Son Güncelleme:
Gölü, karlı tepelere bakan kıyıları ve tarihiyle kendine özgü bir coÄŸrafya
Kedilerini ve canavar hikayelerini dinlerken, Van sanki DoÄŸu’nun sıkıntılarını çekmemiÅŸ bir kent gibi durur. Oysa Van da DoÄŸu’daki diÄŸer kentler gibi payına düşeni yaÅŸamıştır. Yine de onun ÅŸansı, bölgenin en turistik yerlerinden biri olan Van Gölü kıyısında olmak. Ancak, 3764 kilometrekarelik bir alanı kaplayan, Türkiye’nin tuzlu ve sodalı en büyük gölü olan Van Gölü, bugün artık keyifle bahsedemeyeceÄŸi bir baÅŸka canavarla yüzleÅŸmek zorunda.Van 100. Yıl Ãœniversitesi’ne göre, göldeki kirlilik oranı yüzde 40’lara ulaÅŸtı ve bu kirlenmenin önlenmemesi, Van Gölü’nün en fazla 25 yıllık ömrü kaldığı anlamına geliyor. Artık bıçak kemiÄŸe dayandı. Bu durum deÄŸiÅŸmezse, çeyrek asır sonra, gölde hayat bitecek, kirlilik ve kokudan gölün yanına yaklaşılamayacak. Uzmanlar, kumsalların da yaklaşık yüzde 40’ının göle girilemeyecek derecede kirlendiÄŸini, insan saÄŸlığını tehdit edecek boyutlara ulaÅŸtığını söylüyorlar.Van Gölü, bir mevsimden diÄŸerine deÄŸiÅŸen rengi, yüzünü karlı Süphan Dağı’na çeviren kıyıları ve uçsuz bucaksız topraklara yayılan tarihiyle kendine özgü bir coÄŸrafyaya sahiptir. Bu bölgeye giderseniz, bir deniz kadar engin Van Gölü’nün, adım adım kendi sonunu beklediÄŸini bilerek kıyılarını gezin. Sizin hüznünüz, onun kaybettiklerinin yanında pek bir ÅŸey ifade etmeyecektir. Diyarbakır- Van yolu üzerinde, Van’a 168 km. mesafedeki Bitlis, asırlar boyu, geçiÅŸ noktası olmuÅŸ bir kent. 1550 metre yükseklikte, yüksek kayalıklar ve daÄŸlarla çevrili derin bir vadi içine kurulmuÅŸ Bitlis’ten geçerken, kentin o durgun, hayata küsmüş atmosferini fark etmemek mümkün deÄŸil. Nedeni, sokaklarında insan olmaması deÄŸil, kentin gündeminde her zaman ekonomik çıkmaz ve iÅŸsizlik olması. Yoksa, damlardan kaldırımlara, kentin dört bir köşesindeki kahveler dolup taÅŸar. Ancak bu kalabalık neÅŸeli deÄŸil düşüncelidir çoÄŸunlukla. Bitlisliler’in çoÄŸu çiftçilik yapar. Ancak dışarıya pek açılamadıklarından, bu da onlara zar zor bir gelir saÄŸlar. Bitlis’in meÅŸhur tütününün kalitesi, dünyaca ünlü Virginia tütünüyle eÅŸ deÄŸerde tutuluyor. Kentteki sigara fabrikalarında, Bitlis, Best, Kansas, Samsun ve Maltepe sigaraları üretiliyor. Halk ise çoÄŸu zaman sarma tütünü tercih ediyor. Ne var ki bugün geriye sadece tütünün ünü kalmış çünkü devletin uyguladığı kota yüzünden, halk tütün ekemiyor. Türkiye’nin en çok bal üreten illerinden olan Bitlis, daÄŸlık bir alanda bulunduÄŸundan ve aynı zamanda bir yayla konumunda olduÄŸundan, arıcılık için uygun bir coÄŸrafyaya sahip. Bu nedenle de Bitlis balı, yaygın bir üne sahip. Van Gölü’nün üçte ikisi kent sınırlarının içinde olmasına raÄŸmen, turizmde de kendini tam anlamıyla ifade edememiÅŸ bir kenttir