Ersan ATAKAN eatakan@hurriyet.com.tr
Son Güncelleme:
Monako’da fotoğraf ’grand prix’si heyecanı
Lumix semineri için gittiğimiz Monako’da Panasonic’in yeni kameralarını test ettik
Cote D’Azur veya Fransız Riviyerası, Akdeniz’in en güzel köşelerinden bir tanesi. Monako ise bu güzel ve bakımlı köşenin en güzel incilerinden biri. Dünyanın en küçük ikinci ülkesi olan bu prenslik, adeta üst üste yığılmış, ufacık, engebeli ve kayalık bir toprak parçasına sıkışmış, bir şehir devlet. Hemen yanı başındaki rahat ve dingin yerleşim bölgelerinden sonra, birdenbire kendinizi dünyanın en meşhur "Grand Prix" pistlerinden birinde buluyorsunuz.
Normalde şehrin yolları olarak kullanılan, meşhur Monte Karlo pistinin daracık ve virajlarla dolu yollarında ilerlerken, etrafınızdaki lüks ve ayrıcalıklı yaşam sizi daha da şaşırtmaya etmeye devam ediyor. Yat limanı ve kumarhaneleriyle de meşhur olan Monako, şıklığın, lüksün yarıştığı bir yer. Öyle ki her zaman size çekici gelen araba modellerine burada dönüp de bakmıyorsunuz bile. Etrafınızdaki Ferrari, Lamborghini, Maserati, Bugatti, Bentley ve Rolls Royce’lar sizi adeta başka bir diyara götürüyor.
Akdeniz’in bu cennet köşesi, Panasonic semineri ile bizler için daha da çekici bir hale bürünüyor. En son Lumix ve HD Camcorder modelleri birer teknoloji harikası olarak karşımıza çıkıyor. Yazıyı yazdığım günlerde halen haber ambargosunun sürdüğünü düşünürsek, sizler bu yepyeni modeller hakkında ilk bilgiye ulaşanlar arasında olacaksınız.
Lumix DMC-LX3’ün öne çıkan özellikleri
Monako’daki yeni ve en çarpıcı Lumix modellerinden biri DMC Ğ LX3 idi. Kompakt kategorideki bu model, Panasonic’in geniş açı iddiasını ve başarısını kanıtlıyor. Performans, çekicilik ve pratikliğin bir arada olduğu LX3, farklı ve neo-klasik tarzdaki tasarımı ve üstün teknik özellikleriyle, hem ileri hem de amatör kullanıcıları kalplerinden vuracak bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
24 mm ultra geniş açıya sahip olan DMC-LX3, Panasonic’in sayısal kompakt fotoğraf makineleri tarihinde, önemli bir kilometre taşı olarak yer alacağa benziyor. 10.1 megapiksel CCD ile yüksek hassasiyet ve düşük gürültülü (low noise) görüntüler sunuyor. Zaten modelin iddialı gelişmelerinden biri de, az ışıklı ortamlarda yüksek ISO ile oluşan grenlenmeyi en aza indirmesi. Tam manuel kullanım imkanı ve D-SLR benzeri fonksiyonlarıyla dileyen kullanıcılara özgür ve yaratıcı çekimler için mükemmel imkanlar sunan model, geniş 7.62 cm’lik (3 inç) 3:2 en boy oranındaki Likit Kristal Ekranıyla da farklılık yaratıyor. Ekranı son derece kaliteli görüntüsüyle, hem çekimlerde hem de daha sonra yapacağınız izlemelerde göz zevkinizi en iyi şekilde tatmin ediyor. 2.5 optik zumu, 3 megapiksel seçimde x 4.5 ekstra zuma ulaşıyor. Leica DC Vario-Summicron lensi ile çok daha net ve keskin görüntülere ulaşırken, 24mm geniş açısına rağmen en aza indirgenmiş distorsiyon ile karşılaşıyorsunuz.
