GeriSeyahat Sadeliğiyle cezbeden şehir KOPENHAG
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sadeliğiyle cezbeden şehir KOPENHAG

Sadeliğiyle cezbeden şehir KOPENHAG

Kopenhag öyle muhteşem görüntüleri, ufukta parlak siluetleri olan bir şehir değil. Her tarafı öylesine düz ki manzara seyretmek istiyorsanız ya bir kilisenin ya da yüksek bir binanın en tepesine (bu bina Rundetarn- Yuvarlak kule olabilir) çıkmak zorundasınız. Kopenhag’ın cazibesi, sadeliği ve insancıllığında.

Bisikletinizle telaşsız akan bir trafiğin yanı başında yüreğiniz ağzınıza gelmeden dolaşabilir, sabahları, Stroget’te mis gibi taze ekmek ve yeni yıkanmış dükkan önü kokularını içinize çekerek gününüze iyi başlayabilirsiniz.

Kopenhag, Danimarka’nın en büyük adası Zealand’ın doğusunda yer alıyor. Ülke nüfusunun beşte biri olan 1,5 milyon kişi yaşıyor burada. Dünyadaki en eski krallıklardan biri olan Kopenhag, 1167’ye kadar bir balıkçı barınağı iken Piskopos Absalon şu anda Christiansborg’un olduğu yere bir şato inşa ediyor. Şehir Baltik ticaret yolu üzerinde olduğu için gelişiyor ve 15. yüzyılda kraliyet merkezi ve Norveç’le İsveç’in başkenti oluyor. Yerel dilde Kopenhaun tüccarlar limanı anlamına geliyor.

Gerçek bir Rönesans kralı olan ve kafayı mimariye takan IV. Christian döneminde şehir müthiş bir imar fırtınasına uğruyor. Her yer kuleler, şatolarla donatılıyor. 18. yüzyıldaki veba salgını, iki büyük yangın, Napoleon savaşları sırasındaki Lord Nelson’un bombaları, 1940’tan 1945’e kadar Naziler tarafından işgal gibi büyük felaketlere rağmen, birçok bina günümüze kadar yaşamayı başarıyor.

YAYALARA AÇIK EN BÜYÜK SOKAKLAR TOPLULUĞU

Kopenhag’da dolaşmak denince akla ilk gelen Stroget. Boşuna haritalarda aramayın, öyle bir sokak yok, Stroget dünyanın en büyük yayalara açık sokaklar topluluğu... İki büyük meydan arasında, doğuda Nyhavn kanalının başındaki Kongens Nytorv, batıda Radhuspladsen - Belediye binası meydanı, şehri boydan boya kat ediyor. Frederiksberggade, Nygade, Vimmelskaffet, Amagertorv ve Ostergade, Stroget’i oluşturan ve Kopenhag’ın etkileyici eski dönem kalıntılarıyla büyük mağazalar, şık restoranlar, tiyatro ve müzeler barındıran caddeler.

Kopenhag’la Amsterdam’ın benzer birçok yönü var: Yokuşsuz düz şehirler olmaları, yaygın bisiklet kullanımı, dar sokaklar, kanallar, bitişik rengarenk evler... Şehri tanımanın en kolay yolu 1, 2 veya 3 günlük kartlardan edinmek. Bu kartlarla hem toplu ulaşımdan sınırsız yararlanabilir, hem de 60’tan çok müze ve ilgi çekici yere girebilirsiniz. Tekneyle kanal turları da şehri tanımanın bir yolu. İşte tanımanız gereken yerler:

Tivoli 19. yüzyılda şehrin savunma tesisleri olarak yapılan parkın içinde bugün bir sürü gölet arasında, tiyatrolar, sayısız restoran ve bira bahçeleri var. Alan 160 bin çiçekle süslü, 110 bin ampulle ışıklandırılmış.

Nihavn 17. yüzyılda, Kral 5. Christian tarafından, trafiği ve ticareti şehrin kalbine doğru yönlendirmek amacıyla Kongens Nytorv için bir liman olarak (aslında bir suni kanal şeklinde) tasarlanmış. Bugün şehrin en şık bölgelerinden. Ünlü Hotel D’Angleterre ve Kraliyet Tiyatrosu, hemen yanı başındaki Kongens Nytorv’da. Kanal turların çoğu da buradan hareket ediyor.

