Saffet Emre TONGUÇ
Son Güncelleme:
Günah ve görkemin şehri Las Vegas
Yılda 40 milyon turist çeken Las Vegas, altı kilometrelik bir bulvardan ibaret. Şehri 2008 krizinden sonra gelmemiştim. Puslu Nevada çöllerinin parıltısı, yeryüzünün en eşsiz ve dinamik şehri, erişkinler Disneyland’ı krizden payına düşeni almış. Etraf gene ışıl ışıl ama halkla konuştuğunuzda “Bir dokun, bin ah işit” durumu var. Geçmişte aylar öncesinden dolan gösterilere son anda bile yer bulunuyor, oteller çok cazip fiyatlarla misafirlerine kapılarını açıyor. Ev fiyatları yerlerde sürünüyor, hatta arka sokaklarda çadırda yaşayanlar bile var. Buna rağmen Las Vegas hâlâ olağanüstü cazibeye, görkeme sahip.
Dünyada hangi şehrin silueti yeryüzünün en ünlü yapılarının bir araya gelmesinden oluşur ki? Yalancı dünyanın yedi harikasından biri olan Las Vegas’ı gezerken ufak bir dünya turu yapmak mümkün. Otellerin büyük bir kısmı bir temaya göre inşa edilmiş. New York’un koşturmacasından Monte Carlo’nun şıklığına, Venedik’in kanallarından Hollywood’un yaldızlı dünyasına geçebilirsiniz. Eski Roma’da yemek yedikten ve Mısır piramitlerinin gizemini keşfettikten sonra, dünyanın en ünlü sanatçılarını seyredip Eyfel Kulesi’nin tepesine çıkabilirsiniz.
VENEDİK’İN GONDOLLARI OTELİN İÇİNDE TURLUYOR
Gelin biz Wynn Hotel’den başlayıp başlayıp bulvarın yukarısına doğru devam edelim. Bellagio’nun eski sahibi Steve Wynn’in 2.7 milyar dolar harcayarak hayata geçirdiği ve içinde 19 restoran bulunan bu proje, dünyada otelciliğin sınırlarının nerelere kadar zorlanacağını gösteren güzel bir örnek. Wynn’ın yanındaki otel olan Encore, “tekrar” anlamına gelen ismiyle Wynn’in ikizi ve aynı gruba ait. Binalar tasarım harikası. Wynn’in açık büfesini kesinlikle tavsiye ederim, bence kentin en iyisi. Bellagio ve Aria otellerinin büfeleri de iyi. Wynn’in içinde Tryst ve Blush adlı gece kulüpleri var. Akşamları, Sinatra Dance With Me isimli gösteri Wynn’de yapılıyor. Alışverişe meraklıysanız otelin içindeki dükkanlar süper lüks. Wynn’in karşısındaki Fashion AVM ise şehrin en büyük ve güzel alışveriş mekanlarından. Eğer fabrika satış mağazalarının olduğu şık bir AVM arıyorsanız Las Vegas şehir merkezine yakın olan Las Vegas Premium Outlets’e (www.premiumoutlets.com) gidin derim. Bütün tanıdık markalar uygun fiyatlarla size bekliyor. Wynn’in yanında Venedik’in ufak bir kopyası olan Venetian ve bir İtalyan sarayını andıran Palazzo otelleri var. Venetian San Marco Meydanı’yla merhaba diyor size. İçeride ise Büyük Kanal’ın bir benzeri var. “O sole mio” gibi şarkılar dillerinde gondolcular size kanal turu yaptırıyor. Tavanlar maviye boyanmış, bulutlar araya serpiştirilmiş; tam bir rüya alemi. Birbirinden şık dükkanlar, önlerinde aryalar söyleyen geleneksel kostümlere bürünmüş şarkıcılar, öte yanda da Rialto Köprüsü. Venedik’in aslına hiç gerek yok. Daha şık, temiz ve rafine versiyonu Kaliforniya eyaletine 50 kilometre mesafedeki bu cennette. Birbirine bağlanan Palazzo ve Venetian otellerindeki dükkanlar gene çok şık, gene zengin müşterilere yönelik. Venetian’ın içerisindeki restoranlarda yemek yerken kendinizi San Marco Meydanı’nda oturuyormuş gibi hissediyorsunuz.
