GeriSeyahat Kış kasabaları
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kış kasabaları

Kış kasabaları

Küçük olan güzeldir... Bozulmamıştır, doÄŸaldır, naiftir... Kasabalar, köyler böyledir... Birçok popüler tatil destinasyonundan daha kiÅŸiliklidir, deÄŸiÅŸmemekte ısrarlıdır. Turizme ne kadar ihtiyaç duysalar da insanlarının yüzlerindeki ifade ve yaÅŸamın ritmi kolay kolay deÄŸiÅŸmez.En turistik olanları bile kışın, en saf, en gerçek hallerine bürünürler. Pansiyon evlerde mütevazı yemekler piÅŸer, gelen olursa paylaşılır, misafire yer yatağı yapılır, soÄŸuk gecelerde odun sobası başında sohbet edilir. Çılgın kalabalıktan uzakta, kışın kasabalar ÅŸaşırtıcı yerlerdir. Yusufeli’ndeki Ä°ÅŸhan Kilisesi beyaz bir çarÅŸafla kaplanır sanki, Ardanuç’taki Cehennem Deresi Kanyonu baÅŸka bir gezegene benzer... Tire’de kışa raÄŸmen pazarın renklerinden ödün vermez köylüler, Pamukkale’de sisin çöktüğü Hierapolis kentinin nekropolünde yürümek ürperticidir... Fırtına varken bile Çıralı’nın tepelerindeki ölümsüz ateÅŸ yanmaya devam eder ve Olympos sığınılacak bir ‘’son liman’’dır sanki... Bafa Gölü kıyısındaki Herakleia’da ÅŸimÅŸekler Athena Tapınağı’nı aydınlatır, kış yaÄŸmurundan sonra sabah toprak kokusu sarar her yanı...TAÅžKALE İç Anadolu’nun turizmden uzak kalmış gizemiOrta Asya’dan gelen Türkmen yörüklerinin yaÅŸadığı TaÅŸkale, Konya’ya 150, Karaman’a 46 km. mesafede. Bir zamanlar kök boya halılarıyla ünlüydü. Bugün artık kadınların bir araya gelip ‘’şirket halısı’’ dokudukları, evlerde ender de olsa anne ve kızların çeyiz için halı tezgáhının başına geçtiÄŸi İç Anadolu’nun bu küçük kasabası, Türkiye’nin en etkileyici ve turizmden uzak kalmış gizemlerinden birine sahip; Manazan MaÄŸaraları... TaÅŸkale Kanyonu üzerinde, yumuÅŸak tüf kayaya oyulmuÅŸ bu akıllar durdurucu maÄŸaralarda dolaÅŸmak, ürpertici bir deneyim. TaÅŸkale yaz kış yaÅŸayan bir yerleÅŸim ve kışın karlı olsa da ulaşım zor deÄŸil. Karaman- NiÄŸde karayolunun 12. km.’sinden YeÅŸildere yönüne saparsanız, 21. km.’de YeÅŸildere’yi göreceksiniz. Buradan 15 dakikalık bir yolculukla TaÅŸkale’ye varabilirsiniz.MaÄŸaralar, aslında Bizans dönemine ait beÅŸ katlı toplu yerleÅŸimler. Yöre halkı katlara, Kumkale, At Meydanı ve Ölüler Meydanı gibi isimler takmış. Bugün bir kattan diÄŸerine geçmek için kısa tünellerde sürünmek ve zamanında yüzeylerine el ve ayak için oyuklar yapılmış, dikey bacalara tırmanmak gerekiyor. En üst katta bulunan, defineciler tarafından tahrip edilmiÅŸ, 100- 150 cesedin ortaya çıkarıldığı, 40 metre uzunluÄŸunda ve beÅŸ metre yüksekliÄŸindeki Ölüler Meydanı, kayaya oyulmuÅŸ 500 kiÅŸilik kilise, dehlizler ve tüneller görülmeli. Ayrıca Karaman Müzesi’nde (Pazartesi kapalı, 0338 213 15 36), Manazan kayalıklarından yuvarlanan, MS 6.