Melek Kalpli İnsanların Arasında
Mehmet Arslan
Los Angeles için melekler şehri derler…
Gitmedim, görmedim, bilmiyorum.
Ama “Melek kalpli insanların şehrini” biliyorum artık.
Edirne..
Edirneli dediniz mi zihnimde hep bu sözcük yankılanacak:
- Melek kalpli insanlar..
Ekşi Sözlük’te okudum.
“Her şeyin yenisi, dostun eskisi derler…
Şehrin de eskisi makbul..
Kaldırımlarından, çınarlarından, taş köprülerinden anıları okunan, anneanne evi gibi geçmiş kokan eskicil bir şehir” diye anlatılıyor Edirne. Bu duygu her sokakta gelip yüreğinize oturuyor. Anneanne evine gelmiş kadar mutlu ve huzurlu hissediyorsunuz kendinizi.
Mimar Sinan’ın o muhteşem eseri Süleymaniye Camii’ni, Edirne Büyük Sinagogu’nu, kiliselerini, taş köprülerini ve hepsi birer askeri mühendislik harikası olan tabyalarını arkadaşlarım tabii ki size anlatmışlardır. Ben iki şeyden söz edeceğim size.. Biri gülen yüzünü Edirne’ye yansıtan Belediye Başkanı Recep Gürkan’dan. İkincisi de, Gürkan’ın Kırkpınar hayalinden. Kendisiyle bu kadar barışık ve hemşehrileriyle bu kadar kaynaşmış bir başkan çok az gördüm.
Süleymaniye nasıl bir büyük bir gurursa Edirne için, Kırkpınar güreşleri de o ölçüde bir vazgeçilmez bir gelenek. Olimpiyatları dışarıda bırakırsak 655 yıldan bu yana aralıksız devam eden en köklü spor aktivitelerinden biri Kırkpınar güreşleri. Başkan Recep Gürkan bu yıl Temmuz ayında yapılacak güreşlerden hemen sonra hayalinin ilk adımını atmaya hazırlanıyor. Kırkpınar güreşlerinin yapılacağı Sarayiçi bölgesi tepeden tırnağa yenilenecek. Önce bir gölet oluşturulacak. İçinde kano ve kürek yarışlarının yapılabileceği bir gölet. Ardından olimpik bir yüzme havuzu.. Okçuluk tesisleri. Önemli bir proje hemen bunun arkasından gelecek. Kırkpınar müzesi. Ve tabii ki güreşlerin yapılacağı er meydanı tamamen yıkılıp yeniden ve en modern bir şekilde inşa edilecek.
Geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin ne yazık ki büyük bir gelir kaynağı yok. Güreşler 5 milyon TL’ye mâloluyor. Kırkpınar ağası yıllık 500 bin TL civarında bir para ödüyor. Tanıtma fonundan aktarılan para ise 300 bin TL. Kalan tüm masrafları belediye üstleniyor. Peki niye?
Her kaybettiğimiz insanla birlikte aslında bir hücremizde ölür bizim. Aslında yavaş yavaş biz ölürüz. Edirne’de başkan ve belediye bu ölüme karşı direniyor. Kırkpınar geleneği yaşasın diye. Geçtiğimiz yıl Kırkpınar’ı izlemek için 300’ün üstünde gazeteci akredite olmuş. Bu rakamın yaklaşık yarısı 120 gazeteci yabancı ülkelerden gelmiş. Bu açıdan bakınca Kırkpınar’ın zenginliği daha çarpıcı yansıyor yüzümüze.
SON SÖZ: İster, “O senin cahilliğin” deyin, isterseniz benim gibi, “Yuh bana, ben de bilmiyordum.” Yunanistanla sınırımız olan Meriç nehrinin batısında Karaağaç bölgesi var. Bu bölge Türkiye’nin Meriç nehri batısındaki tek toprağı. Kurtuluş savaşı sonunda Yunanistan alacağımız olan 4 milyon altını ödeyemeyince bu borcun karşılığı olarak Lozan antlaşması ile Karaağaç bölgesini Türkiye’ye vermiş. Oraya gittiğinizde dalgalanan Türk bayrağını ve Lozan anıtını görebilirsiniz. Böylece benim gibi keşfetmenin inanılmaz tadını gururla çıkarabilirsiniz.