Medyadan – MAGAZİNİMSİLER
Biri çıktı ‘Cem Karaca’nın babası Mehmet Bey MİT mensubu idi’ diye kuyuya bir taş attı, işi gücü bokkurcalamak olan basınımız da bu lafa haber diye sarıldı. (Haberi yapan muhabir arkadaşa söylemiyorum bunu, o emir kulu...)
Neticede, Hürriyet gazetesi açmış, iki kişiye bu konuda görüşünü sormuş, biri Cem Karaca’nın üçünçü eşi Feride Karaca, diğeri de gazeteci Hakkı Devrim.
Hakkı Devrim, Mehmet Karaca ile tanışıklığını ‘dostluk farklı bir şey ama iyi tanırdım’ diye tanımladı, ben de şahit oldum. Haber gazetede şu şekilde çıktı:
“Mehmet Karaca’nın o dönemlerdi yakın arkadaşı Hakkı Devrim...” (Hürriyet, 14 şubat)
Hayretimi ifade ettiğim Hürriyet’in bir editöründen – ismi lazım değil – tecrübeye binaen cevap:
- Eee, bir gazeteciyle konuşurken en az % 50 sapmayı göze alacaksın!
*
PEK Bİ’ANLAMLI OLMUŞ HAKKETEN
Bir gazete ‘ünlüler’ denilen takıma 14 Şubat akşamı ne yapacaklarını sormuş.
Seren Serengil: “Aşkımız internette başlağıdı için (Musa’ya) hediye olarak laptop aldım. Çok anlamlı oldu.” (Vatan’la Sırıt, 14 şubat)
*
TAHRİK ETMEYEN BLUCİN
Bir İtalyan tekstil şirketi ‘namaz kılarken secdeye varan erkeği rahatsız etmeyen blucin’ üretmiş. Bir defa şirketin adı mânidar: Kudüs! Ayrıca, blucinin üst tarafı bol kesimli, beli yüksekmiş. Anladığım kadarıyla iki faydası var: (1) secde ederken blucin takım taklavatı sıkıştırmıyor (2) bol olduğu için kıçı fazla ortaya çıkarmıyor. Çünkü biliyorsunuz, bizim erkeklerimizin önlerinde eğilmiş erkek görünce dahi abdestleri bozulur, akılları o kadar nahiyede gezer. Bu blucinin bir detayı varmış ki, asıl ona güldüm: üst dikişler yeşil renkteymiş!
Böyle bir haberi kim yapar?
Yeni Şafak, 14 şubat
*
İLAHİ ERSEN!
Haber: Bir dönem Anadolu Rock tarzı müzik yapan Ersen (baş parmağından hatırlayabilirsiniz!) hacca gittikten sonra hayatının değiştiğini ve artık ilahi müzik yaparak mutlu olduğunu söylüyor.
Takvim-Papatya, 14 şubat
*
SULANDIRMAK
Magazin gazeteciliğine itirazımız yok. İtiraz, magazinin seviyesi düşe düşe apış arasına inmesine ve sulandırılmaması gereken haberlerin de magazinleştirilmesine...
Başbakan, ‘anamız ağlıyor’ diyen çiftçiye ‘Ananı da al git buradan’ deyince kimi televizyonlar ve gazeteler koşup... adamın anasıyla röportaj yaptılar. Kadıncağız da ne desin, ‘Başbakan’a yakışmadı’ filan diye bir laflar etti. (Gazeteler, 14 şubat)
Bugün gazetesi de, Abdullah Öcalan’ın terör örgütünü kurmadan önce tapu memurluğu yaparken öğle yemeklerini yediği Çatalca’daki Merkez Lokantası’nın sahibi Hüsamettin Bey’le (Hüsamettin Gündüz – Hüsamettin Bey diyorum çünkü o lokantada çok pilav üstü döner, hatta kuru pilav yemişliğim vardır.) evet lokantacıyla konuşmuşlar. Adamcağız da ne desin “Öğlen ve akşamları gelir, yer giderdi. Kuru fasulye yemekten hiç bıkmayacak diye düşünürdüm. Sessiz bir adamdı. Süklüm püklüm otururdu. Çok kitap okurdu. Terörist olduğunu fotoğraflarda görünce çok şaşırdım” diyor ve ekliyor “Meğer hain beslemişiz!” (Bugün, 15 şubat)
Gazetecilik diye artık çok uyduruk işler yapılıyor...
