Son Güncelleme:
Saat ve bankacılık ülkesinde inekler, peynir tren ve kayak
Ä°sviçre’ye gidinceye kadar, Ä°sviçre denilince benim aklıma her biri servet deÄŸerinde çok nadide, el yapımı saatlerle, gizli ÅŸifrelerle açılan ve daha çok haksız edinilmiÅŸ bir serveti çaÄŸrıştıran gizli banka hesapları gelirdi.Ancak bu ülkenin; yüzölçümü sadece 41 bin kilometrekare de olsa (23 bin km2’lik Trakya’nın iki mislinden az), nüfusu Türkiye’nin 10’da biri de olsa (7 milyonun biraz üzerinde), bir ucundan öteki ucuna olan mesafe, Ankara-Ä°stanbul arasından bile az olsa da (390 km), Ä°sviçre’nin hem dünya üzerindeki saygınlığını, hem de halkının refah düzeyinin yüksekliÄŸini hak ettiÄŸini ancak orada görüp, tanık olabiliyorsunuz. Öncelikle, Ä°sviçre sadece saatler ve gizli banka hesaplarından oluÅŸmuyor. Bunlar, ülkenin sahip olduÄŸu zenginliÄŸin sadece ikisi. Almanca, Fransızca ve Ä°talyanca konuÅŸan, Ä°ngilizce’yi de mutlaka bilen Ä°sviçreliler, bunların dışında da çok önemli zenginliklere sahip.Bir defa Ä°sviçre, Alpler üzerinde 4 bin metreyi bulan veya aÅŸan 100 zirvesiyle tam bir kayak ve turizm ülkesi. Türkiye’de, UludaÄŸ, Kartalkaya, Erciyes, Palandöken, Sarıkamış diye sadece birkaç kayak merkezi sayabilirken, Ä°sviçre’de bu sayı çok daha fazla. Ãœlke her yıl yüz binlerce yabancı turist ağırlıyor.Ä°sviçre, sayısız çeÅŸitte ve kalitede çikolatasıyla, bu konuda da dünyanın sayılı ülkelerinden biri. Alkollüsünden fındıklısına sayısız çeÅŸitte çikolatalar, inanılmaz fiyatlarla tüm dünyaya ihraç ediliyor. Küçücük bir çikolata, bir Ä°sviçre Frangı’na (yaklaşık 1 milyon 250 bin TL) satılıyor.Ãœlkenin bir ucundan öteki ucuna mesafe sadece 390 kilometre ancak milli hava yolu Swiss, Türk Hava Yolları’ndan bile çok sayıda tam 80 uçaÄŸa sahip. Ä°sviçre’den çok Avrupa içinde yolcu taşıyan Swiss, turizme hizmet için, turistlerin valizlerini, ülke içinde trenlerle nihai hedefe (yani daÄŸların tepelerindeki otellerine) bile taşıyor. Yani turist havaalanında valizini bırakıyor, otelinde buluyor.DAÄžA ÇIKAN DÄ°ÅžLÄ° TRENPeynircilik, Ä°sviçre’de geleneksel bir iÅŸ. En kaliteli turistik tesislerin yer aldığı daÄŸların eteklerinde, besili Ä°sviçre ineklerinin bulunduÄŸu çiftlikler var. Ä°sviçreli genç kızların baktığı bu inekler, yılın belli aylarında Alpler’in taze otlarıyla beslenip, ülkenin en kaliteli peynirleri için süt üretiyorlar. Ä°sviçreliler’in, bizim Karadeniz usulü mıhlamaya benzer ‘fondue’sü iÅŸte bu peynirlerden yapılıyor.Bu inekler sadece süt üretmekle kalmıyor. Etleri de Türkiye’deki pastırma gibi kurutularak, ülkenin gıda zenginliÄŸini artırıyor. Bu kurutulmuÅŸ et de Ä°sviçre’nin önemli gıda sanayilerinden biri.Tren taşımacılığı, ülkenin can damarı. Hızlandırılmışı yok ama iki katlısından, diÅŸlisine kadar sayısız elektrikli tren, ülkenin hemen her köşesine her gün milyonlarca insanı, Ä°sviçre saatlerinin hassasiyetinde taşıyor. DiÅŸli tekerlekleri ile 3571 metre yükseklikte Avrupa’nın en yüksek noktasına çıkan tren de Ä°sviçre’de. Bu diÅŸli tren, sadece bu bölgede her yıl yarım milyon insanı ‘Jungfraujoch’a, yani 3571 metre yükseklikteki restorana taşıyor. Bu restoranda buzul manzarasında, kar fırtınalarına bakarak yemek yiyebiliyorsunuz.BUZUL VE BUZ SARAYIBuzul manzarasına bakarak yemek yiyenler için, buzul içinde de özel bir ‘Buz sarayı’ inÅŸa edilmiÅŸ. Buzulun içi oyularak oluÅŸturulan koridorlarda, ‘Kayıp düşeceÄŸim’ endiÅŸesiyle yürürken, üzerinizde hálá 7-10 metre kalınlığında buz olduÄŸunu öğreniyorsunuz. Ãœstelik bu buzul, her yıl yarım metre hareket ettiÄŸi için, tutunduÄŸunuz korkulukların yeri de her yıl yarım metre aÅŸağı kayıyor. Ve daha ilginci, ‘Buz sarayı’na gelen yüz binlerce insanın çevreye yaydığı ısı, hem buzulu eritmesin diye buradan hemen çekiliyor, hem de boÅŸa harcanmayıp, biraz ötedeki restoranı ısıtıyor. Yani restoranı ısıtmak için ekstra enerji harcayarak çevre kirletilmiyor.