Sahil güzeli Marmaris
Marmaris hem kitle turizmi için hem de doğayla baş başa, sessiz sakin bir tatil için birçok seçenek sunuyor. Nasıl bir tatili tercih ederseniz edin, yaşadığım yer Marmaris’te muhteşem bir deniz, birbirinden nefes kesici koylar ve binlerce yıl geriye giden bir tarih hazinesiyle karşılaşacaksınız. Üstelik eğlence yeni başlıyor.
Aslında bu güzel ilçenin kış aylarını daha çok severim. Yürürüm, koklarım, koylarda denizi seyrederim. Kahvehanelerde çay içip sohbet ederim. Ege pazarlarında alabildiğine şenlenirim. Beş yıl önce Marmaris’in bir köyünde sığındığım mütevazı sahil pansiyonunda büyük şehrin kalabalığından ve curcunasından uzak, sevdiklerimle eğlenerek ve ne yediğimi bilerek günler geçirdim. Her sabah uyanır uyanmaz kendimi pırıl pırıl denizde buldum. Gecelerin sessizliğinde hemen arkamdaki ormanın derinliklerinden gelen puhu kuşlarının sesine âşık olduğumda, eşim Filiz’le birlikte buraya yerleşmeye karar vermiştik. Şimdi 3.5 yıllık çiçeği burnunda birer Marmarisli olarak hayatımızı çok seviyoruz. Bunun birçok nedeni var.
İlçeye karayoluyla ulaşanları karşılayan “Marmaris Milli Parkı’na hoş geldiniz” levhası, ilk anda çok farklı bir yere geldiğinizi hissettirir.
1996’da koruma altına alınmış dev bir doğal alanın ortasındaki Marmaris, milli parkların çepeçevre sarmaladığı tek ilçe. Bölge, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından dünyadaki 25 özel nokta arasında gösteriliyor.
DOĞANIN TAM KALBİNDE
Marmaris, size doğanın tam kalbinde olduğunuzu her an hatırlatır. Daha önce hiç görmediğiniz canlı türleriyle karşılaşabilir veya sahilde bir ‘Caretta caretta’ ile
tanışabilirsiniz.
Marmaris, güneşin yakıcı etkisini göstermediği sabah ve akşamüstü saatlerinde yürüyerek keşfetmesi çok zevkli bir yer. Karialı tarihçi Herodot’un aktardığı gibi bölge, geçmişi MÖ 3000’lere uzanan köklü uygarlıkların izlerini taşıyor. 16’ncı yüzyılda Rodos’u fethetmek için bölgeye ayak basan Sultan Süleyman’ın izini süren Kanuni Yolu’nun önemli bir bölümüne de evsahipliği yapan Marmaris, begonvillerle bezeli sokakları ve kesintisiz 11 kilometrelik sahil şeridiyle hayranlık duyulacak bir yer.
MARİNADA NE ARARSAN VAR
İlçe merkezinde yapacağınız çevre gezilerine Netsel Marina’dan başlayabilirsiniz. Marmaris’te hayatın en canlı olduğu yerlere yürüyerek sadece birkaç dakika uzaklıktaki marinanın çevresi, marka kahveciler, restoranlar, butik mağazalar ve hediyelik eşya dükkânlarıyla dolu. Barlar Sokağı karşı çaprazda. Arzu edene dalış ve yüzme malzemelerinin satıldığı mağaza da var. Tenis kortu, yat ve yelken kulübü, eczane, hastane, sinema, otel, futbol sahası, kapalı spor salonu gibi olanaklar da...
Netsel Marina’nın kapı komşusu Kaleiçi, tarih kokan dar sokakları, hediyelik eşya dükkânları, kafe ve restoranlarıyla nicedir Ege’nin en güzel mahallelerinden birine dönüştü. 1789 tarihli Eski Cami’yi geride bırakıp kaleye çıkan yolu takip ettiğinizde, sağ tarafta karşınıza çıkan Kervansaray, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan adına yaptırılmış. Kitabesinde 1545 tarihi okunan han, Marmaris’in tek, yöreninse sayılı anıtsal yapılarından. Beyaz badanalı duvarlarla sarılı bir labirenti andıran Kaleiçi Tepesi’nin üzerinde Marmaris Kalesi yükseliyor. Yüksek surlarla çevrili kalenin kemerli kapısı, Endülüs bahçelerini anımsatan göz kamaştırıcı bir içavluya açılıyor. Masmavi gökyüzüne doğru uzayıp giden zarif palmiyelerin süslediği bahçenin dört bir köşesi, tarihi eserlerle dolu. Osmanlı döneminden kalma mezar taşları, antik heykeller, dev gemi çapaları, sütun başları, kaideler ve daha neler neler...
