GeriSeyahat San Francisco’nun altı renkli mahallesi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
San Francisco’nun altı renkli mahallesi

San Francisco’nun altı renkli mahallesi

San Francisco, ABD’nin New York’tan sonra en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip kenti. Batı sahilinin finans, kültür merkezi. 1967’de hippilerin “Aşk Yazı”nı başlattıkları kent, daha sonra eşcinsel hareketinin de önemli merkezlerinden biri oldu. San Francisco’da bugün 1968 ruhu Castro semtinde yaşıyor. Eureka Vadisi’ndeki semt eşcinsel hareketinin de merkezi. Okurumuz Mine Karahan Taner, izlenimlerini yazdı.

Geçen yıl ocak ayında San Francisco’ya eşim ve arkadaşımla gittiğimde tipik turistik merkezleri görmek için sabırsızlanıyordum: Geçmişin balıkçı barınağı, bugünün şık restoran ve eğlence merkezi Fishermen’s Wharf, hapisane adası Alcatraz, Victoria çağı mimarisiyle inşa edilen Painted Ladies adlı tarihi ahşap evler, Golden Gate Köprüsü, İkiz Tepeler... Turumuzu tamamladıktan sonra arkadaşımız rehber kitapta okuduğu ilginç bir turdan bahsetti. Eşcinsel Francisco! Önce “aman canım, ne göreceğiz ki” dedik. Sonra güneşli bir pazar sabahı soluğu Castro’da aldık.

Rehberimiz Kathy Amendola, 40 yaşlarında güleç bir lezbiyendi. Bizi dünyanın en büyük eşcinsel bayrağının olduğu meydanda karşıladı. Yürüyerek yapacağımız bir saatlik tura başladık.
Castro, bir zamanlar dini bir semtmiş, daha çok din adamları yaşarmış. Ev fiyatları 75-100 bin dolar iken, bugün en ucuz ev milyon dolarlar ediyor. Kathy’nin anlattığına göre, 1967’ye kadar ABD’de eşcinsellik cüzamla eşdeğermiş. Cinsel tercihi ortaya çıkan kişi bu nedenle işinden atılabilir, tacize uğrayabilir ya da tedaviye gönderilebilirmiş.

DÖNÜM NOKTASI 2’NCİ DÜNYA SAVAŞI

Vietnam Savaşı’ndan dönenler kentin hippi semti Haight-Ashbury’de motosikletli gruplar kuruyor, uyuşturucu yaygınlaşıyor. 1967’de “Aşk Yazı”nı başlatan grup, meşhur “Psychedelic Müzik” akımına da öncü oluyor. Scott McKenzie’nin söylediği şarkı “San Francisco Saçlarına Çiçek Takmayı Unutma,” meşhur slogan “Savaşma, seviş” o günlerden kalma.
ABD’nin eşcinsel hakları konusundaki mücadelesiyle tanınan ilk politikacısı Harvey Milk de 1973’te bu bölgeye taşınınca, önemli bir merkez oluyor Castro. 20 bin çift buraya taşınıyor.
Harvey Milk’in öyküsünü Sean Penn’e Oscar ödülü getiren 2008 yapımı “Milk” filminde izlemiş olmalısınız... 1978’de Milk, Şehir Meclisi’nde danışmanlık görevine seçiliyor. Gökkuşağı renklerinden eşcinsel bayrağı da aynı yıl ortaya çıkıyor. Dönemin belediye başkanı Mosconi eşcinsel, biseksüel ve transseksüellere çok ciddi haklar veren bir bildiriye imza atıyor. Milk’in cinayete kurban gitmesinin ardından eşcinsel politikacılar hızla yasaların değişmesini, eyaletlerin eşcinselliği kanunen tanımasını sağlıyor. Yine de bugün 29 eyalette eşcinsellik gerekçesiyle kişileri işten çıkarmanın yasal yaptırımı yok.

EN BÜYÜK LGBT BAYRAĞI

Kathy, bize eşcinsel kültürüyle ilgili ipuçları vermeye devam ediyor. Altında buluşup tura başladığımız dünyanın en büyük eşcinsel bayrağını anımsıyoruz. Hikayesi epeyce uzun. 1850’de mor eşcinsel rengi olarak bilinirmiş. Nedeni erkeksi mavi ile, kadınsı kırmızının karışımı olması. Bugünün gay, lezbiyen, biseksüel, transseksüel (LGBT) bayrağı ilk kez 1978’de San Francisco’lu sanatçı Gilbert Baker tarafından tasarlanmış. İlk tasarımdaki sekiz renkten koyu rembe seks, kırmızı yaşam, turuncu iyileşme, sarı güneş, yeşil sakin doğa, turkuvaz sanat, indigo uyum, mor ruhu simgeliyormuş. Daha sonra bulunması zor olan pembe ve turkuvaz çıkarılıp, indigo basit maviye dönüştürülmüş.
Kathy, Castro’nun hızla kalabalıklaştığını, zenginleştiğini anlatıyor. Kentin nüfusu 805 bin, bu semtte yaşayanlar ise yaklaşık 200 bin kişi. Paranın gücü, hakların kazanılması sürecini kolaylaştırıyor. Castro’da bir kafede oturup parlayan güzel güneşin tadını çıkarırken, cinsel organlarını küçük yaprakla örtüp sabah yürüyüşüne çıkmış üryan eşcinsel çiftlerle karşılaşabilirsiniz. Bu uç bir örnek elbette. Kıyafetlerinden hiç bir şey belli olmayan eşcinsel çiftler de görebilirsiniz, ara sıra elleri birleşmese cinsel tercihlerini fark etmezsiniz. Asker montu, bandanayı bağlama biçimi, zincir gibi aksesuvarlar da eşcinseller arasında cinsel kimlik deklarasyonu olabiliyor. Kathy’ye bakılırsa, eşcinseller karşıdakinin tercihlerini anlayacak bir içgüdüye sahip. Bunu “radar” ile “gay” sözcüklerinin bileşiminden oluşan “gaydar” kavramıyla açıklıyorlar.