*
İĞ-RENÇ!
Haberin özeti şu: Beyaz, eski sevgilisi Çağla Şıkel’in de mülk sahibi olduğu bir siteden bir daire almış.
Meslektaşım bu haberi şöyle veriyor: “Beyaz aldığı bu daire ile bir dönem birliktelik yaşadığı Çağla Şıkel’le de komşu oldu.” (Vatan, 15 şubat)
... birliktelik yaşamak! İG-RENÇ!
*
Diyorum ya, HABERCİLİK DETAYLARDA GİZLİDİR diye.
Ercan ve Müge Canmutlu çifti, evliliklerinin 5.yıldönümünde bir davet vermiş. Yarım sayfa. Olabilir. Ama lütfen şu detayın önemini idrak edelim:
“Ercan Canmutlu’nun kardeşi Erkan Canmutlu gecede 3 no.lu masaya oturdu.”
Yaaa! Atlatma haber diye ben buna derim... (Kelebek, 15 şubat)
*
YOK ARTIK!
Amerikalı kadın intihar etmek istemiş, ancak boynuna geçirdiği ip kopmuş. İpi üreten firmaya dava açıp... 2 milyon dolar tazminat kazanmış! (Takvim, 15 şubat)
*
EROL EVGİN ÇOK SEVİMLİ BİR İTİRAFTA BULUNDU:
“İşte öyle bir şey” albümünü hayranları için imzalarken anlatmış. “20 yıl önce imza günlerinde genç kızlar sıraya girerdi. Şimdi ise orta yaşlılar imza istiyor. Geçenlerde bir baktım 18’lik bir kız albümü uzatıyor. Şaşırdım. ‘Annem için imzalar mısınız!’ deyince gülmeye başladım.”
(Kelebek, 16 şubat)
*
SAKSAĞANIN KUYRUĞU, VUR BELİNE KAZMAYI...
Ali Atıf Bir’in reklamverenden ve reklamcıdan yana tavır almasında şaşacak bir şey yok ama daha mantıklı bir argüman arayabilirdi. Şöyle yazdı:
“Milliyet ekonomi yazarı Güngör Uras’ı Sevgililer Günü’nü "tüketim tuzağı" olarak tanımladığı için tüm kalbimle kutluyorum. Bu açıdan bakarsak Güngör Uras’ın köşesini de tüketim tuzağı olarak görmek gerekmez mi? Uras’ın mantığıyla bakarsak kendi köşesi de sayfadaki reklamları okutmaya yaramıyor mu? Hatta bir gazetenin tamamı reklamları okutmak için çıkmıyor mu? Yanıt bekliyorum..” (Kelebek, 16 şubat)
Umarım Güngör Bey cevap vermez…
*
EFSANE VİYÖ DESENİZE ŞUNA
Alain Delon İstanbul’a gelecekmiş. Milliyet bu haberi ‘Efsane jön Türkiye’ye geliyor’ diye veriyor. (Milliyet, 16 şubat)
Jön Fransızca ‘jeune’ yani ‘genç’ kelimesinden gelir.
Alain Delon gençse, ben daha ana rahmindeyim... J
*
Aykut Işıklar yazdı:
BEDELLİ KAHRAMAN POLAT ALEMDAR
“Polat Alemdar, Kurtlar Vadisi-Irak filminde Amerikalılar’a kan kusturuyor. Vatanı milleti için ölümü göze alan yiğit... Ancak Polat Alemdar rolünü oynayan aktör Necati Şaşmaz ile Polat çok farklı... Tam bir Amerikan hayranı. Beş yıl Amerika’da yaşamış. Green Kart denilen oturma ve çalışma iznine sahip. Bu yüzden de askerliğini Burdur’da 28 gün yapmış.Yurtdışında üç yıl çalışanlara tanınan haktan istifade etmiş. Burdur’da Irak, İngiliz ve Amerikan askeri görmeden yapılan ve 28 günde biten vatan hizmeti. Filmde başına çuval geçirilen askerlerimizin intikamını aldığı için ‘Vatan senine gurur duyuyor’ diye omuzlarda taşınan sanal kahraman. Başka ne diyeyim ki!” (Bugün, 16 şubat)
*
OLABİLİR Mİ GERÇEKTEN?
