Küllerinden doğan topraklar
Doğuda turizmin gelişmesi için çırpınan ilçeler var. İçtenlikle çalışıp çabalıyorlar. Bu çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Havza turizmi ile birbirinden güzel tarihi beş ilçe birbirine bağlanıyor. Divriği-Kemaliye-Arapgir-Çemişkezek-Harput… Divriği’den başlayıp dilerseniz bir günde dahi tamamlayabileceksiniz seyahatinizi… Ama ben yine de tadını çıkara çıkara gezin derim.
Görmeden ölme: Divriği Ulu Cami
Yemyeşil bir ilçe Divriği... Müthiş konaklar var yeşilliklerin içinde. Çarşı içinden bir ‘Dünya Mirası’na çıkacaksınız. Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi... Tanıtım için güzel bir slogan bulunmuş, “Görmeden ölme...” Kapılar müthiş, Doğu Kapısı’nın fotoğrafını çekmek için sabah orada olmalısınız. ‘Batı’ ve ‘Taç Kapısı’ akşamüzeri güneş yatınca iyi çekilir. Rahmetli fotoğraf sanatçısı Prof. Sabit Kalfagil ‘Doğu Kapısı’nın yıl içinde sadece 21 Haziran’da tamamen güneş ışığını gördüğünü söylerdi. Bu müthiş eseri, şifahaneyi ve cami içini görüp ‘Kale’ye çıkın. Tüm Divriği ayaklarınızın altında olacak.
130 yılda açılan nefes kesici yol
Divriği-Kemaliye arası 90 kilometre. İsterseniz ünlü ‘Taş Yolu’ndan gidebilirsiniz, mesafe daha da kısalır ancak zor bir yol. 130 yılda açılan yolda tüneller peş peşe. Bu yolu geçerken yüreğiniz gümleyecek adeta. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en etkileyici kanyonlarından olan Karanlık Kanyon’da dimdik 500 metre yüksekliğindeki kayalar adeta gökyüzüne saplanırcasına yükseliyor. Yolun 6 kilometresi tünel. Sonra ünlü ‘Şirzi Köprüsü’ ve Kemaliye. Evleri, yaşamı, doğası ile turizmde bir hayli yol kat eden Kemaliye sizi şaşırtacak.
Ağaçlarla öpüşen ırmak ve klarnet sesleri
Kemaliye-Arapgir arası 57 kilometre... Ünlü ‘Dut Beli’ni çıktıktan sonra Arapgir yakınlarındaki Kozluk Çayı çıkacak karşınıza. Yemyeşil bir vadi! Ağaç dalları suya değiyor. Bu su kenarını mesken tutanlar var. Gün boyu suyun kıyısında, klarnetleriyle yöre müziği icra ediyorlar. Burada her yıl ‘Fotokamp’ yapılıyor. Ülkemizin dört bir yanından gelen fotoğrafçılar dört gün boyunca çadırlarını kurup fotoğraf çalışması yapıyor. Ayrıca Kozluk Çayı’nın kıyısındaki reyhan tarlaları çok ünlü...
Gizemli güzel, görkemli tarih
Arapgir’den sonra Keban ilçesine ulaşılıyor. Keban Barajı ilçenin hemen girişinde... İlçe ise dağın arka yüzünde! Elazığ’a doğru devam edince Çemişkezek yol ayrımına geliyorsunuz. Buradan feribota gidiliyor. Feribot sürekli gidip geliyor. İstanbul Boğazı gibi... Tarlaların arasından geçip feribot la karşıya geçmek büyük keyif! Feribotun ardından 20 kilometre sonra Çemişkezek’e ulaşılıyor. Güzel, küçük, gizemli bir ilçe... Burada ‘İn Delikleri’ diye anılan yerleri mutlaka görmelisiniz. Derviş hücreleri de deniliyor bunlara. Kalker kayalar oyulmuş. Zamanında yerleşim merkeziymiş. Odalar birbirlerine dehlizlerle bağlı. Çemişkezek’in yakınlarından ‘Tağar Çayı’ geçiyor. Yaz aylarında yöre insanı için plaj oluyor çayın kıyıları. Üzerinde tarihi ‘Tağar Köprüsü’ var. Osmanlı döneminde yapılan bu köprü Çemişkezek’in sembollerinden. Yelmaniye Camisi, Süleymaniye Camisi, Cihangir Medresesi, Uzun Hasan Türbesi, Hamamatik, Hamidiye Medresesi, Germili Konağı, Harput’taki önemli tarihi eserler.
Trenle de gidebilirsiniz...
Bu geziye isterseniz Erzincan, isterseniz Malatya yönünden başlayabilirsiniz. Erzincan yönünden giderseniz, Zara’dan, Malatya yönünden giderseniz Kangal’dan döneceksiniz. Üçüncü bir seçenek ise trenle Divriği’ye geçip seyahate oradan başlamak...