Karakteri Latin, ruhu Avrupalı Santiago
Türkiye’deki sıcaklardan bunaldıysanız size gündüz hava sıcaklığının 20 dereceyi aşmadığı sevimli bir Güney Amerika şehrini tavsiye edeceğim. Şu anda kışı yaşayan Şili’nin başkenti Santigo, Avrupa kültürünü Latin ruhuyla harmanlıyor. İsterseniz şehri keşfedebilir ya da yakındaki dağlarda kayak yapabilirsiniz. 20’nci yüzyılın en büyük ozanlardan Pablo Neruda’nın şehrini merak ediyorsanız, yola çıkma zamanı...
Şili, kaderi Türkiye’yle benzerlikler taşıyan, geçmişte demokrasi uğruna hayatların feda edildiği bir Güney Amerika ülkesi. Genel olarak tarihine baktığınızda, sahnede önce İspanyol sömürgecileri görüyorsunuz. Bugün Santiago’nun ana meydanı Plaza de Armas’da, katedral manzaralı heykeli olan Pedro de Valdivia, 1540’ta bölgeye gelmiş. 1818’de Şili halkı İspanyollara “güle güle” deyip, bağımsızlıklarını kazanmış.
San Martin ve sağ kolu Bernardo O’Higgins de bu operasyonun baş kahramanları olarak Şili tarihine adlarını altın harflerle kazımış. 1973’te General Pinochet’in kanlı darbesinde Cumhurbaşkanı Salvador Allende öldürülmüş ve acılarla yüklenmiş bir dönem başlamış. Aralarında Victor Jara gibi ozanların bulunduğu binlerce aydın Santiago Milli Stadyumu’na toplanmış, işkenceden geçirilmiş, öldürülmüş. Dünyanın en muhafazakar ülkelerinden biri olan Şili’de, 2000’li yıllarda devlet başkanlığı seçimini ilk defa bir kadın kazandı. Michelle Bachelet’in babası da Şili Hava Kuvvetleri’nde generaldi ve darbenin kurbanı olmuştu.
BİSİKLET SEPETİNDE ŞEHRİ YORULMADAN TURLAYIN
Adını koruyucu azizinden alan Santiago, kolay bir şehir. Ana bulvar Alameda’nın üzerinde Başkanlık Sarayı, Milli Kütüphane, harika bir şehir manzarasına sahip olan Santa Lucia Parkı ve alışveriş caddeleri Nueva York ile Ahumada var. En kalabalık caddelerden Ahumada’dan, dükkanları zengin ederek ilerlerken Plaza de Armas’a, yani en bilindik meydana ulaşıyorsunuz. Buradaki Katedral Metropolitana şehre damgasını vuran yapılardan biri. Hemen yanında, Municipalidad (Belediye Binası) ve Correo Central (Merkez Postane) yer alıyor.
Meydanın bir yanında size tur attıran, arkalarında oturabileceğiniz bir sepeti olan bisikletçiler (Ciclo Carros) var. Paralel caddedeki Dışişleri Bakanlığı ise Roma tapınaklarını andıran çok görkemli bir yapı. Eskiden Şili Parlamentosu’ydu, Pinochet’in parlamentoyu kendi şehri Valparaiso’ya taşımasının ardından bakanlık binası olmuş. Hemen yanında Adalet Sarayı ve onun karşısında da muhteşem bir müze olan Chileno de Arte Precolombino bulunuyor. (www.museoprecolombino.cl)
Beyaz adam gelmeden önce Güney Amerika’da mevcut olan uygarlıkların 4500 yıllık izlerini süreceğiniz bu müze, şehirde kesin görülmesi gereken yerlerden. Bu bölgedeki Paseo Huerfanos da alışveriş meraklılarını mutlu edecek caddelerden biri.
