Kültürlerin birleştiği yer: Kanada

Kanada, Kuzey Amerika kıtasının en kuzeyinde bulunuyor ve 9.984.670 kilometrekare yüzölçümüyle, toplam yüzölçümü bakımından dünyanın ikinci en büyük ülkesi konumunda yer alıyor. Kanada genellikle doğal güzellikleri ve geniş topraklarıyla tanınıyor. Ayıca ülke ekonomik ve teknolojik açıdan komşusu Amerika Birleşik Devletleri’ne çoğu zaman benzetilir. Ama Kanada’nın Amerika’dan farkı Britanya mirasına daha sıkı bağlanmasındadır. Öyle ki Kraliçe II. Elizabeth ‘’Kanada Kraliçesi’’ olarak bilinir ve devlet başkanı, hükümdar olma sıfatlarına sahiptir.

Ayrıca Britanya ve Fransa’dan gelen göçmenlerle kurulan Kanada iki ülkenin kültürel izlerini bariz bir şekilde taşıyor. Yaklaşık 10 milyon metrekare yüzölçümlü Kanada 10 eyalet ve 3 bölgeden oluşuyor. Ülkenin başkenti Ontario eyaletinin güneydoğusunda konumlanan Ottawa şehridir. Ottawa aynı zamanda Kanada’nın dördüncü büyük şehri olarak biliniyor. Kanada gerek parkları olsun gerek de diğer doğal güzellikleri olsun bünyesinde gezilmesi gereken birçok yer barındırıyor. İşte onlardan bazıları:

Niagara Şelaleleri

Niagara Şelaleleri Amerika New York Eyaleti ile Kanada Ontario bölgesi arasında yer alıyor. Ayrıca şelaleler ABD ile Kanada sınırı konumundadır. Niagara’da; Horseshoe, American ve Bridal Veil isimlerinde toplam 3 tane şelale bulunuyor. Bu şelalelerin üzerindeki hidroelektrik santrali sayesinde Amerika ve Kanada’nın elektrik ihtiyaçları bir nebze de olsa karşılanıyor. Tabii ki Niagara’da sadece şelaleleri görmek zorunda değilsiniz. Çevrede Niagara Vadisi Doğal Rezervi, botanik bahçeler ve Queenston Heights Parkı’nı da seyahat listenize eklemekte fayda var. Bölge kışın çok soğuk oluyor. Öyle ki sıcaklık -11 dereceye kadar düşebiliyor. Bu yüzden turistler genellikle temmuz ve ağustos aylarını sıcaklık arttığı için daha çok tercih ediyorlar. Ama kışın dondurucu soğukta donan Niagara Şelaleleri eşsiz bir manzara sunuyor.

Stanley Parkı

Stanley Parkı bir kent parkı ve Kanada’nın şehirlerinden birisi olan Vancouver’de bulunuyor. Park her yıl 8 milyon ziyaretçi kabul ediyor ve parkın en önemli özelliği ise içinde yüzlerce yıllık ağaçlar barındıran bir ormana sahip olması. Şehrin ortasında bir ‘’vaha’’yı andıran park Siwash Kayalıkları ve Beaver Gölü gibi doğal güzelleri barındırıyor. Parkta doğa yürüyüşleri, kayalıklara tırmanmak ve bisikletle parkı dolaşmak gibi aktiviteler yapabilirsiniz.

Notre Dame Bazilikası

Belki de Kanada’nın en ünlü Katolik Kilisesi olan Notre Dame Bazilikası İrlandalı mimar James O’Donnell tarafından tasarlanmış. Ceviz ahşap oymaları ve 25 karat altın yıldızlar ile dekore edilmiş bazilika kemerli mavi tavanları ve neo-gotik tasarımıyla görülmeye değer yerlerden. Eğer Notre Dame Bazilikası’nda evlenmek isterseniz şimdiden iki yıl bekleme süresi olan sıraya girmeniz gerekiyor. Eğer evlenmek yerine sadece gezmeyi tercih ederseniz yılın dönemine göre kilisenin içinde çeşitli turlar yapılıyor. Bazilika Kanada’nın Montreal şehrinde bulunuyor.

