GeriSeyahat Gecenin üçünde 12 kişilik orkestra bize özel meydan konseri verdi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Gecenin üçünde 12 kişilik orkestra bize özel meydan konseri verdi

Gecenin üçünde 12 kişilik orkestra bize özel meydan konseri verdi

CNN Türk’teki beşN birK programıyla tanınan gazeteci Cüneyt Özdemir görevi nedeniyle savaş yerleri dahil olmak üzere çok sık seyahat ediyor. Özdemir, Hürriyet Seyahat için bir arkadaşına kızıp, garip bir grupla gittiği ve unutulmaz zamanlar geçirdiği Küba yolculuğunu anlattı.

Küba’ya gitme fikri nasıl ortaya çıktı?

- New York seyahatimde rastlantı eseri bir CD aldım. Adı Buena Vista Social Club’dı. O zamanlar Türkiye’de sadece birkaç kişi tarafından tanınıyordu. Bu CD’yi bir yıl boyunca hayranlıkla dinledim ve aklımdan hep Küba’ya gitsem diye geçirdim. Derken bir gün iş hayatımda canhıraş bir kapışmanın ardından arkadaşımdan kazık yiyince çok kısa sürede bir tur ayarlayıp Küba’nın yolunu tuttum. Aktarmalı olduğu için çok zor bir yolculuktu. 11 saat havaalanında beklediğimi hatırlıyorum. Tur arkadaşlarım çok ilginçti. Beş kişi dalış yapmak için gidiyordu, dört kişiden oluşan genç grubun amacı zamparalık yapmaktı, bir kişi ise ciddi anlamda sapıktı. Elinde kamerasıyla Küba’nın bütün kadınlarıyla yatmayı hedefliyordu. Aman Allahım ne yapacağım ben bunlarla diye düşündüm. Küba’ya iner inmez ayrıldık zaten.

Gruptan kurtulduktan sonra gezinize nereden ve nasıl başladınız?

- Ben gittiğim yere uyum sağlamayı seviyorum, insanın bulunduğu yeri gerçekten tanıyabilmesi için turistik havadan bir an önce kurtulması gerekiyor. Bir de Küba’da en büyük şansım Sevil’i tanımak oldu. Buradan giderken arkadaşlarım bana Sevil Sert adlı bir fotoğrafçının telefonunu verdiler. Sevil’i aradım, Küba’da olduğumu söyledim. Meğer o zaten alışıkmış, Küba’ya her giden Sevil’i ararmış. Sevil bana evinin kapılarını dostlukla açtı. Uzun süredir orada yaşadığı için İspanyolcası da gayet iyi. Bir anlamda benim rehberim oldu. Onun sayesinde caz kulüplerini, paladorları ve Havana’nın arka sokaklarını keşfettim.

Havana’nın arka sokaklarından başlayalım...

- Bir müzik grubunun yaşgününe katıldık. Yaklaşık üç bin siyah derili Kübalı’nın arasında 10-15 beyazdık. Arka arkaya gruplar çıkıp grubun yaşgününü kutluyorlardı. Daha sonra Türkiye’ye de gelen birkaç grubu düğün ile sinema salonu arası bir yerde dinledik. Aslında müzik kumsalda, sokakta her yerde vardı. En küçük orkestra 10-15 kişilik ve adamlar gerçekten iyi müzik yapıyorlar.

ZAMAN ‘60’LARDA DONMUŞ GİBİ

Müziklerin yanında Havana nasıl bir şehir?

- Çok güzel. Koloniyel evleriyle zaman 60’larda dondurulmuş gibiydi. Kapitalizmin reklam panoları yoktu. Dünyanın neresine giderseniz gidin Coca Cola gibi bildiğimiz pek çok marka size el sallar. Farklı bir yere gittiğinizi unutturur. Oysa Küba size bunu sunuyor. Yıllardır ambargolarla biraz mecburiyetten, biraz isteyerek dışarıya kapalı bir toplum. Arabalar son derece eski. Burada müzeye kaldırılan arabalar orada taksi olarak kullanılıyor. Özel teşebbüsün teşebbüs etmesine izin verilmediği için örneğin yemek yemek için evlere giriyorsunuz. Palador denilen bu evler başta size garip geliyor ama sonra alışıyorsunuz.

Yemek kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Benim gördüğüm kadarıyla çok gelişmiş bir yemek kültürleri yok. Paladorlarda hijyen konusunda zaman zaman şüpheye düştüğümüz oldu. En ilginci bir gün Çin mahallesine gittik. Hiç turistik bir yer değil. Oradaki paladorda yemek yedik meğer bir zamanlar Che ve Fidel de sık sık orada yemek yermiş. Hijyen konusunda yine şüphelerimiz oldu ama insanlar ve ortam öyle sıcak ve güzeldi ki bu insanlar yaşıyorsa bana da bir şey olmaz dedim.

Seks turizmi rahatsız edici boyutlarda mı?

- Benim gördüğüm iki Havana var. Turizme çok büyük yatırım yapıyorlar. Ciddi anlamda bir seks turizmi var. Büyük otellerde sıkı denetim olduğu için pansiyonlar kiralanıyor. Asla rahatsız edici şeyler yaşanmıyor. Yetkililer önlem alıyorlar zaten. Bu sizin Küba’ya ne amaçla geldiğinizle ilgili, oraya kültürü, müziği, havası ve denizi için gelenler de var. Bir kere halk çok sempatik ve canayakın. Bu arada unutmadan belirteyim her otostop çeken kadını hayat kadını zannetmeyin, bu onların kültürünün bir parçası. O kültürü tanımak isterseniz sokaklarda kaybolmanız gerekiyor. Halkın ne kadar fakir olduğunu görüyorsunuz. Ama o fakirliğin içinde bir naiflik var. Che’yi çok seviyorlar. Fidel’e daha mesafeliler. Mesela ben Fidel’in hemen hiç heykelinin olmamasına şaşırmıştım. Ama Che’nin resimleri evlerde bile asılı.

