Son Güncelleme:
Ä°ÇÄ°NDEN BÄ°R MAVÄ° TUT-1- Birisi beni uyarıyor, zorlukla gözlerimi açıyor ve Malta'ya gelmiÅŸ olduÄŸumuzu anlıyorum…Uçaktan iner inmez boÄŸucu bir sıcak yüzümü
İÇİNDEN BÄ°R MAVÄ° TUT-1- Birisi beni uyarıyor, zorlukla gözlerimi açıyor ve Malta'ya gelmiÅŸ olduÄŸumuzu anlıyorum…Uçaktan iner inmez boÄŸucu bir sıcak yüzümü yalarken ben pasaport kontrolünden geçip ismimin yazılı olduÄŸu kağıdı taşıyan adama doÄŸru yürüyorum. Yolda giderken kulağım ÅŸoförde, gözüm etrafta (aksanlı ingilizcesi kulağımı tırmalıyor)…Kurak yollardan ve binaların arasından geçerek eve varıyoruz. Kapıyı genç bir kadın ve sarışın, mavi gözlü, iki üç yaÅŸlarında bir erkek çocuk açıyor. (Çocuk kadına hiç benzemiyor çünkü kadın beyaz tenli ve koyu renk saçlı, herhalde babasına benziyor diye düşünüyorum.) Burası kocaman bir ev, neredeyse beÅŸ-altı odası var ve balkondan küçük bir koy görünüyor. Kadının ingilizcesi gayet iyi ama çocuÄŸuyla bazen ingilizce bazen de arapça tınıları olan deÄŸiÅŸik bir dil konuÅŸuyor. Bolca sigara içiyor ve ikisi de neredeyse çıplak dolaşıyorlar evde (pek de haksız sayılmazlar çünkü sabah saatleri olmasına raÄŸmen hava fena halde sıcak)…Hemen üstümü deÄŸiÅŸtirip telefon kartı almak için çarşıya iniyorum. Tipik Malta evlerini ilk kez bu kadar yakından görüyorum. (Benim kaldığım yer dört katlı bir apartman.) Hepsi de inanılmaz sevimli ve cumbaya benzeyen renkli balkonları var…Çarşı küçük bir yer, turistler için eÅŸya satan minik dükkanlar, butik tarzı yerler ve yiyecek satan ÅŸarküteriler… Her yerden bir ÅŸekilde denize çıkıyorsunuz. Zaten denizden kaçış yok; her an denizle karşı karşıyasınız. Henüz bilmiyorum ama ilerleyen zaman içinde öğreneceÄŸim ki burada denizin akla hayale gelmeyecek kadar çok rengi var ve doÄŸa size denizi her gün yeni bir ÅŸeymiÅŸcesine sunuyor. EÄŸer Akdeniz mavisi neymiÅŸ diye merek ediyorsanız mutlaka Malta'ya gitmelisiniz…AkÅŸam balkondan görünen manzarayı seyrederken Diane'e (kadının adı bu) koyun diÄŸer tarafında görünen yerin neresi olduÄŸunu soruyorum "Valetta" diyor. Evet orası baÅŸkent…Kapı çalıyor ve Diane'ın kocası geliyor. Hayret ediyorum çünkü o beyaz tenli ve yeÅŸil gözlü, yani bu evde kimse kimseye benzemiyor. Kocası asker ama sivil geziyor ve ikinci bir iÅŸi daha varmış. Bizde askerlerin sadece asker olmasına ve bu adadaki yaÅŸamı bilmeyiÅŸime ÅŸaşırıyorum. Sonraları adada neredeyse herkesin ikinci bir iÅŸi olduÄŸunu öğrenince bu durum bana normal gelecek ama daha o günlere vakit var.Normalde bir yere gitmeden önce orası hakkında ufak tefek araÅŸtırmalar yapar, bir parça bilgi edinmeye çalışırım ama bu kez öyle yapmadım her ÅŸeyi yerinde öğrenmek istiyorum. Zaten