ŞIK MEKANLAR LAS CONDES VE PROVIDENCIA’DA
Şehirde iyi bir metro ağı var. “Santiago’nun modern, zengin yüzünü görmek istiyoruz” derseniz, metro ya da taksimetreli taksilerle Providencia ve Las Condes tarafına gidin. Şık caddeler, büyük alışveriş merkezleri, lüks oteller, restoranlar ve barlar çıkacak karşınıza. Buradaki Suecia ve El Bosque bölgeleri size gece hayatının tüm renklerini sunacak. Atatürk için yapılan ve üzerinde ona övgülerin bulunduğu anıt da şehrin bu yeni ve güzel bölgesinde. Santiago, 2000’den bu yana Ankara’nın kardeş şehri.
Restoran, bar ve gece kulübü için tercih edeceğiniz bir diğer bölge ise içinde Türk restoranı İstanbul’un da olduğu Barrio Bellavista. Adı Güzel Manzara anlamına gelen bu bölgenin arkasında San Cristobal Parkı bulunuyor. Tepesinden Santiago manzarasının tadını çıkarabileceğiniz bu parkta güzel manzaralar eşliğinde sizi dolaştıran bir teleferik var. Parktan dünyanın ikinci en yüksek sıradağlarını göreceksiniz. And Dağları şehre bir saat mesafede. Altı bin metrelik dağlarda dört kayak merkezi bulunuyor. Hazır gelmişken ağustosta kayak yapmaya ne dersiniz?
NERUDA’NIN EVİ
Santiago’da görmeniz gereken yerlerden biri de ünlü şair Pablo Neruda’nın La Choscona diye isimlendirdiği evi. Belleklerde yer eden dizeleriyle ülkesinin sesini, kültürel zenginliğini dünyanın dört bir yanına taşıyan Pablo Neruda, 1969’da Şili Komünist Partisi’nce devlet başkanlığına aday gösterilmiş ama yerini Allende’ye bırakmıştı. 1971’de Paris büyükelçiliğine atanan, aynı yıl Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Neruda’nın Santiago’daki evi, 1973’te Allende’nin öldürülmesini izleyen günlerde yağmalanmış, kendisi de 12 gün sonra Isla Negra’daki evinde ölmüştü.
NEREDE YENİR?
Aqui esta Coco: Deniz ürünlerinde çok başarılı, parmaklarınızı yiyebilirsiniz.Favorim, mönüde Turbot Mediterraneo diye geçen kalkan balığı. (www.aquiestacoco.cl) ? Zully: Bohem bir bölge olan Barrio Brasil’de, çok güzel bir sokakta. Kentteki en modern restoranlardan. Her odası farklı döşenmiş. Mönüsünde Doğu ile Batı karışımı füzyon mutfağından çok değişik yemekler bulunuyor. (www.zully.net) ? Astrid y Gaston Restaurant: Aslında bir Peru restoranı ama Santiago’nun en iyilerinden. Lima’da da bir şubesi var. (www.astridygaston.cl)
NEREDE KALINIR?
Hotel Santiago Park Plaza: Şık, sıcak bir otel ve en iyi bölgelerden birinde. (www.parkplaza.cl)
Bonaparte Hotel: Şehrin nezih bölgesinde, dört yıldızlı. Fiyatları oldukça ekonomik, servisi çok iyi. (www.hotelbonaparte.com)
Ritz Carlton: Şehrin yeni gelişen modern ve zengin bölgesi El Golf’de. (www.ritzcarlton.com)
Sheraton: San Cristobal Tepesi’ne ve Bellavista bölgesine yakın. (www.starwoodhotels.com)
ŞARAP TADIMI
Şili’ye kadar gitmişken dünyaca ünlü şaraplarını tatmadan dönmeyin. Concha y Toro Şili’nin en büyük şarap üreticisi. Uğranması gereken yerlerden. Santiago’nun biraz dışında yer alıyor. Yolda geçilen kasabalar, yerel halk ve dağ manzaralarını seyretmek de çok enteresan. Bahçesi, bağları ve mahzenleri etkileyici.