- 7. yüzyıla ait elbiseli genç kadın cesedini, TaÅŸkale’de yine tüf kayaya oyulmuÅŸ bugün hálá kullanılan taÅŸ ambarları ve bu ambarlardan birinden dönüştürülen sonra da TaÅŸ Mescit adıyla camiye çevrilen eski ÅŸapeli kaçırmayın. Kızıl OÄŸuz boyundan olan TaÅŸkaleliler, kendilerine Kızıllar diyorlar. Asya göçebelerinin yaÅŸamında önem taşıyan ÅŸaman ritüellerinin bir yansımasını TaÅŸkaleliler’in Seyirlik Oyunları’nda görmek mümkün. Bir zamanlar düğünlerde eÄŸlenmek için doÄŸallıkla yapılan bu oyunlar bugün artık maalesef misafirlere sunulan bir gösteriye dönüşmüş.ALAÇATI / ÇEÅžMEEn saf halini bu mevsimde yaÅŸayabilirsinizÇeÅŸme’de yaÅŸayanların ya da yazlığı olanların pazarından taze sebze, meyve almak için uÄŸradığı, kendi halinde küçücük bir kasabayken bir anda ÇeÅŸme’den de daha ‘’in’’ hale gelen Alaçatı, açıkçası bugün artık yazın çok tahammül edilebilecek bir yer olmaktan çıktı. Meydanı, kahvesi, pazar yeri, kiliseden dönüştürülen camisi ve bozulmadan bugüne kalabilmiÅŸ Rum mimarisiyle, tüm istila edilmiÅŸ görüntüsüne raÄŸmen, hálá Ege’nin en güzel kasabalarından biri. Eskiden ancak Ä°zmirliler’in varlığından haberdar olduÄŸu Alaçatı, bugün Türkiye’nin en revaçta tatil beldelerinden biri. Özellikle Ä°stanbullular’ın, neden bilinmez, Bodrum’a gösterdikleri ilgiyi son birkaç yıldır ÇeÅŸme’ye kaydırmaya karar vermesi ve sadece tatilcilerin deÄŸil yatırımcıların da Alaçatı’ya akın etmesi buranın çehresini tamamıyla deÄŸiÅŸtirdi. TaÅŸ binalar restore edildi, gerçekten de ÅŸaşırtıcı güzellikte otel, pansiyon, kafe ve restoranlar haline getirildi. Bir taraftan Ä°stanbullu iÅŸletmecilerin yazın açtığı bazı lokantalar mütevazı Ä°zmirli müşteriyi beÄŸenmezken, bir taraftan da kışın haftasonları ve bayramlarda Alaçatı hareketlenir oldu. Alaçatı için iyi mi oldu kötü mü, bu muhtemelen sonu gelmeyen bir tartışma. Ama belki kışın bu kasabanın en saf ve tatilcilerin yarattığı kaostan uzak halini yakalayabilirsiniz. Eski bir Rum evi olan Alaçatı TaÅŸ Otel (0232 716 77 72) bütün yıl açık. Cumbalı, sekiz odalı Sakızlı Han da (0232 716 61 08) önceden haber verildiÄŸinde açıyor.GÃœZELYURTKAPADOKYAGörülmeye deÄŸer bir taÅŸ kasabaKapadokya’nın turizm furyasının dışında kalabilmiÅŸ Güzelyurt, Manastır Vadisi’nde görülmeye deÄŸer bir taÅŸ kasaba. Kapadokya’nın genelinde olduÄŸu gibi buranın da mevsimi yok. Kar altındayken de gezilebilir. Eski adı Gelveri olan ve mübadelenin izlerini taşıyan kasaba, Kapadokya’da birçok