EROTİK SİRKİN TRAPEZCİSİ
Yolun karşı yakasında Hazine Adası (Treasure Island) Hoteli var. Tiyatrosundaki Cirque du Soleil şovu Mystere’i (www.treasureisland.com) kaçırmayın. İçinde hayvanların olmadığı bu sirkin gösterileri inanılmaz ve insanda bağımlılık yaratan cinsten. New York New York Hoteli’nde çok şaşırtıcı bir sirk olan Zumanity (www.zumanity.com) var. Ben beğendim ama muhafazakarsanız sakın gitmeyin. Sahnede orgazm olurken trapez yapan bir kadın, travesti bir sunucu, striptiz yapanlar, küvette ilginç bir gösteri sunan bir adamla bir kadın aklımda kalan detaylardan bazıları. Asıl favorim ise Bellagio Hoteli’ndeki O (www.bellagio.com). Su diye Türkçeleştirebileceğimiz bu gösterinin binasına 50 milyon, şovuna ise 20 milyon dolar harcamışlar. Altı milyon litrelik havuzdaki gösteri akıllara zarar. Yıllardır kapalı gişe oynuyor.
Yeniden Hazine Adası’na dönersek binanın önündeki yapay gölden bahsetmekte fayda var. Bu gölde belli saatlerde biri korsanlar biri de İngilizlere ait iki gemi savaşıyor ve İngilizlerinki batıyor. İnanılmaz ama gerçek. Üstelik bu ücretsiz bir şov. Birçok otelin önünde buna benzer gösteriler var.
Buradan parasız olan tramvayla kısa bir yolculuk yapalım. Geldiğimiz otel teması çöldeki bir vaha olan Mirage. Lobinin arkasındaki dev akvaryumu ve kumarhanedeki ağaçları muhakkak görün. Bu otel Siegfried ve Roy isimli iki Alman illüzyonistin tehlikeli hayvanlarla yaptığı şovlarla meşhurdu. Besle kaplanı oysun gözünü misali, illüzyonistlerden birini kaplan parçaladı. Şimdiki hayatına felçli olarak devam ediyor. Huylu huyundan vazgeçmez atasözünü doğrularcasına kaplanlarıyla aynı evi paylaşmaya devam ediyor. Otelin önündeki suni gölde ise her 15 dakikada bir volkanlar patlıyor ve 54 adet suni şelalede günde dört milyon litre su kullanılıyor, hem de çölün tam ortasında! Cirque du Soleil şovu Beatles bu otelde seyircilerini ağırlıyor.
MİTOLOJİ TANRILARI SEZAR’IN HAVUZUNDA
Sırada Sezar’ın Sarayı (Ceasar’s Palace) var. İçindeki alışveriş merkezi Forum Shops inanılmaz. Eski Roma sokaklarında yürürken toga ve sandalet giymiş bir Romalı çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorsunuz. Alman asıllı olup Los Angeles’ı tekeline alan aşçı Wolfgang Puck’un burada Spago ve Chinois isimli restoranları var. Deneyin, pişman olmayacaksınız. İtalyan yemeklerini seviyorsanız buradaki diğer gözdem ise Bertolini’s. Alışveriş yaparken büyülenmeniz için saat başlarında gösteri yapılan iki havuz yaratmışlar. Birinde Baküs ve Apollo gibi heykel formundaki tanrılar konuşup sizi mitolojinin masalsı dünyasına taşırken, diğerinde kardeş kavgası yüzünden batan Atlantis’in hikâyesi anlatılıyor. Otelin 95 milyon dolara mal olan Colosseum konser salonu ünlü sanatçılara ev sahipliği yapıyor.
Muhteşem Bellagio Hoteli’nin önünde de çok büyük bir göl var. Akşam 15 dakikada bir Pavarotti ve diğer ünlülerin eserlerini dinlerken, ışık ve su gösterilerine de tanıklık ediyorsunuz. Otelin içinde 350 milyon dolar değerinde eserlerin bulunduğu bir müze bile var. Diğer lüks Las vegas otellerinde olduğu gibi burada da çok şık mağazalar ve restoranlar size bekliyor, yeter ki bol limitli kredi kartlarınız yanınızda olsun. Bellagio Hotel’den yolun karşısına geçerseniz Paris’te kısa bir yolculuk yapabilir ve Fransız mutfağının yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Hatta otelin önündeki Eyfel Kulesi de emrinize amade.
