Nisanda Porto’ya gitmek için 7 neden
Tarihi bağlar ve şaraphanelerin arasından geçip Porto’da okyanusa dökülen Douro, baharı karşılıyor. İç bölgelerde kıyıları mimozalarla sarıya boyanmış. Porto’nun nehir manzaralı yamaçlarındaysa kamelya coşkusu yaşanıyor. 29 parkta, 600’ü aşkın çeşitte, kimileri asırlık kamelya ağaçları rengârenk çiçeklenmiş. Nisanda Porto, göz, kulak ve damaklar için tam bir şenlik yeri.
KAMELYA ŞÖLENİ SÜRÜYOR
İstanbul nasıl laleyle özdeşleşmişse Porto da kamelya şehri. 16’ncı yüzyılın sonunda Sultan 2. Selim’in Suriye ve Kırım’dan Topkapı Sarayı için 350 bin lale soğanı getirttiği günlerde, Portekizli denizciler de Çin’den ilk kamelyaları Avrupa’ya getirmişti. Lizbon ve Coim- bra’dan sonra en güzel kamelya bahçeleri Porto’da kuruldu. Şubatta çiçeklenmeye başlayan ağaçlar, mayısa kadar şehri süslüyor. 20 yıldır mart ayında Kamelya Günleri düzenleniyor. İki hafta boyunca 29 park ve bahçede gözlem turları, sempozyumlar, resim kursları, dans ve müzik gösterileri yapılıyor. Kent, dünyanın dört bir yanından turist çekiyor. Kristal Saray’da yeni geliştirilen kamelya türleri sergilenirken, en güzelleri ödüllendiriliyor. Bu yarışma sayesinde, 1844’te Porto’da 38 varyetesi tespit edilen kamelyaların çeşitliliği aradan geçen zamanda 20 kat artmış. Sadece 80 yıllık Serralves Parkı’nda 600 çeşit kamelya gözlemek mümkün. En eski bahçeler Botanik Parkı’nda; Casa Museu, Saoroque diğer önemli kamelya bahçeleri... YouTube’da ‘Semana das Camelias 2015’ başlığıyla bu yılın festival görüntülerini izleyebilirsiniz. (www.visitporto.travel)
OKYANUSTA GÜNBATIMINI İZLEYİN
Şehrin içinden geçen nehrin Atlas Okyanusu’na döküldüğü noktadaki Foz de Douro, bir zamanlar balıkçı köyüydü. Şimdi komşusu Motosinhos’la birlikte Porto’nun sayfiye yeri. Kafeler, balık restoranları hafta sonunda dolup taşıyor. Günbatımında, okyanusun dalgaları ‘gel-git’in de etkisiyle yükseliyor. Peynir Kalesi adıyla bilinen 350 yıllık Sao Francisco Xavier ve nehir çıkışındaki mendireğin duvarları beyaz köpüklerle yıkanıyor. Bu güzel manzarayı sahildeki park ve kafelerden ya da nehirdeki tekne turlarıyla izleyebilirsiniz.
Porto ve Lizbon Tur Fırsatları İçin Tıklayın
DUVARLARDAKİ ÖYKÜLERİ KEŞFEDİN
Yeni Belediye Başkanı Rui Moreira, kent merkezindeki birçok duvarı grafitti sanatçılarına ve duvar ressamlarına ayırdı. Üç ayda bir duvarlardaki eserler yenileniyor. Özellikle galerilerin yoğunlaştığı Miguel Bombarda Caddesi’ndeki duvarlar görülmeye değer. 1996’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren kentin merkezindeki neredeyse tüm tarihi yapıların cepheleri çini ya da seramik panolarla kaplı. 16.yy’de Endülüs etkisiyle kentte başlayan çini süsleme geleneği zamanla tek renkten çok renkli panolara dönüştürülmüş. Yine de en güzel örnekleri sadece mavi renge yer verenleri. Dev panolarda tarihi öykülerin anlatıldığı Jose Falcao Caddesi’ndeki tarihi seramik fabrikası, merkezdeki Sao Bento Garı, Catharina Caddesi’ndeki Almas (Terziler) Şapeli ve Douro kıyısındaki Pinhao istasyonu müze niyetine gezilebilecek yapılar.
Terziler Şapeli
BAĞLARI GEZİN, PORTO ŞARABININ ÖYKÜSÜNÜ ÖĞRENİN
Douro Vadisi, Portekiz’in başlıca şarapçılık bölgesi. Fransa’daki Bordeaux, İtalya’daki Chianti, İspanya’daki Rioja gibi coğrafi işaretlemeyle korunuyor. 1756’da yayımlanan yönergeyle üretim ve etiketleme koşulları kurallara bağlanmış. Bu açıdan dünyadaki ilk örnek. 17’nci yüzyıldan bu yana İngilizler bölgede şarap üretiyor. 100’e yakın yerel üzüm türünden, 30’a yakını bağcılıkta yaygın kullanılıyor, ağırlıklı olarak 6’sından şarap yapılıyor. Porto, yemek sonrasında içilen, şerbet kıvamında bir şarap türü. Bunun yanı sıra Avrupa’nın önde gelen firmaları Douro Nehri’nin iki yakasındaki dik yamaçlara sıralanmış tarihi bağlarda üzüm üretiyor, şarap yapıyor, tadım merkezlerinde turist kafilelerine bölge şaraplarını tanıtıyor. Zamanınız kısıtlıysa, ünlü firmaların kent merkezinde, nehir kıyısındaki tarihi mahzenlerini gezebilir, tadım yapabilir, bilgi alabilirsiniz.