Kanada’nın Paris’i Montreal

Kanada’nın Toronto’dan sonra en büyük ikinci kenti olan Montreal Quebec eyaletine bağlı. Montreal, Quebec eyaletinin nüfusunun yarısından fazlasını barındırıyor ve bu Montreal’e eyaletin en büyük şehri olma unvanı kazandırıyor. Ayrıca şehir Kuzey Amerika’nın en ‘’Avrupalı’’ şehri olarak biliniyor. Diğer bir unvanı ise ‘’Kanada’nın Paris’i’’dir. Bunun sebebi ise bölgede çok fazla Fransız olması ve Paris’ten sonra en çok Fransızca konuşulan ikici yer olmasıdır. Montreal, Kanada’nın kültür başkenti olarak da biliyor. Bu güzel şehrin birden fazla unvanı olması onun ne kadar ilgi çekici ve güzel bir şehir olduğunu kanıtlıyor. Şehir oldukça modern olmasına rağmen birçok tarihi eseri de korumayı başarmış. Hatta şehirde o kadar çok kilise var ki ‘’Yüz Çan Kulesi Şehri’’ ve ‘’Azizlerin Şehri’’ denmesine sebebiyet vermiş.

Montreal’de gece hayatı da çok canlı ve hareketli. Öyle ki şehirde günlerce süren festivaller ile bu alanda da ismini duyurmayı başarmış. En önemli kulüp faaliyetleri şehir merkezinde yer alan Plateu bölgesinde ve St. Catherine caddesinde yer alıyor. Festivaller kentte çok yaygın. İşte bazı önemli festivaller: IglooFest (16 Ocak- 8 Şubat), Barbegazi Festivali (14- 15 Şubat), Montreal Türk Filmleri Festivali (8 Mayıs- 14 Mayıs). Eğer yolunuz Kanada’ya düşerse bu kültür, festival ve daha birçok unvana sahip olan şehri görmeden geçmemenizi tavsiye ederiz.

Britanya Ve Fransa kültürüyle harmanlanmış Kanada yemekleri

Kanada, Britanya ve Fransa kültürlerini içinde barındırıyor. Bu durum diğer her şeyde olduğu gibi Kanada’nın yemeklerini de etkiliyor. Birçok doğal güzelliğin dışında Kanada’da gitmeniz gereken restoranlar ve tatmanız gereken yemekler hayli fazla. Kanada yemekleri tatlarını soslardan alıyor dersek yalan söylememiş oluruz.

Halifax Donair adında bu dürüm size kendi kültürümüzü anımsatabilir. Çünkü bizim yediğimiz dürümden pek de farksız değildir. Dürüm şeklinde içinde et, soğan, peynir ve sebze bulunur. Pate Chinois; Haşlanmış patates ve mısırların katmanlar şeklinde yerleştirilmesinden oluşan bir yemek. Kanada’daki Fransızların yöresel yemeği olarak bilinir. Ginger Beff adlı yemekleri de çeşitli biberlerle süslenmiş sığır etinden yapılır. Aslen Çin yemeğidir.

Kanada her mevsim güzeldir

Kanada gelişmiş turizm sektörü ve doğal güzellikleri ile yılın her dönemi seyahat edenleri ağırlıyor. Ülke her bölgede farklı aktiviteler sunar. Mesela nisan – mayıs aylarında müzik, tiyatro, ve film festivalleri yapılıyor. Kış ayları ise spora rağbet gören bir dönemdir. Ülkenin en önemli sporları olan buz hokeyi ve kayak hokeyine ilgi turistler açısından da büyük oluyor. Ayrıca sonbahar mevsimi ülkede sanat festivallerinin açıldığı dönemdir. Yaz mevsimi Kanada’nın belki de en renkli dönemidir çünkü bu dönemde farklı kültürden birçok insan için festivaller düzenlenir. Yani kısaca Kanada’nın belli bir zamanı yoktur. Her mevsim size ayrı güzellikler sunar. Asıl soru sizin ne istediğinizdir.