Konniçiva
Pirinç ezmeleri yasaklansın
Buradan Japon yetkililere seslenmek istiyorum. Hemen Kanun hükmünde bir kararname çıkartarak, ülkede ne kadar pirinç ezmesi satan dükkan varsa hepsinin kapatılıp pirinç ezmesi yenilmesini yasaklamalarını istiyorum. Bu ‘‘mochi’’ denilen pirinç ezmesi yüzünden Türkiye az kalsın benim gibi çok değerli bir yazarını kaybediyordu.
‘Bu kadar tehlikeli ise sen de yeme'' diyebilirsiniz ama, zannettiğiniz kadar kolay değil. Bu mochi'nin insanın karşısına nerede çıkacağı hiç belli olmuyor. Mesela okonomiyaki içinde de mochi varmış, ben bilmiyordum. Boğulurken öğrendim, az kalsın bazıları bana ‘‘artık vakit çok geç’’ diyeceklerdi ama allahtan şansım yardım etti de son saniye boğulmaktan kurtuldum.
Efendim şimdi bu Hiroshima'nın Okonomiyaki'si çok meşhur. Okonomiyaki de ne ola ki demeyin, aslında kızgın saç üzerinde pişirilen bir çesit makarnadan başka birşey değil. Makarnaların altında çok ince bir krep hamuru üzerinde ise bir kat yumurta var. Arasında aklınıza ne gelirse... Lahana, et, deniz ürünü ve tabi ki mochi denilen katil pirinç ezmesi. Eh Hiroshima'ya kadar gitmişken sadece barış müzesini gezip de geri dönmek olmaz diye müze ziyaretinden önce bir okonomiyaki restoranına gittim. Canım restoran dediysem öyle lüks bir yer zannetmeyin. Ortada kocaman bir saç masa, insanlar etrafına sıralanmışlar. Şef ortada herkesin siparişini gözünün önünde yapıyor.
Neyse efendim uzatmayalım, biz bu okonomiyaki içinde ne var ne yok diye sorup da cahilliğimiz belli olmasın diye, sanki kırk yıllık okonomiyaki yiyicisi gibi, ‘‘bana bir tane karışık okonomiyaki büyük boy olsun’’ dedik.
Sevgili aşçı teyzenin 3 dakika gibi kısa bir sürede hazırladığı Okonomiyaki'yi yiyebilmek için tam yarım saat harcadım. Bu arada Okonomiyaki içine konulan mochi'ler nedeniyle de birkaç kez boğulma tehlikesi geçirdim.
Canım bu pirinç ezmeleri de bir türlü bitmek bilmiyor. Çiğnedikçe insanın ağzında çoğalıyor da çoğalıyor. Bir küçük parça mochi'yi yutabilmeniz için en azından 10 dakika çiğnemeniz gerekiyor. Hiçbir gazetecinin bir küçük lokmayı 10 dakika çiğneyecek kadar bol vakti olmadığı için ben de küçük parçaları söyle bir iki çiğnedikten sonra yutayım dedim, ama ne mümkün. Boğazıma takıldı kaldı. Ne ileri, ne geri hiç hareket etmiyor. Hani nerdeyse öbür tarafa gideceğiz. Neyse son bir çabayla yutmayı başarıyorum. Tam kurtuldum derken, bir başka parça takılıyor boğazıma.
Aman sizde hemen şuçu bana atmayın. Tamam ben mochi yemeyi bilmiyorum peki bu yaşlı Japonlar da mı bilmiyor... Her yıl yüzlerce yaşlı Japon bu pirinç ezmesi yüzünden telef olup gidiyor. Çok değil, birkaç ay önce yeni yılı mochi yiyerek kutlamak isteyen 21 yaşlı Japon çeneleri piriç ezmelerini çiğnemeye yetmediği için öylece yutmaya çalıştıklarından boğularak öldüler.
Sayın yetkililer, gördüğünüz gibi bunun yemek yemeyi bilmemekle bir alakası yok. Sizden özellikle rica ediyorum, bu pirinç ezmesi denilen şeyleri yasaklayın. Tamam itfaiye müdürlükleri aracılığı ile belirli aralıklarla, vatandaşları ‘‘mochileri dikkatli yiyin diye uyarıyorsunuz ama bakın pek etkili olmuyor.
İnsafsızlar
Nedir bu canım, bu kadar da olmaz artık tamam dünyanın en uzun köprüsünü yaptınız, köprünün yapımı için 500 milyar Japon Yeni harcadınız anlıyorum ama tüm harcadığınız parayı benden çıkartmak zorunda değilsiniz. Hem kimse size küçük Awaji adasını Honshu adasına bağlamak için bu kadar büyük bir köprü yapın demedi. Hem canım insanın da belirli bir bütçesi var, bir köprü görmek için yüzlerce dolar geçiş ücreti verince sarsılıyor.
Hadi köprüyü görmek için bu kadar paraya kıydınız diyelim, Herşey bir köprü parası ile bitse iyi, yok köprüden önceki otobanın parası, yok köprüden sonraki otobanın parası. Yok efendim iki otobanı birbirine bağlayan ara yolların paraları. Deli Dumrul'un köprüsü gibi geçsen bir türlü geçmesen bir türlü. Hem canım bizim Deli Dumrul'un adı çıkmış, sizinki daha beter.
Bence o dünyanın en büyük köprüsü olmasının yanı sıra en pahalı köprüsü de.
Tabii bu kadar para ödeyen Japonlar sadece köprüden geçip yollarına devam etmiyorlar. Köprü şimdilerde Japonya'nın en gözde mesire yerlerinden birisi. Köprüyü görmek için Japonya'nın dört bir yanından Akashi'ye turlar düzenleniyor. Bu turlarla dünyanın en uzun köprüsünden geçme bahtiyarlığına erişen şanslı Japonlar, köprü manzaralı tepenin üzerinde kurulan dinlenme tesislerinde köprüye bakarak piknik yapıyorlar. Japon harikası köprülerini seyrederek çay içiyorlar.
Dünyanın en çok fotoğraf çeken insanları olarak tanınan Japonların köprü manzaralı fotoğraf çektirmemeleri düşünülemez bile. Bunu bilen uyanık bir fotoğrafçı tası tarağı toplayıp tezgahı en güzel köprü manzarasının olduğu yere kurmuş. Yüzlerce Japon sırada. Birara fotoğrafçıya rakip olup yol parası adı altında kaptırdığım paraları geri almayı bile düşündüm.
email: erdal@crisscross.com
JAPON SÖZÜ
... Sooshıkı sunde ısha banashı
... Öldükten sonra doktorun yararı olmaz.