Kalenin dehlizlerinde saklı dört salonda hizmet veren Arkeoloji Müzesi’ndeyse bir hazine saklı: Burada teşhir edilen antik kandiller, sikkeler, cam eserler, büstler, lahitler ve çanak-çömlekler, Knidos, Burgaz, Hisarönü ve Loryma kazılarında çıkarılmış. Müzede sergilenen eserler arasında en çarpıcı olanları, dünyaca ünlü Knidos aslanının öncülü diyebileceğimiz heykelcikler. Bir de Marmaris’in köklü denizcilik geçmişine işaret eden amfora koleksiyonu... Müze, haftanın her günü 8.30-19.30 saatleri arası açık. Giriş ücreti 27 lira, MüzeKart da geçerli.
Karialılardan Büyük İskender’e, Roma’dan Osmanlı’ya dek her dönemin önemli bir liman yerleşimi olan Marmaris’in yakın çevresinde, tam 12 farklı antik kentin izleri var. Bunlardan birini keşfetmek üzere Turunç’a uzanıyorum. İçmeler-Turunç güzergâhını kullanarak yaklaşık 20 dakikalık zevkli bir seyahatle ulaşılan Amos, Karia Yolu üzerinde. Kumlubük Koyu’nun kuzeybatısında, sarp bir tepe üzerindeki antik yerleşimde tiyatro, tapınak ve bazı heykel kaideleri görülebiliyor. Tarihte ‘Rodos Karşıyakası’ olarak bilinen bu yerde, ağaçların arasına dağılmış pek çok yapı kalıntısını ayırt etmek mümkün. Yakın zaman önce kazı ve düzenleme çalışmaları yeniden başlatılan Amos, panoramik seyir teraslarıyla çok etkileyici.
TEKNEYLE KOY KOY GEZİN
Civardaki koylardaysa maviyle yeşil birbirine adeta kenetleniyor ve bize turkuvaz rengi bir deniz, tertemiz geniş kumsallar ve el değmemiş bir doğa bahşediyor. Turunç, Amos ve Kumlubük plajlarının hangisini severseniz, tercih sizin... “Kumsalda güneşlenmek bana göre değil” diyenlerdenseniz konforlu bir yelkenliyle köpük köpük yayılan dalgaların peşi sıra mavi yolculuğa da çıkabilirsiniz. Emin olun, Marmaris mavi yolculuk için en doğru adreslerden biri. 1950’li yıllarda Gökova Körfezi’nde başlayan mavi yolculuklar derin bir sessizlikte, tümüyle denize, tarihe ve doğaya adanmış günler anlamına geliyor. Tercihinize göre günübirlik, hafta sonuna özel ya da haftalık turlardan birine katılabiliyorsunuz. Dilediğiniz koyda yüzmek, güneşlenmek ve antik patikaların izini sürmek, mavi yolculukçulara sunulan imkânlar arasında. Sahil lokantalarında bolca zaman geçirip taze deniz ürünlerinin tadına bakmak da cabası.
BOZBURUN SAPAĞI, GİRİŞ KAPISI
Ayrıca dileyenler, Marmaris’te karadan mavi yolculuk da yapabiliyor. İlçenin güneyine doğru uzanan Bozburun Yarımadası’nın kıyılarını birleştiren rota, muhteşem manzaralar vaat ediyor. Yarımadanın giriş kapısı, Marmaris-Datça yolunun 21’inci kilometresindeki Bozburun sapağından start alıyor. Yol üzerindeki Orhaniye Koyu, rengârenk teknelerin sığınağı. Dağların ortasında bir nazar boncuğu gibi ışıldayan koyun kıyısındaki Kızkumu, yarımadanın gözde plajlarını buluşturuyor. Denize doğru uzanmış kumdan bir dili andıran kumsal, kiremit kırmızısı... Bir sonraki durağım Selimiye, sırtını yeşil tepelere yaslamış küçük bir balıkçı köyü.
20 yıl önceye kadar sadece denizyoluyla ulaşılabilen köy, adım adım Güney Ege’nin Alaçatı’sına dönüşüyor. Ahtapot başta olmak üzere mevsimin taze deniz ürünlerini yerel eşlikçilerle servise hazırlayan restoranlar, yelkencilerin de favorisi. Selimiye’den sonra uçurumların kıyısında ilerleyen heyecanlı yolun seyir keyfi yüksek. Sükûneti ve doğal güzellikleriyle Bülent Ortaçgil’in şarkılarına ilham veren Bozburun’dan sonra, Söğüt’te muhteşem bir günbatımı manzarası yürüyüşçüleri bekliyor. Uğramışken, Bozburun Yarımadası’nın uzak ucundaki son yerleşim olan Taşlıca’yı keşfedebilir, köyün iskelesi Serçe Limanı’ndan Memduh (Keleş) Kaptan’ın teknesine atlayarak dünya güzeli Korsan Koyu’nu ve Loryma Antik Kenti’ni de keşfedebilirsiniz.