Bitlis. Oysa köhne görünümüne raÄŸmen, karakteri vardır, camiler ve türbeler kentidir. Kent dışarıdan gelene pek konuksever görünmediÄŸinden, burada uzun kalan turist azdır. BÄ°TLÄ°S’TE BEÅž MÄ°NAREBitlis, kışın taÅŸkınlara neden olan, yazın da kuruyan Bitlis Çayı’nın ortasından geçtiÄŸi tek caddelik bir kent. BeÅŸ bin yıllık tarihe sahip kent, Pers, Asur, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi uygarlıkların hakimiyetinde kalmış. Buraya vakit ayırın ve kale, cami, medrese, türbe, kervansaray gibi yapılarını görmeden geçip gitmeyin. Sert bir kaya üzerine kurulmuÅŸ, yamacın en uzak noktasındaki kente hakim Bitlis Kalesi’nde eskiden bir han sarayı, han, yaklaşık 300 ev, bir cami, aÅŸağı kalede ise demir kapılı bir çarşı, bir bedesten ve yine birkaç yüz ev varmış. Bugün kalenin üst kısmı tamamen toprakla dolu. Kaleye kıvrılarak yükselen bir yoldan çıkılıyor. Kısa bir tırmanış olmasına raÄŸmen, korkuluklar olmadığından, dikkat etmekte yarar var. Kalıntılar oldukça az ancak manzara görmeye deÄŸer. Bitlis’teki yapılar içinde en büyük ve dikkat çekici olanı, bugün Turizm Danışma’nın bulunduÄŸu ve dönemin en önde gelen bilim merkezlerinden olan Ä°hlasiye Medresesi. Bir Selçuklu eseri. Åžerefiye Sokak’ta, cami, mederese, imaret ve türbeden oluÅŸan Åžerefiye Külliyesi, Bitlis’e özgü kırmızıya çalan bir taÅŸtan yapılmış; özellikle giriÅŸ kapısındaki süslemeler görmeye deÄŸer. Åžerefiye Camii’den baÅŸka, Bitlis’in ünlü türküsüne konu olan beÅŸ minarenin ait olduÄŸu camiler ÅŸunlar: Gökmeydan Camii, Ulu Camii, Kale Altı Camii, Meydan Camii. ‘’Bitlis’te beÅŸ minare’’ ÅŸarkısının bir hikayesi var. Rus iÅŸgali sırasında Bitlis’ten kaçan bir baba ve oÄŸul, düşmanın çekilmesinden sonra, harabeye dönen kente dönmek üzere yola çıkar ve ÅŸehre hakim Dideban Dağı’nın eteÄŸine varır. Baba, kentte canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için, oÄŸlunu ÅŸehre gönderir. OÄŸlu geri dönerken, uzaktan babasına şöyle seslenir, ‘’Şehirde yaÅŸama dair hiçbir iz yok, sadece beÅŸ minare ayakta kalmış’’. Bunu duyan baba yıkılır ve bu ağıdı yakarak oÄŸlunu çağırır: ‘’Bitlis’te beÅŸ minare, beri gel oÄŸlan beri gel/ YüreÄŸim dolu yare, beri gel oÄŸlan beri gel’’. Belediye otobüs durağından yukarı doÄŸru çıkan merdivenler, etrafı duvarlarla çevrili külliye benzeri Åžeyh Mehmed-i Küfrevi Türbesi’ne varır. Burada, 1316’dan kalma türbeden baÅŸka, 1898’de Sultan Abdülhamid’in Rum ustalara yaptırmış olduÄŸu bir baÅŸka türbe daha var. Turistlere açık olup olmadığı tam belli olmayan türbenin bulunduÄŸu avluda bir aile yaÅŸadığından, kapıyı çalıp, izin almak gerekiyor. Bitlis’in yüksek duvarlarla sokaktan soyutlanmış, kesme taÅŸtan, düz toprak damlı eski evleri de bu mahallelerde. Taç kapılı giriÅŸleri, taç döşemeli avluları ve meyve aÄŸaçlarıyla