GeriSeyahat Kartpostallarda görünenden çok daha fazlası AMASYA
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kartpostallarda görünenden çok daha fazlası AMASYA

Kartpostallarda görünenden çok daha fazlası AMASYA

Ne kadar güzel olduÄŸunu anlayabilmek için, yeterince yaklaÅŸmak gerekiyor. Aksi takdirde yol boyunca, sizi neyin beklediÄŸi konusunda en küçük bir ipucuyla bile karşılaÅŸmıyorsunuz. Taa ki, Yalıboyu evleri ve sırtlarını dayadıkları kral kaya mezarlarıyla yüzyüze gelinceye dek...YeÅŸilırmak’ın açtığı 40 kilometre uzunluÄŸundaki vadi, tam burada, öyle daralır ki, neredeyse bir kanyona dönüşür. Böylece, manzara olduÄŸu gibi karşınıza çıkar. Genellikle Amasya’ya gelenler, yarım gün içinde, Pontus krallarının mezarlarına tırmanır, bir iki sokak gezer, genel fotoÄŸraflar çekip, günbatmadan buradan ayrılırlar. Oysa burada en az bir gece kalmayı gerektirecek, ilginç Selçuklu ve Osmanlı dönemi yapılar, her geçen gün daha fazlası restore edilen ve konaklamanın keyif verdiÄŸi nehir kıyısında, 19. yüzyıldan kalma taÅŸ avlulu, ahÅŸap evler ve yöresel yemeklerin ustalıkla yapıldığı restoranlar var. Tüm bunlar, Amasya’nın, bir kartpostal fotoÄŸrafında görünenden daha fazlasına sahip olduÄŸuna ve biraz daha uzun zaman ayrılmayı hakettiÄŸine iÅŸaret ediyor. Eski Ä°pek Yolu güzergahı üzerinde, antik Ä°ris Irmağı’nın (YeÅŸilırmak) ikiye böldüğü Amasya bugün sakin ve güvenli bir kent. Ancak geçmiÅŸi, savaÅŸlar ve fetihlerle dolu. Buranın yerlisi, coÄŸrafyacı ve tarihçi Strabon’a göre, Amasya Amazon kraliçesi Amasis tarafından kurulmuÅŸ. Ancak kentin Hititler zamanında kurulduÄŸu ve daha sonra Büyük Ä°skender’in eline geçtiÄŸi daha doÄŸru bir saptama. Ä°skender’in ölümünden sonra, Anadolu’da birçok küçük krallıklar kuruluyor, bunlardan biri de, bir Yunan kenti olan Cius’u (bugünkü Gemlik), Antigonus’a kaptırdıktan sonra, doÄŸuya gelen Mitridates’in kurduÄŸu Pontus Krallığı... Bugün kentte görülen Selçuklu yapıları, l071’de Selçuklular’ın kenti ele geçirmesiyle baÅŸlayan dönemin eserleri. OrtaçaÄŸ ise Amasya’nın Osmanlı hakimiyetinde, refah ve zenginlik içinde yaÅŸadığı bir dönem olur ve kentin en görkemli anıtları bu devirde yapılır. Ayrıca bu dönemde, kent din eÄŸitiminin merkezi haline gelir. 18. yüzyılda, kentte tam on sekiz medresede, 2 bine yakın öğrenci din eÄŸitimi görmektedir. I. Dünya Savaşı’nın ardında, 19 Mayıs 1919’da Samsun’da baÅŸlayan Milli Mücadele Hareketi, 12 Haziran 1919 günü, Mustafa Kemal’in Amasya’ya gelmesiyle hız kazanır. Müftü’nün Atatürk’e ilk sözleri ‘Bütün Amasya emrinizdedir’ olur. KurtuluÅŸ mücadelesinin ana hatları burada kararlaÅŸtırılır ve ‘hakimiyet kayıtsız ve ÅŸartsız milletindir’ prensibi ilk kez, yurdun dört bir yanına buradan ulaÅŸtırılır. ÅžEHÄ°R TURUAmasya ÅŸehir turunun en klasik baÅŸlangıç noktaları, merkezdeki Atatürk Heykeli ya da Hatuniye