12 MİLYAR DOLARLIK CITY CENTER FİYASKOSU
Aria, Vdara ve Mandarin Oriental otellerini, Veer Kule rezidansları ile çok şık bir AVM olan Crystals’i barındıran City Center gerçekten çok etkileyici. 31 hektarlık alana yayılıyor, toplam kullanım alanı 1,5 milyon metrekare. Projeyi MGM Resorts International ve Dubai World başlatmış. Amerika’nın en pahalı özel yatırımı olarak tarihe geçmiş. En büyük talihsizliği 2008 krizine yakalanması. 8,5 milyar dolarlık yatırımı, binaları indirimli satmak zorunda kaldıkları için 2,1 milyar zararla açmışlar. Ortaklar bir ara mahkemelik olmuş. MGM’in şu anki borcu 12 milyar dolar civarında. Hisseleri 70 dolardan 2,5 dolara kadar düşmüş.
Akdeniz esintileri taşıyan ve Monte Carlo’daki kumarhaneden esinlenerek yapılan Hotel Monte Carlo, diğerlerine göre daha sade. Özellikle de yan komşusu City Center’a göre! Hotel Bellagio’dan Hotel Monte Carlo’ya ücretsiz tramvay var. Gelin şimdi de Frank Sinatra’nın ünlü şarkısını hatırlatan New York New York’u gezelim. Otelin önünde taklalar atarak dolaşan roller coaster, adrenalin düşkünlerine şifa gibi. Binanın önündeki Özgürlük Heykeli, elinde meşalesi yığınları selamlıyor. Otel, Chrysler gibi şehrin ünlü binalarının kopyalarından oluşuyor. Şehrin tüm önemli bölümleri otelde yer almış.
PİRAMİTİN ÜSTÜNDEN LAZER GÖSTERİSİ
Ünlü film şirketi MGM’in 5034 odalı oteli ise New York New York’un karşı komşusu. Kapıdaki dev aslan, Metro Goldwyn Mayer’in sembolü olarak tüm bulvara gözcülük ediyor. MGM’deki Cirque du Soleil şovu ise Ka adını taşıyor. Yolun karşı tarafındaki Excalibur daha ziyade tur gruplarına hitap ederken yanındaki Luxor Hoteli Mısır piramitleri tarzında yapılmış. Piramitin tepesinden her gece lazer ışığıyla gökyüzünü aydınlatıyorlar. Las Vegas’ın meşhur bulvarı üzerindeki son otel ise Mandalay Bay. Bu otelin 36’ıncı katında şehrin muhteşem manzarasına sahip odalarıyla Four Seasons Hoteli bulunuyor. Mandalay Bay sonrasında da biri fabrika satış mağazalarıyla dolu olan iki AVM bulunuyor. Özellikle Town Square (www.townsquarelasvegas.com) kasabayı andıran mimarisiyle çok sevimli bir yer. Las Vegas’tan Los Angeles’a yolculuk araçla yaklaşık 5 saat sürüyor. Yolun tam ortasındaki Barstow fabrika satış mağazalarıyla ön plana çıkıyor.
BONKÖR MAKİNELER FREMONT STREET’TE
Ana cadde “The Strip”ten biraz uzakta olan ve iki milyondan fazla ampulle gecesi gündüze çevrilen Fremont Street Experience daha makul kumarhaneleri ve otelleriyle özellikle yerlilere hitap ediyor. Şehir merkezinden 301 numaralı otobüsle gidebileceğiniz bu semtte tek kollu canavarların daha bonkör olduğu söyleniyor, bilginize! Las Vegas geceleri çok güzel, ışıl ışıl bir şehir. Şehre sabah baktığınızda hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Muhteşem makyajıyla gece sizi büyüleyen kadının sabah en sıradan hali ve saçındaki bigudilerle size günaydın demesi gibi bir şey bu.
Amacınız ne olursa olsun Las Vegas seveceğiniz bir şehir ama gezinizi birkaç günle sınırlayın; fazlası hem sıkıyor, hem de cüzdanınızı sıfırlıyor!