dolu bahçeleriyle, bu evler, kentin ana caddesiyle bir tezat oluÅŸturuyor. Sırtını Åžerefhanlar’dan kalma Han Hamamı’na dayamış Fırat Çay Bahçesi’nde Bitlis’in nabzını tutabilirsiniz. Burada herkes dertleÅŸir. Size kentte sadece iki memurun çalıştığını ve geri kalanının da iÅŸsiz olduÄŸunu anlatacaklardır. Bitlis’teki Etnografya Müzesi’nin (Ä°l Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 0434 226 53 02), bu yaz açılması bekleniyor. Turizmin dikkatini çekmemiÅŸ olsa da Bitlis’te bir de kayak merkezi (0434 226 87 55) var.DOÄžAL LÄ°MAN TATVANBitlis- Tatvan yolu üzerinde saÄŸda, Anadolu’nun en büyük kervansaraylarından El- Aman (Rahva) Kervansarayı gözünüzden kaçmayacak. Bu yıkık ancak ihtiÅŸamını bir ölçüde koruyabilmiÅŸ kervansaray, 16. yüzyıl tarihli. Konaklamak istiyorsanız, Bitlis’in 20 km. kuzeydoÄŸusunda, Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısındaki Tatvan’a devam edin. Van’a 120 km. mesafede, Nemrut Dağı’nın doÄŸu eteÄŸindeki düzlükte kurulmuÅŸ olan Tatvan, Nemrut Dağı Krater Gölü’nü görmek ve Van Gölü’nün kuzey ya da güney kıyılarında yapacağınız yolculuÄŸa baÅŸlamak için, ihtiyaçlarınızı karşılayabileceÄŸiniz uygun bir üs. Konumuyla, Van Gölü kıyısında, doÄŸal bir liman olma özelliÄŸine de sahip olan Tatvan, aynı zamanda Anadolu’dan gelen demiryollarının bitiÅŸ noktası. Buradan Van’a feribotla geçmek mümkün. Bitlis’e baÄŸlı bir ilçe olmasına raÄŸmen, Tatvan Bitlis’ten daha kalabalık bir yerleÅŸim. Bitlis’teki konaklama ve yemek sıkıntısı burada yok. Buradan Van’a giden otobüsler, gölün güney kıyısını takip ediyor. Daha virajlı ve uzun olan, Ahlat ve Adilcevaz’dan geçen kuzey yolu da yine Van’da son buluyor. 1970 yılında, Ä°ran ile Tatvan arasında demiryolu baÄŸlantısının kurulması, ilçe için bir dönüm noktası olmuÅŸtu. Nemrut Krater Gölü’nü görmek için Tatvan’dan hareket eden günübirlik turlar var. Tatvan Turizm Ofisi’nden (0434 827 63 01) bilgi alabilirsiniz. Kiralayacağınız ÅŸoförlü bir minibüsle ya da kendi aracınızla da bu yolculuÄŸu yapabilirsiniz. Bu bölge karlı olacağından, en erken mayıs sonu uygun bir zaman. Tatvan- Bitlis yolu baÅŸlangıcında, oto sanayiye gelmeden önce saÄŸda bir tabela Nemrut Krater Gölü’ne iÅŸaret eder. Sapaktan 15 km. sonra Nemrut Tepesi’ne (2935 metre) varırsınız. Bu bölgede ayrıca Sivri Tepe (2600 metre) ve TurÅŸuk Tepe (3025 metre) var. Tepede, sağınızda Van Gölü ve Tatvan merkezi, solda ise Nemrut Krater Gölü (SoÄŸuk Göl) olacak. Bu noktadan volkanik krater çanağını net olarak görebilirsiniz. Burası ıssız ve ürpertici bir coÄŸrafya. Patlamalar sonucu oluÅŸan ve krater aÄŸzı geniÅŸliÄŸi 48 kilometrekare olan Nemrut Yanardağı’nda irili ufaklı beÅŸ göl bulunuyor. Bunlardan Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü (SoÄŸuk Göl), 13 kilometrekarelik