik. Islakta, elbise ile derinin arasındaki su sizi sıcak tutuyor, bunda hava veriyorlar. Bileklerden, boğazdan falan çok sıkan bir şey. Giyinince patlamaya hazır balon gibi oldu yüzüm. Dalış hocası sizinle dalmıyor, elinde tüfekle yukarıda bekleyip, vahşi bir hayvanın saldırma ihtimaline karşı nöbet tutuyor.
Sıfır derecenin altında donmuyor mu su?
- Tuzlu suyun donma derecesi, -1,8 derece. 20-21 metrenin altına dalmamıza izin vermediler. Orası daha da soğuk. Bu bölge dalmak için çok güzel, sadece buzdağlarının dibinde dalmak çok enteresan değil. Buz ince ince kırılıyor ve buzdağının çevresindeki su rakı gibi. O yüzden görüş mesafesi çok fazla değil. Ama hissiyat olarak çok güzel. Bir de çıtır çıtır kırılan buzun sesini duyuyorduk. Bir gün dalarken bir mors (deniz aygırı) gruptaki kızların birine, burada ne oluyor gibisinden bir kafa attı. Kutup ayısı olmadığı için sevindik tabii!
Hangi hayvanları gördünüz bu yolculukta?
- Altı günde toplam 14 tane kutup ayısı gördük ki bu çok iyi bir sayıymış bu süre için. Bizim kuşçular ve hayvan izleyenler ellerinde dürbün, nerede ne olduğu söylüyorlardı sağolsunlar. Ren geyiği, mors, arktik penguen (puffin), kutup tilkisi, balina, denizaslanı ve fok gördük bol bol. Suyun altındaki denizyıldızlarını, yengeçleri, kafadanbacaklıları saymıyorum bile. Tanıtım kitaplarında olan bütün hayvanları gördük kısacası.
Başka enteresan ne vardı?
- Haziran sonunda olduğumuz için güneşin hiç batmadığı dönemdi. Uykumuz gelse bile yatasımız gelmiyordu. Gece yarısında, hadi kalkın, dalış var falan oluyorduk. Saat mefhumumuz yoktu yani. 24 saat aydınlıkta olmanın hissi çok değişik. Bir de biz görmedik ama şubat ayı civarında Aurora Borealis (Kuzey Işıkları) izlenebiliyor buradan.
TEKNE HIZINDA GİDEN AYILAR
Kutup ayısı, o koca hayvan suyun yüzeyinde 6 deniz mili (yaklaşık 11 km) hızla yüzebiliyor. Bir yelkenli tekne hızında yani. Rahatlıkla 10 metre derine falan da inebiliyor. Çok akıllı ve yalnız bir hayvan. Bir dişi, bir seferde iki yavru doğuruyor. İki sene birlikte yaşıyorlar, sonra o yavrular ayrılıyor annesinden. O arada çiftleşmiyor tekrar. Bir gün bir dişi ayıyı ve yavrularını kovalayan bir erkek kutup ayısı gördük. Erkek, yavruları öldürmek istiyor, çünkü dişi ile başka türlü çiftleşemez. Kendimizi National Geographic kanalında hissettik resmen. Bir keresinde de, avcının avladığı fokları asılı olduğu yerden indirmeye çalışan ayıları gördük. Yavru ayı, annesinin üzerine tırmanıyordu bunun için.
En sevdiği 5 yer
Kamboçya (Angkor) Ebu Simbel (Mısır) Kajuraho-Kochin-Varanasi (Hindistan) Galapagos Adaları Amalfi Kıyısı-Toskana ve Umbria Bölgeleri (İtalya)
seyahatte ne okuyor
Gittiği yerle ilgili rehber kitaplar, o bölgeyle ilgili edebiyat, anı, derleme, tarih kitapları.
ne dinliyor
Seyahatte müzik dinlemiyor.
ne yiyor, ne içiyor
Çok acayip bir şey olmadığı sürece lokal yemekleri denemeden dönmüyor.
ne giyiyor
Rahat olması önemli. Dalış ve kutup gezmeleri gibi özel seyahatlerde özel donanımlı kıyafetler giyiyor.
neyle seyahat ediyor
En çok denizde olmayı seviyor; tekne.
nerede kalıyor
Otel seçimi seyahatin karakterine göre değişiyor. Bu lüks bir otel de olabilir, temiz olması şartıyla çok sıradan bir yer de, gemi de.
kimle seyahat ediyor
Tatillerde ve kültür yolculuklarında eşi ve yakın arkadaş grubu, özel ilgi alanına yönelik macera yolcuklarında erkek arkadaş grubu ile.