‘Jungfraujoch’a gelenler, hayatlarında bir kez olsun, 3571 metre yükseklikte karda yürümek isterler diye bir teras da inÅŸa edilmiÅŸ. Camlar gerisinde, sıcacık ortamdan bir adım atarak, bir anda zirvede, buzulun üzerini dolduran karlara basarak, yürüyebiliyorsunuz. Ancak eksi dokuz dereceyi bulan soÄŸuk, bir de rüzgarla birleÅŸince, ısı bir anda kendini eksi 20’lerde veya eksi 30’larda hissettiriyor. Eldivenlere, berelere, atkılara raÄŸmen, 3571 metrelik bu deneyimi hemen yarıda kesip, içeri kaçarken, ‘Günlerce uÄŸraşıp, 8850 metrelik Everest’e çıkanlar, bunu nasıl baÅŸarıyorlar?’ diye düşünmeden edemiyorsunuz.DEMOKRASÄ° Ä°SVİÇRE SAATLERÄ° GÄ°BÄ°Ä°sviçre’nin kent isimleri de, biz Türkler için çok önemli çaÄŸrışımlar yapıyor. Laussanne yani Lozan, çaÄŸdaÅŸ Türkiye’yi kuran anlaÅŸmanın imzalandığı kent. Montroeux yani Montrö, BoÄŸazlar’la ilgili anlaÅŸmanın imzalandığı bir baÅŸka kent. Davos, ünlü ekonomik toplantılarıyla, her yıl adını duyduÄŸumuz ünlü kar kenti. Türkiye’nin 40 yıldır istediÄŸi Avrupa BirliÄŸi üyeliÄŸini reddeden, KKTC’yi yıllardır üye yaptırmak için uÄŸraÅŸtığımız ancak baÅŸaramadığımız BirleÅŸmiÅŸ Milletler üyeliÄŸini bile kabul etmeyen bu ülke, ÅŸimdi de Türk turistleri bekliyor.26 ayrı kantondan oluÅŸan Ä°sviçre’nin bir baÅŸka özelliÄŸi de 700 yıllık bir demokrasiye sahip olması ve hemen her konuda, neredeyse her hafta bir referandum yapılması. Ãœlke yasaları, yurttaÅŸlara iki önemli yetki veriyor. Her 100 bin Ä°sviçreli, anayasa veya federal yasalardan birinin deÄŸiÅŸmesini önerebilir. EÄŸer ulusal meclis, anayasa veya bir federal yasayı deÄŸiÅŸtirmek isterse, 50 bin Ä°sviçreli bunun referanduma gitmesini önerebilir. Ve bu nedenle, neredeyse bir aÄŸaç bile kesilecekse referandum yapılıyor, demokrasi de Ä°sviçre saatleri gibi iÅŸliyor.PARAŞÜTLE ATLAMA PÄ°STÄ°NDE KAYMAYI BAÅžARAN TÃœRKBonkörlükleri nedeniyle Fransa, Ä°talya, Romanya, Bulgaristan kayak merkezlerinde büyük raÄŸbet gören ve el üstünde tutulan Türk kayak tatilcileri için Ä°sviçre’nin 1500 metre yükseklikteki kayak kentlerinde küçük sürprizler de var. Türk tatilciler Alpler’in güzel manzaralarıyla ünlü Valais bölgesinde Crans Montana’nın bakımlı caddelerinde dolaşırken, bir anda dev harflerle yazılı ‘İstanbul Kebap’ tabelasıyla karşılaşıp, sevimli Türk sahipleriyle konuÅŸabilir, ikram edecekleri döneri yiyebilirler. Ya da iki cadde ötedeki kumarhaneye, pasaportlarıyla girip ÅŸanslarını deneyebilirler. Ä°sterseniz, bir teleferikle 1500 metreden, 3 bin metre yükseÄŸe çıkıp, aÅŸağı kaymaya da baÅŸlayabilirsiniz.Ãœstelik sizin kayacağınız orta derece zorluktaki pist, ünlü Atlas Dergisi’nin daÄŸlara tırmanmasıyla, Kuzey Kutbu’nda yürümesiyle tanınan iddialı Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek’in, bilmeden kayma baÅŸarısını gösterdiÄŸi ve aslında paraşütle atlama yeri olan pistten çok daha kolay. Bölgenin kayak hocalarına Türkiye’den geldiÄŸinizi söylerseniz, Özcan Yüksek’in bu zor pistten, yeterli kar bile yokken kaydıktan sonra Crans Montana kentinin ara sokaklarında, ayağında kayaklarla nasıl kaybolduÄŸunu ve turizm yetkililerinin onu bulduklarında nasıl derin bir oh çektiklerini size ballandıra ballandıra anlatabilirler. Kim bilir belki yakında Crans Montana’nın paraşütle atlama pistine, ‘Bir Türk buradan kayarak inmiÅŸti’ diye bir tabela bile takılır.Â