Marmaris’te bir cennet: Bozburun
Marmaris sınırları içinde yer alan Bozburun, adını coğrafi görünümünden almış. Doğal bir burun ve boz renkte dağlar… İsminin cazipliği ve hayalimdeki Bozburun ile yollara düştüm. Akdeniz’i severim, Ege’ye ise aşığım. Çok güzel şeyler yaşadım. İşte size Bozburun gezi rehberi…
Masalımsı köyler, kış sporları, yeni kültürler, farklı lezzetler… Dağ evleri, şömineler, romantik manzarlar ve alabildiğine beyaz bir kış mevsimi bitti. Gezerek bitirdiğim koca bir kışın ardından, özlemle beklediğim yaz mevsimi de geldi. Uzun yıllar ülkemden uzak, bir Akdeniz ülkesi olan İspanya’daki yaşamı seviyorum ama ülkemin incisi Ege’ye her yaz uğramadan da edemiyorum. Ve bu yaz “Bozburun” dedim. Marmaris sınırları içinde yer alan bu bölge, ismini coğrafi görünümünden almış. Doğal bir burun ve boz renkte dağlar… İsminin cazipliği ve hayalimdeki Bozburun ile yollara düştüm. Akdeniz’i severim, Ege’ye ise aşığım. Hiç bir zaman beni hayal kırıklığına uğratmamıştır. Tam da bu düşünceleri aklımdan geçirirken kendimi birden bir teknede buluverdim. Dostlarımın tavsiyesi üzerine Bozburun’a gider gitmez Murat Akbal’la tanıştım. İyi ki de tanıştım. Önce Bozburun’un bilinmeyenlerinde cennet gibi bir tura çıkardı ardından kalacağım yer olan bir diğer cennete Baldan Suites’e götürdü. Buraya kara yoluyla ulaşmayı düşünüyorsanız umudunuzu kesin derim.
Limanı arkamızda bıraktığımızda deniz bir o kadar sakin, yolculuk kısa ve de keyifliydi. Karşım dağ, önüm doğayla uyumlu ahşap yapılar ve billur bir deniz. Yine kazandın Ege, yine sen haklı çıktın. Bir cennetti burası. Tam aradığım gibi. Sessizliğin sesini hiç dinlediniz mi? Sessizliğin bile sesi vardı burada. Aradığım her şeye çok yakındı. Huzur vardı burada, keşfedilmemişlik, suyun sesinin tonları vardı, dağlar ise görkemli duruyorlardı.
Burada doğanın bir parçası gibi hissediyorsunuz kendinizi. Günlük hayatta yaptığınız rutin aktiviteler, o kadar anlam kazanıyor ki. Çünkü size eşlik eden bakir bir doğa var. Sabahları uyanıp, nerede olduğumu görmek mutluluk veriyor, kahvaltımı yapıyor sonra sadece yarım metre uzaklıktaki billur bir denizde yüzüyor, çıkıyor tekrar giriyor, tekrar yüzüyordum. Uzun yıllar dediğim gibi İspanya’da yaşamış olmanın kazandırdığı kültürel özellikler, artık karakterimin bir parçası olmuştu. Gerek tatlar, gerek yaşam stilinin rahatlığı, hayatı daha sakin ve tadını çıkararak yaşama mantığı Bozburun ile çok uyuşmuştu. Buna damak zevkini ve lezzetleri de ekleyebilirsiniz. Burada adeta deniz ürünleri, taze balıklar, Ege otları ve mezeleri, en az olduğum yer kadar baştan çıkarıcı.
Gündüzleri genel olarak denize girmek için var olan ve kullanılan iskele, akşamları ortama uyum sağlayıp birden denize sıfır, romantik ve şık bir ortama, restorana dönüşüveriyor. Seçimlerinize muhakkak ahtapot ızgara, üzüm yaprağında levrek ve tatlı olarak da incir erosu eklemeyi unutmayın derim.
Bozburun çok güzel, el değmemiş. Etrafta ise bir o kadar güzel koylar var. Adaboğazı koyu, muhakakkak uğranması gereken yerlerden biri. Koyu lacivert bir suyun, birden buraya yaklaşığınızda açık berrak bir yeşile dönmesi şaşkınlık verici. Tabi ki böyle bir suya atlamadan olmaz. Aynı zamanda yakında Akvaryum koyu ve 3 Taşlar ise uğramanız gereken diğer noktalar.
Etrafta gidilecek yakın yerler olmasına rağmen, Bozburun’un büyülü atmosferini tam olarak yudumlamak ve yaşamak istiyordum. Günün her saatinde farklı bir kimliğe bürünen bu yer, özellikle akşam gün batımına yakın farklı bir hal alıyordu. Derin bir sessizlik, o billur deniz adeta bir göl oluveriyordu. Çarşaf gibi dümdüz kıpırtısız bir deniz. Mutluysanız daha mutlu, rahatsanız daha rahat ve aşıksanız daha aşık oluveriyorsunuz. Ay’ın yakamozuna şahit olmuştum çoğu kez hayatımda ama yıldızlara asla. Evet evet yıldızlar, bir göle dönüşen bu denizde yansıma yapıyordu. O kadar çok ve yakındılar ki, adeta bir şölen izler gibi denizin üzerinde, izledim durdum.
Bozburun… Bir balıkçı kasabası. Kayalık ve bakir tepeler… Arkeolojik dokusunu günümüze kadar koruyabilen, tarihi çok eskilere dayanan en eski ender yerleşimlerden biri. Antik çağda, Karia isimli bölgede bulunan Bozburun’un bilinen en eski adı Tinos’tur. Yarımadada 10 tarihi kent bulunmaktadır. Birçok medeniyete beşiklik yapmıştır. Denizi, doğası, huzuru, atmosferi, suyu bile farklı.
Hayatta riskler bazen güzeldir. Ama Ege konusunda risk alma şansınız yoktur. Her zaman sizlere, beklentinizin üzerinde alternatifler sunar! Bozburun da öyle bir alternatifti. İyi ki gitmişim. O kadar çok gidilecek yer, kasaba ve koy var ki, ben haritada gittiğim Ege kasabalarına ve koylarına, tik atmaya devam ediyor ve sizlere de bu eşsiz güzellikteki kasabayı mutlaka görmelisiniz diyorum!