bunu yapmak için yeterince vaktim de var. Sıcaklığın 40 dereceyi aÅŸtığı ateÅŸten günlerin akÅŸamlarında önce coÄŸrafyasından baÅŸlıyorum okumaya.Dünya haritasına baktığınızda Akdeniz'in neredeyse tam ortasında rastlıyorsunuz Malta'ya. Turistler için hazırlanmış bir çok tanıtım kitapçığında yer alan "Malta: Akdenizde yolların kesiÅŸtiÄŸi yer" tanımlaması pek de yalan deÄŸil. Sicilya'dan 100 km. ve Kuzey Afrika'dan 290 km. uzakta. Aslında Malta bir adalar topluluÄŸu. Malta, Gozo, Comino. Malta bunların içinde en büyüğü ve baÅŸkent Valetta da dahil olmak üzere bir çok önemli ve büyük (yani Maltaya göre büyük demek istiyorum) ÅŸehri barındırıyor. Yüzölçümü 390 km2. Gozo'nun büyüklüğü 65 ve Comino'nun 2.5 km2. Anlayacağınız Comino'ya büyük bir kaya parçası da denebilir. Malta'da neredeyse 350.000 civarında insan yaşıyor. Hava kışın bile ılık. Bunu Diane'e soruyorum "evet1 diyor 1kışın bile biz çok soÄŸuk bilmeyiz; yazınsa güzdüzleri sıcaklık dayanılmaz oluyor". Belki bu bilgi iklim hakkında size daha iyi bir fikir verir: Yılın 300 günü güneÅŸli geçiyor Malta'da. Halk Ä°ngilizce ve Malta'nın kendine özgü dilini konuÅŸuyor. Ama aklınızda bulunsun Maltalılarla Ä°talyanca olarak da çok rahat iletiÅŸim kurabilirsiniz çünkü büyük çoÄŸunluÄŸu Ä°talyanca biliyor. Uluslararası telefon kodu 356. Malta parlamenter demokrasi ile yönetilen bir yer 65 vekil 5 yılda bir yapılan seçimlerle halk tarafından seçiliyor. Bir tesadüf olarak ben oradayken Malta bir seçim arefesinde… Televizyonda her gün propaganda konuÅŸmalarına tanık oluyorum. Malta'da konuÅŸtuÄŸum herkes seçim günü pek fazla ortalıkta dolaÅŸmamamı salık veriyor çünkü partilerin fanatikleri bazen kazanmanın sevincinden bazen de kaybetmenin üzüntüsünden iÅŸi kan akıtmaya kadar vardıracak taÅŸkınlıklar yapabiliyormuÅŸ.Tanıdıkça Malta'nın ne kadar kuru ve bitkisiz bir ada olduÄŸunu farkediyorum. Burada su son derece önemli ve az bulunur bir ÅŸey ki bu da bir çok meyve ve sebzenin dışarıdan ithalini gerektiriyor. Öyle ahım ÅŸahım birÅŸeyler bulamadığınız gibi bulabildiklerinizin de pahalı olacağını baÅŸtan söyleyeyim. Zaten Rodos Şövalyeleri de Kanuni Sultan Süleyman'ın onları Rodostan çıkarmasının ardından Ä°spanyol Kralı'nın onlara bu adayı tahsis etmesinden sonra geldiklerinde ciddi bir hayal kırıklığı yaÅŸamışlar. Rodos gibi yeÅŸil bir yerden sonra Malta'nın gözlerine korkunç göründüğüne kuÅŸku yok. Gerçi Maltalıların ''bahçe'' olarak nitelendirdikleri bölgeler var ama sakın aklınıza yemyeÅŸil, içinde rengarenk bitkilerin bulunduÄŸu yerler gelmesin. Ä°ÅŸte Malta'nın bir baÅŸka çeliÅŸkisi de burada ortaya çıkıyor zaten çünkü Malta'da fazla bitki yok ama bazı yerlerde üzüm