Masalsever Marburg
Bazı şehirleri anlatırken “masal gibi” deriz. Lahn Nehri kıyısındaki Marburg ise masalların şehri. Sadece savaştan kurtulan ortaçağ yapılarıyla değil, sokaklarında karşınıza çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Kurbağa Prenses gibi masal kahramanlarıyla da. Grimm Kardeşler’in pek çok ünlü masalını yazdığı şehir “Alman Masal Yolu”nun önemli duraklarından.
Almanya’nın Hessen eyaletine bağlı, Lahn Nehri’nin kenarına kurulmuş bir şehir Marburg. Frankfurt’un yaklaşık 100 kilometre kuzeyinde. Savaşta çok fazla zarar görmediğinden eski yapısını hâlâ koruyor. Turistlerin tek şikâyeti sokaklarındaki sonu gelmeyen yokuşlar.
Adı bu şehirle özdeşleşmiş Grimm Kardeşler de, Marburg Philipps Üniversitesi’nde okurken en çok bu konudan şikâyetçiymiş. Neyse ki belediye konuya el atmış, işi kolaylaştırmak için şehre birkaç asansör yapmış. Elinizi sadece kat düğmesine dokundurarak metrelerce yüksekteki tarihi merkeze ulaşmanız sadece birkaç saniyenizi alıyor. Bahsettiğim konu, şehrin belki de tek kötü yanı. Eğer bununla baş açıkabilirim diyorsanız, yolunuzu mutlaka Marburg’dan geçirmelisiniz. Çünkü burası tarih, güzellik ve eğlence dolu...
ÜNİVERSİTE ŞEHRE GENÇLİK AŞILIYOR
Marburg eğlence dolu çünkü burası bir üniversite şehri. 82 bin kişilik nüfusunun 23 binini, 1527’de derebeyi Phillipp tarafından kurulan ve dünyanın ilk protestan üniversitesi unvanına sahip Marburg Philipps Üniversitesi öğrencileri oluşturuyor. Dolayısıyla pek çok Alman şehrinde olduğu gibi burada hayat, akşam altıdan sonra bitmiyor. Sokaklar, restoranlar, barlar hep cıvıl cıvıl hareketli. Ve neredeyse her köşe başında bir mekân var. Ama gelin önce Marburg’un tarih kokan sokaklarını bir gezelim...
Tarihi rotanın ilk durağı tepeye çıkmadan görülen Elizabeth Kilisesi. Almanya’nın tamamiyle gotik ilk kilisesi, 1235-1283 arasında Töton Şövalyeleri’nce yaptırılmış. Thüringen kontunun oğluyla evlenmek üzere bölgeye gelen, Macar Kralı II. Andrew’in kızı Elizabeth yoksul ve hastalara yardımlarıyla bölgede öylesine derin izler bırakmış ki, 24 yaşında acılar içinde ölüp gidince ismi bu yapıya verilmiş. Macar ve Thüringen’liler için kutsal bir kilise.
Yapıyı arkanıza alıp solunuzdaki yoldan devam ettiğinizde karşınıza Steinweg Sokağı çıkacak. İşte bu yol, Marburg’un en önemli tarihi konusunun başlangıç noktası; Grimm Kardeşler’in.
Aslen dilbilimci olan ama tüm dünyanın masallarıyla tanıdığı Grimm Kardeşler’in yaşamının önemli bir kısmı Marburg’da geçti. Jacob Grimm (1785-1863) ve Wilhelm Grimm (1786-1859), üniversite eğitimleri için 1802-1805 arasında burada kaldı. Yayımlanan 260 masaldan önemli bölümü Marburg’da yazılmaya başlandı. Yıllarca üzerinde çalıştıkları, hatta bir sözlük hazırladıkları Alman dili ve edebiyatını da burada incelemeye başladılar.
GRIMM’LERİN GİTTİĞİ RESTORAN 444 YAŞINDA
İşte bu yüzden biraz önce bahsettiğimiz Steinweg Sokağı’nın hemen başında sizi ‘Kurt ve 7 Küçük Oğlak’ masalının kahramanları karşılıyor. Ağaç iskeletli evlerin bulunduğu, Arnavutkaldırımlı sokakta ağaçların altında ilerlerken karşınıza çıkan büstler, sadece masal yolunun değil, eski şehre giden hafif yokuş güzergâhın da başlangıcı. Fark ettiyseniz, bu yolu izleyebilmek adına, belediyenin asansör hizmetini kullanamıyoruz.
‘Kurt ve 7 Küçük Oğlak’ı geçtikten birkaç yüz metre sonra Wettergasse’de sağ tarafta bu kez elindeki kitapla ‘Kurbağa Prens’ çıkacak yolunuza. Eski bir yapının tepesinde oturduğundan birlikte fotoğraf çektirmek mümkün değil ama size prensesin onu öpüp de bir prense dönüştürdüğü hikâyesini anımsatarak, çocukluğunuza döndürecek.
Sokağın sonunda ulaşacağınız tarihi şehir meydanı (Marktplatz), eski belediye binasıyla ihtişamlı bir görünüm sunuyor. Belediye binasının hemen yanındaki evin duvarlarındaysa ‘Küçük Cesur Terzi’ masalındaki ‘7 sinek’ görülüyor. Terzinin onları öldürmesinden nasıl da böbürlendiğini hatırlayacaksınızdır.
