Mutlaka görülmesi gereken 6 Yunan adası... Kapıda vize uygulamasıyla keşfedilmeyi bekliyorlar

Yunanistan'ın 30 Mart itibarıyla ilk etapta Rodos, Kos, Midilli, Sakız ve Samos adalarında başlattığı ekspres vize uygulamasının üç hafta önce 10 Ege adası için geçerli olduğu duyuruldu.

Türkiye'den gelen ziyaretçiler Kos, Midilli, Rodos, Samos ve Sakız adalarına ilaveten artık İleryoz, Limni, Kelemez, Meis ve Simi adalarında da vize uygulamasından faydalanabilecek.

Rodos için Marmaris ve Fethiye, Kos, Kalymnos ve Leros için Bodrum, Sakız için Çeşme, Samos için Kuşadası, Midilli için İzmir ve Ayvalık, Limni için Çanakkale, Simi için Datça ve Marmaris, Meis için de Kaş limanlarından kalkan feribotlarla ulaşım sağlanıyor.

Kurban Bayramı tatilinde ise 20 binden fazla turistin adalara gitmesi beklenirken yaz aylarında sayının daha da artacağı düşünülüyor. Peki ilk etapta hangi adalarda keşfe çıkılmalı?

Bu soruyu gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, Özlem Köseoğlu ve Bahar Gündoğdu’na sordum. Meis, Samos, Kos, Sakız, Simi ve Rodos’a dair harika önerilerde bulundular.

Kapıda vize uygulaması için vize işlem merkezine 48 saat önce pasaport kontrolü için başvurulması gerekiyor. Arka fonu beyaz olan, 3,5 cm x 4,5 cm boyutlarında ve son altı ay içerisinde çekilmiş olan iki adet biyometrik fotoğraf gerekiyor. Nüfus cüzdanı fotokopisi, önlü arkalı pasaport fotokopisi ve varsa son beş yıl içerisinde alınmış olan Schengen vizelerin fotokopisi de olmalı. Banka hesap dökümü de çok önemli. Son üç ay içerisinde her bir başvuru sahibi için yeterli olacak şekilde bakiye de olmalı. İnternet bankacılığından alınan döküm yeterli oluyor. Seyahat sağlık sigortası da çok önemli. Sigorta ise her bir başvuru sahibi kişi için konaklama süresini kapsayan, gidiş gününden bir gün önce başlayacak şekilde yapılmış 30 bin Euro teminat içeriyor. Sigorta bedeli de 15 Euro tutuyor.

12 ada grubunun en küçüğü: MEİS

Meis Yunanistan’ın 12 ada grubunun en küçüğü. Adaya biz Meis diyoruz, Yunanistan’da resmî adı ‘Megisti’ ama yerlisi ‘Kastellorizo’ diyor. Kastellorizo, İtalyanca 'Castelrosso' yani ‘kırmızı kale’ anlamına geliyor. Kaş’a sadece 2.1 kilometre uzaklıkta bulunan Meis’e Kaş’tan feribotla 20 dakikada kolayca ulaşılıyor.Nurgül Büyükkalay, “Feribot adaya yaklaştıkça rengârenk evler ve kırmızı kubbesiyle Osmanlı Camii Müzesi manzarası selamlıyor sizi. Feribottan iner inmez sıra sıra dizilmiş kafeler, tavernalar ve hediyelik eşya dükkânları çıkıyor karşınıza. Meis’te geçireceğiniz gün boyunca yapmanız gereken tek şey ise adanın yavaş akan hayatına kendinizi bırakmak” dedi.

Meis'in yürüyerek bir solukta gezilebilecek kadar küçük bir ada olduğunun altını çizen Büyükkalay, “Adadan kalkan küçük tekneler ile gidebileceğiniz ‘Mavi Mağara’ adanın en güzel noktalarından biri. Mağarada Akdeniz foku görme şansınız var. Mağaranın turkuaz sularında yüzme deneyimi ise muhteşem. Ayrıca dalış da yapabilirsiniz. Osmanlı Camii Müzesi ise adanın en güzel fotoğraf noktalarından biri. Meis’e yaklaşırken ilk dikkatinizi çekecek yapı da bu; mimarisi ve kırmızı kubbesi ile Meis’in adeta simgesi" ifadelerini kullandı.

