Reyan Tuvi sorularınızı cevaplıyor

Türkiye’nin gizemli bölgeleriYurtdışından arkadaşlarıma Turkiye’nin gizemli yerlerini gezdirmek istiyorum ancak daha önce gördükleri Kapadokya’nın peribacaları, Pamukkale’nin travertenleri ve Nemrut Dağı’ndan başka bir yer aklıma gelmiyor. Daha farklı ve daha az turistik nereleri tavsiye edersiniz? Ahmet Kocaman/ MersinSöz konusu ‘’gizemli yer’’ olunca, Türkiye’nin bu açıdan pek sıkıntısı yok. Bafa Gölü, Eskişehir- Afyon- Kütahya kentlerinin paylaştığı Frig Vadisi ve Ishak Paşa Sarayı, sadece birkaç öneri. Bafa Gölü kıyısındaki, Kapıkırı Köyü, eski adıyla Herakleia, Beşparmak Dağları’nın yamaçlarında el değmemiş, büyülü bir yer. Gölün üzerindeki adacıklardaki manastır kalıntıları, volkanik kayalarla kaplı dağlar, uçsuz bucaksız bir göle bakan, köylülerin kalıntılarla içiçe yaşadığı Kapıkırı Köyü, son derece ilginç, henüz tabelalandırılmamış trekking parkurlarının başlangıç noktası Gölyaka Köyü, Bizans dönemi manastırları, surlar, kral yolları, tapınaklar, tarih öncesi çağlara ait mağara resimleri ve keşişlerin çilehaneleriyle, burası hiçbir anını kaçırmak istemeyeceğiniz bir bölge. Bütün pansiyonlar, civarda gezmek isteyenlere rehberlik hizmeti veriyor. Bölge hakkında her türlü bilgiyi, Selene’s Pansiyon’u ailesiyle birlikte işleten Tamer’den (0252 543 52 21, 0542 316 45 50) alabilirsiniz. Üç kentin paylaştığı Frig Vadisi’nin, özellikle Eskişehir’deki kısmı, en kolay gezilebilen bölümü. 17 metre yüksekliğindeki Yazılıkaya Midas Anıtı ise vadideki yapılar arasında en çarpıcı olanları arasında. Bölgeyi gezmek isterseniz, turizme büyük katkısı bulunan ve her an yardıma hazır Eskişehir Ticaret Odası’nı (0222 230 72 30) arayabilirsiniz. Frig Vadisi’nin en bakir ve en zor gezilen kısmı, Afyon sınırları içinde. Yol alabilmek için, sağlam bir araca ve sık sık köylülerin yön tarifine ihtiyacınız olacaktır. Zaman zaman tamamıyla ıssızlaşan yolda, bazen karşınıza derme çatma köyler çıkıyor. Çay yataklarından, antik yollardan geçiyor, mezarlara, kiliselere ve tünellere giriyorsunuz. Ulaşabilirseniz, Kırkinler Mağarası, Antik Yol ve Ayazin Metropolisi çok ilginç. Kütahya’nın doğusundaki Türkmen Dağı’nın tüfleri kolay işlenebildiğinden, Frig yaylaları, eski çağlardan beri yoğun bir yerleşime sahne olmuş. Bu bölgede de mağaralar, kaya mezarları, sunaklar, kilise ve şapeller var.Son önerim İshakpaşa Sarayı, aralarında en turistik olanı ancak yapılan kötü restorasyona rağmen o gizemli havasını hálá koruyor. Osmanlı- İran- Selçuklu mimarisinin bir sentezi olan bu kesme taş sarayın yapımının 99 yıl sürdüğü söyleniyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu’daki gücünün simgesi sayılan İshakpaşa Sarayı, tam beş kez Rus ordularının işgaline uğramış ve som altın kaplama kapısı, 1917’de sökülerek Moskova’ya götürülmüş. Ayrıca Doğubeyazıt’ta, Nuh’un Gemisi’nin bulunduğu söylenen arazi, Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteğinde, sekiz metre derinliğinde ve 100 metre uzunluğunda, içinde buz biriken Buz Mağarası, Doğubeyazıt’ın 35 kilometre doğusunda, İran sınırına iki kilometre mesafede, Gürbulak sınır kapısı ile Sarı Çavuş Köyü arasında, 35 metre genişliğinde ve 60 metre derinliğindeki Meteor Çukuru görülebilir. Mağara ve çukuru sadece meraklılarına önerebilirim. 5.165 metre yüksekliğindeki, ‘’Türkiye’nin damı’’ ve Marco Polo’nun yazılarında, ‘’hiçbir zaman çıkılamayacak bir dağ’’ diye söz ettiği Ağrı’ya çıkmak için en uygun zaman, temmuz- ağustos- eylül, yaklaşık üç gün sürüyor ve profesyonel dağcı olmak gerekmiyor. Terasından Ağrı’yı seyredebileceğiniz Sim-er Hotel’e (0472 312 48 42) uğrarsanız, hem civardan toplanan otlarla yapılmış enfes bir çorba içebilir hem de Ahmet Öztürk’e bölge hakkında merak ettiğiniz her şeyi sorabilirsiniz.