yüzölçümüyle, Nemrut Dağı Krateri’nin yaklaşık üçte birini kaplıyor. Dik ve yüksek kayaların çevrelediÄŸi ve içinde tatlı su bulunan gölün yanısıra bir de, etrafındaki kaynakların sıcaklığı 60 dereceye varan Sıcak Göl var. Bazen kadınlar, ÅŸifa getireceÄŸine ve çocuk yapmalarını saÄŸlayacağına inandıkları buharlı maÄŸaraların içine oturuyorlar. Tepeden aÅŸağıya doÄŸru inerken, yol ikiye ayrılır, biri düz aÅŸağı, diÄŸeri saÄŸa doÄŸru devam eder. SaÄŸdan stabilize yola girin. Yaklaşık 10. km.’de küçük bir gölün kenarından geçeceksiniz. Vardığınız tepede, aÅŸağıda tekrar Sıcak Göl’ü göreceksiniz. Burada saÄŸda, Buhar Bacası tabelası da dikkatinizi çekecek. Birkaç yüz metre sonra da SoÄŸuk Göl’ün kıyısındasınız. Nemrut Yanardağı’nın lavlarını son kez 1441’de püskürttüğü bilinse de iki yıl sonra da aynı olay kaydedilmiÅŸ. Bölgenin en önemli turistik noktalarından biri olan Nemrut Dağı, endemik bitkileri ve buraya özgü kuÅŸ türleriyle de ilgi çekiyor. Bir Rus doÄŸa bilimcisi tarafından keÅŸfedilen ve kendi ismiyle anılan Sarmustahtayani adlı meÅŸe çeÅŸidi ve bir baÅŸka endemik tür olan düğün çiçeÄŸi, sadece bu daÄŸda yetiÅŸiyor. Aynı yoldan geri dönerken, küçük göle gelmeden önce sola ayrılan, tabelasız asfalt bir yol, köylerden geçerek, 32 km. sonra Ahlat’a varır. Bu yola girer girmez, Ahlat’ı tepeden göreceksiniz. Burada piknik yapmak da keyifli. Yazın serin olduÄŸundan, göçerler kıl çadırlarını bu çanağın içine kuruyorlar. Nemrut Krater Gölü, Bitlis’e 35 km. mesafede.Tatvan’dan 40 km. uzaklıkta, gölün kuzeybatı kıyısından ilerleyerek varılan Ahlat Mezarlığı, Türkiye’nin en etkileyici Ä°slam Mezarlığı. Göle doÄŸru, 2 kilometrekarelik bir alanı kaplayan mezarlık, mezar taÅŸları, kümbetleri ve kümbetlerin üzerindeki kabartmalarıyla, kaçırılmayacak bir açık hava müzesi. Buraya Meydan Mezarlığı da deniyor. En eski mezar taÅŸları 17.- 18. yüzyıldan. AHLAT’IN BASTONLARIÖzellikle 14. yüzyılın ilk çeyreÄŸinde, siyasi ve sosyal olayların etkisiyle, taÅŸ işçilik sanatı zirveye ulaÅŸmış. Uzun bir süredir tadilatta olan Ahlat Müzesi’nde (Bu sezon açılıp açılmadığını arayarak öğrenebilirsiniz. 0434 412 40 26) Selçuklu dönemi seramiklerinin yanısıra Urartu ve Bizans dönemine ait eserler sergileniyor. Ahlat’ın bastonları ünlü. Refa Selçuklu Baston’da (Ahlat, 0434 412 57 05, www.baston.sayfasi.com) bulabilirsiniz. Henüz turizm açısından donanımlı bir hale getirilmemiÅŸ olsa da Ahlat KuÅŸ Cenneti’nin eski günlerine dönebilmesi ve DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’nun en büyük kuÅŸ cenneti olabilmesi için Ahlat Belediyesi çalışmalarını sürdürüyor. Ahlat’a girerken, solunuzda sazlık ve bataklık alandaki kuÅŸ cennetini göreceksiniz.Van Gölü’nün kuzeyinde, Ahlat’ın 25 km. kuzeydoÄŸusunda, sırtını Süphan Dağı’na (4434 metre) dayamış Adilcevaz, M.