Son Güncelleme:
Karadan mavi yolculuk
Gökova tutkunu, ünlü denizci Sadun Boro’nun körfeze armaÄŸan ettiÄŸi denizkızı heykeli, denizin ortasında, tüm güzelliÄŸi ve narinliÄŸiyle duruyor. Ãœzerinde ÅŸunlar yazılı: ‘’Bu denizkızı, düşlerini süsleyen cennete eriÅŸebilmek için nice engin denizler, ufuklar aÅŸtı... Kıtalar, adalar, koylar dolaÅŸtı... Ta ki Gökova’ya ulaÅŸana kadar.’’Gökova Körfezi, mavi yolculuk geleneÄŸinin baÅŸladığı yer. 1950’lerde Cevat Åžakir, dostları Sabahattin EyüboÄŸlu ve Azra Erhat’la birlikte, birkaç günlük Gökova turlarına çıkmaya baÅŸladığında, imkanlar oldukça mütevazıydı. Belli ki onlar tatile çıkmamışlardı. Tüm doÄŸallıklarıyla denize açıldılar. BaÅŸka bir ÅŸeyin peÅŸindeydiler. Neden artık kimse, mavi yolculuÄŸu onlar kadar güzel anlatmıyor acaba? Denizkızı, düşlerindeki cennet için nice kıtalar adalar, koylar dolaÅŸtı, ta ki Gökova’ya ulaÅŸana kadarGökova’nın ilk baÅŸdöndürücü manzarası karşınıza çıktığında, MuÄŸla- Marmaris yolunun 15. kilometresinde, Sakar Geçidi’nden aÅŸağı, ovaya doÄŸru iniyor olacaksınız. Her ne kadar, çoÄŸu zaman puslu da olsa bu manzara, Gökova’da adım adım yapacağınız yolculuÄŸun ipuçlarını vermeye baÅŸlar. Yol üzerinde, araçların park edebileceÄŸi seyir yerleri var. Bu virajlı yolun, 27. kilometresinde, saÄŸa doÄŸru bir sapak, Akyaka- Sedir Adası diye ayrılır. Çamların arasından kıvrılan yolun sonunda, AÄŸa Han ödüllü Mimar Nail Çakırhan’ın, geleneksel Anadolu mimarisinde yaptığı evleriyle, kendine has bir karaktere sahip Akyaka var. Mimarın imzasını taşıyan her evin kapısında bir plaket var. Aralarında, otel ve pansiyonların da bulunduÄŸu diÄŸer evler, bu özgün mimariye ayak uydurularak yapılmış. Akyaka’nın yaz turizmindeki hareketliliÄŸi, bakir ve temiz koylarından kaynaklanıyor. Bazılarına hálá karayoluyla ulaşım zor. Akyaka’nın içinden, virajlı orman yoluna girip, Eski Ä°skele koyuna doÄŸru ilerleyince, sırasıyla, Çınarlı, Turnalı ve Akbük koyları var. Sabahları sakin bir denizi olan Çınarlı, üç kilometre ileride ve oldukça popüler. Denizden ve toprak bir yolla ulaşılabilen, Akyaka’ya 20 kilometre mesafedeki Akbük ise Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında. Çam aÄŸaçları ve zeytinlikler arasındaki koy, bu bölgenin en güzellerinden. Akyaka’ya, Marmaris- MuÄŸla yol ayrımından da giriliyor. Bu yol, kaynakların oluÅŸturduÄŸu, Azmak adı verilen bir dere boyunca ilerleyerek Akyaka’ya varıyor. İçinde ördeklerin ve kazların dolaÅŸtığı, berrak sudaki yosunların hareketlerinin izlenebildiÄŸi Azmak, balık restoranlarının yanından geçerek ve hatta evlerin, otellerin bahçelerine girip çıkarak, denize ulaşıyor. Bu yol üzerinde, hemen sağınızda kayaya oyulmuÅŸ bir mezara ve gerçekten bereketin fışkırdığı bahçeleri olan balık lokantalarına rastlayacaksınız. Dere sodalı olduÄŸundan, içindeki kabarcıklar görülüyor. SoÄŸuk olsa da dereye girenler az deÄŸil. Eskiden yöre kadınları burada çamaşırlarını yıkadıklarından, halk