Mahallesi’nden çıkılan Kral Kaya Mezarları’dır. Kral kaya mezarları, kente tepeden bakar ve güzelliÄŸinin en iyi takdir edilebildiÄŸi yerdir. Atatürk Heykeli’nden baÅŸlayarak ise hemen kentin kalabalığına karışılır, camiler, çarşılar ve medreselerle, müze dahil en önemli turistik noktalara ulaşılır. Meydandaki büyük heykel, Atatürk’ün Milli Mücadele Hareketi sırasında, Amasya’ya geliÅŸinin anısına, heykeltıraÅŸ Tankut Öktem tarafından yapılmıştı. Heykelin altı, daha çok namaz vaktini bekleyen yaÅŸlılar için bir sosyalleÅŸme yeri. Mustafa Kemal’in, Milli Mücadele’yi örgütlemek üzere Amasya’ya gelerek ilk toplantılarını yaptığı Saraydüzü Mevkii’deki bina bugün yok.IrmaÄŸa doÄŸru dönünce, hemen saÄŸda, kesme taÅŸ yapısı, oldukça yüksek tuÄŸla minaresi ve ahÅŸap kubbesiyle, Gümüşlü Camii var. 1326’dan kalma cami, o zamandan beri defalarca onarılmış. Dışarıdan seyretmekle yetinmeyin, çünkü ahÅŸap ÅŸadırvanı ve giriÅŸi, YeÅŸilırmak manzaralı avlusu, banklara oturup burada biraz vakit geçirmek ve kente buradan bakmak için uygun bir nokta. Heykelin hemen arkasındaki küçücük camii, 1507’den kalma Pir Mehmet Çelebi Camii.Boydan boya, kentin içinden geçen Atatürk Caddesi’nin batısına doÄŸru, Amasya’nın en görülmeye deÄŸer yapıları var. Solunuzda ilk karşınıza çıkacak olan Kileri Süleyman AÄŸa Camii (1489). Hemen arkasındaki, yıkık tuÄŸla ve taÅŸ karışımı bina, 18. yüzyıldan kalma TaÅŸhan. İçeri girerseniz, hanın avlusuna yayılmış, marangoz ve metal iÅŸleri yapan esnafı görürsünüz. Bir de semaver yapan bir atölye var burada. Ä°ki katlı ve 34 odalı TaÅŸhan, 1758’de Amasya’nın ileri gelen ailelerinden Rahtuvanlar tarafından yaptırılmış. 2 BÄ°N EL YAZMASI 3 BÄ°N BASMA ESERTaÅŸhan’ın arkasındaki, adını minaresinin ÅŸeklinden alan, Burmalı Minare Camii, 1242’den. AhÅŸap minberi kitabeli olan cami, ‘Mahkeme Camii’ olarak da biliniyor. Bu bölgedeki Bakırcılar Çarşısı’nda ve bol miktarda semaver satılan Torumtay Caddesi’nde biraz Amasya hayatı ve ticareti gözlemlenebilir. Yeniden Atatürk Caddesi’ne çıkınca, Kileri Süleyman AÄŸa Camii’nin karşısında, bugün hálá dükkanların ve iÅŸyerlerinin bulunduÄŸu, çift kubbeli, taÅŸ bir Bedesten var. Bedesten ya da TaÅŸhan’la ilgili, çok otantik beklentiler içinde olmamak gerek. Ä°ki tarihi yapı da bugünün kalabalığı içinde, biraz silik duruyor. Atatürk Caddesi’nde devam ederek, kocaman ve güzel bir bahçenin içinde yer alan, kentin en heybetli yapısı Sultan II. Bayezid Camii ve Külliyesi’ne varılır. Sultan II. Bayezid adına, 1486’da Amasya Valisi Åžehzade Ahmet tarafından, cami, medrese, imaret, ÅŸadırvan ve çeÅŸmeden oluÅŸan bir külliye olarak yaptırılmış. Kentin bu en büyük camisi, simetrik plana sahip. Ä°ki merkezi kubbesinin yanında dört küçük kubbesi var. Caminin minareleri ise birbirinden farklı. Gerek boyutu gerekse uzaktan farkedilen dengeli