TÜM YOLLAR KUMAR MASASINA ÇIKIYOR
Mojave Çölü’nün ortasında, dağlarla kaplı bir vaha Las Vegas. Adı “Çayır, otlak” anlamında. Sebebi 1800’lerde Kaliforniya’ya giden yolcuların ve atlarının su ve yiyecek ihtiyacını karşılayan bir ara durak olması. 1930’larda Amerikan hükümetinin bizdeki GAP gibi çok büyük bir proje olan Hoover Barajı’nı inşa etmesiyle şehrin kaderi değişmiş. Mafyanın dolduruşuyla politikacılar kumar oynamayı, ABD’nin 50 eyaletinden biri olan Nevada’da resmi hale getirmiş.
İlk büyük kumarhane El Rancho 1941’de açılmış. 1960’lara kadar Las Vegas “Günah Şehri” olarak tarihte iz bırakmış. Yapılan bir temizlik operasyonu ve mafyanın devre dışı bırakılmasıyla da yeni kimlik kazanmış. Bu arada “Kumar oynamak” fiili yumuşatılıp “Oyun oynamak”la değiştirilmiş ve bütün aileye hitap eden bir tatil cennetine dönüştürülmüş şehir.
KİM KAZANIR KİM KAYBEDER
Bugün dünyanın en büyük 30 otelinin 20’den fazlası Las Vegas’ta. Dört, beş bin odalı oteller var. Bir gecede 10 bine yakın kişinin kaldığı bu mekanların lobilerindeki koltuk sayısı bazen bir elin parmaklarını geçmiyor! Müşteri olarak üstünüze düşen en büyük vazife her ne şart altında olursa olsun kumar oynamak!
Şehirdeki Mc Carran Havaalanı’na iner inmez size hoş geldiniz diyen tek kollu canavarlar, oturduğunuz bir bar sandalyesinde bile rahat bırakmıyor. Bir yandan içkinizi yudumluyor, bir yandan da önünüzdeki ekranda kumar oynuyorsunuz. Las Vegas bir kumar şehri, diğer her şey sadece bir dekordan ibaret. Kibarca “Oyun Salonu” dedikleri casino’larda kazanmanın tek yolu ise bir casino sahibi olmak. Defalarca gittiğim Las Vegas’ta en fazla 1100 dolar kazanan birini gördüm, o da günün olayı oldu!
Yapılan bir araştırmaya göre gelenlerin yüzde 85’i kumar oynuyor ve ortalama olarak, kişi başı 665 dolar kaybediyor. Geriye kalan azınlık da şov, yemek, alışveriş derken elini cebinden çıkaramıyor. Otellerin çoğunda lobi bile yok ama birkaç futbol sahası büyüklüğünde kumarhaneler var. Tuzaklar o kadar çok ki yüzlerce makineyi geçmeden odanıza ulaşmanız mümkün değil. Bu arada salonlarda ne bir cam ne de saat var, amaç zaman kavramını yitirip sadece kumara konsantre olmanızı sağlamak.
Sıcaklığın 45 dereceye kadar yükseldiği yaz günlerinde havuz keyfi yapmak mümkün değil, çünkü bir tane bile güneş şemsiyesi yok! Güneşlenmek neyinize, asli göreviniz müesseseyi zengin etmek! Şehirlerinin adıyla Lost Wages (Kayıp Maaşlar) diye dalga geçen yaklaşık bir buçuk milyon nüfusun büyük kısmı hayatını turizmden kazanıyor.
EN POPÜLERİ ELVİS NİKAHI
Şehrin en önemli özelliklerinden biri de 50’den fazla kilisede her sene 100 binin üzerinde çiftin evlenmesi. Büyük otellerin çoğunda evlenmek isteyenler için özel yapılmış Wedding Chapel dedikleri kiliseler var. Temalı bir tören istiyorsanız en popüleri kendisi de burada evlenen “Elvis Düğünü”. Damada Elvis kıyafeti ve peruğu takıyorlar. İşin en komik kısmı ise nikah memurunun elde mikrofon “Love me tender” şarkısını söyleyerek nikahı başlatması!