Şehirde çok fazla genç olduğundan bu meydanda sürekli tiyatro ve müzik festivalleri de yapılıyor. Biz geçerken Shakespeare’den bir eser sahneleniyordu. Gitmeden önce etkinlikleri kontrol ederek, belki birini izleme şansını yakalayabilirsiniz. Ayrıca etrafta pek çok kafe ve restoran mevcut. Burada önerim, 1569’da kurulan ve Grimm Kardeşler’in de zaman zaman gittiği ‘Zur Sonne’ adlı restoran. Mönüsünde pek çok farklı türü bulabileceğiniz ‘Zur Sonne’, aynı zamanda kalacak yer arayanlar için otel hizmeti de veriyor.
SİMGELERİN SIRRI KALEDEKİ SERGİDE
Hemen yan taraftaki Barfüss Sokağı, bu eski şehrin ana caddesi gibi. Dolayısıyla karşınıza pek çok dükkân çıkacak. Ama 35 numaralı kapıyı bulduğunuzda Grimm Kardeşler’in 211 yıl önce bu şehirde yaşadığı evi de görmüş olacaksınız. Yanındaki sokaktan merdivenleri çıktığınızda yolunuz, hani o en aşağıdayken en tepede gördüğünüz büyük kaleye çıkacak. Ama isterseniz öncesinde arka taraftaki Rübenstein Sokak’ta ‘Hansel ve Gretel’e ithaf edilen, bir pastayı andıran evi görebilirsiniz (Biz oradayken ne yazık ki tadilattaydı).
Merdivenleri bitirdikten sonra aslında yolunuzun biraz yorucu olacağını göreceksiniz. Çünkü asıl yokuş burada başlıyor. Tabii ki bu durum çok normal çünkü 11’inci yüzyılda inşa edilen kalenin çevresindeki üç vadiye birden hâkim olması gerekiyordu. Belediye yetkilileri bu bölüme özellikle asansör yapmadıklarını, ziyaretçilerin tarihi yolu iyice solumasını istediklerini söylüyor. 20-30 dakika süren tırmanışın ortasında 7 Cüceler’in bulunduğu kemerin yanından geçeceksiniz. Biraz ileride soldaysa Külkedisi Sindrella’nın devasa kırmızı ayakkabısı çarpacak gözünüze. Her ikisi de birlikte fotoğraf çektirmek ve belki de bir dilek tutmak için ideal.
Unutmadan, kaleye varmadan önceki son dönemeçte tüm şehrin manzarasını görebileceğiniz güzel bir kafe-restoran bulunuyor. Bir bölümü üniversite binası, bir bölümü etkinlikler için kullanılan kalenin merkezinde bir müze ve sergi salonu var. Şu sıralar sergilenense tam yapacağınızın turu pekiştirecek nitelikte. 2014 sonuna görülebilecek ‘Echt Hessisch?’ sergisinde Grimm Kardeşler’in masalları detaylandırılıyor. Masallardaki orman, kadın, çocuk, hayvan başlıklarının neden ve nasıl kullanıldıkları, örnek objelerle anlatılıyor. Bu sergiyi her gün 10.00-18.00 saatleri arasında görmek mümkün. Kalede 21 Temmuz’a kadar devam eden etkinliklerden biri de İspanya programı. Eğer o tarihe kadar gidecekseniz, bir opara, oyun ya da konseri yakalayabilirsiniz.
(Bu gezi Alman Turizm Merkezi’nin sponsorluğuyla yapılmıştır)
Tarifler Bayan Grimm’in mutfak defterinden
Kassel şehrinin yakınlarında Uyuyan Güzel masalına ithaf edilen Sababurg Şatosu. Grimm Kardeşler’in bu yıkık şatodan esinlenerek masalı yazdığı söyleniyor. Reinhards ormanıyla çevrili şatonun sahibi ve işletmecisi Günther Koseck’in ailesi kurmuş içerdeki lüks otel ve restoranı. Mönüsü, Grimm Kardeşler’den Wilhelm’in eşi Dorothea’nın yemek defterinden hazırlanıyor. (0049 567 18 08-0)
Masal Festivali’nde son hafta
Grimm Kardeşler’in doğduğu şehir Hanau’da her yıl festival düzenliyor. Bu yıl 29’uncusu düzenlenen Masal Festivali, 21 Temmuz’a kadar devam edecek. Masallardan esinlenilerek hazırlanan modern opera, tiyatro ve konserler yer alıyor festivalde. Biletlerini www.frankfurt-ticket.de adresinden temin edebilirsiniz.
Rapunzel’in kulesine tırmanın
Sababurg Şatosu’na otomobille 20 dakikalık mesafede bulunan Trendelburg Şatosu da Rapunzel masalına ithaf edilmiş. Burası da hem restoran hem de otel hizmeti veriyor. Ayrıca bir rehber eşliğinde kuleye tırmanıp masaldan alıntıları ve Grimm Kardeşlerle ilgili diğer bilgileri dinleyebiliyorsunuz. (0049 5675 909-0)