mimarisiyle, bu kentteki baÅŸka hiçbir caminin Sultan II. Bayezid ile rekabet edebilmesi mümkün görünmüyor. En etkileyici görüntüsü, Yalıboyu evlerinin olduÄŸu uzak kıyıdan ya da nehre bakan bahçenin içinden. Bahçede caminin iki yanında, camiyle yaşıt olduÄŸu söylenen, asırlık iki çınar aÄŸacı var. Caminin giriÅŸ kapısındaki mukarnastaki mermer oymacılığının yanısıra, dikkate deÄŸer bir baÅŸka detaysa, kapının iki yanındaki iki kısa mermer sütun. Dokunmadan anlamak zor ama bu iki sütun kendi etrafında dönebiliyor. Bir deprem olduÄŸunda, sütunlardan birinin sıkışması ve artık dönmemesi, caminin yapısal durumu hakkında ipucu veriyor. Caminin yanındaki çok kubbeli medrese, bugün öğrencilerin yararlandığı bir kütüphane. Ayrıca buradaki kilitli bir odada, daha önceleri çalınmış ve hatta sonraları, bir kısmı AyÅŸegül Tecimer’in evinde bulunmuÅŸ, el yazması eserler var. Burada raflara dizilen 2 bin el yazması ve 3 bin basma eserin birkaçı vitrinde sergileniyor. (Kütüphane her gün 08.00- 17.00 arası açık, görevli eÅŸliÄŸinde geziliyor, fotoÄŸraf çekmek yasak. 0358 218 33 92)TÃœRKÄ°YE’NÄ°N EN GÃœZEL MÃœZELERÄ°NDEN BÄ°RÄ°Sultan II. Bayezid Camii’den daha ileride, Türkiye’nin en güzel müzelerinden biri olan Amasya Müzesi’ni geçince, Gökmedrese Camii var. 1267’den kalma bu tipik Selçuklu eseri adını, mavi çinilerle süslenmiÅŸ kümbetinden alıyor. Caminin içi sade ancak orijinali Amasya Müzesi’nde sergilenen ahÅŸap oyma kapısı oldukça etkileyici. Tekrar Atatürk Caddesi’nden geriye, meydana doÄŸru dönerken, Amasya Müzesi, kentte en fazla vakit ayırılacak turistik noktalardan biri olmalı. Arkeolojik ve etnoÄŸrafik bölümlerden oluÅŸan müze, gerek sunumu gerekse mumya koleksiyonuyla, Türkiye’nin en akılda kalıcı olanları arasında. Müzenin en büyük özelliÄŸi, 7500 yıllık bir tarihe sahip Amasya’da varlık gösteren 13 ayrı medeniyetin eserlerinin, kronolojik sıraya göre sergilenmesi ve özellikle sikkelerin ve ziynet eÅŸyalarının asıllarının yanında büyütülmüş fotoÄŸraflarıyla birlikte görülebilmesi. Müzenin giriÅŸ katı, Roma dönemine ait bronz ve piÅŸmiÅŸ toprak lahitlerle baÅŸlıyor ve ardından Bafra’daki batık gemide bulunan amforalar, Amasya sikkeleri, Roma dönemi takıları, Erken Tunç Çağı objeleri, Orta Tunç Çağı mühürleri, ritonlar, mızrak uçları ve libasyon kaplarıyla devam ediyor. Hitit seramiklerinin ardından, bronz Hitit baltası ve gümüş Ä°skender definesi ilginizi çekebilir. EÄŸer ÅŸanslıysanız, 1963’te DoÄŸantepe’deki Hitit höyüğünde, bir köylü tarafından bulunan, zaman zaman Avrupa’daki diÄŸer müzelere, sergilenmek üzere gönderilen, arkeoloji dünyasının ilk ve tek Hitit Fırtına Tanrısı TeÅŸup’un, döküm tekniÄŸiyle yapılmış, bronz heykelciÄŸini görebilirsiniz. Frigler’in bezemeli seramikleri, Urartu döneminin tam teÅŸekküllü bir savaşçı mezarından çıkan bronz aletler, Helenistik dönemde Olimpiyatlar’da