Önce eylem yapıp sonra bize geliyorlar
Dilek Başarır McDonald’s Türkiye'nin genel müdürü. Globalleşme karşıtlarının hedef markası olmalarına rağmen protesto gösterilerinden sonra Taksim'deki şubelerinde trafiğin arttığını söylüyor
Fast-food (hızlı yemek) alanı bir şekilde hep eleştiri oklarının hedefinde...
- Bizde hızlı olan yemek değil, hizmet. Günün zaman fakiri insanlarına hızlı bir şekilde yemek sunuyoruz ama onu ne kadar sürede yiyeceklerine kendileri karar veriyor. Hatta yeni konseptimiz insanları daha uzun oturmaya teşvik ediyor.
Obezitenin tek müsebbibi sizmişsiniz gibi bir algının yerleştiği söylenebilir mi?
- Dengeli beslendikten sonra hiçbir ürünümüz obeziteye neden olmaz. Yüzde 100 dana etinden yapılmış, katkı maddesi içermeyen köfte, iki dilim ekmek arasında. Ha ekmek arası köfte yemişsin ha hamburger! Bir günah keçisi bulmaya çalışıyorlar. Aslolan dengeli beslenmek ve aktif yaşamak! Olimpiyatlar'ın ve FIFA’nın resmi sponsoruyuz çünkü fiziksel aktivitenin önemine inanıyoruz.
Obezitenin sorumlusu ilan edilmek haksızlık mı diyorsunuz?
- Sorun bizi sembol haline getirmelerinde. Dünyada en çok bilinen altıncı markayız. Hamburger denince akla gelen ilk markayız. Dünyada da, Türkiye’de de insanlar McDonald’s’ta ortalama ayda bir öğün yiyor. Türkiye’deki obezitenin en çok görüldüğü şehirlerde ya hiç yokuz ya da tek bir restoranımız var. Bizim hamburgerin köftesini ta hayvanın seceresine kadar görebilirsiniz. Bundan daha güveniliri olabilir mi? Önemli olan insanları eğitmek, dengeli beslenmelerini sağlamak. Saunada ter atıp zayıflayacağını düşünenler; Türk mutfağı da hiç masum değil.
Globalizm karşıtlarının hedefinde de diğer zincirler değil hep siz oluyorsunuz. Neden?
- Sembol olmanın iyi yanlarının yanında böyle kötü tarafları da var. Taksim ve civarında eylem yapanlar bayraklarını sarıp McDonald’s’a geliyor. Her protestodan sonra İstiklal Caddesi ve Taksim restoranlarımızda trafik artıyor.
İlginç! Globalizm, kapitalizm karşıtları da geliyor mu?
- Direkt bunu incelemedik ama hemen her eylemden sonra gelen kalabalıklar oluyor.
KARİYER
Hayalim kantocu olmaktı
* Çocukken kantocu olmak isterdim. Dansa merakımdan ya da kabiliyetimden değil, Nurhan Damcıoğlu’ndan sonra tek kalmak için.
* Boğaziçi İşletme’de okurken Fransız sigorta şirketi AMI Asistance’ta çalıştım, operasyon şefliğine kadar yükseldim.
* Eczacıbaşı-P&G ortak şirketinde, L`Oreal’de, IRI Araştırma Şirketi’nde çalıştıktan sonra 1999’da Efes’te başladım.
* Efes’te pazarlama direktörüyken geçen eylülde McDonald`s Genel Müdürlüğüne atandım.
TOPLANTI
İyi dinlemeden konuşmam
* Yeni bir işe başladığım ve öğrenme sürecim devam ettiği için oldukça sık toplantı yapıyorum.
* Maksimum bir saat süren ve sonunda aksiyon kararı alınan toplantılar ideal.
* İyi dinlemeden konuşmam.
* Toplantılar uzarsa konsantrasyonum azalır.
* Uzun sürecekse, hava değişikliği yaratacak mekânlarda yapılması daha doğru.
