Levent ULUÇER
Son Güncelleme:
Müslüman Çinliler çölde şarap üretiyor kadınları otoyol inşaatlarında çalışıyor
Çin’in Sincan Eyaleti yıllardır siyasi kaostan kurtulamazken, Ningşia Eyaleti’nde 2.2 milyon Müslüman huzur içinde yaşıyor. Eyalette taassubun izi yok. Zengin yeraltı kaynakları, enerji santralları, dev kaşmir fabrikaları refah düzeyini artırmış. Müslümanların eyaletinde, çölde kurulan bağlarda cabernet sauvignon yetiştiriyor, şarap Fransa’dan getirtilen meşe fıçılarda yıllandırıyor. Ningşia, yakın gelecekte Çin’in en önemli şarapçılık merkezlerinden biri olmaya aday.
Çin’de farklı bir eyalete doğru gittiğiniz uçakta verilen yemek kaplarından anlaşılır. "Helal" etiketi ya Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne ya da Ningşia (Ning Xia) Hui Özerk Bölgesi’ne giden uçaklarda vardır.
Ningşia, Çin’in kuzeyindeki İç Moğolistan eyaletinin altında, Pekin’in kuş uçuşu 700 kilometre batısında. "Hui" ise yanlış olarak "Çinli" dediğimiz, ülke nüfusunun yüzde 92.5’ini oluşturan Han ırkının Müslümanlarına verilen ad. Huiler saf Han ırkına pek benzemiyor, kimilerine bakınca "işte harbi Türk" diyorsunuz. Resmi rakamlara göre, Huiler Çin’deki en büyük Müslüman gruplardan. Çin’deki diğer 55 etnik grup gibi, geleneklerine göre yaşıyorlar, fakat sofu değiller. Ningşia’da erkek Huiler beyaz takke, kadınlar açık mavi kep takıyor. Kadınlar kara çarşafa girmiyor, saçları görülüyor.
Ningşia’da Huiler barış içinde yaşıyor. Azınlık olmalarına rağmen Ningşia onların adıyla tanınıyor. Zaten Ning Şia’nın da anlamı "Barış İçinde Çin" demek. "Şia" ilk kurulan Çin ülkesi. 6.1 milyon kişinin yaşadığı bu küçük eyaletin 2.2 milyonu Hui. Ekonomik, sosyal ve kültürel hayat neredeyse tamamen Huiler üzerinde dönüyor. Ningşia bu durumu "para"ya dönüştürme başarısını göstermiş ve Çin ile birlikte atağa geçmiş durumda. Nasıl olmasın ki; hükümet çölden bile para kazanıyor!
KORUYUCULARI DAĞ VE IRMAK
Bu eyaletin en büyük şansı yeraltı zenginliği. Her yerden kömür çıkıyor. Petrol, doğalgaza sahipler. Doğal gaz evlere girince hava da temizmiş. Eyalet eskiden az kár getiren kömür satıyormuş. Şimdi kömürle işleyen elektrik santralleri kurup bu elektriği satıyor, enerjiden para kazanıyor. Ningşia’nın en büyük özelliği ünlü Sarı Irmak’ın eyaleti çevrelemiş olması. Diğeri ise Hınan (Henan) Dağı. Ningşialılar "dağ ve nehir olmasaydı burası şimdi tamamen çöldü" diyorlar.
Eyaletin merkezi Yinçuan’da (Yinchuan) halk maskeyle dolaşıyor. Çünkü, şehrin birkaç kilometre ötesindeki Moğol steplerinin kumu hep tepelerinde. "Kum akar Çinli bakar" demiyorlar. Mesela çöle üzüm bahçeleri kurup şarapçılık yapıyorlar. Bağlar için en makbul sayılan kuru havanın avantajını kullanıyorlar. Hektarlarca alanda üretilen üzüm türleri arasında cabernet sauvignon bile var. Kimi şarap fabrikalarının mahzenleri yerin yedi metre altında. Şarap fıçıları, Made in France! Yani Çin şarapta da dünyaca ünlü bir marka olma yolunda. Zaten üzüm bağlarının yetiştiği topraktaki kumu görünce insan gözlerine inanamıyor! Ne demeli; "Çin kumdan bile para kazanıyor."
Huiler her iş kolunda çalışıyor. Ancak en ilginci Hui kadınların bile yol inşaatlarında çalışmaları. Bir yabancı yanlarına "selamünaleyküm" diyerek gittiğinde hepsi dönüp, güler yüzle bakıyor. Merkezden Yingvu (Yingwu) ilçesine giden karayolu üzerinde birçok kadın Hui işçi gördüm. Aylık 1200 yüen (yaklaşık 275 YTL) dolayında para kazanıyorlar, "kazancımız az ama mutluyuz" diyorlar.