Pişti programına Hülya Avşar – gazetelerimiz ‘derin göğüs dekoltasi’ dese de - resmen sutyenle katıldı. Bizi ilgilendirmez. Ama bir gazete “Kanal yetkililerinin reyting almak için ‘Biraz daha aç!’ demesi üzerine dekolte giyen Avşar...” diye bir iddia attı ortaya. (Sabah’la Günaydın, 16 şubat)
Doğru olabilir mi?
*
HAFTANIN ANNESİ
“17 yaşındaki oğlum Charles Murat Tarık Berichi, asker olmak ve Amerikan ordusuna katılmak istiyor. ‘Kurtlar Vadisi Irak’ı izleterek onu bu kararından vaz geçirmeye çalışacağım.” Ex-leydi Güngör Bayrak
Kelebek, 17 şubat
*
DEME!
Delikanlı, arabasını park eden valeye 30 lira, hizmet eden garsona da 50 liradan fazla bahşiş vermezmiş tövbe Allah. Beraber olduğu kadınların gözüne girmek için abartılı bahşiş verilmesine karşıymış, “Yanımdaki kız benimle param için birlikte olmamalı” diyor. (Kelebek, 17 şubat)
Kimmiş bu delikanlı? Cevahirler’in oğlu Murat…
Kızlar entelektüel birikimi için yanında geziyordur herhalde…
*
HINCALULUÇİSASYON
Cengiz Semercioğlu, televizyon yazılarını bırakıp layfstayl yazarlığa soyunalı beri epey bir hıncaluluçizasyon sendromu yaşıyor:
“Nişantaşı’nın en sevdiğim mekanlarının başında geliyor Panini… Geçen akşam yemekteydim. Akşam ambiansı en az öğle yemeği kadar güzelmiş…”
Hödö hödö…
Kelebek, 17 şubat
*
RÜYA TABİRİNE GEL!
Şimdi size, Şok’un OKŞAN ABLA köşesinde yer alan bir rüya tabirini okutacağım.
Önce gelen mektubu bir okuyun, SMALL rumuzlu okur rüyasını anlatıyor:
Rüyamda bir maymun satın alıyorum. Onu yaşadığım eve getiriyorum. Fakat bir süre sonra maymun yavrulamaya başlıyor. Ve o kadar çok oluyorlar ki şaşıp kalıyorum. Maymunların boyutları çok ilginçti. Biblo boyutunda bile maymunlar vardı. Ve o kadar çoklardı ki, evin her tarafına dağılmışlardı. Bir süre sonra sıkılmaya başladım. Onları bir odaya kapattım. Ama oradan da çıkmayı başardılar. Rüyamı yorumlarsanız sevinirim.
Tabii ki Okşan Abla ‘kafan karışık yavrucuğum’ dese iş bitecek, ama demiyor ve ciddi ciddi bu rüyayı yorumluyor.
Allah aşkına, yorumunu bir okuyun:
Rüyanız hilekar bir adamın sizi aldatmasına işaret etmektedir. Bu adamın her tür yaramaz işlerde parmağı var. Ahlaki değerlere sahip olmayan, size ve topluma zararlı bir asalak. (Kim gibi mesela Okşan Abla? İnsanların saflığından ve salaklığından istifade eden şarlatanlar gibi mi mesela?) Size ciddi zararı olabilir. Tavsiyem bu şekilde bir arkadaşınız varsa hemen uzaklaşın…vs
Şok, 17 şubat
*
İMAM YELLENİRSE…
Başbakan’ı “ulan, anasını satayım, al ananı da git” diye konuşan bir memlekette, magazin gazetecisi de böyle spot yazar tabii ki:
“Anne olmaya hazırlanırken bebeğini kaybeden şarkıcı Aşkın Nur Yengi, huzur bulmak için Londra’ya gitti. Bir ay kafa dinleyip şarkı yapacak.” (Akşam, 17 şubat)
*
ÇUVAL…LAMAK DİYE BUNA DERLER
Flash TV’de yayınlanan Şehrin Işıkları adlı magazin programında Kurtlar Vadisi Irak filminin galasıyla ilgili haber. Muhabir, Kurtlar Vadisi adlı dizide Polat’ın sevgilisi avukat kız rolünü üstlenen Özgü Namal’a çakal bir soru soruyor, sıkıştıracak aklı sıra:
- Bu filmde neden oynamadınız?