GRAND CANYON’DA 1246 METRE YÜKSEKTEKİ CAM KÖPRÜDE YÜRÜYÜN
Bu muhteşem oluşuma Las Vegas’tan uçak ve helikopterle gidebilirsiniz. Otobüsü pek tavsiye etmem. Grand Canyon, ABD’nin Arizona eyaleti sınırlarındaki en eski ulusal parkı. Vadi, Colorado Nehri’nin toprağı milyonlarca yılda yarmasıyla oluşmuş. 466 kilometre uzunluğundaki vadinin genişliği 400 metre ile 2.4 kilometre arasında değişiyor. İki cephesindeki kaya duvarlar 1600 metreye kadar ulaşıyor. Bu kesiklerde dünyanın 2 milyar yıllık tarihi görebilirsiniz. Birkaç yıl önce vadinin üzerinde Skywalk dedikleri, camdan 21 metre uzunluğunda bir platform yapıldı, yükseklik korkunuz yoksa kanyonun 1219 metre üstünde yürüyebilirsiniz. Kanyonun devamında dünyanın en büyük barajlarından Hoover ve onun gölü bulunuyor. Bu turlar için Maverick şirketini arayabilirsiniz. (www.maverickhelicopter.com)
VENEDİK’İN GONDOLLARI OTELİN İÇİNDE TURLUYOR
Gelin biz Wynn Hotel’den başlayıp başlayıp bulvarın yukarısına doğru devam edelim. Bellagio’nun eski sahibi Steve Wynn’in 2.7 milyar dolar harcayarak hayata geçirdiği ve içinde 19 restoran bulunan bu proje, dünyada otelciliğin sınırlarının nerelere kadar zorlanacağını gösteren güzel bir örnek. Wynn’ın yanındaki otel olan Encore, “tekrar” anlamına gelen ismiyle Wynn’in ikizi ve aynı gruba ait. Binalar tasarım harikası. Wynn’in açık büfesini kesinlikle tavsiye ederim, bence kentin en iyisi. Bellagio ve Aria otellerinin büfeleri de iyi. Wynn’in içinde Tryst ve Blush adlı gece kulüpleri var. Akşamları, Sinatra Dance With Me isimli gösteri Wynn’de yapılıyor. Alışverişe meraklıysanız otelin içindeki dükkanlar süper lüks. Wynn’in karşısındaki Fashion AVM ise şehrin en büyük ve güzel alışveriş mekanlarından. Eğer fabrika satış mağazalarının olduğu şık bir AVM arıyorsanız Las Vegas şehir merkezine yakın olan Las Vegas Premium Outlets’e (www.premiumoutlets.com) gidin derim. Bütün tanıdık markalar uygun fiyatlarla size bekliyor. Wynn’in yanında Venedik’in ufak bir kopyası olan Venetian ve bir İtalyan sarayını andıran Palazzo otelleri var. Venetian San Marco Meydanı’yla merhaba diyor size. İçeride ise Büyük Kanal’ın bir benzeri var. “O sole mio” gibi şarkılar dillerinde gondolcular size kanal turu yaptırıyor. Tavanlar maviye boyanmış, bulutlar araya serpiştirilmiş; tam bir rüya alemi. Birbirinden şık dükkanlar, önlerinde aryalar söyleyen geleneksel kostümlere bürünmüş şarkıcılar, öte yanda da Rialto Köprüsü. Venedik’in aslına hiç gerek yok. Daha şık, temiz ve rafine versiyonu Kaliforniya eyaletine 50 kilometre mesafedeki bu cennette. Birbirine bağlanan Palazzo ve Venetian otellerindeki dükkanlar gene çok şık, gene zengin müşterilere yönelik. Venetian’ın içerisindeki restoranlarda yemek yerken kendinizi San Marco Meydanı’nda oturuyormuş gibi hissediyorsunuz.
EROTİK SİRKİN TRAPEZCİSİ
Yolun karşı yakasında Hazine Adası (Treasure Island) Hoteli var. Tiyatrosundaki Cirque du Soleil şovu Mystere’i (www.treasureisland.com) kaçırmayın. İçinde hayvanların olmadığı bu sirkin gösterileri inanılmaz ve insanda bağımlılık yaratan cinsten. New York New York Hoteli’nde çok şaşırtıcı bir sirk olan Zumanity (www.zumanity.com) var. Ben beğendim ama muhafazakarsanız sakın gitmeyin. Sahnede orgazm olurken trapez yapan bir kadın, travesti bir sunucu, striptiz yapanlar, küvette ilginç bir gösteri sunan bir adamla bir kadın aklımda kalan detaylardan bazıları. Asıl favorim ise Bellagio Hoteli’ndeki O (www.bellagio.com). Su diye Türkçeleştirebileceğimiz bu gösterinin binasına 50 milyon, şovuna ise 20 milyon dolar harcamışlar. Altı milyon litrelik havuzdaki gösteri akıllara zarar. Yıllardır kapalı gişe oynuyor.
