‘İklim değişir, Akdeniz olur’ bu kez gülümsetmez!
İklim değişikliği, dünya ölçeğinde gittikçe daha büyük bir sorun haline gelirken, turizmi de seyahat edenlerin tercihlerini de kökten değiştiriyor. Artan sıcaklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi, ekstrem hava olayları gibi iklim değişikliği etkileri turizmi olumsuz yönde etkilerken seyahat edenlerin artan duyarlılıkları tercihlerde gün geçtikçe daha belirgin hale geliyor.
Yaklaşık 5 yıl önce Madagaskar’a seyahat ederek gezmeyi planlamıştım. Sanki bu dünyadan değilmiş hissi veren baobab ağaçları, lemurlar başta olmak üzere dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan canlı çeşitliliği, eşsiz deniz ve kumsallar ve yerel kültür... Görmeye can attığım bu ülke için bir yandan bilet, bir yandan da ülke hakkında bilgilere bakmaya başladığımda suyun tükendiği, nüfusun sadece yüzde 10’una su sağlanabildiği, kuraklık nedeniyle hayvan sürülerinin öldüğü gibi haberlere denk geldim. Ve bu gerçekle karşılaşınca aklımdan ‘Oldukça yoksul bir ülkeye gidip görece daha zengin bir destinasyondan geldiğim için parayla suyun aktığı yerlerde kalacağım, oradaki insan ve diğer canlılar için hayati öneme sahip sularını tüketeceğim. Buna hakkım var mı’ gibi cümleler geçmiş ve sonra da bu seyahatten vazgeçmiştim. Madagaskar’la ilgili aldığım karar, vicdani bir davranıştı. Ancak şurası gerçek ki iklim krizi turizmin de turistlerin de tercihlerinin değişmesine neden oluyor. Örneğin seyahat edenler çevre koşullarına daha duyarlı hale geldikçe, uçuş ve konaklama seçenekleri değişiyor, ekoturizme ve yerel deneyimlere önem veriyor. Turizm endüstrisi bu tercihlere uyum sağlamak ve daha sürdürülebilir bir gelecek için çözümler üretmeye çalışıyor. Ancak turizm sektörünün de işi oldukça zor. Çünkü bildiğimiz dünya da değişiyor.Yükselen sular tropik adaları yok ederken kayak turizmi de çok pahalı hale gelecek.
İklim değişikliği deniz turizmi ve kış turizmi takviminde kaymalara ve belirsizliklere neden olurken turistik destinasyonların cazibesi de azalıyor. Bu etkileri başlık başlık şöyle sıralamak mümkün:
◊ Doğal güzelliklerin kaybı: İklim değişikliği, doğal güzellikleri ve çevreyi olumsuz etkileyerek turistik destinasyonların cazibesini azaltıyor. Rüzgâr erozyonu, deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı sıcaklık gibi faktörler, plajlar, ormanlar ve doğal alanların yapısını değiştiriyor.
◊ Ekstrem hava olayları: Artan sıcaklıklar daha sık ve yoğun hava olaylarını beraberinde getiriyor. Kasırga, sel, fırtına gibi oluşumlar, turistik yerlerde ciddi zararlara yol açıyor ve ziyaretçi sayısını etkiliyor.
◊ Deniz turizmine etkileri: Su sıcaklığının artması ve seviyelerin yükselmesi deniz turizmini de değiştiriyor. Okyanuslardaki cennet gibi adalar daha şimdiden su altında kalmaya başladı. Mercan resiflerinin ve deniz ekosistemlerinin iklim krizinin etkileriyle zarar görmesi dalış ve su sporları turizmini de geriletiyor.
◊ Kış turizmi: Yetersiz kar yağışı, kayak merkezlerinin kar tutmadan sezonu kapatmasına yol açabiliyor. Gelecekte kayak merkezleri açısından bu sorunun daha da ağırlaşacağı hatta birçoğunun işlevsiz kalacağı öngörülüyor.
BİLİNÇLİ GEZGİN DÖNEMİ
Saffet Emre Tonguç
Hürriyet Seyahat yazarı, rehber
1981 yılında, 15 yaşımda başladım dünyayı gezmeye. 37 yıldır da profesyonelim. 142 ülkeyi, 1.450 şehri gezdim. 2000’de Alaska’ya gittim. O zaman küresel ısınma bana abartı gibi gelirdi. Buzullar eriyecek de dünyayı sular basacak da… Fakat son gittiğimde çok şaşırdım. Gemi turumuzda yemyeşil bir Alaska’yla karşılaştım. Sadece iki buzul vardı. Geçenlerde 35 derecelerde bir Hamburg’la karşılaştım. Alarm verilmişti. Çünkü onlar için olağanüstü bir sıcak bu. Haziranda bir İzlanda turu yaptım, buzullar eriyor. Arjantin’deki meşhur Perito Moreno Buzulu’nun küçüldüğüne yıllar içinde gözlerimle şahit oldum.
İklim, turizmi ciddi anlamda değiştiriyor. Örneğin insanlar artık kışın bile Mısır’a gidip denize giriyor. Sezon tabii bizde de uzuyor. Kasım-aralık gibi Antalya’da denize girebiliyorsun. Bu bir avantaj ancak geçtiğimiz hafta Selimiye ve Faralya’daydım. Çok ciddi bir su sıkıntısı var. Tesisler için artık su yeterli değil. Bozburun’daki bir otel sahibi tesisi kapatacağını çünkü su sıkıntısının had safhaya ulaştığını söyledi. Kuzey daha popüler olacak. İskandinav ülkeleri gibi... Türkiye için de bu geçerli. Seyahat şekilleri değişiyor, çeşitleniyor. Doğa seyahati yeni bir kavram. Yemek için seyahat etmek yine öyle. Artık bilinçli gezgin dönemi başladı, net görüyorum.