Kızcağız cevap veriyor:
- Ben öldüm ya! (Dizinin son bölümünde ölmüştü ya…)
Yani muhabir fena … çuvallıyor!
(Yüksel Altuğ’dan okudum, Vatan’la Sırıt, 17 şubat)
*
ŞAKA
Mehmet Barlas çok sevimli ve şakacı bir gazetecidir, biliyorsunuz. Köşesinde de her gün ŞAKA diye bir minik espriye yer verir. Bu kez şöyle diyor:
Aganigi...
Anadolu Ajansı'ndan Zafer Sel'in haberine göre, televizyonlarda gösterilen ve Mağara Devri adamının "Aganigi" diye bağırarak kadınını çağırdığı reklamdan sonra, Türkiye'de fındık tüketimi yüzde 50 artmış. Bundan ne çıkar peki? Demek "Çağ atlamak" isteği, ille de ileriye gitmek anlamına gelmiyor. Uzay Devri adamına Viagra içirip, bir planetten "Aganigi " diye bağırtan reklamı hiç gördünüz mü televizyon ekranlarında? (Sabah, 17 şubat)
Benim merak ettiğim ise, “aganigi” reklamından sonra fındık satışları % 50 arttıysa … aganigi ne kadar artmıştır acaba?
*
YEMEZLER CANIM!
“Eşine olan bağlılığı ile bilinen Mehmet Aslantuğ’un Arzum Onan’a dayak attığı iddiası şok yarattı. Şiddet olayı ile asla bağdaşmayan sanatçı hakkında söylenenler çok ‘yakışıksız”
… diyor spotunda Takvim’le Papatya ama, bu ‘yakışıksız’ söylentiyi ÇİRKİN DEDİKODU diye manşet yapıyor. (18 şubat)
Gazeteciliğin en aşağılık hilelerinden biridir bu. Açık açık dedikodu yapmazsın da, sanki kınıyormuş ayaklarına yatarsın:
Abuzittin Kerkenez’e i.ne yakıştırması yapılması çok çirkin. İki kere bir erkek arkadaşının kucağında görüldüyse illa öyle böyle mi olması gerekir. Dedikoludar çok çirkin, çok ayıp… Cık cık…
Al sana temiz ve etik gazetecilik!
*
FIRKA DEĞİLMİŞ
Şakir Süter ‘fıkra değil’ diyor.
- Bankamatik sırasındaydım. O sırada bir trafik polis otosu geldi. Banka önündeki park etmiş arabanın plakasını anons etti.
Önümdeki şahıs para çektiğini, arabayı hemen çekeceğini işaretlerle polise anlatmaya çalıştı. Bir polis anonsu daha yapıldı:
“Yüz milyon fazla çek, ceza yazdık!!!”
Akşam, 18 şubat
*
ÇOK KOMİKTİ
Kayserili bir vatandaş, oğluna kötü örnek olduğu iddiasıyla (çocuk sadece 6 yaşında ama olsun) Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılması için dava açmış.
Bu arada en komiği, söz konusu emlakçının kıyafeti:
Siyah takım elbise, siyah gömlek, beyaza benzer çizgili bir kravat ve boynunda … omzuna atılmış uzun beyaz kaşkol!
Star, 18 şubat
*
Güneş’te bir yazı dizisi başlıyor, adı DİKKAT KALBİNİZ ANİDEN DURABİLİR!
Demek ki… yavaş yavaş durursa bir mesele yok…
Güneş, 18 şubat