Adaya ulaşımla ilgili bilgilere de değinen Büyükkalay, “Meis için kapı vize işlemlerini adaya yolculuk yapacağınız feribot firması olan, Kaş merkezde yer alan Kahramanlar Turizm aracılığı ile yapabilirsiniz. Evraklarınızı beş gün öncesinde hazırlamanız gerekiyor. Meis için feribot bileti günübirlik gidiş-dönüş 35 Euro. Biletlerinizi www.meisferrylines.com üzerinden online da alabilirsiniz” dedi.

Pisagor’un güzeli: SAMOS

Tanrıça Hera’nın doğum yeri olarak bilinen Samos’un nüfusu yaklaşık olarak 40 bin. Vathi, Karlovassi, Pythogorion, Marathokampos adında dört belediyesi bulunuyor.

Adada görmeniz gereken yerler ise Pisagor’un doğup yaşadığı ve eski bir balıkçı kasabası olan Pythogorion, adanın en popüler balıkçı kasabalarından Kokkari, panoramik bir dağ köyü olan ve seramik atölyeleriyle meşhur Manolates, Kerkis Dağı eteklerindeki sakin bir kasaba olan Marathokampos ve Potami Şelalesi’ne ev sahipliği yapan Karlovasi…

Samos’un harika plajlara sahip olduğunu söyleyen Nurgül Büyükkalay, “Yunan adalarında denize girmenin en sevdiğim yanı çok sayıda altın sarısı ince kumlu, berrak denizli plajlarının olması. Samos’un neredeyse her yerinde denize girilebilecek harika plajlar var. Adanın plajları herkese hitap ediyor; kayalık, kumluk, derin, sığ. İşletmesi olan çoğu plaja giriş ücretsiz” dedi. Büyükkalay, şöyle devam etti:

-- Bazılarında bir şeyler sipariş ettiğinizde şezlong-şemsiye ücreti alınmıyor. Sadece şezlong-şemsiye isterseniz de ortalama 3 Euro gibi bir rakam çıkıyor karşınıza. Plaj girişlerinde herhangi bir harcama limiti yok. Bazıları tamamen bakir ve sessiz, bazılarında müzik rahatsız etmeyecek şekilde çalıyor. Benim en sevdiğim plajlardan biri Psili Ammos. Psili Ammos ‘küçük kum’ anlamına geliyor. Bir diğer sevdiğim de Livadaki Beach. Adanın kuzeyinde korunaklı bir koyda bulunuyor.

-- Adanın güneyinde çakıl taşlı kumsalı ve berrak suyuyla Mykali aynı zamanda su sporları yapabileceğiniz bir plaj. En meşhur kasabalarından Kokkari’nin merkezinde de denize girilecek harika yerler var. Kokkari’den sonra yan yana dizilmiş harika üç koy çıkıyor karşınıza. Lemonika, Tsamadou ve Tsadou. Küçük bir balıkçı köyü olan Posidonio gidebileceğiniz diğer seçeneklerden biri. Burası doğal bir barınak olduğundan yatçıların da uğrak yeri.

Samos’a Kuşadası’ndan kalkan feribotlarla gidildiğini ve yolculuğun 45 dakika sürdüğünü söyleyen Büyükkalay, “Kapıda vize işlemleri ve feribot bileti için Tilos Travel ve Feribotlines ile iletişime geçebilirsiniz. Samos’ta konaklamak için önerilen küçük otel ve pansiyonlar genelde Pythogorion ve Vathi’de yer alıyor. Marathokampos bölgesinde de deniz kenarında çok şirin airbnb evleri var. Adayı boylu boyuna dilediğiniz gibi keşfetmek için önerim ise araç kiralamanız” ifadelerini kullandı.