Yeniden Hazine Adası’na dönersek binanın önündeki yapay gölden bahsetmekte fayda var. Bu gölde belli saatlerde biri korsanlar biri de İngilizlere ait iki gemi savaşıyor ve İngilizlerinki batıyor. İnanılmaz ama gerçek. Üstelik bu ücretsiz bir şov. Birçok otelin önünde buna benzer gösteriler var.
Buradan parasız olan tramvayla kısa bir yolculuk yapalım. Geldiğimiz otel teması çöldeki bir vaha olan Mirage. Lobinin arkasındaki dev akvaryumu ve kumarhanedeki ağaçları muhakkak görün. Bu otel Siegfried ve Roy isimli iki Alman illüzyonistin tehlikeli hayvanlarla yaptığı şovlarla meşhurdu. Besle kaplanı oysun gözünü misali, illüzyonistlerden birini kaplan parçaladı. Şimdiki hayatına felçli olarak devam ediyor. Huylu huyundan vazgeçmez atasözünü doğrularcasına kaplanlarıyla aynı evi paylaşmaya devam ediyor. Otelin önündeki suni gölde ise her 15 dakikada bir volkanlar patlıyor ve 54 adet suni şelalede günde dört milyon litre su kullanılıyor, hem de çölün tam ortasında! Cirque du Soleil şovu Beatles bu otelde seyircilerini ağırlıyor.
MİTOLOJİ TANRILARI SEZAR’IN HAVUZUNDA
Sırada Sezar’ın Sarayı (Ceasar’s Palace) var. İçindeki alışveriş merkezi Forum Shops inanılmaz. Eski Roma sokaklarında yürürken toga ve sandalet giymiş bir Romalı çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorsunuz. Alman asıllı olup Los Angeles’ı tekeline alan aşçı Wolfgang Puck’un burada Spago ve Chinois isimli restoranları var. Deneyin, pişman olmayacaksınız. İtalyan yemeklerini seviyorsanız buradaki diğer gözdem ise Bertolini’s. Alışveriş yaparken büyülenmeniz için saat başlarında gösteri yapılan iki havuz yaratmışlar. Birinde Baküs ve Apollo gibi heykel formundaki tanrılar konuşup sizi mitolojinin masalsı dünyasına taşırken, diğerinde kardeş kavgası yüzünden batan Atlantis’in hikâyesi anlatılıyor. Otelin 95 milyon dolara mal olan Colosseum konser salonu ünlü sanatçılara ev sahipliği yapıyor.
Muhteşem Bellagio Hoteli’nin önünde de çok büyük bir göl var. Akşam 15 dakikada bir Pavarotti ve diğer ünlülerin eserlerini dinlerken, ışık ve su gösterilerine de tanıklık ediyorsunuz. Otelin içinde 350 milyon dolar değerinde eserlerin bulunduğu bir müze bile var. Diğer lüks Las vegas otellerinde olduğu gibi burada da çok şık mağazalar ve restoranlar size bekliyor, yeter ki bol limitli kredi kartlarınız yanınızda olsun. Bellagio Hotel’den yolun karşısına geçerseniz Paris’te kısa bir yolculuk yapabilir ve Fransız mutfağının yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Hatta otelin önündeki Eyfel Kulesi de emrinize amade.
12 MİLYAR DOLARLIK CITY CENTER FİYASKOSU
Aria, Vdara ve Mandarin Oriental otellerini, Veer Kule rezidansları ile çok şık bir AVM olan Crystals’i barındıran City Center gerçekten çok etkileyici. 31 hektarlık alana yayılıyor, toplam kullanım alanı 1,5 milyon metrekare. Projeyi MGM Resorts International ve Dubai World başlatmış. Amerika’nın en pahalı özel yatırımı olarak tarihe geçmiş. En büyük talihsizliği 2008 krizine yakalanması. 8,5 milyar dolarlık yatırımı, binaları indirimli satmak zorunda kaldıkları için 2,1 milyar zararla açmışlar. Ortaklar bir ara mahkemelik olmuş. MGM’in şu anki borcu 12 milyar dolar civarında. Hisseleri 70 dolardan 2,5 dolara kadar düşmüş.