turist çeken bölge kadar ilginç, evleriyse yer yer Sinasos’takilerden daha görkemli. Güzelyurt’a, NevÅŸehir/ Derinkuyu üzerinden gidiliyor. Güzelyurt’tan Ihlara Vadisi’ne geçmek ve Selime Manastırı’nı görmek de mümkün. Ãœrgüp’ten gidiÅŸ- dönüş, yaklaşık 250 km. Bu bölgede sık sık Hasan Dağı çıkıyor karşınıza. Gelveri’den önce Rumca adı Karvali olan kasaba, Ortodoksların önemli dini merkezlerinden biriydi. Mübadelede, Karvalili Rumlar büyük zorluklarla Ege’nin diÄŸer yakasına vardılar. Selanik, Kozana ve Kesriye’den gelen ve bir kısmı gemide kayıp veren yüzlerce Türk ailesi de Rumlar’ın boÅŸalttığı evlere yerleÅŸtirildiler. Evlerin bazıları kayalara oyulmuÅŸ, bazılarıysa tonozlu tarzdaydı. Bugün çoÄŸu bu evlerde yaşıyorlar. Kasaba, Yeni Mahalle, AÅŸağı Mahalle ve Yukarı Mahalle olarak ayrılıyor. Merkez ve Balkırlar Kıraathanesi, park ve gözlemeci- mantıcı Yukarı Mahalle’de. Manastır Vadisi’ndeki kiliseler, yeraltı ÅŸehirleri, evler hep AÅŸağı Mahalle’de. Büyük Kilise Camii ya da eski adıyla Aziz Georgios Theologos Kilisesi’nin üç saatlik mesafeden duyulan bir çanı varmış. 1924’e kadar Güzelyurt, bölgede yaÅŸayan Hıristiyanlar’ın önemli bir ibadet yeriymiÅŸ. Eski Gelverililer buraya hálá her yıl uÄŸrarlar. Manastır Vadisi’ndeki bir baÅŸka önemli kilise, kayalara oyulmuÅŸ SiviÅŸli Kilisesi.BÄ°RGÄ°, GÖLCÃœK, BOZDAÄžYazın yayla gibi serin kışın karlarla kaplıKaraçam ormanlarıyla kaplı bir yaylanın ortasındaki krater gölünün kıyısında bulunan Gölcük, Ä°zmir’e 140 km. mesafede, tepeden çam aÄŸaçları arasından görünür. Yazın bir yayla gibi serin, kışınsa karla kaplı Gölcük, Ege’de pek sık rastlanmayan göl ve orman birlikteliÄŸinin en güzel görüntülerini verir. Bazen kışın donan gölün civarı özellikle yazın popüler bir dinlenme yeri. 1050 metre yükseklikteki gölde sazan ve yayın balığının yanısıra kerevit de var. Küçük bir kumsalı da bulunan ve yüzülebilen gölün etrafında kır evleri ve villalar bulunuyor. Ä°zmir, Salihli, Ä°stanbul, hatta Avrupa ve Amerika’dan gelerek, buradan satın aldıkları göl manzaralı evlerde birkaç ay geçirenler oldukça fazla. Ayrıca göl etrafında, otel, pansiyon ve kamping alanları var. Restoranlarda, oÄŸlak etinden yapılan güveç ve sarmısak soslu yayın tavasının yanısıra ÖdemiÅŸ köftesi ve bölgede yapılan sucuklar da ünlü. Gölcük’e Birgi üzerinden gidiliyor. Birgi, arkeolojik ve kentsel sit alanı. En önemli yapısı ÇakıraÄŸa Konağı. Çakır AÄŸa’nın biri Ä°stanbullu diÄŸeri Ä°zmirli, iki karısının memleket özlemini gidermek için konağın Ä°stanbul ve Ä°zmir odalarının duvarlarına yaptırdığı resimleri ve Ulu Cami’nin kündekari yöntemiyle yapılan minberinin kapıları görülmeli. Hemen Ulu Cami’nin arkasındaki sokaklar, Birgi’nin en eski sokakları. Küçük Menderes Nehri’nin suladığı geniÅŸ bir ovanın kenarında, Bozdağ’ın karaçam ormanlarıyla kaplı eteklerindeki Birgi de Tire gibi karakterini yitirmemiÅŸ bir kasaba. 