Rahmeti zahmete nasıl çevirdik
Esasen Arapça olan rahmet ve zahmet kelimeleri arasında esrarlı bir ilişki var: Rahmetin ilk harfi olan Ra'ya bir nokta koyduğunuzda, Za'ya dönüşüyor ve karşınıza zahmet kelimesi çıkıyor.
İşlem basit ama anlam farkı çok büyük!..
Zahmet, rahmete tam zıt nitelikler ifade eden bir sözcük...
Rahmet-zahmet ilişkisinin bir benzeri, Osmanlıca'daki göz ve kör kelimelerinde var. Göz kelimesinden bir nokta sildiğinizde kör kelimesiyle karşılaşıyorsunuz. Ve şiirin büyük devi Fuzulî, bir nokta silmekle gözü ‘kör’ eden kâtiplere beddua ediyor.
Tanrısal rahmeti insana zahmete çevirenlere ise tüm insanlık, hatta tüm varlıklar beddua ediyor.
Bir Kur'an terimi olarak rahmet, Türkçe'deki merhamet, sevgi ve şefkat kavramlarının tümünü aynı anda içerir.
İlk ve temel anlam sevgidir.
Zahmete gelince o, rahmetin tam karşıtı bir anlam taşıyor.
Dinde rahmeti zahmete çevirmek, elbette ki bir nokta ilavesiyle olmamaktadır. Bunun için çok zorlu bir ‘tasallut mekanizması’ işletilmiştir. Bu mekanizmanın belirgin niteliği, Allah’ın ve peygamberlerin rahmetine ambargo koymaktır.
Bu nasıl oluyor?
Bunun nasıl yapıldığının ayrıntılı anlatımı, bizim ‘Allah ile Aldatmak’ kitabımızdadır.
Biz burada rahmeti zahmete çevirmenin bir başka boyutuna el atacağız:
Dini yozlaştırılınca insana rahmet kurumu olmaktan çıkıp siyasal rakiplere zahmet kurumuna dönüşmektedir. Dinde bu şeytanî dönüştürmeyi ilk yapan ve bugünkülerin protoipi, atası olan ekip Arap-Emevî kodamanları ekibidir.
İslam dinine fatura edilen bütün yanlışların, aldatmaların, ihanetlerin temeli, Arap-Emevî saltanatçılığı tarafından atılmıştır.
İslam’ı en taze döneminde yozlaştıran Arap-Emevî kodamanlarının yaptıkları şudur:
Dindeki tanrısal iradenin yerine insanın tutku ve iştahlarını koydular. O alçak iştahlar zehirledi Hasan’ı. Ve o alçak iştahlar hançerledi Ali’yi, Ammâr’ı, Hüseyin’i.....
Bugün, siyasal İslam denen kahır ve fesat ideolojisinin derin psikolojisinde de bu saltanat iştahı vardır.
İslam, siyasal İslam elinde rahmet dini olmaktan çıkıp zahmet ideolojisine dönüştü.
Siyasal İslam, İslam’a musallat olan en zehirli virüstür. Bu virüs, İslam’ı çürüttü; şimdi de Cumhuriyet Türkiyesi’ni çürütüyor.
Kanserojen bir illet gibi alttan ve sinsice sürekli metastas yaparak Cumhuriyet’in bütün güzelliklerini katranlıyor, bütün kaleleri zapt ediyor.
Bu metastasa ve onun tahribine yarın dikkat çekeceğiz.