Hipokrat’ın adası: KOS

Kos, diğer adıyla İstanköy Adası, Bodrum’dan baktığınızda görebileceğiniz yakınlıkta bulunuyor. Tarihi ve doğal güzellikleri, harika plajları olan özel bir ada… Aynı zamanda tıbbın babası olarak bilenen Hipokrat’ın adası olarak da biliniyor.

“Ada hakkında genel bir izlenim edinmek için Kos’a adım atar atmaz mini tren turuna katılarak etrafında dolaşabilirsiniz” diyen Nurgül Büyükkalay, “Hipokrat’ın öğrencilerine ders verdiği düşünülen Hipokrat Ağacı gezilecek yerlerin başında geliyor” dedi.

Büyükkalay, gezilecek diğer yerlerle ilgili de şu önerilerde bulundu:

-- Neratzia Kalesi mutlaka keşfetmeniz gereken adres. Saint John şövalyeleri tarafından inşa edilen kale, ‘Şövalyeler Kalesi’ olarak da anılıyor. Kale, 2017 depreminde hasar aldığı için kapatılmış. İçerisini gezmesiniz de dışarıdan manzarasını izleyebilirsiniz. 

-- Hipokrat Ağacı’nın yanında ise Gazi Hasan Paşa Camii çıkacak karşınıza… Adını aldığı Gazi Hasan Paşa tarafından, kesme taştan yaptırılan cami yine 2017 depreminde hasar almış. Adanın en merkezi yeri de Eleftherias Meydanı. Burası Özgürlük Meydanı olarak da biliniyor. Belediye Pazarı, Defterdar Cami ve Kos Arkeoloji Müzesi de meydanda görebileceğiniz yapılar arasında yer alıyor.

Kos’taki plajlara da değinen Büyükkalay, “Lambi Plajı, Kos merkezde denize gireceğiniz plajlardan biri. Therme Plajı ise adından da anlaşılacağı üzere bir termal plaj. Taşların çevrelediği doğal havuz gibi bir alanı var ve buradan termal kaynak suyu çıkıyor. Tigaki Plajı da Kos’un Mavi Bayraklı plajlarından. Hem kumsal hem de çakıl yerleri olan Psalidi Plajı, Kardamena Plajı, Limnionas ve Kos’un en ünlülerinden Paradise denize girebileceğiniz diğer plajlar” ifadelerini kullandı.

Kos’a Bodrum’dan ve Turgutreis’ten kalkan feribotlarla yaklaşık yarım saatlik bir yolculukla ulaşabildiğini söyleyen Büyükkalay, Kapı vizesi işlemleri için feribot firmaları ile iletişime geçilebileceğinizin de altını çizdi.

Sevimli köyler ve harika lezzetler: SAKIZ (CHIOS)

Her yıl Türkiye başta olmak üzere çeşitli ülkelerden yüzlerce ziyaretçiyi ağırlan Sakız Adası, birbirinden güzel plajları, yemyeşil sakız ağaçları, sevimli köyleri ve leziz balık ürünleriyle dikkat çekiyor.

Özlem Köseoğlu, “Her gittiğimde bana verdiği huzur ve dinginlik hissiyle Sakız Adası, Yunan adalarının en güzeli… Ulaşım kolaylığıyla da dikkat çeken Sakız’a, Çeşme’den 35 dakikalık feribot yolculuğuyla ulaşılıyor. Size önerim adaya adım atar atmaz limanda bulunan firmalardan motor ya da araba kiralayıp adanın dört bir yanını doyasıya gezmeniz” dedi.

Sakız’da gezilecek yerlere dair bilgiler paylaşan Köseoğlu, “Adanın kuzeyinde yer alan Glaroi Plajı, deniz kenarı otellerin de bulunduğu Karfas Plajı, berrak kumu ile Megas Limnionas Plajı ve taşlı da olsa tertemiz olan Agia Fotini Plajı, mutlaka kulaç atılması gereken plajlar. Ayrıca ilk kez gidenlerin mutlaka uğradığı Orta Çağ’dan kalma Pirgi Köyü, 6 kilometre uzağında yer alan Rum köylerinin özünü anlatan evleri ile Olimpi Köyü keşfe çıkılacak yerler” ifadelerini kullandı.