2159 metrelik zirvesiyle Ä°zmir’in en yüksek dağı BozdaÄŸ, volkanik bir daÄŸ. Bozdağ’a doÄŸru, küçük kırmızı elmalarıyla ünlü Elmabağ’dan geçilir. 1150 metredeki BozdaÄŸ ilçesine ulaÅŸtıktan sonra, 8.5 km’lik, 20- 25 dakika süren bir yol tek bir tesisin bulunduÄŸu BozdaÄŸ Kayak Merkezi’ne çıkar. Bozdağ’ın ünlü güveç ve katmerini BozdaÄŸ Belediye Fırını’nda tadabilirsiniz.BAFA GÖLÃœ (HERAKLEÄ°A)Göl kenarında kefal yemenin mevsimi olur mu?Gece çıkan fırtınada, ÅŸimÅŸeklerin aydınlattığı Athena Tapınağı’nı, Bizans Kalesi’ni ve göldeki adacıkların üzerindeki kalıntıları seyretmek... Kış yaÄŸmurundan sonra sabah toprak kokusuyla uyanmak... Fırtınada dökülen zeytinleri toplamaya giden köylülere katılmak... Bahçeden toplanan ürünlerle yapılan reçelleri, ev yapımı tereyaÄŸ ve peyniri tatmak... Bafa Gölü kıyısındaki Kapıkırı’da (Herakleia) kışın tabiatın en vahÅŸi halini bulacaksınız. Gökten taÅŸ yaÄŸmışçasına, garip ÅŸekilli, volkanik kayaların kapladığı BeÅŸparmak DaÄŸları’nın altında, uçsuz bucaksız bir göle bakan, horozları, inekleri ve ekili tarlalarıyla huzurlu bir köy burası. DaÄŸlarda maÄŸara insanlarının ve yükseklerdeki çilehanelerde inzivaya çekilen keÅŸiÅŸlerin bıraktığı izler var. Ayrıca Bafa Gölü kenarında kefal yemenin hiç mevsimi olur mu? YUSUFELÄ°, ARDANUÇKendinizi bir Indiana Jones filminde zannedebilirsinizHer ne kadar yolları zorlu DoÄŸu Karadeniz, kış rotaları arasında yer almasa da muhteÅŸem coÄŸrafyasıyla bazen her türlü olumsuz hava koÅŸulunu unutturabiliyor. Zaten Karadeniz’i bilenler, bu toprakların güneÅŸten çok yaÄŸmurla barışık olduÄŸunun da farkındadır. Bölge turizminin merkezi Yusufeli, Trans Kaçkar turları ile Çoruh Nehri’nde rafting için ilk akla gelen yerlerden. Kışın bunların hiçbirini yapmak mümkün deÄŸil ancak iklimi ve coÄŸrafyasıyla Karadeniz’den çok DoÄŸu Anadolu’nun özelliklerine sahip olan Yusufeli’nde bakir bir doÄŸanın içine yayılmış Gürcü kiliseleri ilginizi çekecektir. Çoruh Vadisi’nin eski halkı Gürcüler’e hükmeden Ermeni derebeyi ailelerden BagratoÄŸulları, bu bölgede manastırlar ve anıtsal kiliseler yaptırmış. Yolları ne kadar sapa olsa da bunlar gerçekten görmeye deÄŸer. En yakın olanı Dörtkilise köyünde. Yusufeli içinden tabelayla iÅŸaretlenmiÅŸ Ä°spir yoluna sapıp 6.5 kilometre gittikten sonra varılan köyden, Cemil’s Pansiyon’dan saÄŸa