İtalya’nın gurme adası: Salina
Sicilya’nın en büyük ikinci adası olan Salina’yı görünce Michael Redford ve Massimo Troisi’nin neden ‘The Postman’ (Il Postino) filminin çoğu sahnesini burada çektiğini gayet net bir şekilde anlayabilirsiniz. Akademi Ödüllü 1994 yapımı olan film, şiirsel konusuna rağmen Salina’dan daha fazla romantik olamaz.
Bir tarafta parıldayan Tiren Denizi üzerinde yayılmış yeşil tepeler ve çiçek kokuları, bir tarafta Stromboli Adası’nın korkutucu gölgesi, bir yanda limanın rengi ve muhteşem manzaraları… Salina’yı anlatmaya yeter mi bilmiyorum. Salina Adası’nda yılın belirli zamanlarında, mor salkım veya kapari çiçek kokuları, adeta rüya gibi bulunduğunuz havayı sarıveriyor. Hatta adayı terk ettikten sonra bile bu mis kokular, misafirlerin aklından çıkmıyor. Dahası Salina, İtalya’nın kalabalık Amalfi Kıyıları ya da Cinque Terre dünyasından oldukça uzak. Burada, yaz mevsiminde turizmin çoğu, İtalyanlara ait. Düşünsenize kendinizi bir anda Salina’ya ait hissetmeniz an meselesi.
Bin yıllık zeytin ağaçları ile değişken iklimi, dikenli armut ağaçları, şarap bağları ve bereketli topraklarında yetişen tonlarca kaparileri, kestaneleri, yüksek kalite ve düşük asitli zeytinyağı, Salina’yı Salina yapan özelliklerden sadece bazıları. Salina’nın liman bölgesi olan Santa Marina, küçük butikleri, porselen dükkanları ve dar sokakları ile adanın en yoğun bölgelerinden.
Adanın iddialı ünü
Adanın yerel şefleri de dahil olmak üzere çoğu yemek uzmanı, dünyadaki en iyi kaparilerin Salina’da olduğunu iddia ediyor. Kapariler, özenle tek tek elle toplanıyor ve deniz tuzu, zeytin yağı ya da bazen sirke ile marina ediliyor. Salata, makarna, et ve deniz ürünlerinde süs olarak kullanılan kapari, Salina’nın yerlileri tarafından özellikle panini ekmekle yapılan ‘Pane cunzato’ isimli Sicilya sandviçinin içerisinde çok seviliyor. Tabii ki adada, kapariden başka lezzetler de bulunuyor. Örneğin Salina’nın sevilen barı ‘Bar da Alfredo’da ferahlatan yarı dondurulmuş bir tatlı olan granitayı kaçırmayın. Ayrıca bahçede yetişen dut, limon ya da dikenli incir (frenk inciri), ülkenin sevilen meyvelerinden... Sabahları tatlı çöreklerinizi, bu muhteşem donmuş lezzetlere daldırıp keyfini çıkarın. Özellikle In Sé Natura Ristorante & Lounge Bar’da muhteşem deniz manzarasında birbirinden güzel kokteylleri deneyebilirsiniz.
Salina’da üst üste bir turist yığını durumu olmadığından dolayı, adada yerel lezzetleri sunan çoğu bar ve restoran, otantik bir havaya sahip. Birbirinden güzel restoranlarda oturup bir kadeh Salina şarabı eşliğinde dinlenmeyi ihmal etmeyin. Burası İtalya olduğundan, adanın her tarafına dağılmış pek çok şarap imalathanesinin bulunması hiçte şaşırtıcı değil. Uluslararası üne kavuşmuş Hauner şarabı haricinde Caravaglio, Colosi, Fenech marka şaraplarının oldukça iyi olduğu bilinmekte...
Salina’da bulunan Madonna del Terzito Kilisesi de görülesi yerlerden... Tarihçesi 1630’lara kadar dayanan tapınak, 19. Yüzyılın ikinci yarısında restore edilmiş. Salina’ya 10 dakikalık yürüme mesafesinde olan Valdichiesa’daki kilise, Eolie Adaları’nın içinde Meryem Ana’ya ait en önemli yer olarak bilinir. Bu yüzden Meryem Ana’yı anmak için her yıl temmuz ayında tören alayı ve havai fişek gösterilerinin yer aldığı adanın en büyük festivallerinden biri gerçekleşiyor.
Adanın kuzey batısında en iyi kapari üreticilerine ev sahipliği yapan Pollara’da bulunan, gösterişten uzak ve salaş bir ruha sahip olan L'Oasi Snack Bar, gün batımını izlemek için nokta atışı bir yerdir. Salina’nın en doğu kıyısındaki Porto Bello Restoran, limana bakan terası ile en iyi ve en mütevazı deniz ürünlerini deneyebilirsiniz. Zamanın, Porto Bello Restoran’da durduğunu hissedebilirsiniz. Konaklama için ise adanın kuzey doğusunda ve Santa Marina Salina’ya yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta yer alan The Capofaro Locanda & Malvasia, panoromik manzarası, gurme restoranı ve 27 minimalist tasarım odası ile etkileyici bir seçenek olabilir. Tasca d'Almerita ailesinin sahibi olduğu resort, 5 hektarlık üzüm bağının ortasında bulunur ve aynı zamanda lüks şarap tadımlarıyla ünlüdür.
Salina’da her zaman büyülü bir atmosfer hakimdir. Bu şirin adanın tarihi, kalbi ve ruhu vardır. Salina’nın özel ve bozulmamış kıyı şeridi, olağanüstü mutfağı ve şarabı ile İtalya’nın geri kalanının misafirlerine daha fazla ne sunabileceğini merak ediyor olabilirsiniz. Bunu tam anlamıyla hissetmek için en azından bir kez Salina’yı ziyaret edip her bir güzelliğin tadını çıkarmayı ihmal etmemelisiniz.