Londra’da son trend: Sağlıklı kafeler

The Good Life Eatery

Üç sene önce Chelsea’de keşfettiğimden beri Londra’da neredeyse oradan başka bir yerde yemek yiyemiyorum. Organik ve temiz beslenme trendinin şehirdeki hemen hemen ilk ve en iyi örneklerinden. Belgravia ve Marylebone’da da şubeleri var. Hiç birinde çok fazla masa bulunmuyor dolayısıyla, sabah, öğle, akşam sürekli kapıda uzayan kuyruklardan kaçınmak için biraz erken gidin. Mönülerinde beğenmediğim bir şey yok gibi. Tam tahıllı veya buğdaysız ekmeğin üzerinde, vegan badem ezmesi, avokado, safran yoğurtlu benedict yumurta; balkabağı, brokoli, kale, edamame, omega tohumlu yumurta beyazı lazanya; açai püreli, muz, ananas, hindistancevizli ev yapımı granola kasesi; hindistancevizli yoğurt, böğürtlen komposto ile kestane ve bademli waffle; goji meyvesi, kinoa, tatlı patatesli The Good Life salatası. Hele hele yerfıstığı cup ve kakaolu avokadolu chuck norris smoothie. 59 Sloane Avenue, Chelsea, SW3 3DH.

Juicebaby

King’s Road’daysanız kesinlikle uğramalısınız! Buzdolabından alıp gidebileceğiniz kırmızı biberli humuslu sandviç, tahin soslu limonlu kinoa ve susamlı ızgara patlıcanlı salatası dışında, sayısız seçenekleriyle, soğuk sıkım meyve ve çiğ sebze sularını, bir kahvaltıya bedel badem sütü, yulaf, ve çeşit çeşit kuruyemiş, meyve ve çekirdekle yapılan smoothielerini denemenizi tavsiye ederim. En çok rağbet görenleri superfoods listesinde başı çeken, ıspanak benzeri kale sebzesi ve Güney Amerika’da bulunan meyve ve bitki türlerinden, potasyum yüklü, karamel tadında lucuma tozu ve zink, kalsiyum deposu maca tozu ile yapılan içecekler. Güney Afrika kökenli meyve ağacından üretilen, c vitamini deposu baobab tozunu da eklemeliyim. Çantanıza bir tane atın çıkın. 398 King’s Rd, Chelsea, SW10 0LJ.

26 Grains

Burası tamamen porridge, yani su veya sütle pişirilmiş lapa cenneti. Londra’nın sağlık cenneti diye adlandırılan Covent Garden, Neal’s Yard Remedies bir numaradan daha geniş iki numaraya henüz taşındılar. Tatlı ve tuzlu, yulaf, buğday, darı veya arpa ile pişirdikleri porridgeleri envai çeşit baharat, bal ve akçaağaç şurubu ile tatlandırıp, taze meyve, ev yapımı komposto ve granola ile süslüyorlar. Menüde somon, yumurta gibi başka seçeneklerde var ama burada amaç porridge yemek. Karabuğdaylı muzlu kekleri nefis. Geçen ay çıkan, içinde tüm tariflerin olduğu kitabını yanınızda getirin. Evde yapımları çok kolay. 1 Neal’s Yard, Covent Garden, WC2H 9DP.

The Detox Kitchen

Buğday, süt ürünleri ve işlenmiş şeker içermeyen mönülerinde bulunan vegan veya yağsız proteinli salataları, yeşil ve kırmızı sebze ve meyve suları  öğle yemekleri için ideal. İlk önce Selfridges Departman Mağazası Yiyecek Holü’nde bulanan ‘Grab N Go’,  ‘Al ve Git’ köşelerini fark etmiştim. Şimdi Soho ve Fitzrovia bölgelerinde bulunan şarküterilerinden çıkmıyorum. Tatlı mısır, kabak ve avokado salsalı frittataları favorim. İnternet sitelerinden satın alabileceğiniz paket servisleri de var. Fitzrovia şubesinin alt katında öğle aralarında yoga, pilates yapmak için bir egzersiz stüdyosu bile kurmuşlar. 10 Kingly St, Kingly Court, W1B 5PJ.

Granger & Co.

Yumurtayı daha güzel yapan başka bir yer olabilir mi? Bugüne kadar gittiğim her şehirde çırpılmış yumurta yemediğim mekan kalmadı. Burası gibisi kesinlikle yok. New York’ta Two Hands Cafe yanına belki biraz yanaşabilir. Rezervasyon almadıkları için kapılarında kış aylarının buz gibi soğuğunda dakikalarca sıra bekledikten sonra yedikleriniz size bir an öncesini unutturacak. Granger & Co’nun bu derece başarılı olmasında New York Times’ın kendisini “Yumurta Dahisi” diye adlandırdığı Avustralyalı şef Bill Granger’ın payı büyük. Bence Avustralyalılar brunch yapmasını çok iyi biliyor. Menü, çeşit çeşit yumurta, salatalar, burgerler, sandviçler ve tatlılarla çok zengin, hepside eminim çok lezzetli ama ben yıllardır burada ekşi mayalı ekmeğin üzerinde çırpılmış yumurta ve muzlu ve bal peteği tereyağlı sıcak ricotta peynirli pancakeden başka bir şey yemedim. İkisi de inanılmaz, bir anda ağzınızda müthiş bir lezzetle dağılıveriyorlar. Gidin yiyin, bana hak vereceksiniz. Geçen sene Notting Hill ve Clerkenwell şubelerine King’s Cross’da eklendi. Bill Granger’ın bütün kitapları mutfağımda bulunuyor ama halen iki yemeği de hakkıyla yapabilmeyi başarabilmiş değilim. 175 Westbourne Grove, W11 2SB.

The Mae Deli

Instagram fenomeni Ella Woodward’un sağlıklı yeme alışkanlıkları ve yaşam stili yolculuğu geçirdiği ender bir hastalık sonrasında bu yönde araştırmalarıyla başlamış. Altı sene içinde, blog, youtube, Instagram, kitap derken, geçen yıl ilk kafe, şu an inşaat halindeki ikinci kafe, geçen ay tüm İngiltere’de başta Whole Foods Market ve Waitrose marketleri olmak üzere satışı başlayan paketlenmiş hurmalı, kajulu, yulaflı enerji topları ile kendine ait minik imparatorluğunu kurdu bile. Marylebone’daki küçük mekanı sabah akşam tıka basa dolu. Cam kaplı tezgahlarında sergilenen doğal malzemelerle, glütensiz ve süt ürünü içermeyen yiyecekler her öğün değişiyor. Sakın geç gitmeyin bazıları hemen bitebiliyor. Sabah, kırmızı orman meyveli chia puding üzerinde yerfıstığı ezmesi, çavdar ekmeği üzerine ezilmiş avokado, matcha latte ideal. Öğlenleri tam bir şölen. Karnıbahar kuskus, nohut ve baharat salatası, yerfıstıklı tatlı patates, Asya usulü brokoli ve bok choi, kurutulmuş domatesli yeşil fasulye, kinoalı balkabağı gibi sebzelerden kendi kasenizi oluşturuyorsunuz. En güzelini sona sakladım, üzeri yerfıstıkları ile dolu çikolata kaplı yerfıstıklı kek. Her seferinde yiyorum. Sonra Londra’yı baştan aşağı yürüyorum. 21 Seymour Place, Marlyebone, W1H 5BH