doÄŸru, dere boyunca devam eden, ceviz ve kiraz aÄŸaçlarıyla çevrili toprak yol, yedi kilometre sonra 10. yüzyıldan kalma, katedrali andıran kiliseye varır. Kilise yol üzerinde olmadığından biraz tırmanmak gerekiyor. Kilisenin aynı kral tarafından yaptırılan bir benzeri de bin metre yükseklikte bir daÄŸ köyü olan Altıparmak’ta (Barhal). Dar ve virajlı ancak karşınıza olaÄŸanüstü manzaraların çıktığı 32 km.’lik yolun, 20. km.’sinden itibaren toprak yol baÅŸlıyor. Barhal suyunu izleyen yol, kayalardan fışkıran çaÄŸlayanlardan, ormanlardan, bahçeli ahÅŸap evlerden, alabalık çiftliklerinden geçerek, ücra ama doÄŸası baÅŸdöndürücü köye varıyor. Yolculuk yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Avrupa Gotik mimarisinin esinlendiÄŸi, Gürcü ve Ermeni ustaların tarzını en iyi Barhal Kilisesi’nin içine girerek hissedeceksiniz. EÄŸer kapalıysa, hemen yandaki Karahan Pansiyon’dan Mehmet Bey’e baÅŸvurabilirsiniz. ‘’İşhan’ın nakışı, Parhal’ın bakışı, Öşvank’ın oturuÅŸu’’, yöresel bir deyiÅŸ. Gürcü kiliseleri içinde en iyi durumda olanı Ä°ÅŸhan kilisesi. Yusufeli’ne varmadan önce Erzurum yönüne, 18. km.’de de Ardahan’a doÄŸru sapılır. 24. km.’de solda kilisenin tabelası var. Altı km.’lik stabilize, dar ve virajlı yol uzun sürüyor. Yüzlerce metre derinliÄŸindeki çöle benzeyen Olur Vadisi’nin içinden geçiliyor. Oysa varılan yer küçük bir vaha. Bu bereketin içinden sivrilen kırmızı- beyaz kubbeli, kesme taÅŸ kilise, bin yıllık. Artvin’in doÄŸusundaki vadilerden, bir zamanlar Klarceti Gürcistanı’nın baÅŸkenti olan Ardanuç’a giden görkemli Köprüler Çayı boÄŸazından geçerken, kendinizi bir Indiana Jones filminde zannedebilirsiniz. Yüksek duvarlı kanyonu, ortaçağın en güçlü kalelerinden Ferhatlı Kalesi koruyor. Kale, Artvin- Erzurum yolunun 29. km.’sinden sonraki sapaktan sapınca beÅŸ km. mesafede. Sapaktan 10 km. mesafedeki Cehennem Deresi Kanyonu’nun Amerika’nın Colorado kentindekinden sonra, dünyanın en büyük ikinci kanyonu olduÄŸu söyleniyor. Sapaktan 12 km. sonra ise Ardanuç’un tek giriÅŸinde, düz bir tepede bir pasta gibi duran, BagratoÄŸulları’nın yaÅŸadığı Gevhernik (Ardanuç) Kalesi var. Yolun sonunda köhne görünüşlü Ardanuç kasabasının, canayakın insanları ve Ruslar’dan kalma, iki yanında dükkanların sıralandığı, çay bahçeli bir meydanı var.TÄ°RE / Ä°ZMÄ°RHer mevsim canlıEge’nin kimliÄŸini koruyabilmiÅŸ bu kasabası her mevsim gezilebilecek kadar canlıdır. Ä°zmir’e 80 km. mesafedeki, bir zamanların Osmanlı darphanesi Tire’nin tarihi yerlerinin yanısıra, Salı Pazarı ve yemekleri de dikkate deÄŸer. Salı pazarında, urgancılar, nalıncılar, yorgancılar ve