çantasının olmazsa olmazları
‘Kendim olduktan sonra her yere giderim’ diyor. Sadece kitap yeterli.
Nerden çıktı Kuzey Kutbu seyahati?
- Bildiğimiz anlamda Kuzey Kutbu aslında sadece buzdan oluşan bir yer. Bizim gittiğimiz yer Norveç’in kuzeyinde, Grönland’ın kuzeydoğusundaki, Kuzey Buz Denizi’ndeki Svalbard Adaları.
Bu gezinin amacı neydi? Bir macera mı yaşayalım dediniz?
- Güzel bir dalış ekibimiz oluştu zaman içinde. Daha önce Galapagos Adaları’na gittik. Buraya da esas olarak dalmak için gittik ama gittiğimizde karada da çok şey olduğunu keşfettik. Bizim turda çok ciddi kuş ve hayvan gözlemcileri vardı mesela. Bütün gün ellerinde dürbünle geziyorlardı. Biz 12 kişilik bir Türk grubuyduk, sadece altımız dalıyordu. Turu organize eden şirket çok profesyoneldi. Bir rehberimiz, kendi kitapları olan bir doçent deniz biyoloğuydu, diğeri çok ciddi bir çevreci. Dolayısıyla ‘Bu buzdağı, bu da ayı’dan çok daha fazlasını öğrendik. Buzulların oluşumundan, Svalbard Adaları’nın politik konumuna, küresel ısınmanın çıkış noktalarına kadar bilgiyle donandık geldik. Eğitim gibiydi.
Nasıl vardınız oraya, uzun bir yolculuk muydu?
- Norveç’in başkenti Oslo ve Tromsö üzerinden Longyearbyen’e uçtuk. Svalbard, Norveç’e bağlı bir toprak parçası, Spitzbergen de buradaki en büyük adanın adı. Spitzbergen’de 78. enlemdeki Longyearbyen bu adaların başkenti. İsmini, burada kömür madenleri olan Amerikalı işadamı John Munro Longyear’dan almış.
Şehirde 1250 kişi yaşıyor. Bayağı sakin bir şehir ama üniversitesi bile var. Küçük, rengarenk ve modern bir yer. Hayat standardı çok yüksek.
DALIŞ HOCASI VAHŞİ HAYVAN NÖBETİNDE
Gemiye oradan mı bindiniz?
- Evet. 80’inci enleme kadar çıktık. Gittiğimiz en kuzeydeki ada Moffen’di. Oradan geri döndük. Kıyı kıyı, fiyord fiyord gittik. Kocaman buzdağları var. Bildiğiniz, filmlerdeki buzdağları. Gemiyi buzların arasına sokup buzdağına saplıyorlar, sonra üzerine indiriyorlar. Orada yürüyorsunuz.
Hava nasıldı?
- Haziran ortasında gittik ama gündüzleri 5-6 derece oluyordu. Esas, daldığınız su kaç dereceydi diye sorun: Eksi 1! Çok özel dalgıç kıyafetleri giymemiz gerekti. Islak değil kuru elbise (dry suite) giydik. Islakta, elbise ile derinin arasındaki su sizi sıcak tutuyor, bunda hava veriyorlar. Bileklerden, boğazdan falan çok sıkan bir şey. Giyinince patlamaya hazır balon gibi oldu yüzüm. Dalış hocası sizinle dalmıyor, elinde tüfekle yukarıda bekleyip, vahşi bir hayvanın saldırma ihtimaline karşı nöbet tutuyor.
Sıfır derecenin altında donmuyor mu su?
