Havana'nın sembolü olan otomobillerin ilginç öyküsü
Küba, bir zamanlar ABD'den otomobil ithalatı yapan en önemli ülkelerden biriydi. Özellikle 1950'li yıllarda dönemin çarpıcı Amerikan otomobilleri başkent Havana sokaklarında fazlasıyla boy gösteriyordu.
Bu otomobillerin sayısı o dönemlerde 125 bini bulmuştu. Küba'daki devrimin ardından Fidel Castro 1959 Temmuz'unda yaptığı konuşmada, "Cadillac kimseye iş sağlamıyor, Cadillac ülkenin zenginliğini artırmıyor. Bunu azaltıyor." dedi ve o andan itibaren tüm Amerikan otomobil ithalatını durdurduklarını duyurdu.
Küba hükümeti, ‘maquinas’ dediği bu otomobillerin sahiplerine katı yasalar koydu. Yıllar süren ticaret ambargosu nedeniyle önce yedek parça sıkıntısı çeken otomobil sahipleri daha sonra hiç yedek parça bulamamaya başladılar.
Her biri klasik olan otomobillerin çoğu ise bu özelliklerini yitirdi. Bunun nedeni, bulunamayan parçaların yerine başka ülkelerin farklı model araçlarından temin edilen parçaların 'karıştır-eşleştir' yöntemiyle bu otomobillere takılarak çözüm üretilmesiydi.
Yıllar içinde eskiyen arabaları ayakta tutmak için ilginç yöntemler deneyen Kübalı araç sahipleri, kat kat boyadıkları otomobilleriyle neredeyse yeni bir 'tür' ortaya çıkardılar.
Günümüzde turistlere taksi hizmeti veren bu otomobiller, yerel halk için önemli bir gelir kaynağı durumunda.
Otomobillerde alınan ücret ise, otomobilin bakım durumuna göre değişiyor. Klasik özelliği daha fazla zedelenmiş otomobiller 10-15 dakikalık bir yolculuğa 10-15 dolar ücret alırken, bakımlı araçlarda aynı mesafe için 15-30 dolar arası ödeme yapmak gerekiyor.
Sürücüler, turistleri cezbetmek için genellikle devlet tarafından işletilen lüks otellerin çevresinde konuşlanıyor. Ne kadar bakımlı olurlarsa olsunlar her şoförden mutlaka duyacağınız uyarı ise, 'lütfen kapıları dikkatli kapatın' oluyor.