baÄŸları var ve ÅŸaraplarının da oldukça güzel olduÄŸunu itiraf etmeliyim.Bence Malta'da insanı en çok ÅŸaşırtan ÅŸey son derece deÄŸiÅŸik ve hayret verici, karma bir kültüre sahip olması. Akdeniz'in tam ortasındaki bu minik ada her zaman deÄŸerli bir taÅŸ gibi tüm milletlerin sahip olmaya çalıştıkları bir yer olmuÅŸ ve bir çok kez el deÄŸiÅŸtirmiÅŸ. Bunu anlamak o kadar da zor deÄŸil aslında, o denli stratejik bir yerde ki buraya sahip olan Akadenizdeki deniz ticaretini ve askeri gücü rahatlıkla kontrol edebilir. Günler geçtikçe, insanlarla konuÅŸtukça, çevreye daha dikkatli bakmaya baÅŸladıkça her gün Malta'yı istila etmiÅŸ deÄŸiÅŸik milletlerin izlerini yakalama baÅŸlıyorum. Diane'e nerelerden kitap alabileceÄŸimi bu kitapçıların ne tip kitaplar sattığını sorup öğreniyor ve kendime Malta tarihi hakkında bilgiler veren minik bir kütüphanecik hazırlıyorum. Bu arada güneÅŸten ve yüzmekten mahrum kaldığımı zannetmeyin. Okudukça anlıyorum ki Malta tarihi bilinmedikçe Malta'yı anlamanın imkanı yok. Kimler yok ki, Kartacalılar, Romalılar, Normanlar, Ä°ngilizler, Fransızlar, Araplar, Türkler vs vs…Buzul Çağından önce Malta'nın Sicilya ile birleÅŸik bir kara parçası olduÄŸu görüşü yaygın; daha sonra karaların birbirinden ayrılması sırasında Sicilya'dan kopup uzaklaÅŸan Malta zamanla bugünkü halini almış.Ä°lk yerleÅŸimin neolitik çaÄŸda Sicilyalı balıkçılar tarafından baÅŸlatıldığı düşünülüyor. Buna en büyük destek volkanik hareketlerin olmadığı Malta'da volkanik taÅŸlardan yapılmış aletlerin bulunmuÅŸ olması. Volkanik taÅŸlardan yapılmış bu aletler adadaki Tarxien (TarÅŸien) neolitik ÅŸehrinde. Gidip görülebilir bu ören yeri çok enteresan. Bir baÅŸka neolitik ÅŸehirse Gozo'da. Åžehirlerden çıkarılan bir çok eÅŸya ve heykelcik Valetta'daki Arkeoloji Müzesinde. Özellikle ''Uyuyan Kadın'' ismindeki minik heykeli mutlaka görmelisiniz ÅŸahane bir ÅŸey... Ä°talya ile Malta'nın sıkı baÄŸları bugün de devam ediyor aslında, yukarıda da yazmıştım, halkın çoÄŸu Ä°talyanca konuÅŸabiliyor ve Malta'da yolda gördüğünüz beÅŸ kiÅŸiden üçü Ä°talyan. Mesela Diane tamamen Ä°talyan televizyonlarını seyrederek Ä°talyanca öğrenmiÅŸ. Bazen birlikte televizyon seyrediyoruz, bütün yıldızları tanıyor ve bana tercüme yapıyor. Zaten adada çoÄŸu kimse haberler dışında Malta televizyon kanallarını izlemiyor, Ä°talyan televizyonları o kadar canlı, cıvıl cıvıl ve eÄŸlenceli ki onlar için…Sicilyalı balıkçılardan sonra Malta'ya denizci kavimler gelmiÅŸ. Bunların içinde birisi var ki onları hepimiz yakından tanıyoruz ama sanırım kim olduklarını öğrenmek için yazının ikinci bölümünü bekleyeceksiniz. Görüşmek üzere…Özlem FUTMAN - 3 Nisan 2000, Pazartesi Â