Halkta devrimin coşkusu hálá var mı?

- Halk çok mutlu değil gibi geldi bana ama çok da mutsuz değillerdi. Bazı yasaklar olduğunu fark ettim. Mesela kimse hükümet hakkında konuşmuyordu. Fidel’den sonra ne olacağını kimse bilmiyor.

MÜTEVAZI VE NAİF

Başka nereleri gezdiniz?

- Turla gittiğim için turun ayarladığı otele mahkum oldum. Oysa arkadaşlarım bizim Pera Palas’a benzeyen Hotel Inglaterra adlı muhteşem bir otelde kaldılar. Şehir merkezinde denize girilmiyor, yarım saat-bir saat uzaklıktaki plajlara gitmeniz gerekiyor. Bunların en ünlüsü Varadero. Tüm tur programlarında yer alıyor zaten. Lüks otellerin bulunduğu bir plaj, bizim Kemer’e benziyor. Ben çok hoşlanmadım açıkçası, halkın gittiği plajlar daha keyifliydi. Ayrıca Hemingway Limanı’nda bir arkadaşım oturuyordu. Onun terasında güzel bir akşamüstü geçirdik. Apayrı bir yer, mutlaka görülmeli. Bir de Hemingway barı var ama daha çok turistlere hitap ediyor.

Tarihi yerler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

- Biraz hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Che’nin külleri getirilmişti. Çok daha görkemli bir müze beklerken, çok mütevazı bir yerle karşılaştım. Küba modernizmin hatta postmodernizmin uğramadığı son derece naif bir yer.

Dönerken neler oldu?

- Dalgıçlar memnun değildi çünkü kendilerine pek çok zorluk çıkarılmıştı. Dört zampara çok mutluydu, yaşı 50’yi geçmiş, tek kelime İngilizce bilmeyen ve tamamen seks için gelen adam kameradan kimlerle birlikte olduğunu gösteriyordu. Bense Türkiye’de yaşadığım her şeyi unutup aşık olarak geri döndüm.

NE ZAMAN GİTMELİ

Küba’ya mümkünse bizde havaların soğuk olduğu zamanlarda gidin, çünkü yazın gerçekten çok sıcak oluyor. Yanınızda İspanyolca bilen birileri olsun ya da gitmeden önce biraz çalışın. İngilizce bilenlerin sayısı çok az. Mümkünse gittiğinizde araba kiralayın ve güneye inin.

BÖYLE BİR ŞEY İNSANIN BAŞINA HER YERDE GELMEZ

Havana’da Katedral Meydanı’nda bir bar var. Her giden turist o bara mutlaka uğrar. Orada tanıştığım arkadaşlarım Yelda ve Yonca ile bütün gece caz kulüplerini dolaştıktan sonra yorulup Katedral Meydanı’ndaki bara kendimizi attık. Gece saat 03.00’e geliyordu. Filmlerdeki gibi uyuklayan bir barmen, bir bekçi, bir de meydanın delisi vardı. Son bir şeyler içelim derken birileri gelip ‘Müzik ister misiniz?’ diye sordu. ‘İsteriz’ dedik, üç adam geldi, ikisi gitar, biri ritim çalıyordu. Beş dolar verdik gayet güzel çalmaya başladılar. Ardından dört kişiden oluşan nefesli çalgılar grubu geldi. ‘Katılalım mı?’ diye sordular, onlara da paralarını verdik ve birlikte çalmaya başladılar. Onlara başkaları da katıldı. Meğer işleri biten müzisyenler meydandan geçiyorlarmış. Sonunda 12 müzisyenden oluşan bir orkestra bize bir buçuk saat boyunca konser verdi. Bizse dans ettik. Gün ışırken üç gitarcı müzik eşliğinde bizi otelimize bıraktı.

Havana’da en etkilendiği beş yer

Çin mahallesindeki lokanta

Katedral Meydanı’ndaki bar

Inglaterra Oteli’nin kafesi

Sahilde gün batımı

Hemigway Limanı

seyahatte ne okuyor

Rehber kitaplar, özellikle Lonely Planet ve gittiği yerin edebiyatçılarının eserleri

ne dinliyor

Klasik, caz ve pop-rock albümleri yanında oluyor

ne yiyor, ne içiyor

Yerel yiyecekleri tercih ediyor, zorda kalırsa ‘Camı kırınız: kulüp sandviç.’

ne giyiyor

Rahat giysiler ve bol cepli bir pantolon

neyle seyahat ediyor

Uzak yerlere uçakla, gittiği yerde önce taksi ile etrafı tanıyor ardından araba kiralıyor.

nerede kalıyor

Butik oteller ya da pansiyonlarda.

kimle seyahat ediyor

Çoğunlukla kameraman Atilla ile. Arkadaşlarıyla da gezmeyi seviyor ama çoğu zaman tek başına gidiyor.

çantasının olmazsa olmazları

Hiçbir yere bavulla gitmiyor. İlaç kiti, tıraş makinesi, çok işlevli çakı, gözlük ve kağıt kalem.
False