GeriSeyahat Kaputaş Plajı’na yaslanan dağların içinde neler saklı?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kaputaş Plajı’na yaslanan dağların içinde neler saklı?

Kaputaş Plajı’na yaslanan dağların içinde neler saklı?

Kaputaş ülkemizdeki en özel plajlardan biri. Seneler önce ilk gittiğimde köprünün üstünden ardındaki dağlara bakmıştım uzun uzun. Bir şeyler vardı orada ama ben gidemiyordum. Kaputaş Kanyonu öyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebileceğiniz bir yer olmadığı için de bakmakla kalmıştım. Birkaç yıl sonra başladığım ekstrem spor ‘canyoning’ beni tekrar Kaputaş’a götürdü ve yeni bir keşif, yeni bir macera başlamış oldu.

Son dakikaların insanı olarak daha birkaç gün önce tanıştığım İstanbul Kanyon ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü’nden (ICT Canyoning) bir ekibin peşine takılıp İstanbul’dan çıkarken nereye ve neden gittiğimi sorgulamamaya çalışıyordum. Şubat havası buz gibi. Kalabalık bir ekip öğlen saatlerinde Kaputaş Plajı’na vardık ve muhteşem bir güneş karşıladı bizi. Kış aylarında denize girmek, sezonu şimdiden açmak da nedir? Güzel ülkemin bir tarafı karla boğuşurken biz güneyde denizde yüzüp güneşlenebiliyoruz.

Sahilde kamp riskli

Kesinlikle muhteşem bir coğrafya. Eğer Kaputaş’a sezon dışı giderseniz kimsesiz, sanki el değmemiş bir plaj görebilirsiniz. Sağ tarafı daha soğuk. Buradan su kaynar. Eğer soğuğa dayanıklı değilseniz plajın sol tarafına ilerlemelisiniz. Kumsalda dolaşıp, taş toplayıp müzik dinledim. Dalgaların sesinin ve kimsesizliğinin tadını çıkardım. Gün öyle güzel battı ki... Masal gibi. Sahilde kamp yapmak biraz riskli.

Sabah uyandığımızda suyun içinde bulabiliriz kendimizi. Yukarıdaki tesise çıktığımda herkes çadırını çoktan kurmuş bile. Kaputaş’a tepeden bakan, çadırımı açtığımda bu harika kumsalı görebildiğim bir manzarada uyuyacağım. İnsan daha ne ister! Kaputaş’taki duşlarda şampuan kullanmak, ateş yakmak ve kamp yapmak yasak. Sezon dışı olduğu ve sportif bir aktivite yapacağımız için tesisin sahibi bize yardımcı oldu. Kaputaş Plajı’nın koruma altında olduğunu görmek çok güzel. Sabah 5’te kalktık. O saatlerde çıkan rüzgârda uça uça kahvaltı ettik. ‘Bu soğukta nereye gidiyorsun’ dedim kendi kendime.

Kaputaş Plajı’na yaslanan dağların içinde neler saklı

Kış geçişi, eriyen kar sularının kanyona dolması nedeniyle zor ama daha zevkli.

Yıldızların altında

Hava hâlâ alacakaranlıktı kanyona gireceğimiz yere ulaştığımızda. Hâlâ yıldızlar vardı tepemizde. Ne muhteşem bir andı. Kaputaş Kanyonu girişi, Antalya, Kaş, Kalkan ile Bezirgân Köyü yolu üzerindeki çeşmenin orasıymış. Dalış elbisesi, eldiveni ve çorabı, üstüne bot, boyna ve kafaya buf (iki ucu açık, boru şeklinde kumaştan başlık), üstüne kask, iniş kemeri, karabina, iniş takımı, kaydırmayan iş eldiveni... Giyin giyin bitmiyor. Sayarken yoruldum. Kaputaş Kanyonu’na dik bir yokuştan inerek başladık. Bir müddet sonra dereyi bulup yürüyüşe geçtik. Normalde yaz aylarında bu kanyonda su olmuyormuş ama şimdi kış ve su oldukça fazla. Zaten heyecanlı olan bu. İlk başta kısa inişler var, zorlanmadım. Sonra öyle dik şelaleler çıktı ki karşıma aşağıya bakakaldım. 20-25 metrelik şelaleler, müthiş tazyikli akan, başıma vuran buz gibi sular...