ödül olarak verilen kuÅŸlu kase, Roma dönemine ait düdük, cam eserleri, parfüm ve gözyaşı ÅŸiÅŸeleri bu katın son eserleri. Ãœst kattaki EtnoÄŸrafya kısmında, Osmanlı devrinden kalma kıyafetler, bindallı elbiseler, sancaklar, silahlar, el yazma eserler, astronomi aletleri, sedef kakmalı ahÅŸap eÅŸyalar, hamam havlu ve nalınları sergileniyor. Bu bölümün en çarpıcı parçası, 1267 tarihli Gökmedrese’nin ustalıkla yaratılmış ahÅŸap kapısı. Burada aynı zamanda, aralarında 19. yüzyıla ait bir Avanos halısının da bulunduÄŸu mükemmel halılar ve Osmanlı devrinden kalma evlere ait, dolap kapıları var. Narlıbahçe Mezarlığı bahçesinde, üzerinde ‘Mumyalar’ tabelası bulunan Sultan I. Mesut Türbesi, müzenin en çok merak edilen bölümü. Mumyalama tekniÄŸi açısından dünyadaki diÄŸer örneklerden farklı olarak, iç organlar çıkarılmadan, kurutma ve tahnit (belirli bir formüle göre ilaçlama) iÅŸlemleriyle mumyalananlar arasında, 14. yüzyıl Ä°lhanlı yöneticilerinden Anadolu Nazırı Åžehzade Cumudar, Amasya Emiri Ä°ÅŸbuÄŸa Noyin, Ä°zzeddin Mehmed Pervane Bey, eÅŸi, erkek ve kız çocuklarına ait mumyalar var. Evliya Çelebi dahil farklı kaynaklara göre, bu mumyalara ilk olarak Burmalı Minare Camii’de rastlanmış. Mumyaların daha detaylı hikayeleri için, müzenin bu bölümünde çalışmış olan Muzaffer DoÄŸanbaş’ın ‘Mumyalama Sanatı ve Anadolu Mumyaları’ kitabını edinebilirsiniz. (Müze, Pazartesi hariç her gün 08.00- 12.00 ve 13.00- 17.00 arası açık, 0358 218 45 13)BÄ°MARHANEDEN KONSERVATUVARATekrar Yavuz Selim Meydanı’ndayız... Bu kez, kuzeye doÄŸru, nehir boyunca ilerleyerek, Amasya’nın diÄŸer eserlerini görmek mümkün. Ä°lk yapı saÄŸdaki, Bimarhane Medresesi (Darüşşifa ya da Tımarhane olarak da anılıyor). 1308’de, yıkıcılıklarıyla tanınan MoÄŸollar tarafından akıl hastalarının tedavisi için yaptırılmış. Bimarhane, MoÄŸollar’ın ele geçirdikleri bölgelerde, buralara ait kültürleri ve belirli Selçuk mimari tarzlarını benimsemelerinin belirgin bir örneÄŸi. Açık avlulu ve tonozlu yapı, tipik bir Selçuklu medresesi planına sahip. Ayrıca taç kapısı da dönemin taÅŸ işçiliÄŸinin etkileyici bir örneÄŸi. MoÄŸollar, hastalarını iyileÅŸtirmek için su ve müzik terapisi uygulamışlar. Ayrıca medrese, yüzyıllar boyunca bir müzik okulu olarak da kullanılmış. Bugün Amasya Belediyesi Konservatuar Müdürlüğü’ne baÄŸlı olan medresede, özellikle yazın, herkese açık, konserler düzenleniyor.Burada hasta tedavisinin yanısıra, birçok bilim adamı da yetiÅŸmiÅŸ. Aralarında en önemlisi, medrese duvarlarındaki minyatürlerde görülebilen, SabuncuoÄŸlu Åžerafeddin Bin Ali. 14 yıl hekimlik yapan SabuncuoÄŸlu’nun, 1465’te yazdığı, Cerrahhiyetü’l Hániye, dönemin geliÅŸmiÅŸ tıbbı üzerine önemli bilgiler veriyor.Medresenin hemen yanında, Sıhhi Mustafa Bey Hamamı var. Hálá kullanılan bu eski hamamın bacalarından çıkan dumanlar, uzaktan fark