Medyadan – Magazin alıntıları
Bak bu sefer İbni Sina’ya acıdım – Gönül Yazar hayalindeki erkeği tanımlamış – Ailenizin gazetesinden entel fikfik tarifi – Hıncal Uluç, güzellik yarışması hakkında diyor ki – Göğsünü 3.kez küçültecekmiş, demek ki... – Eğer en iyi lokanta İngilizse, ben de Şekspir’im – Televizyon seyircisi böyle eziyet görmedi – Kendini intihar mı etmiş yoksa kendini hastaneye mi kaldırmış ve deeermişim!
İBNİ SİNA’YA ACIDIM
Sabah gazetesi ikinci sayfasını Hülya Avşar’a ayırmış ‘Şöhret Hülya’nın peşinde’ diye. Kimin kimin peşinde olduğu tartışılır elbette ama, bu arada bir kutu, diyor ki ‘İbni Sina’nın felsefesini benimsedi’!
Vah vah, Sina’ya yani...
Sabah, 18 nisan
*
GÖNÜL YAZAR HAYALİNDEKİ ERKEĞİ TANIMLAMIŞ
- En başta köpeğimi sevecek,
- Temiz ve bakımlı olacak,
- En az bir yabancı dil bilecek,
- Koton gömlek giyecek ki, ikide bir gömlekleri buruşmasın,
- Sandaletleri, kemer ve ayakkabısı aynı renk olacak,
- Façası düzgün, eline yüzüne bakılır olacak.
- Çok parası olmasın ama hep benden gitmesin,
Ve son madde:
- Yaşı yaşıma yakın olsun ama benden genç olsun. 50-55 civarında olabilir.
Yaşı yaşıma yakın ama 50-55 olsun...
Taş Bebek’in beynindeki ‘YAKIN’ kavramı bayağı bir ‘UZAK’ demek ki...
Milliyet, 19 nisan
Not: Gönül Yazar’dan bahsedince, aklıma, bir zamanlar arkadaşım Berrin’in köşesinde okuduğum bir hadise geldi, şöyle yazmıştı Berrin:
Gönül Yazar TBMM’de
Dün sabah telefonda tanıdık bir ses sordu:
– Berrin Hanım, önceki gün sabaha karşı, saat 3’ü geçerken, Gönül Yazar Meclis’te söz alarak kürsüye gelmek istedi; duydunuz mu?
- Haydi canım, ne işi var Gönül Yazar’ın milletvekili dışında kimsenin giremediği Meclis Genel Kurulu’nda? Hem de gecenin 3’ünde?
– Anlatayım. Gece saat 3’tü. 13 saattir toplantı halinde olan milletvekilleri de, Genel Kurul’u yönetmekte olan Meclis Başkanvekili Murat Sökmenoğlu da yorgunluktan perişan haldeydik... Sökmenoğlu, söz isteyen milletvekillerinin adını okurken, DSP Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan diyeceğine "Gönül Yazar" deyiverdi... Sökmenoğlu özür diledi, Alphan da güldü geçti... (Milliyet, 8 Haziran 2001)
*
SERİN DURUŞ’tan araks
- Öz Büyücü (Etv'nin "The Wizard of Oz" çevirisi)
- Kendi albümümü beğenerek dinliyorum, ne de olsa kendi sesim gibi gelmiyor... (Esra Balamir)
- İnanılmaz bir sapık eyyamcılık içerisindesiniz, bakın bunu hakaret olarak algılamayın!.. (Ahmet Çakar)
- Kokorecin alt tarafı Alex, üst tarafı Cordoba (Penaltı atılırken ceza sahası içinde sadece Alex ile Cordoba kalmalı, demeye çalışan Erman Toroğlu)
Milliyet, 19-21 nisan
*
ENTEL FİKFİK
Ailenizin gazetesi (!) Şok’un muhteşem AİLE REHBERİ sayfasından bir manşet ve bir spot.
Manşet: Seksin unutulmaz ilk ve son anları
Spot muhteşem: Sevişmeden aldığımız zevki doruk anıyla ölçmek yerine olayın bütününe bakmayı başarabilirsek seksin o muhteşem anlarını yakalayabiliriz...
Hanimiş entelektüel fikfikim benim!
Şok, 20 nisan
*
İHBAR
Hıncal Abi’nin ‘seçtiği’ güzel seçilmemiş, diyor ki:
“18 numara, Şebnem Azade benim kraliçe adayımdı, dördüncü olübildi. Baştan beri adı kulislerde biraz da fazla dolaşan Hande Subaşı’ya gitti taç...”
Ne demek istiyor sizce?
Sabah, 19 nisan
*
GÖĞÜSLERE ESTETİK diye bir ‘toparlama’ yapmış Müge Dağıştanlı.
Tülin Şahin silikonlarını yeniletmiş, Ayşegül Dinçkök göğüslerini dikleştirmiş ve Pınar Altuğ ‘3.kez göğüslerini küçültecek’miş.
3.kez göğüslerini küçültecekmiş... Orijinal malzeme sağlammış demek ki !.. J
Posta, 20 nisan
*
EN İYİ LOKANTA İNGİLİZSE BEN DE ŞEKSPİR’İM
500 şef ve gastronomi uzmanı Restaurant Dergisi için ‘dünyanın en iyi 50 lokantasını’ belirlemiş.
En iyi 50 lokantanın... 13’ü İNGİLİZ’miş.
Birinci de öyle...
Ya ben yemekten anlamıyorum, ya bu şefler...
Milliyet, 20 nisan
*
NAHOŞ BİR JEST
Kubilay Keskin çok yapılan bir hatayı tekrarlıyor:
“... gibi CD’lerle misafirlerine hoş bir jest yapmak istemiş ve amacına ulaşmıştı!”