arasındaki adı, ‘’kadınazma’’ymış. Akyaka’nın mendireÄŸinden, 9.30- 11.30 arasında, doldukça kalkan tekneler, yaklaşık bir saatlik bir yolculuÄŸun ardından, Sedir Adası’na varır. Dönüş, ancak 17.30’da baÅŸlıyor ve 19.00’a kadar sürüyor. Bu arada, eÄŸer ihtiyacınız olursa, Akyaka’nın tanınması için herkese her türlü yardıma hazır, Selin Market’in sahipleri Sefa ve Saffet kardeÅŸlere de uÄŸrayabilirsiniz. Akyaka’dan kalkan Sedir Adası teknelerini kaçırırsanız, bir diÄŸer ÅŸansınız, Çamlı Ä°skelesi (0252 495 82 93. Mayıstan ekim sonuna kadar. Yolculuk 25 dakika sürüyor. GidiÅŸ- dönüş, kiÅŸi başı 10 milyon. Adaya ve plaja girmek, 3 milyon). Marmaris- MuÄŸla yol ayrımından, Marmaris’e doÄŸru devam ederken, Çetibeli köyünde, Azmak baÅŸlarından çıkan soÄŸuk suların serinlettiÄŸi, yol üzerindeki kır lokantalarını geçtikten sonra, 18. kilometrede, saÄŸda, Gelibolu- Sedir Adası sapağı var. Sapaktan beÅŸ kilometre içerideki Çamlı Ä°skelesi’nden kalkan Sedir Adası teknelerine binmek için, herkes aracını buradaki otoparka bırakır. Tekneler, gün boyu, 08.00- 17.00 arası, doldukça kalkar ve 13.00’ten itibaren de her yarım saatte bir, iskeleyle ada arasında karşılıklı seferler yaparlar. Bu ÅŸekilde, bütün günü plajda geçirmek zorunda kalmazsınız. Adadan son tekne, 18:00’de kalkıyor. Çamlı Ä°skelesi ile 15 kilometre mesafedeki Marmaris arasında, düzenli minibüs seferleri var. Daha kısa bir tekne yolculuÄŸu için, Çamlı Ä°skelesi’nden üç kilometre ilerideki, TaÅŸbükü’nü deneyebilirsiniz. Sedir Adası, bu koyun hemen karşısında ve 10 dakikalık mesafede. Sedir Motel’in (0252 495 81 66) teknesi her zaman hazır. Bu sakin koyda, geniÅŸ ve çakıl taÅŸlı bir plaj da var.KORUMA ALTINDAKÄ° KUMAdaya doÄŸru yapılan tekne yolculuÄŸu sona erinceye dek, Kıran DaÄŸları görüntüden kaybolmaz. Ege ve Akdeniz’de, Girit Adası dışında, sadece Sedir Adası ya da bir diÄŸer adıyla Kleopatra Adası’nda görülen koruma altındaki tropikal özellikli kumuyla ünlü adaya adım atar atmaz, bir dizi kuralın yazılı olduÄŸu bir levha çıkıyor karşınıza. Plajdan kum almak, piknik yapmak, mangal yakmak, kumlara havlu sermek, plaja kıyafetle girmek yasak gibi... ÇaÄŸlar boyu, Mısır Kraliçesi’nin güzelliÄŸini borçlu olduÄŸu söylenen kumları korumak için alınan önlemler bunlar. Azra Erhat, şöyle anlatıyor: ‘’Sedir Adası’nın iki koyu da güzeldir ama Kıran DaÄŸları’na karşı yemyeÅŸil bir denize açılan ve yusyuvarlak, bembeyaz bir kumla örtülü plajı, dünyada herhalde biriciktir. Buraya Kleopatra Kumsalı diyenler de var. Güya Mısır Kraliçesi, Romalı Antonius’u ziyaret etmek için Tarsus’a geldiÄŸinde, buraya kadar uzanmış da Kedrai Adası’na çıkmış. Kıran DaÄŸları’nın karşısına eÅŸsiz bir manzara ile açılan bu koyda, kum bulunmamasından yakınmış. Antonius da sevgilisine hoÅŸ görünmek için Mısır’dan gemiler dolusu kum getirtmiÅŸ, plajdaki kum, o kummuÅŸ...’’