ediliyor. Biraz daha ileride saÄŸdaki, Mehmet PaÅŸa Camii, 1486’da Sultan Bayezid’in oÄŸlu Ahmet’in hocası, Mehmet PaÅŸa tarafından yaptırılmış.Bu yol üzerindeki son önemli cami, ÅŸu sıralarda restorasyonda olan ve yaza açılması planlanan, 15. yüzyılın baÅŸlarına ait, Beyazıt PaÅŸa Camii. Amasya Valisi Beyazıt PaÅŸa tarafından yaptırılan caminin, içini göremeseniz de renkli dış kemerlerindeki sade güzelliÄŸi ve taÅŸ işçiliÄŸini görmek için burada durun. Caminin karşısındaki köprüden geçer geçmez, Elmasiye Caddesi’ne varılır. Hemen solda, dik bir tepeden akan, suni bir ÅŸelale var. LeÄŸenkaya Åželalesi, altındaki küçük parkla birlikte geceleri ışıklandırılıyor. Sola deÄŸil de karşıya ve saÄŸa doÄŸru ilerleyince, Sultan II.Bayezid’in Kapı AÄŸası Hüseyin AÄŸa tarafından 1488’de yaptırılan ve Osmanlı medrese mimarisinde ender görülen, sekizgen BüyükaÄŸa Medresesi var. Bugün Kuran kurslarının verildiÄŸi medresenin avlusunda, ders çalışan, temizlik yapan ya da futbol oynayan çocukları görmek mümkün.Buradan Amasya (HarÅŸena) Kalesi’ne çıkan, Samsun yolu üzerindeki, 3 kilometrelik yolu gösteren tabelayı göreceksiniz. Kral kaya mezarlarının üzerinde yükselen kalenin üst kısmı, Osmanlı devrine ait, temellerse Pontus ve Roma. Araç, kalenin dibine kadar gidiyor ancak Amasya’nın en muhteÅŸem manzarasını görmek isteyenler için, asıl tırmanma bu noktadan sonra baÅŸlıyor. Ä°RÄ°LÄ° UFAKLI 21 MEZARBelirgin bir patika yol ya da tabela yok ancak restore edilmiÅŸ surların ve özellikle yıkık olanların içinden geçerken, kral kaya mezarlarında hissetmekte zorlandığınız o duyguyu yakalıyorsunuz. Çok yükseklerdeki bu deneyim, gerçekten de zahmete deÄŸer ancak dikkatli olmayı gerektiriyor. Kale kalıntılarının en güneydoÄŸu ucunda eski bir top, ramazan ayında iftar vaktini haber vermek için kullanılıyor. Kaleye, kral kaya mezarlarının olduÄŸu yerdeki bir patikadan da çıkmak münkün, ancak bu yol daha zor ve biraz daha tehlikeli. Helenistik dönemde, HarÅŸena Dağı’nın güney eteklerine, kalker kayalara oyulmuÅŸ Kral Kaya Mezarları, Ä°.Ö. 333’den Ä°.Ö. 26’ya kadar Amasya’yı baÅŸkent olarak kullanan Pontus krallarına ait. Hatuniye Mahallesi’nin dar sokaklarından ve tren yolunu geçerek çıkılan mezarların arasında, kayaya oyulmuÅŸ yollar ve yer yer de merdivenler var. YeÅŸilırmak Vadisi boyunca, irili ufaklı 21 mezar olduÄŸu söyleniyor. Ancak bunlardan sadece dördüne ulaÅŸmak mümkün. Helkıs Kapısı’nın üstünde, Kızlar Sarayı var. Bu Osmanlı sarayı adını, bir zamanlar bugün artık yıkık duvarlarının ardında bulunan hareminden alıyor. Bugün saraydan geriye yıkık bir hamam ve kulesi kalmış. Mevsimine göre, buradaki mezarlar kilitli olabilir ancak içlerine girmek de çok keyifli deÄŸil. Yine de isterseniz, bekçi size açacaktır. Mezarların içlerinden çok, arkalarına oyulmuÅŸ geçitler etkileyici. Bu bölgedeki iki daha büyük