Ö. 2 bin yıllarında Uratular’ın yerleÅŸim merkeziydi. Bu nedenle Kef Kalesi civarında Urartuların izlerine rastlanıyor. Burada ilk olarak gölün kıyısındaki zengin topraklara kurulmuÅŸ bir Selçuklu kalesi ve Türkiye’nin üçüncü en yüksek dağı olan volkanik Süphan Dağı dikkat çekiyor. Adilcevaz’a 6 km. mesafedeki, Urartular’dan kalma, 2200 metre yükseklikteki Kef Kalesi’ne tırmanış uzun sürüyor. Bitlis yöresindeki en kaliteli ceviz Adilcevaz’da yetiÅŸiyor.Tatvan’dan Van’a giden yol, 115. km.’de, Van/ Hakkari yol ayrımına varır. SaÄŸdan devam eden, Zap Vadisi boyunca, çarpıcı daÄŸ manzaraları eÅŸliÄŸinde ilerleyen, 205 km.’lik ve iki saatlik yol Hakkari’de son bulur. Yol üzerinde, solda, tabelayla iÅŸaretlenmiÅŸ bir Van sapağına daha rastlayacaksınız. Bu sapaÄŸa sapmayıp, Hakkari’ye devam edin, saÄŸdaki ÇavuÅŸtepe tabelasını göreceksiniz. Van’a 25 km. mesafede, Gürpınar’a baÄŸlı ÇavuÅŸtepe (Sardurihinili), Urartu Krallığı’nın ikinci baÅŸkentiydi. M.Ö. 7. yüzyıla tarihlendirilen önemli bir kültür kentiydi. Bugün geriye sadece Yukarı Kale ve AÅŸağı Kale’den oluÅŸan kalesi kaldı. Tapınak, surlar, sarnıç ve depo gibi yapıları görmek mümkün. Bulunan, çivi yazısıyla yazılmış tabletlerse büyük önem taşıyor. Burada, kendi imkanlarıyla Urartu çivi yazısını söken ve dünyada bu yazıyı bilen 38 kiÅŸi arasına giren Bekçi Mehmet KuÅŸan’dan bilgi almalısınız. Van/ Hakkari yol ayrımından 60 km sonra, Güzelsu’da, 17. yüzyıla ait HoÅŸap Kalesi var. Kaleyle aynı adı taşıyan, güneyindeki tarihi köprü, Van Bölgesi’nde bilinen en eski Osmanlı köprüsü.VANGerçekten denizi andıran gölün ÅŸehriVan, Türkiye’nin en yüksek kentlerinden biri. Deniz seviyesinden 1720 metre yükseklikte. 3764 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Van Gölü ise Türkiye’nin tuzlu ve sodalı en büyük gölü. Vanlılar’ın ‘’deniz’’ olarak nitelendirdiÄŸi göl, feribotu, iskele, ada, yarımada, koy ve körfezleriyle, gerçekten de bir denizi andırır. 20 bin yıl önce bir tatlı su gölü olan Van Gölü’nde artık endemik olan tek bir canlı yaşıyor; Ä°nci Kefali. Dünyada sadece Van Havzası’ndaki göllerde bulunuyor. Van merkezde görülecek pek bir ÅŸey yok. Eski Van, TuÅŸba’ya damgasını vuran Urartu medeniyetine ait eserleri görmek için Van Müzesi’ne (Her gün, 08.30- 12.00 ve 13.30- 17.30 saatleri arasında açık. 0432 216 11 39) uÄŸrayın. 100. Yıl Ãœniversitesi, Van’ın baÅŸka bir yüzü. 20 bin nüfuslu üniversite, Van’a hem kültürel hem de ekonomik anlamda destek çıkıyor. Ãœniversite açıkken piyasa hareketli.Van, Türkiye’nin en çok güneÅŸ alan illerinden biri ve en güzel zamanı, 15 Mayıs- 15 Haziran arası. Bademlerin yanında, tüm kır çiçekleri açıyor. Ayrıca ekim ve kasım aylarında da bu bölgeyi rahat gezmek mümkün. Van’a gelen her turist 25 dakikalık tekne yolculuÄŸu yapıp Akdamar