Huiler, kaşmir fabrikalarında da çalışıyor. Maaşları kaşmir kazağın fiyatından az; tipik kapitalizm! Kaşmir, Ningşia’nın en önemli ihraç mallarından. Kentin simgesi keçilerin yünleri için iki endüstri parkı kurulmuş. Bunlardan Yingvu’da 90’ın üzerinde fabrika var. İşçilerin yüzde 80’i gibi kendisi de Hui olan fabrika yöneticisine işçi maaşlarını sordum; "en azından eskisinden çok daha iyi" dedi.
TÜRKİYE Mİ, NİNGŞİA MI KÖPRÜ
Üç binin üzerinde camisi olan eyalet, kuruluşunun 50’nci yıldönümünü kutluyor. Festivaller ardı ardına gelmiş, kentte hareketlilik artmış. En önemli festival, Helal Gıda ve İslami Mallar Fuarı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen fuara tüm Müslüman ülkelerin yanı sıra Tayland, Şili, Kosta Rika, Fiji Adaları, Laos, Peru, Singapur, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Almanya, Rusya, Moğolistan, İtalya bile katılıyor. Ne yazık ki Türkiye’den hiçbir resmi yetkili, şirket, iş adamı yoktu. Fuarda bir bayrağımız bir de ben vardım Türkiye’yi temsil eden! Ancak ülkemizden resmi bir temsilci ya da iş adamı olsaydı, dünya çapında 150 milyar doları bulan "helal gıda" pazarından belki bize de bir şeyler düşerdi. Bunu neden diyorum? Ningşia kendisini "Asya ile Avrupa arasında köprüyüz" diye tanımlamaya başlamış. Unutmayın bu tanım Türkiye’nindi ve yakında 6 milyonluk bu eyalet 75 milyonluk Türkiye’yi geçerse şaşmayın!
"İŞÇİ ORDUSU" LAFTA DEĞİL, "İŞ"TE!
Fuar nedeniyle Yingvu (Yingwu) ilçesinde kaşmir festivali düzenlenmişti. Açılışında Pekin’den gelen mankenlerle konuşurken "Bu şovdan sonra hemen bir başka fuarın açılışına gideceğiz" dediler. Anlayacağınız Ningşia yoğun! İşçiler festivalin ilk günü, yarım measi yapıp Çin’in devlet TV’si CCTV’den de yayımlanacak dev müzik şölenine gittiler. Gösterinin yapılacağı merkeze doğru işçilerin toplu yürüyüşlerini görünce birden anımsadım: Geçen yıl gelen TÜSİAD heyetindekiler, Şanghay’ın çevre eyaletlerine giderken yol boyunca tümü ticari mallarla dolu kamyonları, TIR’ları görünce birden heyecanlanmıştı. Hepsi birden "işte bu" dediklerinde, Çin’in farklı bir yönünü görmüştüm. "Algıda seçicilik" böyle bir şey işte. O işçi ordusu, yolları saran TIR filolarını dolduruyor. İşte, "Çin de bu!"
Şehrin kaşmir parkı altı bin hektardan da büyük. Geçen yıl 1.2 milyonun üzerinde kaşmir kazak üretilmiş. Bunlar Japonya’dan Avustralya’ya, İtalya’dan ABD’ye dünyanın dört bir yanında satılıyor.
KAPİTALİZM BURAYA KADAR
Çin çölleşmeyle savaşıyor ancak küresel ısınmayı engelleyemiyor. Bu bölgede ikinci Çin Seddi adını taktıkları "Yeşil Çin Seddi" ile çölleşmeye direnmeye çalışıyorlar. Çölleşme nedeniyle 120 kişinin yaşadığı Şuang Ging köyü de belki 5-10 yıla çıkamayacak. Köylülerin tek geçim kaynağı koyun-keçi yetiştirmek. Ancak çevrede çok az olan bitkilerin kökünü yediği için keçi yetiştirmek yasak. Devlet mecburen göz yumuyor. Köylülere başka bir yere yerleşmeleri için para veriliyor. Köylüler ise verilen paranın yetersizliğinden şikayetçi. Köyde genç de kalmamış; ya okuduğu için ya da çalıştığı için dışarıda. Köylüler nüfusun azalmasıyla, hayatlarının kolaylaştığını, daha rahat yaşadıklarını söylüyor.
Benden söylemesi; Ningşia, insanların sıcaklığı, Müslüman Huileri, stepleri, çöldeki bağları, farklı zamanlarda kurulmuşiki sıra Çin seddi, aşureye benzeyen ilginç "yedi hazine çayı"yla görülmeye değer bir bölge. Alternatif Çin gezisi için birebir. Uçakta verilen "helal" yemekler de ekstrası!
