Kızkumu'na turist akını sevindirdi, heykele askı muamelesi üzdü
Marmaris'te, deniz üzerinde yürünüyor hissi veren Kızkumu, tatilcilerden yoğun ilgi görürken, sahildeki prenses heykeli üzerine bırakılan kişisel eşyalar ise tepkiye neden oldu..
Koronavirüs salgını ile mücadele tedbirlerin esnetilmesi üzerine Marmaris ilçesinin 35 kilometre kırsalında bulunan turistik Orhaniye Mahallesi'nde, deniz üzerinde yürünüyor hissi veren Kızkumu'na ziyaretçiler akın etmeye başladı. Seyahat kısıtlamasının kaldırılması, 65 yaş ve üzeri, 18 yaş altı ile kronik rahatsızlığı bulunanların sokağa çıkmasının esnetilmesiyle yoğunluk oluştu. Muğla'nın ilçelerinden yanı sıra Aydın, Uşak, Denizli, Manisa'dan araçlarıyla günü birlik dolaşmaya gelenler, merak ettikleri Kızkumu'nu ziyaret etme fırsatı buldu. 500 metre uzunluğunda ve 3.5 metre genişlikte deniz üzerinde ilk defa yürüyenler şaşkınlık yaşadı. Kimi çocuklar anne ve babalarının kucaklarında denizi geçti.
Kızkumu'na gelenlerin bazıları maske takmazken, çoğunluğun da kuralları dinlemeden ve sosyal mesafeyi korumadan dolaştığı görüldü. Anı ölümsüzleştirmek isteyen tatilciler ise cep telefonu ve fotoğraf makinesiyle hatıra fotoğrafı çekti.
PRENSES HEYKELİNE ASKI MUAMELESİ
Öte yandan yürüyüşün başladığı kıyıda konumlandırılmış prenses heykeli üzerine havlu ve gömlek gibi çeşitli eşyaların konulması tepki topladı. Orhaniye Mahalle Muhtarı Cem Dinç, "Yoğunluk oluşmaya başladı. Kızkumu'na gelen misafirlerimizin doğaya, çevreye ve denize karşı duyarlı olmalarını istiyorum. Dünyaca ünlü bu yerimiz hepimizin ortak kullanım alanı, sahip çıkmak mecburiyetindeyiz" dedi.
KIZKUMU EFSANESİ
Efsaneye göre Bybassos Kralı'nın kızı güzel prenses ile bir balıkçı birbirine aşık olur. Kız, geceleri sahile çıkıp, kandille balıkçıya işaret verir, balıkçı da karşı kıyıdan sandalıyla gelir ve buluşurlar. Kral bir gece kızını takip ettirerek balıkçının denizden geldiğini, kızının kumsalda onu beklediğini, beklediği yeri de elindeki bir ışıkla balıkçıya haber verdiğini öğrenir. Kral askerlerine kızını kumsalda yakalayıp, elindeki ışığı alarak balıkçıya işaret vermelerini ve balıkçıyı yakalamalarını emreder. Denilen yapılır. Balıkçı, karşı kıyıdan ışığı gördüğü anda kayığa atlar ve kürek çekmeye başlar. Kız, askerlerin elinden kurtulup denizin ortasındaki balıkçıya doğru koşmaya başladığı anda bir mucize gerçekleşir ve kızın her adım attığı deniz, anında kumsala dönüşür. Arkadan koşan askerlerin üzerlerindeki ağırlık, onları suya batırdığı anda bir asker ok ve yayına sarılır. Amacı delikanlıyı vurmaktır ama ok kıza saplanır. Efsaneye göre de kumların rengi kızın kanıyla kırmızıya dönüşür. Delikanlı, okla vurulan prensesi alıp kayığıyla uzaklaşır ve bir daha ikisini gören olmaz.