Gaudi’nin fantastik şehri ‘Barselona’

Bazı şehirler vardır, defalarca gitseniz de geride hep görecek yerler, tadacak lezzetler bırakırsınız ya da tekrar aynı yerleri görmeye, aynı lezzetleri tatmaya gidersiniz. Barselona benim için defalarca yollarına düşsem de hep yeni keşifler vaat eden şehirlerden. Varır varmaz soluğu favori bölgelerimden Barri Gotic’te aldım ve çok sevdiğim Milk Cafe’de kahvaltı yaptım. Barselona hâlâ eskisi gibi canlı, renkli ve Akdeniz samimiyetini koruyor. Şehir hâlâ ziyaretçileriyle etkileşim içinde. Tek fark, kapalı mekânlara maskeyle girme zorunluluğu. Zaten bundan da hiçbirimizin şikâyeti yok.

Casa Batllo, yani Kemiklerin Evi

Şehrin sembolik noktalarını bu sefer motosikletle gezdim, daha az bilinen mahallelerine uğradım, yerlilerin gittiği barlarda tapas yedim, ara sokaklardaki kahvecilerde mola verdim, Barselona’nın sahil kasabası Sitges’te muhteşem günbatımını izledim. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Barselona’ya ruh katan öyle çok renk var ki... Şehir ziyaretçilerine muhteşem bir mimari, sanat, tarih, edebiyat, müzik ve yeme-içme sunuyor. İşte en bilinenleri...

Deli dâhinin eserleri

Antoni Gaudi’yi mezun eden hocaları onun sanatını şu sözle özetlerler: “Acaba bir deliye mi diploma verdik, yoksa bir dâhiye mi? Bunu ancak zaman gösterecek.” Şehri gezerken bu sorunun cevabını kolayca buluyorsunuz; içinde delilik olan bir dâhiye diploma verilmiş. Bu gidişimde bir gelişme var mı diye tekrar gittim ‘bitmeyen katedral’ La Sagrada Familia’ya. Hâlâ inşaatı sürüyor. Yapımı neredeyse 140 yıldır devam eden kilisenin tamamlanmasının 2026’yı bulabileceği söyleniyor. Buna rağmen öyle görkemli ki, defalarca görseniz bile yeniden görmek isteyip, tüm gününüzü onu izleyerek geçirmek istersiniz. Sokak sanatçıları, kafeleri ve butikleriyle Barri Gotic ve El Born şehrin en sevdiğim bölgelerinden.

Hürriyet Seyahat gezginimiz Nurgül Büyükkalay iki yılın ardından Barselona’nın tadını parklarında çıkardı

Barri Gotic, Barselona’nın eski kenti ve kalbinin attığı yer. 20’nci yüzyıl sanatının ustalarından dünyaca ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun 1895-1909 arasında Barselona’da yaşadığı bölge. Bu bölgedeki yaşanmışlıkları hayal etmek, İspanyol ve Katalan sanatının önde gelen isimlerine tanıklık ettiğini bilmek gezerken ayrı bir keyif veriyor. Balık çeşitleri, tropikal meyveler ve çikolataların süslediği tezgâhlar, her kafadan çıkan ayrı bir ses... Bir kenti tanımanın en iyi yolu pazarlarını gezmek. Ben de Mercat de La Boqueria’da gezdim uzun uzun.

Pazarlar çok zengin

Bu pazarda kent çevresinde yetiştirilen taze sebze ve meyveler, çiftlik ürünleri ve et-balık çeşitlerinden satın alabileceğiniz gibi Katalan ve İspanyol mutfağına özgü pek çok lezzeti deneyebilirsiniz. Buradan çıkıp Gaudi’nin hayal gücüyle süslediği masal diyarı Park Güell’de vakit geçirmenizi öneririm. Renk renk mozaiklerle süslü evler, dolambaçlı merdivenler, kavisli banklar ve heykeller...

Barselona hâlâ pandemi öncesindeki gibi canlı...