keçeciler gibi nesli tükenmekte olan zanaatlere rastlayacaksınız. Pazar sadece canlılığıyla deÄŸil, Ege’nin ruhunu yansıtan canayakın satıcılarıyla da keyif verecek. Halkın bir kısmının Girit göçmeni olduÄŸu Tire’nin yemeklerinde, Ege Bölgesi’nin otlarla bezeli mutfağının tüm özellikleri hissediliyor. DaÄŸlardan toplanan otlar, pazarlarda tezgahlardan taşıyor. Ayrıca tuzla yoÄŸrulan ve katıksız kıymadan yapılan, domatesli, tereyaÄŸlı Tire köftesinin de özellikli bir tadı var. Portakal Pazarı Meydanlığı’nda yanyana sıralanmış geleneksel Tire köftesi yapan lokantalardan birinde mutlaka bir öğle yemeÄŸi yiyin. Tatlıya gelince; lor peynirinin üzerine karadut reçeli ve Tire’nin ünlü seyyar Åžambalici’sini unutmayın. Tire yaÅŸamının karakteristik özelliklerinden biri de Karambol. Ä°spanya’dan gelen musevilerin beraberlerinde getirdiÄŸi bilardo benzeri bir teknikle oynanan bu geleneksel oyunu, Tire’nin artık tek açık hava Karambol sahası olan Alaybey Parkı’nda seyredebilir ve hatta çoÄŸu emekli olan oyunculardan nasıl oynandığını öğrenebilirsiniz. Tire’nin büyük çoÄŸunluÄŸu 15. yüzyıla ait dini yapıları ve camileri, Osmanlı dönemi klasik yapıları içinde öncü örnekler. Ulu Cami, Yeni Cami, Tahtakale Cami ve Külliyesi, YeÅŸil Ä°maret Zaviyesi, Kurt ve DoÄŸancıyan Zaviyesi, YoÄŸurtluzade Külliyesi, AydınoÄŸulları’nın ve Osmanlılar’ın padiÅŸah hocası Ä°bni Melek adına yaptırılan açık türbe, içinde beylikler dönemine kadar uzanan farklı dönemlerden, 2400 civarında taÅŸ baskısı ve yazma eserin bulunduÄŸu Necip PaÅŸa Kütüphanesi, geçmiÅŸte burada yaÅŸamış olan Levantenlerin izlerini taşıyan GülcüoÄŸulları Konakları, Tire Müzesi, pazara gelenlerin at ya da eÅŸeklerini ‘’park ettikleri’’ ve civarında nalbant gibi nostaljik dükkanların bulunduÄŸu Ali Efe Hanı, Tire ovasının en güzel manzarasını görebileceÄŸiniz, uzun yürüyüşlerin yapıldığı Kaplan Yaylası görülebilir. Kaplan DaÄŸ Restaurant (0232 512 66 52) ismini unutmayın.PAMUKKALETermal su mangal ve rakıPamukkale’ye varmadan, Denizli usulü, pideli kuzu fırın kebabını Eski Sarayköy Caddesi’ndeki kebapçılarda deneyin. Ali BaÅŸoÄŸlu Kebap Salonu en köklülerinden ama diÄŸerlerinin de aÅŸağı kalır yanı yok. Genellikle kuzu kebap, 7.30-15.00 saatleri arasında bulunur. Pamukkale, Türkiye’nin çok sevdiÄŸim turistik noktalarından biri deÄŸil ancak yıl boyunca açık otelleri ve termalleriyle, kışın da canlılığını sürdüren kasabalardan. SoÄŸukta dünyanın hayran kaldığı travertenlerde yürüyemeyebilirsiniz ancak devrilmiÅŸ, kırık sütunların bulunduÄŸu termal su dolu havuzun bulunduÄŸu Pamukkale Termal’de yoÄŸun bir buharın içinde