GeriSeyahat Komşuda ama çok tanıdık bizden bir şehir: Selanik
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Komşuda ama çok tanıdık bizden bir şehir: Selanik

Komşuda ama çok tanıdık bizden bir şehir: Selanik

Kanal D’deki reyting rekortmeni ‘Yabancı Damat’ isimli diziyi seyredenlerdenseniz bu yazıyı mutlaka okuyun. Siz de göreceksiniz ki iki ülke arasındaki barış rüzgarları TV dizilerinden aldıkları destekle artık daha güçlü esiyor. Yunanlıların bu konuda bizden hiç aşağı kalır yanı yok, üstelik onların üç dizisi var!Benzerlikler sadece dizilerle de sınırlı değil, Selanik çok tanıdık, bizden bir şehir, hele İzmirliyseniz...Ege’nin en güzel yarımadalarından biri olan Halkidiki’de yer alan ve çevresiyle beraber nüfusu bir buçuk milyonu bulan Selanik, adını Büyük İskender’in üvey kız kardeşi olan Thessalonica’dan almış. Thermaikos Körfezi’nin Gelini diye tanımlanan Selanik, Bizans zamanında İstanbul’dan sonra gelen en önemli ikinci şehirmiş. Bugün gene ikincilik Makedonya bölgesinde bulunan bu şehirde, bu seferki rakibi ise adını Bilgelik Tanrıçası Athena’dan alan Atina.Bölgenin tarihine damgayı, fetihleri esnasında 35 bin kilometrenin üzerinde yol kat eden Büyük İskender basmış. 33 yıllık yaşamını o zaman için bilinen dünyanın yüzde 90’ının fatihi olarak noktalayan bu lider, Anadolu’yu da Helenleştiren kişi. İskender’den günümüze miras kalan yerlerden bir tanesi ise adını taşıyan İskenderun. Geçtiği her yeri imparatorluğuna dahil eden tarihin bu büyük lideri, Anadolu’da bir tek yeri fethedememiş, o da Antalya’daki Termessos. Bakmış şehir dağların tepesinde, halkı da savaş düşkünü, bir anlaşma imzalamış onlarla ve yolculuğuna devam etmiş. KARADENİZ FIKRALARI ORADA DA GEÇERLİSelanik ticaret yolları üzerinde bulunduğundan, Roma döneminde de önemini sürdürmüş bir şehir. Hıristiyanlığın en temel isimlerinden biri olan Tarsuslu Paul, ciddi bir Yahudi nüfusa sahip bu şehrin Merkez Sinagogu’nda yeni din hakkında vaaz vererek ilk kilisenin temellerini atmış. 1492’de İspanyolların zulmünden kaçıp, soluğu Osmanlı’da alan Sefarad Yahudileri de Selanik’i bir sığınak olarak görmüşler ve şehir bazılarının yorumuna göre ikinci Kudüs olarak adlandırılmış. Şehrin kimliğine önemli katkılarda bulunan Yahudiler, Yeniçerilerin kumaş ihtiyacı için kullanılan ‘Selanik Çuhası’nın da üreticilerinden olmuşlar. Nüfusun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan Yahudiler, II. Dünya Savaşı esnasında yaşanan Nazi işgalinin kurbanı olmuş ve 45 bin civarında Selanikli Yahudi Auschwitz’de katledilmiş.20. yüzyılın başlarında Jöntürklerin ana karargahı olan şehir, bugün Makedonya Valiliği olarak kullanılan binada, II. Meşrutiyet’in ilanına şahitlik etmiş. 1430’dan 1912’ye kadar Osmanlı’nın kontrolünde kalan Selanik, Balkan Savaşları’ndan sonra Yunanistan’a verilmiş. 