Parkın içinde Gaudi’nin 20 yıl yaşadığı ev ‘Museu Gaudi’ de var. Parkın en çarpıcı bölümü, gotik kemerleriyle konuklarına müthiş bir Barselona manzarası sunan Sala Hospitala. Casa Mila, Gaudi’nin Barselona silüetini süsleyen evlerinden biri. Tamamen doğal taşlardan inşa edilmiş. Dış cephesinin görünümünden dolayı La Pedrara (Taşocağı) ismiyle de anılıyor. Casa Batllo’yu da görünce Gaudi’nin Barselona’yı bir masal âlemine çevirdiğine emin olacaksınız artık. Casa Batllo, diğer adıyla ‘Kemiklerin Evi’ Gaudi’nin Barselona’ya bıraktığı miraslardan bir diğeri. Gaudi, bu evi tasarlarken ilhamını doğadan almış. Merdivenler balığın sırtını, kapı kolları denizatlarını, tavan süslemeleri dalgaların tepeciklerini simgeliyor.

La Rambla kentin turistik caddesi.

‘Böylesini izlememiştim’

La Rambla, şehrin en turistik ve merkezi caddesi. Bir şekilde yolunuz bu hareketli caddeye düşüyor. Bir ucu Katalonya Meydanı’na diğer ucu Kristof Kolomb heykeline ve Port Vell’e (eski liman) çıkıyor. Caddenin sonuna geldiğinizdeyse sizi Akdeniz suları karşılıyor. Burada görülmesi gereken önemli müzelerden biri de Picasso Müzesi. Picasso’ da bu müzenin açılışında bizzat bulunmuş bu arada.

Eğer biraz futbol merakınız varsa bir uğrayın ama benim gibi tutkunuysanız Camp Nou’ya uzun vakit ayırın. Barcelona futbol kulübünün stadyumu, takımın kazandığı tüm kupaları görebileceğiniz, kulübün tarihi hakkında bilgi alabileceğiniz ve stadyumun zemininde dolaşabileceğiniz bir turla gezilebiliyor. Gelelim Flamenko’ya... İspanya’nın birçok şehrinde flamenko gösterisi izledim. Hepsi etkileyiciydi ancak Palau de La Musica’da izlediğim ‘Opera y Flamenco’ bambaşkaydı. Barselona’ya yolunuz düşerse bu gösteriyi izlemeye çalışın. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Katalan Müzik Sarayı’nı da gezi listenize koyabilirsiniz. Son önerim de yeni keşfettiğim Sant Pau Art Nouveau Site. Katalan mimar Lluis Domenech i Montaner’nin eseri. Art Nouveu sanat akımının zirvesini göreceksiniz.

İspanyol atıştırmalıkları tapas’lar.

KAHVALTIDA CHURROS, AKŞAMA PAELLA

m Pablo Picasso’nun ilk sergisine ev sahipliği yapan, Picasso ile birçok İspanyol sanatçının buluşma yeri olan Els Quatre Gats ve her damak tadına uygun tapas ve pinchos bulabileceğiniz Ciudad Condal, El Xampanyet, Quimet & Quimet, Cerveseria Catalonia. m İçine deniz ürünleri, et, tavuk ya da sebze koyarak yapılan, bir çeşit safranlı pilav olan paella için önerim 7 Fortes. m Deniz ürünleri için önerim tezgâhtan seçtiğiniz mahsulleri pişirip masanıza getiren La Paradeta. m Deniz ürünlerine ve tapas’lara bir mola verip hamburger yemek isterseniz La Central. m Kahvaltı için Milk Cafe. m İspanyolların daha çok kahvaltıda tercih ettikleri churros için Churreria Laietan. m Şehrin içinde kahve molası verebileceğiniz en iyi adresler, Coffee Nomad, Federal Cafe, Satan’s Coffee Corner.

PANDEMİDE İSPANYA’YA YOLCULUK

İspanya, Türkiye vatandaşlarına turistik seyahate açık. Ülkeye girişim çok kolay oldu. İki doz aşılı olduğum için AB Aşı Sertifikam oluşmuştu ve PCR testi yaptırmama gerek kalmadı. Aşılı değilseniz ya da eksikse negatif PCR sunmanız gerekiyor. Ayrıca İspanya hükümetinin istediği bir sağlık formu var. Seyahatinizden bir gün önce çevrimiçi dolduruyorsunuz. Formda oluşan QR kodla ülkeye giriyorsunuz. Havaalanında sizi hiç yormuyorlar, sistem çok güzel işliyor.