‘‘Pizolit’’ ya da ‘’oolit’’ adı verilen bu beyaz kum, tatlı suyun, deniz suyuna karışarak, incecik bir kum tanesinin etrafında karbonatını biriktirmesiyle ortaya çıkıyor. OluÅŸumu çok yavaÅŸ ve az miktarlarda olduÄŸundan, azaldığında yerinin doldurulması imkansız. Bir dönem, gelenlerin kavanoz kavanoz götürdükleri kum, ÅŸimdi sıkı bir ÅŸekilde koruma altında. Deniz güzel, rengi turkuaz ve yer yer laciverte dönüşüyor. Åžezlong ve ÅŸemsiyeler, hemen plajın arkasındaki orman kısmında. Burada, sadece sandviç ve içeceklerin satıldığı bir büfe var. Etrafta, küçük yılanları yemeleri için adaya getirilen hindiler dolaşıyor ancak daha çok ÅŸezlong ve masaların üzerine çıkıp, insanların bıraktıkları artıkları yiyorlar. Burası, aynı zamanda, bir Karya kenti; antik Kedrai... Ä°smi, sedir aÄŸacından türemiÅŸ. Ancak, adada sedir aÄŸacı yok. Kent, sonraları Rodos BirliÄŸi’ne baÄŸlanmış. Sur kalıntıları, sütun parçaları, yazıtlar, ormanın her tarafına yayılmış... Plajın içinden tabelalar, tiyatro ve kiliseyi gösteriyor. Ä°ngiliz Limanı’ndan aynı yolu geri dönüp tekrar sapaÄŸa gelince, Kargılı tabelasını takip edince, Bördübet yoluna girmiÅŸ oluyorsunuz. Kargılı, aslında daha yaygın olarak bilinen ismiyle, Löngöz Koyu. Löngöz’den 10 kilometre sonra, Yedi Adalar var. SonsuzluÄŸa uzanan, irili ufaklı yedi adayı görebileceÄŸiniz bu tepede, günbatımını bekleyin. yedi kilometre sonra Club Amazon ve Bördübet Koyu... Bördübet adının, eskiden bölgede saklanan Ä°ngiliz askerlerinin, buraya ‘’bird the bed’’ yani kuÅŸ yatağı demesinden kaynaklandığına inanılıyor. 3.5 kilometre sonra, Golden Key Bördübet oteli var. Buradan itibaren, Marmaris- Datça asfaltına yaklaÅŸtınız demektir.Buraya girmeyi pek az denizci göze alırdıÇam aÄŸaçlarının arasından kıvrılan toprak yolun sonunda beliren insan yüzünü gören herkes, aynı soruyu sorar: ‘’Burası neresi?’’ Ali de hep aynı tatlılıkla cevap verir: ‘’Gökova’nın en güzel koyu, Löngöz.’’ Sapakta tabela yok. Yol yükselirken, arkada kalan, küçük bir mavi leke ve tekneler görürseniz, geri dönmelisiniz demektir. Azra Erhat, ‘’İnce, uzun, dibi sığ fakat günlük aÄŸaçları ile kokular saçan Löngöz büküne girmeyi pek az denizci göze alır’’ demiÅŸti. Bugünse bu korunaklı koya birçok tekne sığınıyor. 40 yıldır, burada yaÅŸayan Ali Dede ve Huri Teyze’nin oÄŸlu Ali’nin restoranı da Löngöz’de gecelemek için geçerli bir neden. Bu koyda doÄŸan Ali, ailesi ve niÅŸanlısı Eleanor ile birlikte, yaz kış Löngöz’de. Küçük ahÅŸap iskelesi, çam ormanlarının arasında uzanan yürüyüş patikaları, tatlı suyun tuzlu suya karıştığı sazlıklarıyla, dingin bir koy. Atlattığı büyük yangının izleri yavaÅŸ yavaÅŸ siliniyor. Eleanor, bu güzelliÄŸin karşısında, Fethiye’de olanlara isyan ediyor: ‘’Orası, artık küçük bir Ä°ngiliz Ä°mparatorluÄŸu... Her tarafta büyük emlakçılar açıldı. Ä°ngilizler, her geçen gün daha büyük gruplar halinde buraya yerleÅŸiyorlar. Rakamlar öyle yükseldi ki Fethiyeli aileler kendi topraklarında yaÅŸayamaz oldu. Türkleri seviyorum ve Ä°ngilizler’den kazandıkları paranın, uzun