yüzen, cesur tek tük turiste rastlamanız da ÅŸaşırtıcı olmayacaktır. Karahayıt Kasabası, kırmızı travertenleriyle ünlü. Buraya Kırmızı Su da deniyor. Bu travertenler, 60 derece sıcaklıkta çıkan termal suyun çevresinde oluÅŸmuÅŸ. Kasabada, termal sudan yararlanmak isteyenler için pansiyon ve oteller var. Ayrıca Pamukkale kasabasında traverten manzaralı oteller var. Kışın, yaÄŸmur altında ya da sisin içinde, Hierapolis kentinin nekropolünden (mezarlık) geçip, sütunlu mermer yoldan yürümek sizin için farklı bir deneyim olacaktır. Tiyatro civarındaki çalışmalar nedeniyle ÅŸu sıralarda sahneye girmek yasak. Eski Roma Hamamı ve bugünkü Hierapolis Arkeoloji Müzesi, mekanı, düzenlemesi, ışıklandırması ve özellikle sergilenenlerle kaçırılmayacak bir müze. Rahatınıza düşkünseniz büyük otellerde kalmak isteyeceksiniz. Ancak otelin açık büfesi size okul yemekhanesinde kuyruÄŸa girdiÄŸiniz günleri hatırlatırsa, kasabada daha kiÅŸilikli küçük lokantalar da var. Bir kış günü için mangal ve rakı hiç de fena olmayabilir.ÇIRALI OLYMPOSYaÄŸmur da olsa fırtına da, sığınılacak bir ‘son liman’Bir kış günü Çıralı’ya gitmiÅŸtim. Kasım ayıydı sanırım. Yalnız kalmak, yürüyüş yapmak, gece trafiÄŸin olmadığı bir yerde uyuyup uyanmak istiyordum. Çıralı sapağında minibüsten inip aÅŸağı doÄŸru yedi kilometrelik yolu yürümeye baÅŸladığımda doÄŸanın yaza göre ne kadar daha olaÄŸanüstü olduÄŸunu fark ettim. Börtü böceÄŸinkinden baÅŸka hiçbir ses yoktu, kokular çok daha belirgindi, hava ÅŸerbet gibiydi. Çıralı sahile geldiÄŸimde, bu artık çoktan keÅŸfedilmiÅŸ kasabanın kışının, yazın çivisi çıkmış halinden ne kadar uzak olduÄŸunu fark ettim. Akdeniz kıyısının en güzel kumsallarından birine nazır bu küçük kasaba, derin bir dinginlik içindeydi. Sanki henüz hiç keÅŸfedilmemiÅŸ gibiydi... O zaman Olympos antik kentinin sonunda, limandaki anıtsal mezarlardan birine kazınmış yelkensiz, direksiz ve küreksiz gemi ile üzerindeki Yunanca yazıt daha anlam kazandı: ‘’Son limana demirledi gemi çıkmamak üzere/ Çünkü ne rüzgardan ne gün ışığından umut var artık/ Işıklı ÅŸafağı terkettikten sonra Kaptan Eudemos/ Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi’’... Evet, Çıralı kışın, yaÄŸmur da olsa fırtına da sığınılacak bir ‘’son liman’’dır. Ayrıca çok üşürseniz, Yanartaş’a (Chiamera) çıkıp, ölümsüz ateÅŸin yanında ısınabilirsiniz... Yıl boyunca açık birkaç yer var. MuhteÅŸem konumlu, bahçeli ve bungalovlu Kibala’nın (klimalı, 0242 825 70 96) canayakın sahipleri Bülent ve Emilie, misafirleri için Likya Yolu’nda yürüyüşler düzenliyor, odun sobasıyla ısınan restoranda enfes yemekler