Yükseklik korkum pek ses etmedi. Durup düşünmeye vaktim olmadığından mı acaba? Bir yerde aynı Ayvaini Mağarası’nda olduğu gibi yüzüm uçuruma dönük inmem gerekti. “İnemem” dedim. Ekip başkanı gözümün yaşına bakmadı. Bir ara ayağıyla itti sanıyorum. İtti ama eliyle de savrulmamam için tuttu. Kendi başına uçması için yavrusunu yuvadan atan kuş misali. Hem attı hem emniyetimi sağladı. Hâlâ gözümün önüne geldiğinde dehşete kapılıyorum. Aylardır yatışta olan vücudum ham, kondisyonsuz. Sonlara doğru kıpırdamakta zorluk çekiyorum. Kanyonun içi rüzgârlı, hareketsiz kaldığımızda üşümeye başlıyoruz. Su debisi öyle fazla ki bir şelale inişinden sonra girdap oluşuyormuş. İlk inenleri çevirip fırlatmış.

Demişler ki: “Kızlar buradan geçemez...” Kanyonun içinde zipline (İki yükseltinin arasını telden kayarak geçmek için kurulan düzenek) kuruluyor. Daha önce zipline yaptım ama tepemden deli deli sular akmıyordu. Kesinlikle böylesini tercih ederim. Müthiş bir heyecandı. Tam 9 saat kar sularının içinde boğuştuktan sonra son şelaleye geliyoruz. Kaputaş Plajı’ndan dağlara doğru su boyunca yürüyerek ulaşılan şelale bu. Grup şelaleyi ilk defa aydınlıkta görebiliyor. Sabah çok erken başlayınca, tempomuz da iyi olunca hava kararmadan kanyondan çıkmayı başarıyoruz.

Efsanevi bir günbatımı

Kaputaş Plajı efsanevi bir günbatımıyla karşılıyor bizi. Bir gün önce başıma ne geleceğinden habersiz bakıyordum bu manzaraya; şimdi yorgun, üşümüş ama savaş kazanmış komutan edasında, mutlu bakıyorum. Az önce kulakları sağır edercesine çağıl çağıl çağlayan sular hiç yokmuşçasına seyrediyorum uçsuz bucaksız denizi. Sızlamayan tek bir uzvum yok ama asla pişman değilim. Kaputaş Plajı’na gidecekler, ardındaki dağların içinde ne var artık biliyor. Denizin tadını çıkarırken ardınıza bir bakın benim için. Çok az insanın görmeyi başarabildiği o dağların içinde bir efsane gizli.
Kaputaş Plajı’na yaslanan dağların içinde neler saklı

Mavi Mağara’yı görmeden dönmeyin

Kaputaş Plajı yakınlarındaki Mavi Mağara’yı mutlaka görmelisiniz. Kaputaş Plajı’na çok yakın. Yüzerek gidenler olduğu gibi sezonda kiralayacağınız botlarla da gidebilirsiniz. Kaputaş Plajı Kaş merkeze 20 dakika mesafede olunca Kaş’a uğramamak da olmaz tabii. Kışın hiç uğramadığı Kaş size çok güzel bir tatil vaat ediyor. Çılgın kalabalıktan uzakta harika anılar biriktirebilirsiniz. Gitmişken Kekova-Üçağız’dan kalkan teknelerle bir tekne turu yapmalısınız. Kaleköy’e tepeden bakmalısınız. Kaleköy’e sadece denizden ulaşım var sözüne inanmayın. Eğer yürüyüş yapmayı seviyorsanız Kaleköy arkalarında belli bir yere kadar arabayla gidip sonra yarım saat yürüyerek Kaleköy’e ulaşabilirsiniz. Üstelik yürüyüşünüz çevredeki lahitlerin arasından olacak...

False