vadede, onlara yeri doldurulamaz bir kayıp olarak geri döneceÄŸini görebiliyorum.’’Marinası da olduÄŸundan, daha çok yatların uÄŸrak yeri olan Karacasöğüt Limanı, aynı zamanda, Gökova Körfezi’nde, güzel, bahçeli yazlıklarıyla bilinen bir sayfiye yeri. Gelibolu- Sedir Adası sapağına tekrar geri dönüp anayola çıkınca, bir kilometre sonra, Karacasöğüt tabelasını göreceksiniz. Büyük bir kısmı toprak olan yolda, hiç sapmadan devam edin. Burada, bir marina, bir pansiyon, birkaç market ve taksi durağı var. Martı Marina (0252 487 10 65, www.martimarina.com), 24 saat sıcak su, güvenlik, duÅŸ, elektrik gibi hizmetleri verdiÄŸi gibi, her gün gazetenin geldiÄŸi ve yatçıların ihtiyaçlarını karşıladıkları bir markete de sahip. Yatçılara ve yazlıkçılara bel baÄŸlayan liman, kışın terkedilmiÅŸ bir görünüm alıyor. DaÄŸlarda, yaz kış yaÅŸamın sürdüğü köyler var.Gökova’nın ünlü limanlarından biri de, alabildiÄŸine sakin Ä°ngiliz Limanı. 70’li yıllarda, limanı çevreleyen ve denize uzanan sık çam aÄŸaçları, bir yangın sonucu, büyük zarar görmüştü. II. Dünya Savaşı’nda, Alman savaÅŸ gemilerinden kaçan Ä°ngiliz filosu, bu elveriÅŸli coÄŸrafyaya gizlenirmiÅŸ. Liman, Gökova körfezinin en büyük koyu olan DeÄŸirmenbükü’nde. Burada, Çanak koyu olarak da bilinen Ä°ngiliz Limanı’ndan baÅŸka, Özal zamanında yapılan CumhurbaÅŸkanlığı konutunun bulunduÄŸu Okluk koyu, Hırsız koyu, Malderesi ve Sazanlı koyları da yer alıyor. Koyun hemen giriÅŸinde, Kara Ada ve Zeytinli Ada var. Yat ve botların, CumhurbaÅŸkanlığı konutuna ve Malderesi koyuna yaklaÅŸmaları yasak. Ä°ngiliz Limanı’na gitmek için, anayola 12 kilometre mesafedeki Karacasöğüt’e bir kilometre kala, Kargılı yazan tabeladan sola ayrılmak gerekiyor. Bir sonraki yol ayrımında ise bu kez Kargılı levhasından deÄŸil, saÄŸdaki levhasız yoldan devam etmeli. Toprak yol, beÅŸ kilometre sonra Ä°ngiliz Limanı’nda son buluyor. Burada, yaz- kış yaÅŸayan balıkçılar ve yatçılara hizmet veren, iki restoran var.MUÄžLAÇok az turist bu cevherin farkındaBodrum, Fethiye, Marmaris, Datça... Yakınında böylesine popüler tatil merkezleri varken, MuÄŸla’ya sıra gelmemesi ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Bütün bu beldelerin baÄŸlı olduÄŸu bir il olarak ele alındığında, MuÄŸla, Antalya’dan sonraki en büyük tatil ve turizm merkezi. Ne var ki çok az turist MuÄŸla’nın merkezindeki cevherin farkında. Geçerken uÄŸrayın, neden bu kadar geciktiÄŸinizi kendinize soracaksınız... MuÄŸla’nın merkezine yakın tarihi yerleri kolaylıkla yürüyerek gezebilirsiniz. Özellikle perÅŸembe günü kurulan pazarına rastlarsanız, daha renkli bir MuÄŸla deneyimi yaÅŸayacaksınız demektir. MuÄŸla’da zaman geçirmekten en çok keyif alacağınız yer, muhtemelen Saburhane olacaktır. Meydandaki kahvelerin birinde mutlaka oturmalısınız. Saburhane’nin biraz daha tepelerine çıkıp, kırmızı kiremit çatılı evleri ve MuÄŸla’nın kendine özgü bacalarını görebilirsiniz. Saburhane sokaktaki, üzerinde 1887 yazılı evi geçip Konakaltı sokaktan devam ediyorum. 