GÜNE BAŞLARKEN
Erkenciyim 30 dakikada açılırım
* Spor yapmak için 05.30’da kalkarım.
* Gün ışığından maksimum faydalanmak beni mutlu eder. İlk kalktığımda çok neşeli olmasam da yarım saatte açılırım.
* Hafta içi altı saat, hafta sonu sekiz saat uyuyorum.
* Sabah spor yaparken TV’de haberleri izlerim. Vakit kalırsa kahvemi içerken de internetten gazete okurum.
SPOR
Başka yerleri görebilmek için sörften vazgeçtim
* Hemen hemen her gün spor yaparım. Yapamadığım gün çok mutsuz hissederim.
* Kışın mutlaka kayağa giderim. Yazları sörf yapıyordum eskiden ama artık fırsat bulamıyorum. Bir de hep aynı yere gitmek gerekiyor, başka yerleri de görmek adına sörften vazgeçtim.
* Dünyanın her yerinde maraton koşmak isterdim.
BESLENME
İki saatte bir yerim
* Dengeli beslenmeye dikkat ederim. İki saatte bir mutlaka bir şeyler yerim.
* Sebze, meyve, protein dengesini gözetirim. 20.00’den sonra yemem.
* Öğlen McDonald’s’tan ızgara tavuk salata ve hamburger alırım.
* Türk mutfağını çok severim. Balık, et, zeytinyağlı, baklagiller, hamur işi, hepsini keyifle ve dengeli yerim.
* Dünyanın en güzel balığı lüfer, en güzel peyniri de Ezine.
* Hafta sonları yemek yaparım.
MEKAN
Servis, hijyen ve güler yüz
* En çok gittiğim restoran McDonald’s tabii ki!
* Balık restoranlarını tercih ederim. Nusret, Arnavutköy Balıkçısı, Kahraman...
* Gittiğim yerde kaliteli servis, hijyen ve güler yüzlü hizmeti önemserim. McDonald’s’ın kaliteye, hijyene verdiği önemi gördükten sonra her önüme gelen yerde yemek yiyemez hale geldim.
* Yeni yerleri denemeye açığım.
TATİL
GS’li kızlarla hafta sonu
* Yazın ve kışın mutlaka birer hafta tatil yaparım.
* Kışın kayak için genellikle yurtdışına, yazın her sene keşif için değişik ülkelere giderim.
* Yazın mutlaka bir ya da birkaç hafta sonu Çeşme veya Bodrum kaçamağı yaparım.
* Tekne olayını maalesef sevemedim. Bana çok konforsuz geldi. Otelde tatil tercihim.
* Tatile hep eşimle giderim. Ama senede bir hafta sonu Galatasaray Liseli kız arkadaşlarımla tatile çıkarım.
OTOMOBİL
Trafikte marka fark etmiyor
* Otomobile düşkün değilim. Trafikte sıkıştığınız sürece altınızda ne olursa olsun aynı geliyor bana.
* İlk arabam kırmızı bir VW kaplumbağa idi.
* Şirketin araç politikasına göre ne gelirse onu kullanıyorum. Şimdi Kia Sorrento var.
* Şoförüm var ama hafta sonu kendim kullanıyorum.
* Yıllardır o kadar çok trafik sıkıntısı çektim ki yolu açık bulduğumda sanırım biraz hızlanıyorum.
HOBİ
Biriktirir cinnetle atarım
* Kitap okumayı da sinemaya gitmeyi de çok severim. Ama artık sinemaya gitmek yerine evde DVD’ye dönüştü olay.
* Koleksiyonum yok. Hep bir koleksiyona başladım ama sonra Başak burçluluğum tuttu ve biriktirdiklerimi bir cinnet anında atıverdim.
* Yazı yazmayı da çok severim ama maalesef vakit bulamıyorum. Vakit bulduğumda bir kitap yazacağım.
* Tiyatrocu olmak istedim. Hatta konservatuvar sınavlarına bile girmiştim. Tiyatro seyircisi olabildim.