hazırlıyorlar. Ayrıca Likya Yolu’nda daha uzun yürüyüşler için Ersin’i de (0242 836 37 14- 0535 219 93 26) arayabilirsiniz.AÄžIRNAS, GESÄ°, GERMÄ°R, TALAS /KAYSERÄ°Sinan ve Elia Kazan’ın izindeKayseri çevresinde pek turistik olmayan ama geçmiÅŸten önemli izler taşıyan, görülmeye deÄŸer köy ve kasabalar var. 16. yüzyılın baÅŸlarından beri varolan Ağırnas ve Gesi’nin kaderi, göç nedeniyle haritadan silinen diÄŸer yerleÅŸimlerden farklı olmuÅŸ. Kayseri’ye 25 km. mesafedeki Ağırnas’ta bulunan yeraltı ÅŸehirleri, oyma evler, mezarlar, dehlizler, kaya kiliseler buranın MÖ 2 bin yılından itibaren kullanıldığını gösteriyor. Ağırnas Yeraltı Åžehri’ni görmek için, Ağırnas Belediyesi’nden Hakan Ağırnaslıgil’i (0352 293 20 03- 0536 776 86 68) aramanız yeterli. Halk eskiden dokumacılık, tarım ve madencilikle uÄŸraşırmış. Bugün ise bol ekilebilen bir araziye sahip, çiftçilikle uÄŸraÅŸan, tipik bir Anadolu köyü. Bir zamanlar Müslüman, Rum ve Ermeniler’in birlikte yaÅŸadığı ve DoÄŸu kültürüyle yoÄŸrulan Ağırnas’ın en büyük özelliÄŸi ise Mimar Sinan’ın 1490’da burada doÄŸmuÅŸ olması. Bugün ustanın Ağırnas’taki evini gezmek mümkün (Bekçi Ahmet BektaÅŸ, 0546 760 55 41). Ayrıca evin altındaki katmanlardaki demirci atölyesi, tandır ve güvercinlik gibi bölümler ilginç. Ağırnas’a 8 km. mesafede, ÅŸarkılara ilham olmuÅŸ, meÅŸhur Gesi BaÄŸları var. Bir zamanlar burada Ermeni ve Rumların üzüm baÄŸları olduÄŸu biliniyorsa da, bugün ‘’bağ’’, ‘’bahçe’’ anlamında kullanılıyor. YemyeÅŸil aÄŸaçları ve bol suları olan Gesi’nin, bahçeli evlerinin yerini alan yeni villalara raÄŸmen, en çarpıcı özelliÄŸi; Gesi KuÅŸ Evleri. Eskiden güvercin gübresi toplayabilmek için yapılan bu tarihi kuÅŸ evleri, bugün neredeyse tamamıyla iÅŸlevlerini yitirmiÅŸ. Gübresinden baÅŸka etinden de yararlanılan güvercinler, yamaçlara yayılan sayısız kuÅŸ evine artık pek uÄŸramıyor. Kayseri merkeze 6 km. mesafedeki Germir’in yapıları, her geçen gün biraz daha yıkılıyorsa da dar sokakları, 150- 200 yıllık taÅŸ evleri, kapı önü yaÅŸamı ve kiliseleriyle karakteri olan bir köy. Burası, Kayseri kökenli bir Rum ailenin çocuÄŸu olan ünlü Amerikalı yönetmen Elia Kazan’ın annesinin doÄŸum yeri. Özellikle 427. ve 428. sokaklar ve bir süre ahır olarak kullanılmış olan Germir Kilisesi görülmeli. Talas’ta ise Harman Mahallesi, Tablakaya Mahallesi ve ÇeÅŸme Sokak civarında dolaşın. Restorasyonu süren olaÄŸanüstü kilisesinin önünden geçin. Tepede eskiden Türkiye’nin üçüncü büyük Amerikan Koleji olan bina ve 253- 255 numarada bugün Erciyes Ãœniversitesi Sosyal Tesisleri olarak kullanılan eski Rum kız mektebi dikkat çeken yapılar.Â
False