Akdeniz esintileri taşıyan ve Monte Carlo’daki kumarhaneden esinlenerek yapılan Hotel Monte Carlo, diğerlerine göre daha sade. Özellikle de yan komşusu City Center’a göre! Hotel Bellagio’dan Hotel Monte Carlo’ya ücretsiz tramvay var. Gelin şimdi de Frank Sinatra’nın ünlü şarkısını hatırlatan New York New York’u gezelim. Otelin önünde taklalar atarak dolaşan roller coaster, adrenalin düşkünlerine şifa gibi. Binanın önündeki Özgürlük Heykeli, elinde meşalesi yığınları selamlıyor. Otel, Chrysler gibi şehrin ünlü binalarının kopyalarından oluşuyor. Şehrin tüm önemli bölümleri otelde yer almış.
PİRAMİTİN ÜSTÜNDEN LAZER GÖSTERİSİ
Ünlü film şirketi MGM’in 5034 odalı oteli ise New York New York’un karşı komşusu. Kapıdaki dev aslan, Metro Goldwyn Mayer’in sembolü olarak tüm bulvara gözcülük ediyor. MGM’deki Cirque du Soleil şovu ise Ka adını taşıyor. Yolun karşı tarafındaki Excalibur daha ziyade tur gruplarına hitap ederken yanındaki Luxor Hoteli Mısır piramitleri tarzında yapılmış. Piramitin tepesinden her gece lazer ışığıyla gökyüzünü aydınlatıyorlar. Las Vegas’ın meşhur bulvarı üzerindeki son otel ise Mandalay Bay. Bu otelin 36’ıncı katında şehrin muhteşem manzarasına sahip odalarıyla Four Seasons Hoteli bulunuyor. Mandalay Bay sonrasında da biri fabrika satış mağazalarıyla dolu olan iki AVM bulunuyor. Özellikle Town Square (www.townsquarelasvegas.com) kasabayı andıran mimarisiyle çok sevimli bir yer. Las Vegas’tan Los Angeles’a yolculuk araçla yaklaşık 5 saat sürüyor. Yolun tam ortasındaki Barstow fabrika satış mağazalarıyla ön plana çıkıyor.
BONKÖR MAKİNELER FREMONT STREET’TE
Ana cadde “The Strip”ten biraz uzakta olan ve iki milyondan fazla ampulle gecesi gündüze çevrilen Fremont Street Experience daha makul kumarhaneleri ve otelleriyle özellikle yerlilere hitap ediyor. Şehir merkezinden 301 numaralı otobüsle gidebileceğiniz bu semtte tek kollu canavarların daha bonkör olduğu söyleniyor, bilginize! Las Vegas geceleri çok güzel, ışıl ışıl bir şehir. Şehre sabah baktığınızda hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Muhteşem makyajıyla gece sizi büyüleyen kadının sabah en sıradan hali ve saçındaki bigudilerle size günaydın demesi gibi bir şey bu.
Amacınız ne olursa olsun Las Vegas seveceğiniz bir şehir ama gezinizi birkaç günle sınırlayın; fazlası hem sıkıyor, hem de cüzdanınızı sıfırlıyor!
TÜM YOLLAR KUMAR MASASINA ÇIKIYOR
Mojave Çölü’nün ortasında, dağlarla kaplı bir vaha Las Vegas. Adı “Çayır, otlak” anlamında. Sebebi 1800’lerde Kaliforniya’ya giden yolcuların ve atlarının su ve yiyecek ihtiyacını karşılayan bir ara durak olması. 1930’larda Amerikan hükümetinin bizdeki GAP gibi çok büyük bir proje olan Hoover Barajı’nı inşa etmesiyle şehrin kaderi değişmiş. Mafyanın dolduruşuyla politikacılar kumar oynamayı, ABD’nin 50 eyaletinden biri olan Nevada’da resmi hale getirmiş.
İlk büyük kumarhane El Rancho 1941’de açılmış. 1960’lara kadar Las Vegas “Günah Şehri” olarak tarihte iz bırakmış. Yapılan bir temizlik operasyonu ve mafyanın devre dışı bırakılmasıyla da yeni kimlik kazanmış. Bu arada “Kumar oynamak” fiili yumuşatılıp “Oyun oynamak”la değiştirilmiş ve bütün aileye hitap eden bir tatil cennetine dönüştürülmüş şehir.