1917’deki büyük yangın şehrin yüzde 80’ini yok edince, Anka Kuşu misali küllerinden yeniden doğmuş Selanik. 1923’te Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus değişimi neticesinde bugün Selanik’te yaşayan insanların çok büyük bir kısmı Anadolu kökenli. Bir gün bir yemekte beraber olduğum kişilerin soyadları da bunun ispatı: Aydınoğlu, Bostancı, Abacı, Zengin(is), Aslanoğlu, Semerci(s)... O gece benim dışımdaki herkes Yunanlıydı, soyadı Türkçe’ye en az benzeyen ise yine ben! Gruptan biri, ‘Asıl başbakanın soyadına bak’ dedi: ‘Ailesi Karaman’dan gelen Karamanli(s)!’ Yunanlıların tek yaptığı Türkçe kelimelere bir ’s’ eklemek olmuş... Yunanistan’da İç Anadolu kökenli Rumlara genelde Karamanlı diyorlar, Tarihteki adı Pontus olan Karadeniz’den gelenler ise Ponti diye geçiyor ve bizdeki Karadenizli fıkraları aynen Yunanistan’da da var. Sadece isimler değişmiş Temel ve İdris yerine Yiorikas (Yorgo) ve Kostikas’ı (Konstantin) kullanıyorlar. Fadime de yerini Simela’ya bırakmış. Smyrnia (İzmirli) ise fettan ve işini bilen kadınlar için kullanılan bir kavram!Annesi İstanbullu olan Türkolog Angeliki Georgiou ile bir kafede oturup sohbet ederken etrafta gördüklerinin isimlerini Yunanca söylemesini istiyorum. Aksanlarda biraz farklılık olsa da duyduklarım şöyle kelimeler oluyor: Boya, sıva, cam, perde, dolap, tavan, tente, kepenk, araba, havuz, kaldırım, bakkal, kasap, manav, çengel, çamaşır, çanak, peçete, güveç, çanta, mendil, kitap, portakal, sahlep, hanım, efendi... Yunanlılar da bizim gibi ‘bahşiş’ veriyor, günün ilk ‘alışveriş’indeki paraya ‘siftah’ diyor, ‘sevda’ kurbanı oluyor, kızdığı zaman ise ‘Kudurdu cenabet’ diyor. Deyim ve atasözlerine ise hiç girmiyorum, bazıları kelimesi kelimesine aynı, ‘Kilise o tencere ke vrike to kapak’ aklınıza hemen yuvarlanıp kapağını bulan tencereyi getiriyor. Bilgi Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk eğitimi veren ve fotoğrafları çeken arkadaşım Yrd. Doç. Dr. Harry Tzimitras’ın mezun olduğu okulun adı ise Anadolu Lisesi. BEYOĞLU’NUN ESKİ HAVASI SAHİL AYNI İZMİRDünyaca ünlü Princeton Üniversitesi’nde Osmanlı Tarihi üzerine dersler veren Prof. Heath Lowry Selanik’i ‘Türkiye dışındaki son Osmanlı şehri’ diye tanımlıyor. Şehrin eski bölümü, surların olduğu kısım halen ‘Yedi Kule’ olarak adlandırılıyor ve eski İstanbul’u anımsatıyor. Bazı Osmanlı gelenekleri hálá devam ediyor. İki tane ‘marmelatçı’ buna güzel bir örnek. Selanik’in belli bölümlerinde Beyoğlu’nun eski havası var. Çok şık Avrupai bir binanın adı ise geçmişte Yunanlılar için önemli bir yerleşim olan Çorlu’nun adını taşıyor. Sahile gelince... aynı İzmir. Tek farkı, Paralia olarak adlandırılan Kordon’un sonunda yer alan Beyaz Kule.Seyredilen televizyon programlarına gelince... Antena TV’nin ‘Bana Veda Etme’ isimli dizisi, cuma gecesi saat 22.00’de insanları ekran önüne esir ediyor. Batı Trakya Türklerinden öğretmen Murat, Gümülcine’deki