Adası’na gider ancak dört saat boyunca feribotla Van Gölü’nü geçerek Tatvan’a gitmek, vakti olanların ve sıradışı rotaları sevenlerin yaptığı bir yolculuktur. Feribotlar Van Ä°skelesi’nden kalkıyor. Manzaralar muhteÅŸem. Gölü güneyden dolaÅŸan yol, GevaÅŸ Akdamar Ä°skelesi’ne varır. Buradan 25 dakikalık bir tekne yolculuÄŸuyla, Akdamar Adası ve Akdamar Manastır Kilisesi’ne gitmek mümkün. Adanın ıssız kıyılarından göle girebilirsiniz. Ayrıca soyunma kabinleri ve piknik masaları da var. Akdamar Ä°skelesi’ne giderken yol üzerinde, 1358’de Karakoyunlular tarafından yapılmış Celme Hatun (Halime Hatun) Türbesi’ni görebilirsiniz. 100. Yıl Ãœniversitesi akademisyenlerinin üç yıl süren araÅŸtırması sonucunda, Van Gölü’ndeki dört adanın (Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuzu) botanik cenneti olduÄŸu açıklandı.Bugün Van’daki kültürel zenginliÄŸi oluÅŸturan sadece buraya en uzun süreyle yerleÅŸmiÅŸ olan Urartular deÄŸil. Hititler, Hurriler, Persler, Medler, Selçuklular ve Osmanlılar da hep bu topraklarda iz bırakmışlar. Van’ın merkezine 5 km. mesafede, Eski Van yani TuÅŸba var. Burada bulunan antik döneme ait kalıntılar arasında en görkemlisi, büyük bir kaya kütlesinin üzerine inÅŸa edilmiÅŸ Van Kalesi. nerede yenirBitlis’te sabah 06.00’dan itibaren, kuyuda piÅŸen büryan kebabını bulabilirsiniz. Büryan kebabı yapan lokantalarda aynı zamanda büryan suyundan yapılan Bitlis’e özgü avÅŸor (et) çorbası da çıkar. Saat 15:00’e doÄŸru bu lokantalar kapatırlar. En ünlü büryancılar, Büryancı Azmi Usta’nın Yeri (Balıkçılar Sok. No:17, 0434 226 13 70), Büryancı Muhittin Usta’nın Yeri (Balıkçılar Sok. No:21, 0434 226 18 92) ve Mermut Restaurant (Kasaplar Çarşısı No: 3, 0434 226 75 77). 21.30’a kadar açık BeÅŸ Minare Lokantası’nda ise (Kale altı çarşısı, 0434 226 37 00), döner, ızgara çeÅŸitleri, yoÄŸurtlu Adana, pirzola bulabilirsiniz. Bitlis- Diyarbakır yolu üzerinde Buzlupınar Dinlenme Tesisleri (0434 233 20 32) ve Mermer Dinlenme Tesisleri (0434 226 01 53) var. Tatvan’da yemek seçenekleriniz daha fazla. Büryan, döner, ızgara ve çorba çeÅŸitleri ÅžimÅŸek Lokantası’nda (Cumhuriyet Cad No:152, 0434 827 15 13). Çorba, sulu yemek ve ızgara çeÅŸitleri bulabileceÄŸiniz Kaşı Beyaz Ocakbaşı’nın (Yeni Çarşı No:1, PTT yanı, Tatvan, 0434 827 69 96) spesiyalitesi Tatvan Kebap. Ahlat yolu üzerinde, 4. km.’deki Süphan Dinlenme Tesisleri’nde (Tatvan, 0434 827 56 39), öğlenleri kuzu kaburga yapılıyor ayrıca alabalık, ızgara çeÅŸitleri, lahmacun ve pide bulunuyor. Ahlat yolu üzerinde, göl manzaralı AdabaÄŸ Dinlenme Tesisleri (Erkek Öğrenci Yurdu karşısı, 0434 827 56 39) var. Van Gölü kıyısında, Adilcevaz’daki, bahçe teraslı Day Süphan Berg Dinlenme Tesisleri’nin (Sahil yolu, 0434 311 28 07) mönüsünde çeÅŸit çok. Van’ın kahvaltıcıları, kaburga dolması, tandırda