KİM KAZANIR KİM KAYBEDER
Bugün dünyanın en büyük 30 otelinin 20’den fazlası Las Vegas’ta. Dört, beş bin odalı oteller var. Bir gecede 10 bine yakın kişinin kaldığı bu mekanların lobilerindeki koltuk sayısı bazen bir elin parmaklarını geçmiyor! Müşteri olarak üstünüze düşen en büyük vazife her ne şart altında olursa olsun kumar oynamak!
Şehirdeki Mc Carran Havaalanı’na iner inmez size hoş geldiniz diyen tek kollu canavarlar, oturduğunuz bir bar sandalyesinde bile rahat bırakmıyor. Bir yandan içkinizi yudumluyor, bir yandan da önünüzdeki ekranda kumar oynuyorsunuz. Las Vegas bir kumar şehri, diğer her şey sadece bir dekordan ibaret. Kibarca “Oyun Salonu” dedikleri casino’larda kazanmanın tek yolu ise bir casino sahibi olmak. Defalarca gittiğim Las Vegas’ta en fazla 1100 dolar kazanan birini gördüm, o da günün olayı oldu!
Yapılan bir araştırmaya göre gelenlerin yüzde 85’i kumar oynuyor ve ortalama olarak, kişi başı 665 dolar kaybediyor. Geriye kalan azınlık da şov, yemek, alışveriş derken elini cebinden çıkaramıyor. Otellerin çoğunda lobi bile yok ama birkaç futbol sahası büyüklüğünde kumarhaneler var. Tuzaklar o kadar çok ki yüzlerce makineyi geçmeden odanıza ulaşmanız mümkün değil. Bu arada salonlarda ne bir cam ne de saat var, amaç zaman kavramını yitirip sadece kumara konsantre olmanızı sağlamak.
Sıcaklığın 45 dereceye kadar yükseldiği yaz günlerinde havuz keyfi yapmak mümkün değil, çünkü bir tane bile güneş şemsiyesi yok! Güneşlenmek neyinize, asli göreviniz müesseseyi zengin etmek! Şehirlerinin adıyla Lost Wages (Kayıp Maaşlar) diye dalga geçen yaklaşık bir buçuk milyon nüfusun büyük kısmı hayatını turizmden kazanıyor.
EN POPÜLERİ ELVİS NİKAHI
Şehrin en önemli özelliklerinden biri de 50’den fazla kilisede her sene 100 binin üzerinde çiftin evlenmesi. Büyük otellerin çoğunda evlenmek isteyenler için özel yapılmış Wedding Chapel dedikleri kiliseler var. Temalı bir tören istiyorsanız en popüleri kendisi de burada evlenen “Elvis Düğünü”. Damada Elvis kıyafeti ve peruğu takıyorlar. İşin en komik kısmı ise nikah memurunun elde mikrofon “Love me tender” şarkısını söyleyerek nikahı başlatması!
GRAND CANYON’DA 1246 METRE YÜKSEKTEKİ CAM KÖPRÜDE YÜRÜYÜN
Bu muhteşem oluşuma Las Vegas’tan uçak ve helikopterle gidebilirsiniz. Otobüsü pek tavsiye etmem. Grand Canyon, ABD’nin Arizona eyaleti sınırlarındaki en eski ulusal parkı. Vadi, Colorado Nehri’nin toprağı milyonlarca yılda yarmasıyla oluşmuş. 466 kilometre uzunluğundaki vadinin genişliği 400 metre ile 2.4 kilometre arasında değişiyor. İki cephesindeki kaya duvarlar 1600 metreye kadar ulaşıyor. Bu kesiklerde dünyanın 2 milyar yıllık tarihi görebilirsiniz. Birkaç yıl önce vadinin üzerinde Skywalk dedikleri, camdan 21 metre uzunluğunda bir platform yapıldı, yükseklik korkunuz yoksa kanyonun 1219 metre üstünde yürüyebilirsiniz. Kanyonun devamında dünyanın en büyük barajlarından Hoover ve onun gölü bulunuyor. Bu turlar için Maverick şirketini arayabilirsiniz. (www.maverickhelicopter.com)