mezardan birinin yanında, nehre kadar uzandığına inanılan bir tünelin baÅŸlangıcı var. 1075’te Amasya’yı fetheden Melik Ahmed DaniÅŸmend Gazi, mezarların içindeki Pontus devrinden kalma gömüleri kaldırtmış. Yine o dönemde, Hıristiyan keÅŸiÅŸlerin bu maÄŸaralarda inzivaya çekildikleri biliniyor. Geceleri, bu mezarlar ışıklandırıldığında, kentin güzelliÄŸine nasıl bir katkıda bulunduklarını, Gezi Yolu’nda yürürken fark edeceksiniz.NEHRE UZANAN CUMBALARTren yoluyla YeÅŸilırmak arasındaki dar alanda, Amasya’nın güzelliÄŸinin baÅŸ kahramanları yarı ahÅŸap, Yalıboyu Evleri sıralanır. Özellikle Yalıboyu’nda, Roma dönemi sur duvarları üzerine inÅŸa edilmiÅŸ evlerin çoÄŸu aynı özelliklere sahip; harem ve selamlık bölümleri, ocak ve su kuyusunun bulunduÄŸu bahçeleri ve avluları var. YeÅŸilırmak’a bakan güney taraftaki evlerin çoÄŸunun, ikinci katları, ‘eliböğründe’lerle desteklenmiÅŸ ve nehre doÄŸru uzanan cumbaları var. Her ne kadar aralarından bazıları sel felaketleri ve yangınların ardından, tahrip olmuÅŸ ya da bakımı masraflarından terk edilmiÅŸlerse de konakların kurtuluÅŸu turizmle gerçekleÅŸti. Kral kaya mezarlarından inince varılan, kentin en güzel mahallelerinden biri olan Hatuniye’de bu evlerin en bakımlılarını görmek mümkün. Bu bölgeyi keÅŸfetmek için en iyi baÅŸlangıç noktası, 19. yüzyıla ait Hazeranlar Konağı. Nehir kıyısındaki bu etkileyici bina, bugün bir EtnoÄŸrafya Müzesi ve Sanat Galerisi, (Pazartesi hariç her gün 08.00- 12.00 ve 13.00 (13.30 yazın)- 16.45 (17.15 yazın), 0358 218 40 18) ayrıca ÅŸimdilik gezilebilen tek Amasya evi örneÄŸi. Konak, 1865’de ünlü ÅŸair Ziya PaÅŸa’nın Amasya mutasarrıflığı sırasında, Amasya defterdarı olan Hasan Talat Efendi tarafından, 1865’te yaptırılmış. Konak adını, Talat Efendi’nin kızı Hazeran Hanım’dan alıyor. Åžirvanlı Camii’den getirilen, 1893’ten kalma yün halı burada en çok dikkat çeken parçalar arasında. Konağın kiler katında bir sanat galerisi var. Konaktan mahallenin içlerine doÄŸru ilerlerken, 1207’den kalma, kentin en eski hamamı Yıldız Hamamı’ndan (Hatuniye Mah. No:1, Amasya, 0358 218 15 94, sadece erkekler için) geçilir. Buradan itibaren, köprüye varıncaya kadar, bu güzel mahallenin ve eski evlerin keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca yine bu mahallede, konaklama hizmeti veren Emin Efendi ve HarÅŸena Konakları ile kafe olan Seven Kazak Konağı ve Cafe M var. Amasya’yla özdeÅŸleÅŸen Ferhat ve Åžirin efsanesine konu olan, 2 kilometre uzunluÄŸundaki su kanalını görmek için, kentin biraz dışına çıkmak gerekiyor. Bu kanalın içinde yürümek mümkün. Geç Hellenistik- Erken Roma Dönemi’ne ait bu su kanalı, Amasya’ya su getirmek üzere, kayalar oyulup tüneller açılarak, arazi eÄŸimine uygun terazi sistemine göre yapılmış.AMASYA CÄ°VARIBorabay Gölü: Amasya- TaÅŸova karayolunun 44. kilometresinden sola ayrılan, TaÅŸova- Samsun