Indro By Eski şehre verilen isim. Eski sokak ve meydanlarla dolu. Üniversite meydanının yanı başında Paris’teki adaşı gibi bir Quartier Latin var. Vor Frue kilisesiyle Yuvarlak Kule burada.

Slotsholmen Barındırdığı Christiansborg Sarayı’ndan dolayı, Saray Adası da deniliyor. Parlamento binası, Thorwaldsen Müzesi, Kraliyet ahırları, Tiyatro Müzesi gibi yapılar da burada bulunuyor.

Christianhavn 1500’lerde Kral 4. Christian tarafından kurulmuş. Bugün, Danimarka Film Müzesi ile helezonik kubbesiyle dikkat çeken Vors Fresers kilisesi burada bulunan önemli yapılar.

Bir de rahat bıraksalar...

Bir varmış, bir yokmuş... Babasının denizlerin derinliklerindeki krallığında, mutlu mu mutlu bir deniz kızı, beş ablası ve büyükannesiyle birlikte yaşıyormuş. Sakin, ince düşünceli ve çok da meraklıymış. En büyük mutluluğu, ancak 15 yaşını doldurabildiğinde görebileceği su üstündeki hayatı, gemileri, şehirleri, insanları, güngörmüş büyükannesine, tekrar tekrar anlattırmakmış. Sonunda o da 15 yaşını doldurmuş ve sabırsızlıkla beklediği su üstüne çıkma sırası gelmiş. Gelmiş ama yıllardır hayal ettiği güzellikleri görüp doğru dürüst içine sindiremeden, fırtınada boğulmakta olan bir prense aşık olmuş.

Masalın bundan sonrasında aşkın gerçek acıları var; fedakarlık, kötü kalpli büyücü var, sevdiğinin başına bir kötülük gelmesin diye denizlerde bir köpük olarak ölümü tereddütsüz seçmek... Langelinie’de, denizde Kopenhag limanını bekleyen, tunç denizkızı heykeli, Danimarka’nın bu en meşhur heykeli. Heykeltıraş Edward Eriksen tarafından 1913’te yapılmış. Ne yazık ki onun da kaderi acı olaylarla dolu. İki kez başsız kalmış, geçen yıl ise taşından sökülerek denize atılmış. Allah’tan Eriksen’in yaptığı orijinal kalıp saklanmış da heykel deniz kızı, masaldaki talihsiz deniz kızının çok arzulayıp kavuşamadığı sonsuz yaşama kavuşmuş...

Kentin en ünlülerinden biri: Andersen

Kopenhag’dan ve deniz kızından bahsedip de bu masalın yazarı Hans Christian Andersen’den bahsetmemek olmaz. Nedense çocukluğumda, kışın anlatılan masalların yazarıydı o. Yazın masal anlatılmaz mıydı, yoksa masallar yazın renkleri ve curcunası içinde kaynayıp gider miydi, hatırlamıyorum. Büyüdüm, çocukluğumun bu çok sevdiğim yazarıyla benzer düşünceler paylaştığımı öğrendim. "Gezmek yaşamaktır" diyorduk ikimiz de. "Yaşamı sevdiğime göre, gezmeliyim" düşüncesine, tesadüfler zinciri eklenince kendimi onun doğduğu evde, dolaştığı sokaklarda buldum ve yıllar sonra yeniden bir "Sihirli Masallar" kitabının sahibi oldum. Andersen fakir ancak edebiyata meraklı kaldırımcı baba ile ileri görüşlü bulaşıkçı bir annenin oğlu olarak 1805’te Odense’de doğar. Ailesinin teşvikiyle kendi masallarını yazarak, kukla gösterileri yaparak kendi kendini oyalamanın yollarını bulur. Eserleriyle kendini gösterebilmesi ve hak ettiği üne kavuşabilmesi, mücadelelerle dolu uzun yıllar sonra gerçekleşir. Küçük Deniz Kızı, Teneke Asker, Kibritçi Kız, İmparatorun Yeni Elbisesi, Kırmızı Ayakkabılar, kendisinden ünlü hikayelerinden sadece bazıları...
False