- Tuzlu suyun donma derecesi, -1,8 derece. 20-21 metrenin altına dalmamıza izin vermediler. Orası daha da soğuk. Bu bölge dalmak için çok güzel, sadece buzdağlarının dibinde dalmak çok enteresan değil. Buz ince ince kırılıyor ve buzdağının çevresindeki su rakı gibi. O yüzden görüş mesafesi çok fazla değil. Ama hissiyat olarak çok güzel. Bir de çıtır çıtır kırılan buzun sesini duyuyorduk. Bir gün dalarken bir mors (deniz aygırı) gruptaki kızların birine, burada ne oluyor gibisinden bir kafa attı. Kutup ayısı olmadığı için sevindik tabii!
Hangi hayvanları gördünüz bu yolculukta?
- Altı günde toplam 14 tane kutup ayısı gördük ki bu çok iyi bir sayıymış bu süre için. Bizim kuşçular ve hayvan izleyenler ellerinde dürbün, nerede ne olduğu söylüyorlardı sağolsunlar. Ren geyiği, mors, arktik penguen (puffin), kutup tilkisi, balina, denizaslanı ve fok gördük bol bol. Suyun altındaki denizyıldızlarını, yengeçleri, kafadanbacaklıları saymıyorum bile. Tanıtım kitaplarında olan bütün hayvanları gördük kısacası.
Başka enteresan ne vardı?
- Haziran sonunda olduğumuz için güneşin hiç batmadığı dönemdi. Uykumuz gelse bile yatasımız gelmiyordu. Gece yarısında, hadi kalkın, dalış var falan oluyorduk. Saat mefhumumuz yoktu yani. 24 saat aydınlıkta olmanın hissi çok değişik. Bir de biz görmedik ama şubat ayı civarında Aurora Borealis (Kuzey Işıkları) izlenebiliyor buradan.
TEKNE HIZINDA GİDEN AYILAR
Kutup ayısı, o koca hayvan suyun yüzeyinde 6 deniz mili (yaklaşık 11 km) hızla yüzebiliyor. Bir yelkenli tekne hızında yani. Rahatlıkla 10 metre derine falan da inebiliyor. Çok akıllı ve yalnız bir hayvan. Bir dişi, bir seferde iki yavru doğuruyor. İki sene birlikte yaşıyorlar, sonra o yavrular ayrılıyor annesinden. O arada çiftleşmiyor tekrar. Bir gün bir dişi ayıyı ve yavrularını kovalayan bir erkek kutup ayısı gördük. Erkek, yavruları öldürmek istiyor, çünkü dişi ile başka türlü çiftleşemez. Kendimizi National Geographic kanalında hissettik resmen. Bir keresinde de, avcının avladığı fokları asılı olduğu yerden indirmeye çalışan ayıları gördük. Yavru ayı, annesinin üzerine tırmanıyordu bunun için.
En sevdiği 5 yer
Kamboçya (Angkor) Ebu Simbel (Mısır) Kajuraho-Kochin-Varanasi (Hindistan) Galapagos Adaları Amalfi Kıyısı-Toskana ve Umbria Bölgeleri (İtalya)
seyahatte ne okuyor
Gittiği yerle ilgili rehber kitaplar, o bölgeyle ilgili edebiyat, anı, derleme, tarih kitapları.
ne dinliyor
Seyahatte müzik dinlemiyor.
ne yiyor, ne içiyor
Çok acayip bir şey olmadığı sürece lokal yemekleri denemeden dönmüyor.
ne giyiyor
Rahat olması önemli. Dalış ve kutup gezmeleri gibi özel seyahatlerde özel donanımlı kıyafetler giyiyor.
neyle seyahat ediyor
En çok denizde olmayı seviyor; tekne.
nerede kalıyor
Otel seçimi seyahatin karakterine göre değişiyor. Bu lüks bir otel de olabilir, temiz olması şartıyla çok sıradan bir yer de, gemi de.
kimle seyahat ediyor
Tatillerde ve kültür yolculuklarında eşi ve yakın arkadaş grubu, özel ilgi alanına yönelik macera yolcuklarında erkek arkadaş grubu ile.
çantasının olmazsa olmazları
‘Kendim olduktan sonra her yere giderim’ diyor. Sadece kitap yeterli.