LAPAYLA YAPILAN ÇİN SEDDİ
Çin Seddi ise Pekin’dekine hiç benzemiyor. Yüzde 100 orijinal. Çin Seddi zamanında pirinç lapası ve topraktan yapılmış. Duvarları binlerce yıl dayanmış, ancak şimdi ne insanların tahribine ne de küresel ısınmanın şiddetine dayanabiliyor. Toprak tepelik görünümünde sağa ve sola uçsuz diyarlara uzanan Çin Seddi’ni ikiye bölen karayolundan otomobiller hızla geçip gidiyor.
Ningşia, Çin’in kuzeyindeki İç Moğolistan eyaletinin altında, Pekin’in kuş uçuşu 700 kilometre batısında. "Hui" ise yanlış olarak "Çinli" dediğimiz, ülke nüfusunun yüzde 92.5’ini oluşturan Han ırkının Müslümanlarına verilen ad. Huiler saf Han ırkına pek benzemiyor, kimilerine bakınca "işte harbi Türk" diyorsunuz. Resmi rakamlara göre, Huiler Çin’deki en büyük Müslüman gruplardan. Çin’deki diğer 55 etnik grup gibi, geleneklerine göre yaşıyorlar, fakat sofu değiller. Ningşia’da erkek Huiler beyaz takke, kadınlar açık mavi kep takıyor. Kadınlar kara çarşafa girmiyor, saçları görülüyor.
Ningşia’da Huiler barış içinde yaşıyor. Azınlık olmalarına rağmen Ningşia onların adıyla tanınıyor. Zaten Ning Şia’nın da anlamı "Barış İçinde Çin" demek. "Şia" ilk kurulan Çin ülkesi. 6.1 milyon kişinin yaşadığı bu küçük eyaletin 2.2 milyonu Hui. Ekonomik, sosyal ve kültürel hayat neredeyse tamamen Huiler üzerinde dönüyor. Ningşia bu durumu "para"ya dönüştürme başarısını göstermiş ve Çin ile birlikte atağa geçmiş durumda. Nasıl olmasın ki; hükümet çölden bile para kazanıyor!
KORUYUCULARI DAĞ VE IRMAK
Bu eyaletin en büyük şansı yeraltı zenginliği. Her yerden kömür çıkıyor. Petrol, doğalgaza sahipler. Doğal gaz evlere girince hava da temizmiş. Eyalet eskiden az kár getiren kömür satıyormuş. Şimdi kömürle işleyen elektrik santralleri kurup bu elektriği satıyor, enerjiden para kazanıyor. Ningşia’nın en büyük özelliği ünlü Sarı Irmak’ın eyaleti çevrelemiş olması. Diğeri ise Hınan (Henan) Dağı. Ningşialılar "dağ ve nehir olmasaydı burası şimdi tamamen çöldü" diyorlar.
Eyaletin merkezi Yinçuan’da (Yinchuan) halk maskeyle dolaşıyor. Çünkü, şehrin birkaç kilometre ötesindeki Moğol steplerinin kumu hep tepelerinde. "Kum akar Çinli bakar" demiyorlar. Mesela çöle üzüm bahçeleri kurup şarapçılık yapıyorlar. Bağlar için en makbul sayılan kuru havanın avantajını kullanıyorlar. Hektarlarca alanda üretilen üzüm türleri arasında cabernet sauvignon bile var. Kimi şarap fabrikalarının mahzenleri yerin yedi metre altında. Şarap fıçıları, Made in France! Yani Çin şarapta da dünyaca ünlü bir marka olma yolunda. Zaten üzüm bağlarının yetiştiği topraktaki kumu görünce insan gözlerine inanamıyor! Ne demeli; "Çin kumdan bile para kazanıyor."
Huiler her iş kolunda çalışıyor. Ancak en ilginci Hui kadınların bile yol inşaatlarında çalışmaları. Bir yabancı yanlarına "selamünaleyküm" diyerek gittiğinde hepsi dönüp, güler yüzle bakıyor. Merkezden Yingvu (Yingwu) ilçesine giden karayolu üzerinde birçok kadın Hui işçi gördüm. Aylık 1200 yüen (yaklaşık 275 YTL) dolayında para kazanıyorlar, "kazancımız az ama mutluyuz" diyorlar.
Huiler, kaşmir fabrikalarında da çalışıyor. Maaşları kaşmir kazağın fiyatından az; tipik kapitalizm! Kaşmir, Ningşia’nın en önemli ihraç mallarından. Kentin simgesi keçilerin yünleri için iki endüstri parkı kurulmuş. Bunlardan Yingvu’da 90’ın üzerinde fabrika var. İşçilerin yüzde 80’i gibi kendisi de Hui olan fabrika yöneticisine işçi maaşlarını sordum; "en azından eskisinden çok daha iyi" dedi.
