Paris’in en ‘sosyal medya’lık köşeleri

Herkesin ilk görüşte hayran kaldığı büyülü şehir Paris’i, bu kez son moda sosyal medya çılgınlığıyla gezelim. Malum, artık birçok kişi sadece Instagram’da fotoğraf ve deneyimlerini paylaşıyor. Birbirimizi de en çok bu mecrada takip ediyoruz; yeni mekânları keşfetmek, en popüler kafe ve restoranları listemize kaydetmek için. İşte, ‘en instagrammable’ yani en çok beğeni alacak, ilgi çekecek fotojenik Paris listem.

EYfel KULESİ: Kimisi demir yığını der, kimisi bakmaya doyamaz ama her gidenin mutlaka bir fotoğrafı vardır. Normal bir sokakla Eyfel manzaralı bir paylaşım arasında binlerce like’lık fark olur. Eyfel manzaralı Giraffe Paris, Peninsula Hotel Terrace ve Bambini Restaurant’ı öneririm.

sACRe cOEUR: Sanat kokan minik ama çok zevkli bir yer; bazilikayı mutlaka ziyaret edip çatıya çıkın. Harika manzarasını çekin.

L’Avenue: Champs-Élysées’deki en lüks restoranlardan biri. Sunumları, lezzetleri mükemmel. Ünlü birileriyle karşılaşmanız garanti. Rezervasyonsuz girilmiyor; kapıda kıyafetinizi beğenmezlerse içeri almıyorlar fakat içeri girdiğinize değiyor.

Le RelaIs de l’Entrecôte: Oldukça eski ama popüler. Masalar minik ve dip dibe. Yarım saatten fazla sıra beklemeden giremiyorsunuz. Sadece antrikot yapması ve özel ev şarabıyla meşhur.

Hotel Costes: Paris’in en lüks sokaklarından birindeki çok köklü bir otel. Konaklamak oldukça pahalı ama bahçesinde akşam yemeği ya da sabah kahvaltısı için tercih edebilirsiniz. Atmosferi fotoğraf çekme hissinizi tetikleyecek.

SaInt Laurent Café: YSL markasına ait paket kahve ve kruvasan alınacak küçücük bir mekân. Ama siyah kahve bardaklarının üzerinde Saint Laurent yazıyor ve fotoğraflarda çok havalı duruyor. Influencer’ların uğrak adresi. Ben de buradan kahve alıp Louvre Müzesi’nin bahçesinde fotoğraf çektim.

Le Café Marly: Louvre her ne kadar popüler olsa da birçok kişi sadece bahçesindeki cam yapıyla fotoğraf çekip müzeyi gezmiyor. Zamanınız kısıtlı değilse içini gezip bahçesinde mutlaka fotoğraf çekin. Hemen yanında, herkesin bilmediği çok lüks kafe Marly; Louvre manzaralı ve çok güzel bir mekân.

Club Matıgnon: Bir Paris klasiği. Yemekleri çok lezzetli. Herkes son derece şık. Hafta sonları DJ çalıyor. Rezervasyonsuz almıyorlar.

Angelına: Louvre’a çok yakın. Sıcak çikolatasıyla ünlü. Coco Chanel, sıcak çikolata içmeye buraya gelirmiş. Önünde hep sıra oluyor.

Arc de Trıomphe: Ünlü zafer takı şimdilerde bir sanat projesi için açık mavi bir kumaşla sarılı. Çok güzel gözüküyor.

JardIn des Tuılerıes: Son yapılan Paris Moda Haftası’nda Dior defilesi burada oldu. Şimdilerde kestanelerin yaprakları dökülüyor. Ünlü yeşil sandalyeleriyle fotoğraf çekmeden dönmeyin.

Café de Flore: Paris’in en eski kafelerinden; çok önemli entelektüellerin uğrak noktasıymış. Şimdilerde herkesin mutlaka bir fotoğrafı olmalı.

Loulou: Louvre yakınlarında, güzel bahçeli bir restoran. Sunumları tam fotoğraf çekip Instagram’da paylaşmalık.

Carette: Paris’in en eski kafelerinden biri. Size küçük bir sır vereyim; Angelina’nın sıcak çikolatasından çok daha iyiydi burada içtiğim. Yanına sade krema söyleyip sıcak çikolataya karıştırıyorsunuz. Videosunu TikTok’a yüklediğimde çok tıklanma almıştı.

Cedrıc Grolet: Gastronomiye meraklıysanız hem gözlerinize hem midenize şölen yaşatacak bir mekân. Dünyanın en iyi pasta şefinin yaptığı kruvasanların ve tatlıların görüntüsü takipçilerinizin dikkatini çekecektir.

Galerıes Lafayette: En lüks alışveriş markalarının olduğu alışveriş merkezi. Ben Instagram için bol bol hikâye çekmiştim. Tam bir görsel şölen.

Colonnes de Buren: Fransız sanatçı Daniel Buren’in 1985’te tasarladığı siyah-beyaz kolonlar özellikle moda influencer’larının uğrak noktası. Palais Royal’in arka bahçesinde.