Trakya Üniversitesi’nde hukuk eğitimi gören Hırıstiyan bir kıza aşık oluyor. Alpha TV ise Ege’nin eski adı olan ‘Archipelago’ dizisinde, Midilli’deki Yunanlı bir gence gönül veren Türk kızının hikayesini anlatıyor. NET TV ‘Niovi’nin Çocukları’ adlı diziyle katkıda bulunuyor Türk-Yunan ilişkilerine ve olay İzmir’de geçiyor.Atatürk’ün ve Nazım Hikmet’in doğum yeri olan Selanik’teki Atatürk Evi’nin bahçesinde aynı zamanda Başkonsolosluğumuz da bulunuyor. Üç katlı ahşap yapı Selanik Belediyesi tarafından satın alınıp, 1937’de Atatürk’e hediye edilmiş ve 1953’te müze olarak ziyarete açılmış. Anne ve babası 1878’de evlenen Atatürk, bazı kaynaklara göre balık burcu ve 12 Mart doğumlu. 1911’de Trablusgarb’a giden Atatürk doğduğu kente bir daha hiç dönmemiş.Vaktinde Assos’ta da yaşamış olan ünlü filozof Aristo’nun adını taşıyan meydanın yakınındaki Tsimiski Caddesi ve civarındaki sokaklar, Selanik’te alışveriş için ideal yerler. 100 Euro’nun üzerindeki alışverişlerinizde vergi iadesi de var. Kempinski Nikopolis, Hyatt Regency, Makedonia Palace ve Electra Palace şehirdeki en iyi oteller. Gece hayatına meraklı olanlar ve ambiyans düşkünleri, Selanik sosyetesinin de müdavimi olduğu deniz kenarındaki Shark ve Casa La Femme kulüplerine gidebilirler. Clubber’lar da Lido ve Olympion’u deneyebilirler.GÖBEK ATAN PALA BIYIKLI ELİ TESPİHLİ ADAMLARInterni muhtemelen Selanik’teki en pahalı ama bir o kadar da şık bir restoran, Omilos ve Miami lezzetli deniz ürünleri tadabileceğiniz yerlerden. Eski Liman’daki Kitchen Bar ve Tre Marie, şehrin gözde restoranlarından. Thermaikos, Ethnic ve Kordon’daki Nikis 35, popüler cafe-barlar olarak ilginizi çekebilir. Tatlılara düşkünseniz Terkenlis va Agapitos pastanelerini deneyin. Bu arada gece eğlencelerinde Çiftetelli Turkiko (Türk) eşliğinde göbek atan pala bıyıklı, eli tespihli adamlar görürseniz şaşırmayın, kültürler arası benzerlik deyip geçiştirin.Sanata ve tarihe meraklı olanlar da Arkeoloji ve Çağdaş Sanatlar müzelerini kaçırmasınlar. Bizans’ın merkezi İstanbul’da bu konuyla ilgili tek bir müze bulunmazken, Selanik’te olağanüstü bir Bizans müzesi, müzede de Anadolu kökenli çok sayıda güzel obje var. Galerius Takı, mozole olarak inşaatına başlanan ve sonradan cami ve kilise olarak kullanılan Rotunda, Kutsal Bilgelik anlamını taşıyan Aya Sofya Kilisesi ve Beyaz Kule de Selanik’in görülmesi gereken diğer önemli yerlerinden.Yunanistan’la Türkiye arasında saat farkı bulunmuyor. İstanbul’dan yaklaşık 650 kilometre uzaklıkta bulunan Selanik’e otobüsle Gümülcine ve Kavala üzerinden dokuz saat içinde ulaşabiliyorsunuz. Olympic Havayolları da haftanın iki günü iki şehri birbirine bağlıyor. Selanik’e giderseniz, Kordon’da bir kahve içip, karşı tarafa bakın, iki ülkeyi birbirine bağlayan Ege’den esen rüzgar, hoş bir serinlikle beraber hatıraları da taşıyacak size...
False