PEMBE ÜÇGEN ANITI

Semti turlamaya devam ediyoruz. Dev bayrağın yanından karşıya geçtiğimizde, Harvey Milk Meydanı’nda yerdeki küçük pembe taşlardan ve 15 üçgen sütundan oluşan bir anıtı gösteriyor Kathy. Pembe Üçgen Anıtı (Pink Triangle), Nazilerin katlettiği eşcinselleri hatırlamak amacıyla yapılmış. 2001’de, BM İnsan Hakları Bildirgesi’nin yıldönümünde açılmış.
Naziler, erkeklere kırmızı üçgen, Yahudilere sarı yıldız taktırıyormuş. Kadınların dört çocuk doğurma zorunluluğu varmış, eğer doğurmazlarsa hayat kadınları veya eşcinsellerin taktığı gibi siyah giymek zorunda bırakılıyormuş. Soykırım sırasında yaklaşık 15 bin eşcinsel öldürülmüş. Anıttaki 15 sütun bu rakamı simgeliyor.
Caddelerde yürürken duvarlardaki graffitiler dikkatimizi çekiyor. Neşeli, canlı duvarlar semti renklendirmiş. Kathy bir eczaneyi göstererek “ABD’nin en çok AIDS ilacı satan eczanelerinden biri” diyor. Özellikle yaşlı eşcinseller ve tercihlerini gizleyen Afrika kökenli Amerikalıların eşleri hastalanıyormuş.
“Twin Peaks” isimli bar bir köşede. Sahibi lezbiyen çift, duvarları yıkıp cepheyi camla kaplatmış. Daha çok yaşını başını almış çiftlerin takıldığını söylüyor Kathy. 1922’de yapılmış tiyatronun hâlâ aynı aile tarafından işletildiğini öğreniyoruz. Yolun ilerisindeki Starbucks Café’yi göstererek “Bearbucks” diyor. “Bear” yani ayı, homoseksüel erkeklere verilen bir diğer isim. Harvey Milk’i anmak için adına açılmış “Harvey’s Restaurant” dikkatimizi çekiyor. Restoranda “drag queen”ler (transseksüel şarkıcı-oyuncular) sahneye çıkıyormuş. Duvarlardaki 1970’lere ait eşcinsel hareketi resimleri ve Harvey Milk’in fotoğrafları...
İlerliyoruz ve 407 numaradaki muhteşem kurabiyeleri görünce biraz tatmadan edemiyoruz. Kathy ile turumuz LGBT Müzesi’nde, yani Lezbiyen-Gay-Biseksüel-Transseksüel Tarihi Müzesi’nde sona eriyor... (www.cruisinthecastro.com)

EŞCİNSEL MÜZESİ

Lezbiyen-Gay-Biseksüel-Transseksüel Tarihi Müzesi’nde eşcinsel hareketinin tarihi, fotoğrafları, ünlü eşcinseller ve eşyaları yer alıyor. Time Dergisi’ne kapak olmuş bir erkek yüzü ilgimizi çekiyor, soruyoruz. Rehberimiz Kathy, o kişinin Vietnam Savaşı Gazisi Leonard Matlovich olduğunu anlatıyor. Matlovich, homoseksüellerin orduya alınmaması ve homoseksüellere yönelik ayrımcı uygulamalara karşı açıkça savaşan, cinsel kişiliğini ortaya koyan ve bu sayede “Ben Bir Eşcinselim” diyerek 1975 yılında Time Dergisi’ne kapak olan bir karakter... Matlovich, pek çok gazete ve dergiye röportajlar verip, sağlam bir aktivist olarak sosyal hakları savunmuş. Harvey Milk’ten sonra ikinci eşcinsel kahramanına dönüşmüş. 45 yaşında, AIDS hastalığından hayatını kaybetmiş.

ESKİ İSMİ “KÜÇÜK İSKANDİNAVYA”YDI

Castro semti, bir limana benzeyen San Francisco Körfezi’nin girişinde, güneydeki yarımadada. Golden Gate, Lincoln, John Mac Laren, Lake Merced gibi geniş parklarla çevrili Eureka Vadisi’nde. İsmini, 19’uncu yüzyılın ilk yarısında yaşayan Meksikalı muhalif lider Jose Castro’dan alıyor. 1887’de Market Street Demiryolu İşletmeleri bölgeyi kent merkezine bağlayan tren seferlerini başlattığında semt yerleşime açılmış. 1920’lere kadar İsveç, Norveç, Finlandiya göçmenleri burada yaşadığı için “Küçük İskandinavya” olarak anılırmış. O günlerden kalma Fin hamamı 1986’ya kadar açık kalmış. Castro, 1930 - 1960 arasında da İrlandalı işçilerin semtiymiş.

False