TÜRKİYE Mİ, NİNGŞİA MI KÖPRÜ
Üç binin üzerinde camisi olan eyalet, kuruluşunun 50’nci yıldönümünü kutluyor. Festivaller ardı ardına gelmiş, kentte hareketlilik artmış. En önemli festival, Helal Gıda ve İslami Mallar Fuarı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen fuara tüm Müslüman ülkelerin yanı sıra Tayland, Şili, Kosta Rika, Fiji Adaları, Laos, Peru, Singapur, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Almanya, Rusya, Moğolistan, İtalya bile katılıyor. Ne yazık ki Türkiye’den hiçbir resmi yetkili, şirket, iş adamı yoktu. Fuarda bir bayrağımız bir de ben vardım Türkiye’yi temsil eden! Ancak ülkemizden resmi bir temsilci ya da iş adamı olsaydı, dünya çapında 150 milyar doları bulan "helal gıda" pazarından belki bize de bir şeyler düşerdi. Bunu neden diyorum? Ningşia kendisini "Asya ile Avrupa arasında köprüyüz" diye tanımlamaya başlamış. Unutmayın bu tanım Türkiye’nindi ve yakında 6 milyonluk bu eyalet 75 milyonluk Türkiye’yi geçerse şaşmayın!
"İŞÇİ ORDUSU" LAFTA DEĞİL, "İŞ"TE!
Fuar nedeniyle Yingvu (Yingwu) ilçesinde kaşmir festivali düzenlenmişti. Açılışında Pekin’den gelen mankenlerle konuşurken "Bu şovdan sonra hemen bir başka fuarın açılışına gideceğiz" dediler. Anlayacağınız Ningşia yoğun! İşçiler festivalin ilk günü, yarım measi yapıp Çin’in devlet TV’si CCTV’den de yayımlanacak dev müzik şölenine gittiler. Gösterinin yapılacağı merkeze doğru işçilerin toplu yürüyüşlerini görünce birden anımsadım: Geçen yıl gelen TÜSİAD heyetindekiler, Şanghay’ın çevre eyaletlerine giderken yol boyunca tümü ticari mallarla dolu kamyonları, TIR’ları görünce birden heyecanlanmıştı. Hepsi birden "işte bu" dediklerinde, Çin’in farklı bir yönünü görmüştüm. "Algıda seçicilik" böyle bir şey işte. O işçi ordusu, yolları saran TIR filolarını dolduruyor. İşte, "Çin de bu!"
Şehrin kaşmir parkı altı bin hektardan da büyük. Geçen yıl 1.2 milyonun üzerinde kaşmir kazak üretilmiş. Bunlar Japonya’dan Avustralya’ya, İtalya’dan ABD’ye dünyanın dört bir yanında satılıyor.
KAPİTALİZM BURAYA KADAR
Çin çölleşmeyle savaşıyor ancak küresel ısınmayı engelleyemiyor. Bu bölgede ikinci Çin Seddi adını taktıkları "Yeşil Çin Seddi" ile çölleşmeye direnmeye çalışıyorlar. Çölleşme nedeniyle 120 kişinin yaşadığı Şuang Ging köyü de belki 5-10 yıla çıkamayacak. Köylülerin tek geçim kaynağı koyun-keçi yetiştirmek. Ancak çevrede çok az olan bitkilerin kökünü yediği için keçi yetiştirmek yasak. Devlet mecburen göz yumuyor. Köylülere başka bir yere yerleşmeleri için para veriliyor. Köylüler ise verilen paranın yetersizliğinden şikayetçi. Köyde genç de kalmamış; ya okuduğu için ya da çalıştığı için dışarıda. Köylüler nüfusun azalmasıyla, hayatlarının kolaylaştığını, daha rahat yaşadıklarını söylüyor.
Benden söylemesi; Ningşia, insanların sıcaklığı, Müslüman Huileri, stepleri, çöldeki bağları, farklı zamanlarda kurulmuşiki sıra Çin seddi, aşureye benzeyen ilginç "yedi hazine çayı"yla görülmeye değer bir bölge. Alternatif Çin gezisi için birebir. Uçakta verilen "helal" yemekler de ekstrası!
LAPAYLA YAPILAN ÇİN SEDDİ
Çin Seddi ise Pekin’dekine hiç benzemiyor. Yüzde 100 orijinal. Çin Seddi zamanında pirinç lapası ve topraktan yapılmış. Duvarları binlerce yıl dayanmış, ancak şimdi ne insanların tahribine ne de küresel ısınmanın şiddetine dayanabiliyor. Toprak tepelik görünümünde sağa ve sola uçsuz diyarlara uzanan Çin Seddi’ni ikiye bölen karayolundan otomobiller hızla geçip gidiyor.