‘Hoş olmayan’ jest olmaz zaten...
Kelebek, 20 nisan
*
YAZIK BU SEYİRCİYE
ATV’de yayımlanan Beyin Fırtınası diye bir program var, zaten Nazlı Ilıcak, Oral Çalışlar ve Mehmet Barlas üçlüsü sunuyor, bu Perşembe akşamı da ... Reha Muhtar’ı ağırlamazlar mı!
Etmeyin, yapmayın, seyirciye bu kadar eziyet niye? J
ATV, 21 nisan
*
NE GÜZEL BİR CÜMLE KURMUŞ
Ödül Rekortmeni Magazin Gazetecisi labelli Müge Anlı’dan bir güzel ‘magazince’ haber metni, Türk Dil Kurumu Ödülü adayı:
‘Nez’le ilişkisini noktalayan Davut Güloğlu, ayrılığın ardından şimdilerde günlerini stüdyoda sabahlayarak geçiriyor’!
Vatan-34, 20 nisan
*
BANA ŞÖYLE BİR AŞK İLAN EDEN OLMADI ANASINI SATAYIM
Papatya’nın Aşk Günlü köşesinde, NİKO’nun LEVO’ya yazdığı aşk ilanı:
‘Hani bir kelebek yakalarsın avucunun içinde. Sonra bakmak, görmek istersin yaşıyor mu diye. Baksan kaçacak, sımsıkı tutsan ölecek. İşte böyle bir şey seni sevmek...’
Aman Levo dikkat, bu Niko ‘Törkiş psiko’ !...
Takvim-Papatya, 20 nisan
*
DİNİ IRKI FARK ETMEZ, SALAK SALAKTIR...
ABD’de, Chicago’da bir altgeçidin duvarında ‘ayakta duran Meryem Ana’yı çoooook uzaktan hatırlatan bir leke meydana gelmiş rutubetten. İnsanlar, bu lekenin önünü mumlarla, çiçeklerle donatmışlar, dualar ediyorlarmış.
Salak her yerde salaktır yani...
Akşam, 20 nisan
*
DEPRAAAASYON!
Şebnem Özuzcan, DBT’nin Hayatın İçinden sayfasında, Doğuş adlı şarkıcıyla röportaj yapıyor.
Soruyor: Hilal Cebeci senin yüzünden intihar etti, bu konuda ne düşünüyorsun?
Her Türkçe konuşan gibi, ben de bu cümleden “Hilal Cebeci ölmüş” anlamı çıkarıyorum, meğer ölmemişmiş.
Doğuş cevap veriyor: Aslında benim yüzümden değil, bunalmış, depresyona girmiş ve hastaneye kendi isteğiyle yatmış. İntihar etmemiş!
(Bu arada, gazetecinin şu sorusu da muhteşem: Yüce Yaradanımıza olan inancın kuvvetli anladığıma göre? Sağcı bir gazeteyiz ya!..)
DB Tercüman, 21 nisan
*
DEEERMİŞİM
Hülya Avşar, Kazım Akşar, Cihan Ünal ve Derya Baykal, birlikte bir ‘oyunculuk okulu’ açacaklarmış.
Aranıza keşke bir de oyuncu alsaydınız... deeermişim! J
Star-Box-bu sefer nedense adı sadece bu kadar, 21 nisan
*
ABARTMAYALIM!
Aynı gün, iki ayrı magazin haberi.
Biri bebeğini aldırmak zorunda kalan ve perişan olan şarkıcı Gülben Ergen ile ilgili, diyor ki ‘... Gülben Ergen oldukça üzgündü’ !
Bir diğeri manken Gizem Özdilli ile ilgili, diyor ki ‘... Ankara’da yaşayan annesinin rahatsızlığı nedeniyle oldukça üzüntülü...’
O kadar da üzülmemişler demek ki...
Kelebek ve Vatan-34, 21 nisan
*
FRİKİK BEKÇİLERİ
Ben, magazin gazetecilerinin ‘dekolte’ ve ‘frikik’ takıntılarına çok gülerim.
‘Sosyetik’ güzelin biri (Allah kimseye göstermesin!) gece gezmeleri sırasında cipe biniyor veya iniyor, aman efendim eteği sıyrılıp da bir tarafı görünmesin diye bir dikkat, bir ihtimam, fotoğrafçılar da aportta bekliyor, belki donunun rengi görünür de ‘frikik haberi’ yaparız...
Yahu kadın neredeyse anadan üryan, her yeri meydanda, kalçası ½ santim daha görünse kaç yazar...
Olur Böyle Vakalar sayfasında Uğur (Soysal) da diyor ki, ‘Geçtiğimiz gün X ile Y Hanımlar minicik etekleri ile Nişantaşı’ndaydılar. Anlaşılan X Hanım ile Y Hanım rüzgardan hiç korkmuyorlar. Azıcık esse, düşünün hallerini...”
Zaten bu güzel kadınlar ‘herkes baksın ve görsün’ diye bu kadar açılıp saçılmıyorlar mı?
Akşam, 21 nisan
*
... VE KIYAMET’E BİR PAPA KALDI, diyor Nostradamusabah gazetesi.
Güya kâhinin biri, Ratzinger’in papa olacağını ta 866 yıl öncesinden bilmişmiş de, bu İrlandalı rahibin bir diğer kehanetine göre de ‘112’nci Papa’nın gelişiyle Kilise yıkılacak, kıyamet kopacak’mış.
Onun için Kıyamet’e bir Papa kalmışmış.
Ya ‘Vatikan’da kıyamet kopacak, Katolik Kilisesi birbirine girecek’ demek istemişse?
Sabah, 21 nisan