karayolunu takip ederken, 14. kilometreden tekrar sola ayrılarak ulaşılan, 1050 rakımdaki Borabay Gölü popüler bir gezi ve kamp yeri. Çevresindeki ormanlık alan içinde, her biri üç yataklı dokuz bungalov tipi ev, gazino (0358 345 50 51) var. Ayrıca, kamp, piknik ve doÄŸa yürüyüşleri yapılabilir. Yedi KuÄŸular KuÅŸ Cenneti(Yedikır Barajı): Amasya- Suluova karayoluna 7 kilometre mesafede, bir piknik alanı. Baraj gölü çevresinde yürüyüş parkuru, DSÄ° Sosyal Tesisleri ve balık üretim tesisleri var. Amatör balık avcılığına fırsat tanıyan gölde, kuÄŸu, yabankazı, yabanördeÄŸi, angut, karabatak ve balıkçıl gibi otuzdan fazla kuÅŸ türü barınıyor.ALIÅžVERÄ°ÅžKale Antika Ahmet Kale’nin TaÅŸ Han’ın yakınındaki dükkanında, Amasya civarındaki köylerden topladığı eÅŸyalar arasında, halılar, kilimler, takılar, semaverler, sandıklar, gaz lambaları, yöresel kıyafetler, bakırlar, heybeler, aynalar, yazmalar, taÅŸ baskı kitaplar var. Bakırcılar Çarşısı, Arasta Sok, No:8, Amasya, 0358 212 98 63Semaver El yapımı semaver üretimi, özellikle Bakırcılar Çarşısı’nda çok yaygın. Torumtay Caddesi’nde sıralanmış dükkanlar da model model semaver satıyor.Güzel Sanatlar AtölyesiZiyarete açık Hazeranlar Konağı’nın alt katında, Mehmet Tektaş’ın nehir kenarındaki sanat galerisinde, çoÄŸu kendisine ait, Amasya ev ve sokaklarını konu alan yaÄŸlıboya tablolar satılıyor. Hatuniye Mah. Hazeranlar Sok. No:4, Amasya, 0358 212 77 41Antik Amasya Amasya’nın dışındaki dükkanda bulunan Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait eÅŸyaların arasında, bakır kaplar, küpler, tahta beÅŸikler, sandıklar, radyolar ve kilimler var. Samsun karayolunun 8. kilometresi, Amasya, 0358 233 87 67 Aktav (Amasya Kültür Tabiatları Varlıklarını Koruma ve EÄŸitim Vakfı) Eski bir Amasya evinde kurulan Aktav’da, Amasya ile ilgili ücretsiz dağıtılan broşürleri bulabilir, kent hakkında yazılmış kitapları satın alabilirsiniz. Burada ayrıca Amasyalı kadınların yaptığı kilimler ve kilim heybeler satılıyor. Yakın bir zamanda da, vakıfta Osmanlıca dil kursları verilmeye baÅŸlanacak. Vakıf, Yalıboyu Evleri’nin restorasyon çalışmalarını da yapıyor. Hatuniye Mah., Bestekar Sok. No:2, Amasya, 0358 212 07 99, 09:00- 17:00 arası açık.KAÇINAmasya’nın gecesini görmeden, kentten günübirlik geçip gitmek Amasya’da, eskiye oranla, konak tipi otel seçeneklerinin fazlalaÅŸtığının farkında olmamak Hattusa- Yazılıkaya ve Alacahöyük’ün, Ankara- Amasya yolu üzerinde olduÄŸunu bilmemek Yöresel Amasya yemeklerinin en iyi nerede yendiÄŸinden haberdar olmamakYAKALAYIN Amasya’ya gelir gelmez, kentle ilgili birçok broşür ve kitap edinebileceÄŸinizi bilmek Balayını Amasya’da, YeÅŸilırmak kıyısında geçirmek12- 22 Haziran Atatürk Kültür ve Sanat Haftası’nda, kaya kral mezarlarına karşı havai fiÅŸek gösterilerini seyretmekBorabay Gölü’nde kamping yapmakÂ
False