Gelelim eski ismi Saranda olan Söğüt’e... Bugünkü Söğüt, balık restoranlarıyla tanınıyor. Marmaris kıyılarında seyreden, damak tadına düşkün hemen her yelkenci, yemek için Söğüt’e uğruyor. Sahi aklınızda bulunsun; Saranda’da yemek yerken, yan masanızda bir Hollywood yıldızıyla karşılaşmanız mümkün. Bu durum sizi şaşırtmasın.
TESCİLLİ ÇAM BALI
Yerel yöneticiler, Marmaris’i turizmde yeniden dünyanın yıldızı haline getirebilmek için projeler geliştiriyor. Antik İçmeler Ilıcası’nın sağlık turizmine kazandırılması bunlardan biri. Marmaris’in tarihi, kültürel ve stratejik analizlerinin çıkarılarak sürdürülebilir turizme geçilmesi de hedefler arasında. Coğrafi işaretle özgün ürün olduğu tescillenen Marmaris çam balını markalaştırmak ve yörenin kültürel değerlerini dünyaya tanıtmak da amaçlanıyor. Diğer yandan 1800 yıllık bir manastır kompleksine ev sahipliği yapan Kameriye Adası (Kamelya) inanç turizmi yolunda önemli bir durağa dönüşüyor. Ayrıca Marmaris’in gece hayatının kalbinin attığı meşhur Barlar Sokağı da pandemi nedeniyle verilen 22 aylık aradan sonra yeniden eski günlerine dönüyor.
GEZİ REHBERİ
Biliyor muydunuz?
Güneşli gün sayısıyla Rio de Janeiro, Kanarya Adaları, Barselona ve Marsilya gibi dünyaca ünlü tatil adreslerini geride bırakan Marmaris’te yıllık ortalama güneşli gün sayısının 310’a ulaştığını...
Ne, nerede yenir?
Kahvaltı için: Denizi Kapısı (denizkapisi.com) ve Çamlı Köyü’nde Halil’in Yeri.
Marmaris usulü yemek: Ciğerli pilav, kaburga dolması ve Ege usulü sakatatlar için Ege Barbekü & Kasap Ülkü.
Sahilde balık-meze: Dede Restoran (dederestaurant.com) ve Selimiye Sardunya.
Yelkencilerin favorileri: Lezzeti için Mehmet’s Place, yerel ambiyansıyla Söğüt Esinti, gece çorbası ve ara öğünler için Ege Vera (egevera.com.tr).
Ne alınır?
Kapurcuk Kültür ve Gastronomi Evi, yörenin gündelik hayatını, kaybolmuş mesleklerini ve az bilinen tatlarını günümüze taşıyor. Otantik mekânda çam kolonyasından Marmaris kurabiyesine, yöreye özgü susamlı-ballı kıyam tatlısından şifalı sığla yağı ürünlerine dek özgün hediyelikler satılıyor. (kapurcuk.com)
Nerede kalınır?
8 Oda (8odamarmaris.com), D Maris Bay (dmarisbay.com), Dionysos Village (dionysoshotel.com.tr), Golden Key (bordubet.com.tr), Losta Sahil Evi (lostasahilevi.com), Loryma Boutique (lorymahotel.com) bölgenin favori konaklama tesislerinden birkaçı.
Dene, keşfet!
Gökova Körfezi yakınlarındaki manejlerde binicilik eğitimi almaya ne dersiniz? Konaklayabileceğiniz Padok Atlı Spor Kulübü, orman içi parkurlarda atla safari imkânı da sunuyor. Mekân sahibi olan milli binici H. Gökhun Çilingir, atlı gezilerin saatinin 60 liradan başladığını söylüyor (padok.com.tr).
Kaçırmayın…
Marmaris Amfitiyatro’da yaz konserleri başlıyor. Temmuz ayının 15’inde Yüzyüzeyken Konuşuruz, 16’sında Mabel Matiz, 17’sinde Sertab Erener, 18’inde Kenan Doğulu, 19’unda Evgeny Grinko, 21’inde Duman, 22’sinde Cem Adrian, 23’ünde Funda Arar, 24’ünde Erol Evgin, 31’inde Levent Yüksel ve 7 Ağustos’ta Zülfü Livaneli ile Sevdalım Hayat etkinlikleri seyircisini bekliyor.