DMC-LX3, pratik ve kolay çekim peşindeki kullanıcılar için de adeta biçilmiş bir kaftan. Akıllı Otomatik mod seçildiğinde (iA Intelligent Auto) sizin artık hiçbir şey ile uğraşmanıza gerek kalmıyor.
Kısa bir tanıtım ile üzerinden geçebildiğimiz DMC-LX3’ü, ilerideki sayılarımızda diğer özellikleri ile tanıtacağız.
Normalde şehrin yolları olarak kullanılan, meşhur Monte Karlo pistinin daracık ve virajlarla dolu yollarında ilerlerken, etrafınızdaki lüks ve ayrıcalıklı yaşam sizi daha da şaşırtmaya etmeye devam ediyor. Yat limanı ve kumarhaneleriyle de meşhur olan Monako, şıklığın, lüksün yarıştığı bir yer. Öyle ki her zaman size çekici gelen araba modellerine burada dönüp de bakmıyorsunuz bile. Etrafınızdaki Ferrari, Lamborghini, Maserati, Bugatti, Bentley ve Rolls Royce’lar sizi adeta başka bir diyara götürüyor.
Akdeniz’in bu cennet köşesi, Panasonic semineri ile bizler için daha da çekici bir hale bürünüyor. En son Lumix ve HD Camcorder modelleri birer teknoloji harikası olarak karşımıza çıkıyor. Yazıyı yazdığım günlerde halen haber ambargosunun sürdüğünü düşünürsek, sizler bu yepyeni modeller hakkında ilk bilgiye ulaşanlar arasında olacaksınız.
Lumix DMC-LX3’ün öne çıkan özellikleri
Monako’daki yeni ve en çarpıcı Lumix modellerinden biri DMC Ğ LX3 idi. Kompakt kategorideki bu model, Panasonic’in geniş açı iddiasını ve başarısını kanıtlıyor. Performans, çekicilik ve pratikliğin bir arada olduğu LX3, farklı ve neo-klasik tarzdaki tasarımı ve üstün teknik özellikleriyle, hem ileri hem de amatör kullanıcıları kalplerinden vuracak bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
24 mm ultra geniş açıya sahip olan DMC-LX3, Panasonic’in sayısal kompakt fotoğraf makineleri tarihinde, önemli bir kilometre taşı olarak yer alacağa benziyor. 10.1 megapiksel CCD ile yüksek hassasiyet ve düşük gürültülü (low noise) görüntüler sunuyor. Zaten modelin iddialı gelişmelerinden biri de, az ışıklı ortamlarda yüksek ISO ile oluşan grenlenmeyi en aza indirmesi. Tam manuel kullanım imkanı ve D-SLR benzeri fonksiyonlarıyla dileyen kullanıcılara özgür ve yaratıcı çekimler için mükemmel imkanlar sunan model, geniş 7.62 cm’lik (3 inç) 3:2 en boy oranındaki Likit Kristal Ekranıyla da farklılık yaratıyor. Ekranı son derece kaliteli görüntüsüyle, hem çekimlerde hem de daha sonra yapacağınız izlemelerde göz zevkinizi en iyi şekilde tatmin ediyor. 2.5 optik zumu, 3 megapiksel seçimde x 4.5 ekstra zuma ulaşıyor. Leica DC Vario-Summicron lensi ile çok daha net ve keskin görüntülere ulaşırken, 24mm geniş açısına rağmen en aza indirgenmiş distorsiyon ile karşılaşıyorsunuz.
DMC-LX3, pratik ve kolay çekim peşindeki kullanıcılar için de adeta biçilmiş bir kaftan. Akıllı Otomatik mod seçildiğinde (iA Intelligent Auto) sizin artık hiçbir şey ile uğraşmanıza gerek kalmıyor.
Kısa bir tanıtım ile üzerinden geçebildiğimiz DMC-LX3’ü, ilerideki sayılarımızda diğer özellikleri ile tanıtacağız.