Paylaş
Umbria bölgesinde Agro-turizm çok yaygın. Kırsal alanda yaşayan insanların sizi müşteri değil de konuk olarak görüp verdikleri hizmete Agro-turizm deniliyor. Buradaki amaç doğa ve kültürel anlayışları koruyarak gelen konukların da bunlardan yararlanmasını sağlamak. Yani otelde kalacağınıza bizim yaptığımız gibi bir çiftlikte kalabiliyorsunuz. Bizim konakladığımız çiftlik zeytinyağı üreten bir aile tarafından işletiliyor. Kendilerine ait arazide üç farklı bina ve 5-6 ailenin kalabileceği kadar farklı farklı daireler bulunuyor.
Umbria'nın muhteşem doğa manzarasını keyifle izlemek için kurulmuş masalar sandalyeler, yine manzaraya karşı bir yüzme havuzu ve her an muhteşem kokuların geldiği bir mutfakla bu aile tüm konuklara hizmet veriyor. Çiftliğin anne ve anneannesi ev yapımı makarnaları, her gün sıcacık ikram edilen birbirinden farklı kekleriyle insanları kocaman gülümsetiyor. Ben İtalya seyahatim boyunca en iyi ev yapımı makarnaları bu evde yedim. Bu mutluluk yuvasında bolca huzurun sessizliği var.
Çiftlik evi
Bazen sadece tavuk ve koyun seslerine ara ara çiftliğin afacan köpeklerinin havlama sesleri de ekleniyor. Birde size pek pas vermeyen ama köpeklerle çok iyi dost olan bir kedi var. Umbria'nın günbatımları da ayrı bir güzel. Güneşin renklerine pembeler, eflatunlar ekleniyor ve yemyeşil tepelere bu renkler de pek bir yakışıyor. Yakın köylere yürüyüşler yapabileceğiniz gibi etraftaki şirin yerleri keşfe de çıkabilirsiniz. Biz de tam öyle yaptık Assisi ve Perugia'ya gittik.
Assisi: Assisi Perugia iline bağlı bir belde. Tarihi dokusuyla tüm ziyaretçileri büyüleyen Assisi gerçekten de gezmeye görülmeye değer bir yer. Şirin binaları, gösterişli kiliseleri, hareketli meydanı, çiçekli evleriyle çok keyifli bir yer. O daracık ara sokaklar bir sürü süprizlerle gizli.
Dolaşırken bazen çiçeklerle dolu rengarenk bir avlu, bazen de dekorasyonu ile sizi büyüleyen bir kafe ile karşılaşabiliyorsunuz. Ben gezerken bir sürü ufacık tatlı dükkanı da gördüm ama en güzel keşfimiz Gran Cafe oldu. Özellikle duvarlarındaki melek resimleriyle çok farklı tarihi bir ambiyansa sahip olan bu cafede birbirinden lezzetli tatlılar bulabilirsiniz.
San Francesko Basilikası
Assisi'nin en önemli simgesi olan Assisili San Francesko Basilikası UNESCO'nun dünya mirasları listesinde yer almakta. Basilika dışında muhteşem renklere sahip vitraylı irili ufaklı kiliseler de dikkat çekiyor. Ben özellikle kiliselerin gece mavisinden turkuaza kadar uzanan renklerdeki tavanlarına bayıldım.
Osteria Piazzetta dell'Erba
Altın renkli yıldızlarla bezenen tavanlar gökyüzü gibi parıldıyordu. Biz sokak keşiflerimizi tamamlayınca çok güzel bir restoranda lezzetli bir akşam yemeği yedik. Osteria Piazzetta dell'Erba adlı restoran ağaçların altındaki keyifli açık hava alanıyla ve başarılı mutfağıyla bizden tam puan aldı.
Perugia: Sanat ve tarih dolu şehir Perugia. Biz maalesef pazar günü gezdiğimiz için mağazaların ve çikolata fabrikasının kapalı olduğu bir güne denk geldik ama yine de Perugia'dan çok keyif aldık. Meydanda farklı farklı kafeleri bulunan ve tarihi yapısıyla ziyaretcilerini büyüleyen bu ufak şehirde çok lezzetli bir pizzacı da bulunmakta.
Hayatımda ilk kez kocaman bir pizzayı Pizzeria Mediterranea'da bitirdim. Füme mozzarella ve taze domateslerle hazırlanan pizzayı şiddetle tavsiye ederim. 1860'dan beri hizmet veren Sandri isimli patisserie de ufak bir mola ve lezzetli bir tatlı için en doğru adres. Perugia yakınlarındaki Abbazia di San Pietro kilisesi de mutlaka ziyaret edilmeli. Kilisedeki tablolar çok özel ve oradaki ahşap oymalara, el işciliğine inanamayacaksınız. Biz çok şanslıydık ve bir klasik müzik konserinin provalarına denk geldik. O büyüleyici ortamda orkestrayı dinlemek gerçekten de farklı ve muhteşem bir deneyimmiş.
Kaldığımız süre sadece birkaç gün olsa da biz Umbria'yı çok sevdik. Şirin ve renkli yerleşim yerleriyle, muhteşem doğasıyla, lezzetli ev yapımı yemekleriyle ve özellikle günbatımlarıyla huzurlu ve insanı çok mutlu eden yemyeşil bir yer Umbria.
Paylaş