Sakız Adası’nın lezzetlerine de değinen Özlem Köseoğlu, “Mastelo peyniri, Saganaki peyniri ve Yunan salatasının üstüne konulan Feta beyaz peynir tadılması gereken lezzetler. Taptaze balık ürünlerinden lakerda, ahtapot, kalamar ve karidesi tatmadan da sakın dönmeyin” dedi.

Harika plajlar: SİMİ (SOMBEKİ)

Adını Poseidon’un eşinden alan ada, neredeyse dört asır yönetildiği Osmanlılar zamanında Sömbeki olarak anılmaya başlamış. Bozburun Yarımadası ve Datça ile karşılıklı komşu olan Simi’nin kıyılarımıza uzaklığı  6.5 kilometre… Bodrum ve Datça’dan düzenlenen feribot seferleriyle 80-90 dakikada ulaşım sağlanıyor.

Özlem Köseoğlu, “Daracık taşlı yolları ve harika evleriyle Chorio, özgürlük duygusunu hissedeceğiniz Nos Plajı, adanın meşhurlarından olan Pedi Koyu,  sadece tekneyle ulaşılan ve pırıl pırıl deniziyle dikkat çeken Agios Georgios Dysalonas Plajı, Simi’yi Simi yapan noktalar...” dedi.

Tarihe meraklı olanlar için de önerilerde bulunan Köseoğlu, “Tarihi 15. yüzyıla kadar uzanan Taxiarchis Michael (Panormitis) Manastırı, Bizans dönemine ait koleksiyonların sergilendiği Simi Arkeoloji Müzesi, gemi ve geleneksel ürünlerin sergilendiği Simi Müzesi, ziyaret etmeniz gereken yerlerden” ifadelerini kullandı.

Her Yunan adasında olduğu gibi Simi’nin de kendine has harika lezzetleri bulunuyor. Adada tadılması gereken lezzetlere de değinen Köseoğlu, “Karidesten yapılan Simiako Garidaki yemeği, ızgara ahtapot, adanın muzu olarak bilinen armut Fragosika, geleneksel Simi Misokofti pudingi tadılacak lezzetlerin başında geliyor” dedi.

Şövalyeler adası: RODOS

Stratejik konumundan dolayı antik çağlardan beri kendisine önemli bir yer edinmiş olan Rodos, günümüzde turistik bir cazibe merkezi olarak varlığını sürdürüyor. Sıcakkanlı insanları, büyüleyici tarihi, pırıl pırıl sahilleri, beyaz şehir Lindos’u ve tavernalarıyla Yunan adalarının en eğlenceli güzeli…

Adanın merkez bölgesinin ‘Yeni ve Eski Şehir’ olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Bahar Gündoğdu, “Eski Şehir, St. John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Buradaki ‘Şövalyeler Sokağı’ oldukça ünlü. Instagram için harika kareler çekeceğinizi garanti ederim. Ancak fotoğraf çekmek için biraz erken saatlerde gelmenizi öneririm. Çünkü çok kalabalık oluyor. Yeni Şehir tarafında ise daha çok restoran, bar, kafe gibi mekânlar bulunuyor” dedi.

Gündoğdu, Rodos’ta keşfe çıkılacak diğer yerlerle ilgili de şu önerilerde bulundu:

“Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Süleymaniye Cami, adanın en görkemli yapılarından biri. Sokrates Sokağı’nın sonunda yer alıyor. Rodos’un merkezine 20 dakika uzaklıkta yer Kremasti kasabası ile beyaza boyanmış dar sokakları ile harika manzaralar sunan Lindos köyü ise mutlaka fotoğraflamanız gereken adresler.”

Rodos’un denize girilecek çok güzel kumsallara sahip olduğunu da söyleyen Gündoğdu, “Adanın en sık uğranan plajı olan Kavisli, harika bir denize sahip. Adanın güneydoğusunda yer alan Agia Agathi Beach, altın kumlarla kaplı harika bir plaj olan Tsambika Kumsalı ve Pefkos Plajı size nefis bir gün yaşatacak yerler” ifadelerini kullandı.

Fotoğraflar: iStock