Ä°nci Kefali yanında ciriÅŸ otlu bulgur pilavı, keledoÅŸu ve ayran aşı ünlü. Van’da kahvaltı, baÅŸlı başına bir deneyim. Seher Kahvaltı Salonu’ndaki (Eski Sümerbank Sok. Durmazlar Ä°ÅŸ Hanı, 0432 216 04 97), mükellef kahvaltıyı kaçırmayın. Manda sütünden kaymak, bal, tereyağı, pekmez, cacık (çökelek, dereotu, biber, salatalık), çökelek, pekmez, çörek, tandır ekmeÄŸi ve yeraltında üç ay bekletilen otlu peynir... Sabahın 4’ünde açılan Sütçü Fevzi de (Erol KardeÅŸler Kahvaltı Salonu, Cum Cad. Eski Sümerbank Sok, No:11, 0432 216 66 18), meÅŸhur kahvaltı salonlarından. Asmin Yöresel Yemek Evi (PTT Caddesi, Sanat Sok, DoÄŸu Ä°ÅŸ Merkezi, Kat: 2 No:120, 0432 215 20 61), son derece samimi ve tertemiz bir lokanta. Van Evi’nde de (Van Kalesi SÄ°T alanı, 0432 214 24 39) yöresel yemek bulabilirsiniz. Akdamar Adası Restaurant & Kamping (GevaÅŸ, 0432 622 25 25) turist gruplarının raÄŸbet ettiÄŸi bir restoran. Bu nedenle gitmeden aramakta yarar var. Ä°nci Kefali’ni burada deneyebilirsiniz. Milyan Et Lokantası’nın (Zerbank Sok. No: 33, Van, 0432 216 62 10) döneri akÅŸama kalmaz. Sac kavurmanın piri, Åžeref Åžahin Lokantası’dır (Cum Cad., Kahvaltıcılar Sok. 0432 216 16 59). Åžamran Cafe & Restaurant’da (Kültür Merkezi içinde, 0432 214 24 49), kışın yerel yemekler de bulabilirsiniz. Kebaptan sıkıldıysanız, tavuklu krepler ve salatalar için Pisi Restaurant’a (Ä°pekyolu Cad. No:87, 0432 217 90 80) uÄŸrayın. Gün boyunca kapışılan halka tatlısı, Aspava Tatlıcısı’nda (Kazım Karabekir Cad. Akdamar Otel yanı No: 54, 0432 216 92 52). Van- DoÄŸubeyazıt yolu üzerindeki Muradiye Åželalesi Restaurant (0542 846 29 23), ÅŸelale manzaralı, geleneksel bir mola yeri.nerede kalınırBitlis’te konaklamanız gerekirse, 17 yıllık, mütevazı Hanedan Oteli (0434 226 19 94) aklınızda bulunsun. Tatvan’daki en konforlu konaklama Hotel Tatvan Kardelen’de (0434 827 95 00, www.otelkardelen.com). Üç yıldızlı Alize Hotel de (0434 828 00 20), Tatvan’ın en iyi otellerinden. Temiz ve ekonomik bir seçenek de Hotel Ãœstün (0434 827 90 14). YeÅŸillik bir alanda, göle sıfır King Kamping (0434 827 71 11), karavan ve çadırı olanlar için uygun. Adilcevaz’daki 10 yıllık Kent Oteli (0434 311 32 31), çarşı içinde ve banyo- tuvaletler ortak. Ahlat’ta sahil yolundaki Ahlat Oteli’nin (0434 412 56 95), 20 odası göl manzaralı. Van’ın göl kenarındaki en güzel oteli, dört yıldızlı Merit Åžahmaran Hotel’in (0432 312 30 60, www.merithotels.com), göl manzaralı odaları, havuzu ve barı var. Dört yıldızlı Büyük Urartu Oteli (0432 212 06 60), merkezde. Yerli ve yabancı turist gruplarının konakladığı, merkezdeki üç yıldızlı Akdamar Oteli’nin (0432 214 99 23) iyi bir restoranı var. DiÄŸerlerine göre daha eski görünüşlü Büyük Asur Oteli (0432 216 87 92), kent merkezindeki köklü konaklama yerlerinden.Â