İstanbul’da görülmesi gereken 10 yer
İstanbul bünyesinde kültürel ve sosyal açıdan birçok özel mekan barındıran bir şehir. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği İstanbul’un diğer ülkelerde olduğu gibi kesinlikle gezilip görülmesi gereken bir çok yeri de mevcut. İşte İstanbul’da görülmesi gereken 10 yer…
Ayasofya müzesi
Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilen Ayasofya İstanbul’da müzesi görülmesi gereken noktaların başında geliyor. Bazilika planlı bu patrik katedral, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü. 1935 yılından sonraysa müze olarak hizmet vermeye başladı.
Kapalıçarşı
Şehrin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biri olan Kapalıçarşı gerek yerli gerekse yabancı turistlerin vazgeçilmez yerlerinden biri. Fatih döneminde inşa edilmeye başlanan çarşı en yoğun saatlerinde yarım milyona yakın insan barındırabiliyor. Ayrıca eşsiz çarşının içinde dört bin dükkan bulunuyor.
Kız Kulesi
Üsküdar’daki Salacak sahilinin hemen açığında bulunan Kız Kulesi kayalık bir adacığın üzerinde yükseliyor. İstanbul’u 360 derecelik açıdan görebilen ender mekanlardan biri olan kulenin ne zaman inşa edildiğiyse bilinmiyor. Ancak bazı kaynaklarda M.Ö. 341’de yapıldığı yer alıyor. Kız Kulesi 2000’de gördüğü restorasyon sonrasında lokantası ve seyir balkonu ile turizme tahsis edildi.
Süleymaniye Külliyesi
İddiaya göre, Mimar Sinan Süleymaniye’yi, Ayasofya’dan üstün bir eser verme çabasıyla inşa etmiş. Kubbe çapıyla bu amaca ulaşamasa da bir piramit gibi yükselen yapının zarafeti, iki katlı enfes revakları ve geniş iç mekanıyla bir şaheser durumunda. Kanuni Sultan Süleyman adına yapılan caminin dışında üç türbe, altı medrese, sıbyan mektebi, imaret ve hamam bulunuyor. Ayrıca kanuni İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah olduğu için Süleymaniye caminin 4 minaresi olduğu söyleniyor.
Rüstem Paşa Camii
Yapım yılının 1561 olduğu tahmin edilen Rüstem Paşa Camii Kanuni’nin sadrazamlarından Rüstem Paşa’nın anısına eşi Mihrimah Sultan tarafından Tahtakale’de inşa edildi. Cami kubbe eteklerine kadar çinilerle kaplı bir şekilde yer alıyor. Özellikle lale motifli olanlar Osmanlı çini sanatının en başarılı örneklerinden sayılıyor.
Kariye Müzesi
Kariye Müzesi olarak anılan yapı, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir yapı kompleksi olan Khora manastırının merkezini oluşturan ve İsa’ya adanmış olan bir kilise yapısı. Yapının kesin olarak inşa tarihi bilinmemekle birlikte 10.yüzyılın sonlarında yaşamış olan yazar aziz Symeon Metaphrastes’in anlatımına göre Hıristiyanlığın erken dönemlerinde, 298 yılında, Nikomedia (İznik) da 84 müridiyle birlikte şehit edilen Aziz Babylas’ın, 4.yüzyılın başlarında röliklerinin buraya gömülmesiyle Khora manastırının bulunduğu bölgenin, kutsal mezarlık alanı (necropol) olarak önem kazanmaya başladığı anlaşılıyor.
Topkapı Sarayı
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460-78 yılları arasında, Bizans’ın eski Akropol alanına yaptırılan Topkapı sarayı 400 yıl boyunca imparatorluğa ev sahipliği yaptı. Zaman içerisinde yapılan eklemelerle genişletildi ve güzelleştirildi. En önemli yenilemeler 1509 depreminden ve 1665 yangınından sonra yapıldı. Saray Atatürk’ün emriyle 1924 yılında halkın ziyaretine açıldı.
Sultanahmet Camii
1609-1616 yılları arasında Sultan I. Ahmet tarafından yaptırılan Sultanahmet Camii’nin Mimarı Sedefkar Mehmet Ağa. Mavi, yeşil, beyaz renkli İznik çinileri ve kubbesinin içindeki mavi ağırlıklı kalem işleri nedeniyle Avrupalılarca “Mavi Cami” (Blue Mosque) olarak adlandırılır. İbadethane bölümü 64×72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metre olan caminin içi 200’den fazla renkli cam ile aydınlatılmıştır. Ayrıca Sultanahmet Türkiye’nin altı minareli ilk camisi olma özelliğini taşıyor.
Yerebatan Sarnıcı
Ayasofya’nın yanında bulunan Yerebatan Sarnıcı, İmparator Jüstinyen tarafından 6. yüzyılda yaptırıldı. Ayrıca sarayın su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edildi. Uzunluğu 138 metre, genişliği 64,6 metre olan sarnıçta toplam 336 mermer sütun bulunuyor. İstanbul’un fethinden sonra, yaklaşık 100 yıl süreyle sarnıcın varlığı farkedilmeyen Yerebatan sarnıcı bodrumlarında su biriktiren ve deliklerden sepet sarkıtarak balık tutan insanlar sayesinde keşfedildi.
Mağlova Kemeri
Mimar Sinan’ın bu eseri Alibey Deresi vadisi üzerinde yapılmış bir su kemeri. Mağlova 3 katlı, her katı köprü gibi inşa edilen ve 36 metre yüksekliğinde şahane bir yapı . Gaziosmanpaşa sınırlarındaki Cebeci köyü yakınlarında olan kemer hala İstanbul’a su taşımaya devam ediyor.