14 numarada, kapı süslemeleri ve çift taraflı merdiveniyle, dikkat çeken bir ev var. Bir köşede, Leman Hanım, evinin alt katını börekçi (0252 214 64 51) yapmış. Peynirli ve kavurmalı sac böreklerini yemek isteyenler, Müştakbey Mah. Yayla Sokak No: 20’ye geliyorlar. 250 yıllık Konakaltı Hanı, bugün Ä°skender Alper Kültür Merkezi. Satranç öğrenen çocukların seslerinin yankılandığı güzel bahçesine girebilirsiniz. Hemen karşıdaki parkın içinde solda Türkiye’nin tek doÄŸa tarihi müzesi olan MuÄŸla Müzesi (Pazartesi hariç her gün, 08.30- 17.00 arası açık. 0252 214 69 48) var. Burada, 5- 7 milyon yıllık, bitki ve hayvan fosilleri sergileniyor. Bu görmeye deÄŸer müzenin ayrıca, çoÄŸu Stratonikeia antik kenti kazılarından çıkarılan buluntuların sergilendiÄŸi bir arkeoloji bölümü ve bir etnografya salonu var. Kültür merkezinin önünden devam eden Saatli Kule Caddesi üzerinde, 1895’ten kalma Rum Filvari ustanın eseri, hálá çalışır durumdaki Saatli Kule’ye varmadan önce, 650 yıllık Vakıflar Hamamı’nı (0252 214 20 67) göreceksiniz. Turist gruplarının sık geldikleri hamam, MenteÅŸe Beyi tarafından Ulu Cami’nin vakfiyesi olarak yaptırılmış. Bakırcıların ve demircilerin, küçük dükkanlarında var olma mücadelesi verdiÄŸi Arasta’nın dar sokaklarında dolaşın. Burada, önünde kuÅŸ kafesleri olan Afyonlu’nun Yeri’ne ve kapı önünde sohbet eden MuÄŸlalı esnafa rastlayacaksınız. Arasta’nın güneyinde, kentin en eski camisi, MenteÅŸe sultanlarından Ä°brahim Bey tarafından, 14. yüzyılda yaptırılmış Ulu Cami var. İçinden çok dışı ilginç. Saatli Kule’den sola kıvrılınca, kubbesi kurÅŸunla kaplı, 15. yüzyıldan kalma KurÅŸunlu Cami karşınıza çıkar. Caminin karşısında, Rum ve Türk ustalar tarafından yapılmış olan, 130 yıllık bir MuÄŸla evi, MuÄŸla Kültür Evi olarak restore edilmiÅŸ. Kahvaltı, çay ve kahve servisi yapılan avlusu (0252 212 86 68) her gün, 08.00- 21.00 arası, açık. MuÄŸla evinin içindeki Etnografya Müzesi de (0252 214 69 48) pazartesi hariç, 08.00- 17.00 arası gezilebilir. KurÅŸunlu Caddesi üzerinde, kentin en hareketli yerlerinden biri, 15. yüzyıldan kalma bir kervansaray olan YaÄŸcılar Hanı var. Halı, kilim gibi turistik eÅŸya satan dükkanların bol olduÄŸu hanın önündeki meydanda, turistler çay içer, MuÄŸlalılar tavla oynar... El dokuması geleneÄŸinin, antikçaÄŸlardan beri devam ettiÄŸi MuÄŸla’da, hem bir atölye görmek hem de alışveriÅŸ etmek istiyorsanız, KurÅŸunlu Caddesi’ndeki Melsa’ya (0252 212 56 38) uÄŸrayabilirsiniz.KAÇINGökova koylarından geçen toprak yolda, az benzinle ve gece yol almakMuÄŸla’da gezmenin, vakit kaybı olduÄŸunu düşünmekSedir Adası’na farklı noktalardan teknelerin kalktığını bilmemekYAKALAYINCevat Åžakir, Azra Erhat, Sabahattin EyüboÄŸlu ve Mina Urgan’ın, Mavi Yolculuk üzerine yazdıklarını okumakMuÄŸla’nın KarabaÄŸlar Yaylası’nda, Keyfoturağı’nın kuyu büryanisini tatmakUla’nın evleri yok olmadan sokaklarında dolaÅŸmakÂ