Nehir kıyısındaki bir antrepoya kurulan Şarap Müzesi’nde, Porto şaraplarının Romalılar aracılığıyla Anadolu’ya bağlanan öyküsünü keşfedebilirsiniz. (www.porto-tourism.com)
Birkaç gün ayırabilirseniz, otomobil kiralayıp yaklaşık 250 kilometrelik rotada Douro Vadisi’ndeki birbirinden güzel köyleri, bağları, yerel müzeleri gezebilir, hatta tarihi bağlardaki butik otellerde konaklayabilirsiniz. Örneğin kayrak taşından tarihi evleriyle bölgenin en güzel köylerinden Provezende’de, 17’nci yüzyılda kurulan Morgadio da Calçada günümüze bozulmadan ulaşmış bir şaraphane. Kurucunun 17’nci kuşak torunu, emekli gazeteci Manuel Villas-Boas, 5 hektarlık arazisinde üzüm, üst katını müzeye dönüştürdüğü tarihi yapının zemin katında şarap üretiyor. Dört odalı butik otelinde şarap kültürü meraklısı turistleri ağırlıyor, bölge yemekleri konusunda atölye çalışmaları yapıyor (www.morgadiodacalcada.com). Porto’dan banliyö treni ya da tekne turlarıyla da Douro Vadisi’nde gezintiye çıkabilirsiniz.
DÜNYANIN EN GÜZEL 3 KİTAPÇISINDAN BİRİNİ GÖRÜN
Lonely Planet’a göre dünyanın en güzel üç kitapçısından biri Lello. 1869’da kurulmuş. Dış cephesi art nouveau üslubunda. İç bölümü ise sanat eseri. Tavanındaki vitray, asma kata çıkan helezon şeklindeki kırmızı merdiveni, kitap rafları, merdiven ve tavanı kaplayan ahşap işçiliği sıradışı. Lonely Planet’ın verdiği bilgiye göre, 1991’de şehre yoksul bir İngilizce öğretmeni olarak gelen, evlenip çocuk sahibi olan J. K. Rowling, Lello’nun müşterilerinden biriymiş. Gotik atmosferinden öylesine etkilenmiş ki Harry Potter’ın ilk üç bölümünü bu ilhamla yazmış. Bir süre önce turist kalabalığından bunalan kitabevi sahipleri fotoğraf çekimini yasaklamıştı. İki ay önce serbest bıraktılar. Mağaza gün boyunca dünyanın dört bir yanından gelen, fotoğraf çeken, büyük bölümü kitaplarla pek ilgilenmeyen turist kalabalığını ağırlıyor. Portekiz edebiyatının önde gelen isimlerinin İngilizce tercümelerini, fado CD’lerini Lello’da bulabilirsiniz. Porto merkezinde çok sayıda sahaf var. Vitrinlerinde dünya edebiyatının önemli isimlerinin Portekizce, Fransızca, İngilizce ilk baskılarını sergileyen bu sahafların fiyatları çok uygun.
Os Lusiadas Restoranı
OKYANUS LEZZETLERİNİ TADIN
16’ncı yüzyılda balık tuzlama yöntemini geliştirip, Avrupa’nın morina yemesini sağlayan Portekizlilerin mutfağında balık ve deniz ürünleri hâlâ önemli yer tutuyor. Deniz ürünlerini Michelin’li restoranlarda tatmak isterseniz, ülkenin Michelin yıldızlı 14 restoranından 3’ü Porto’da: Largo do Paço (Şef Vitor Matos), Pedro Lemos (şefin adını taşıyor), Yeatman Oteli restoranı (Şef Ricardo Costa). Hepsi tek yıldızlı ve iddialı. Size yıldızsız üç restoran önereceğiz: Şef Rui Paula, ikinci restoranını 2010’da kent merkezindeki Sanat Sarayı’nda açtı. İsmini Porto ve cesaret sözcüklerinden alan DOP’ta, ahtapot, morina ve oğlakla harikalar yaratıyor (www.ruipaula.com). Nehri kuşbakışı seyredebileceğiniz Taylor’s mahzenlerinin bulunduğu tesis et yemeklerinde de uzman bir restorana sahip. Barao Fladgate’de şarapları da tadılabiliyor (taylor.pt). Matosinhos’taki ‘Os Lusiadas’, ismini şair Camoes’in denizci Vasco da Gama’ya ithaf ettiği şiirinden alıyor. Okyanusu pişmiş ya da çiğ olarak tabaklara taşıyan restoranda kazboynu gibi kabuklular dahil her şey var. Tuzda balık tavsiye ediliyor (restaurantelusiadas.com).
Douro Vadisi
UCUZ BİLET FIRSATINDAN YARARLANIN
Nisanda, İstanbul’dan Porto’ya gidiş-dönüş bilet fiyatları Lufthansa ve British Airways’in iki aktarmalı uçuşlarında 1500 TL civarında. Lizbon’a 1060 TL’den başlayan fiyatlarla İstanbul’dan direkt uçan THY, nisanda 3150 kilometrelik direkt Porto seferine başlıyor. 4 saat 50 dakikalık uçuşun çift yön promosyonlu fiyatı 850 TL.