GeriSeyahat Mr.Gurme
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Mr.Gurme

Mr.Gurme

Yalı Er Restaurant

Havanın sıcak olduğu günlerde İstinye limanından Yeniköy'e yürümeye bayılırım.

İstinye koyunda biraz oyalandıktan sonra, güneş batmaya hazırlanırken başlayan bu yürüyüş, içki vaktinin geldiği sinyalleriyle daha da bir keyifli hale gelir.

Gerçi Tansu çiller'in yalısının önünden geçerken keyfim azalır ama olsun o bile yaz akşamının güzelliğini bozmaya yetemez.

Boğaz kıyısında yürüyüş, deniz, batan güneş hep rakı istetir bana.

Yeniköy'de de rakı ve balığın değişmez adresi olarak Aleko'yu bilirim ben.

Eskiden yaz aylarında salaş iskelesinde bu restoranın nice keyifli saatler geçirmiştim.

Şimdi iç kısmı restore ettiler. Kış aylarında çok daha kullanılır hale getirdiler.

Ancak tabii eski halinde denizle daha bir iç içe gibiydiniz şimdi yeni iç tasarımda deniz aynı yerde ama siz sanki biraz uzaklaşmış gibi hissediyorsunuz.

Ama olsun Aleko'da mezeler hep güzel, hep tazedir.

*

Yürüyüş yolumuzun üstünde hemen her defasında İskele meydanına varmadan önce sağ tarafta Yalı Er levhasını görürüm.

Hemen her defasında kıyıya inen daracık sokağa girer ve lokantanın içine bakarım.

Sonra da yürüyüşe devam eder Aleko'ya giderim.

Halbuki Yalı Er'in içi her defasında turist kafileleriyle doludur. Turistlerden gelen neşeli kahkahalarla çınlar restoranın içi.

Yabancıların bizim memlekette bizim dahi bilemediğimiz güzel yerleri arayıp bulma yetenekleri vardır. Bunu da bildiğim halde bugine kadar Yalı Er'e girmeyi nedense düşünmedim.

*

Geçen pazar nihayet şeytanın bacağını kırdık.

Eşimle birlikte İstinye'den Yeniköy'e yürürken, yine bir inceleme yapmak için Yalı Er'in sokağına daldık.

Tabii deniz kıyısına masalar atmışlardı.

İçerde yine turist doluydu.

Boş masa da vardı. Aleko'ya gitmekten vazgeçip oturuverdik.

*

Mezeler sınırlı sayıda ama tazeydi. Çeşidin fazla olmaması pazar akşamıyla bağlantılı mıydı bilemiyorum ancak, sınırlı olmasında da fayda var.

Balık lokantalarında en sinirlendiğim olay başta gelen mezenin fazla olmasıdır.

İnsan aç olunca kendini tutamayıp mezeyle tıkınıyor sonunda gelen harika balığa da yer kalmıyor.

Küçük rakı eşliğinde mezeleri atıştırdık.

Acılı ezmede diğer restorantlardan farklı bir yöntem izlemişler. Bulgur ağırlıklı bir ezme yapmışlar. Sanki kısırın daha soslu ve daha ıslak bir haline dönüşmüş.

Bu haliyle hem doyurucu hem de lezzetliydi.

Ahtapot salata biraz fazla tuzluydu.

Gümüş balığı harikaydı.

Çıtır çıtırdı ve tabii kılçıkları çıkarılmış halde getirildiğinden de insan leblebi yer gibi birbiri ardına yemek istiyordu gümüşü.

Sonuçta doyduğumuz için sadece ortaya bir lüfer söyledik.

Bazı restorant kılavuzlarında buranın tatlılarının güzel oldğu belirtiliyor.

Ancak biz kavunla tatlı isteğimizi bastırdığmız için tatlı yemedik.

Ancak sufle istiyorsanız daha yemeğe başlamadan önce siparişinizi vermenizde yarar var.

Adam başına 9 milyon lira ödedik. Zaten bu standart rakam, başka aynı düzeyde bir yerde balık yeseniz de, aynı fiyatı ödeyeceksiniz.

Bu arada yenilen meze miktarının sonuçta gelen hesabı da fazla etkilemediğini gözlemliyorum bir süredir.

Yani başta az meze gelse de masa mezeden çökse de sonuçta standart hesap geliyor İstanbul'da. işletmeci açşısından rahat bir sistem olmalı bu.

Sonuç olarak akılda kalacak muhteşemlikte olmayan, sakin, fazla aksamayan bir İstanbul gecesi arıyorsanız, yemekleri ortalama lezzet düzeyini tutturan bu restoranı tavsiye edebilirim.

YALI ER RESTAURANT

Köybaşı Caddesi 229

Yeniköy

Tel: (212) 262 1288

False