Hürriyet Seyahat | Fotoğraflar: Alamy
Yürüyen kayaların sırrı çözüldü... Her gün 200 metre ilerliyorlardı
Muhteşem gezegenimiz, milyonlarca yıl boyunca volkanik faaliyetlerden, su ve rüzgar erozyonlarına kadar pek çok doğanın affetmeyen gücüne ev sahipliği yapmış. Bu doğal oluşumların sonucunda pek çok doğa harikası güzellik ortaya çıkmış. İşte Türkiye'den de bir yerin olduğu o yerler...
Açık denizde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Ekvador’a bağlı Galapagos Adaları ya da Avustralya’nın olağanüstü Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef) ya da Belize açıklarındaki gizemiyle kafalarda soru işaretleri uyandıran Büyük Mavi Çukur (Great Belize Blue Hole), bunlardan sadece bazıları! Hepsi de görmeye değer özel yerlerden. İşte yürüyen taşlardan, gizemi çözülemeyen çizgilere kadar dünyanın en büyüleyici yerleri...
20- Zhangjiajie, Çin
Avatar filmindeki meşhur kara parçasının ilham kaynağı olan bölge, Zhangjiajie Ulusal Parkı’na ev sahipliği yapıyor. Parkta, tepeleri neredeyse bulutlara ulaşan ve en yükseği 800 metreyi bulan yaklaşık 3 binden fazla, tepesi ağaç kaplı kuarzit sütunu yer alır. Arazi seviyesinde ise keşfedilmeyi bekleyen yemyeşil ormanlar, nehirler, nadir türde hayvan ve bitki türleri bulunmakta. Avatar’ı ziyaret etmeye hazır olun.
19- Victoria Şelaleleri, Zambiya / Zimbabve
Zambiya ve Zimbabve sınırları arasında bulunan Victoria Şelaleleri, Mosi-oa-Tunya Milli Parkı ya da ‘Şimşekli Duman’ olarak bilinen dünyanın en büyük şelale yatağı sayesinde, kilometrelerce öteden duyulup görülebilmekte. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan şelalede, bungee jumpingten rafting maceralarına kadar pek çok çılgın su sporu yapılıyor.
18- Uluru (Ayers Kayalıkları), Avustralya
Avustralya’nın en ikonik doğal güzelliği sayılan görkemli kumtaşı dağı, ülkenin kurak kuzey kısımlarındaki Alice Springs’te yer alır. Uluru-Kata Tjuta Ulusal Park’ı tarafından korunan alan, rehberli bir tur ile yürüyerek keşfedilecek 25 kırmızı kayalık tepeyi içermekte. Uluru, Avustralyalılar tarafından kutsal sayıldığından, bölge 2019 senesinin ekim ayında ziyarete kapatıldı.
17- Salar de Uyuni, Bolivya
Deniz seviyesinden yaklaşık 3 bin 600 metre yükseklikte bulunan Salar de Uyuni, dünyanın en büyük tuz ovası olarak bilinir. Görüntüsü ile dikkat çeken ova, varlığı tarih öncesine dayanan bir gölün kurumasıyla ve arkasında kocaman tuzlu bir kara parçası oluşturmasıyla ortaya çıkmış. Tuz kabuğu yüzeyinin altında, lityum ve minerallerden oldukça zengin yapıya sahip bir tuz gölü bulunur. Ziyaret etmeye değer…
16- Dolomiti Dağları, İtalya
Sırada, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve doğa tutkunlarının mutlaka görmesi gereken görkemli Dolomiti Dağları var. Kuzey doğusunda yer alan dağların Güney Kireçtaşı Alpleri’ni oluşturan kısmı, yaklaşık 3 bin metreye kadar çıkar. Dolomiti Bölgesi’nin büyük bir kısmı, Avrupa’nın en iyi dağcılık, kayak ve doğa yürüyüşü sporlarının yapıldığı yer olarak anılır. Eşsiz manzarası ile bol virajlı dağ yolları ise motosikletlerin vazgeçilmezi…
15- Mavi Mağara (Blue Grotto), Capri-İtalya
Roma İmparatoru Tiberius zamanında deniz tapınağı olan Mavi Mağara, girişinin hemen üzerinde yer alan su altındaki boşluktan gelen güneş ışığının sebep olduğu olağandışı berrak maviliğinden alıyor adını... Tur tekneniz mağarada tamamen karanlık bir ortamda yol alırken, bir anda kendinizi masmavi suların içinde serinlerken bulabilirsiniz...
14- Masa Dağı, (Table Mountain), Güney Afrika
Zirvesinin yassı olduğu Masa Dağı, CapeTown’da dünyanın en ilginç ve farklı görüntülerinden birini ziyaretçilerine sunar. 2012 yılında doğanın yeni yedi harikasından biri olarak seçilen Masa Dağı, Masa Dağı Ulusal Parkı’nın ortasındadır. Ayrıca bulunduğu Cape Floral Bölgesi, yöreye özgü pek çok farklı bitki türünün görüldüğü yerlerden biri.
13- Cano Cristales, Beş Rengin Nehri, Kolombiya
Serrania de la Macarena Dağı’nda bulunan Cano Cristales, parlak ve muhteşem renkleri ile dünyada görüp görebileceğiniz en ilginç nehir. İlk bakışta, nehir yatağında yetişen ‘Macarenia clavigera’ bitkisinden ortaya çıkan baskın bir kırmızı rengi göze çarpar. Siyah kayalıklar, yeşil yosunlar ve berrak mavi nehrin suyu bu renk cümbüşüne eşlik ederler.
12- Puerto-Princesa Yeraltı Nehri, Filipinler
Dünyanın 7 harikasından biri olan yeraltı nehri, Palawan’daki UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Puerto Princesa Yeraltı Nehri Milli Parkı’nda yer alır. Yaklaşık 8 kilometrelik bir nehri ve direkt denize açılan bir mağara sistemini içeren milli park, dünyanın en inanılmaz kireç taşı karstlarına sahip. Hayatınızın macerasını yaşamak için, rehberli Nehir Altı Turunu gözü kapalı denemeyi ihmal etmeyin.
11- Everest Dağı, Nepal
Everest Dağı, 8 bin 800 metreden fazla yüksekliği ile dünyanın, deniz seviyesinden en yüksek dağı olarak ün salmıştır. Dünya çapındaki dağcılar için dayanılmaz bir çekiciliğe sahip olan Himalaya Dağları’nın bir parçası olan Everest zirvesi, yaklaşık 4 bin 142 dağcının zirve başarısına tanık olmuştur. Hayatları pahasına da olsa, bulutların altında gizli ve kar kaplı zirveye tırmanış, her dağcının hayali…
10- Kilimanjaro Dağı, Tanzanya
Tanzanya’dan yükselen Kilimanjaro, Afrika Kıtası’ndaki en uzun dağdır. Faal olmayan üç volkanik tepeden oluşan dağın en yüksek tepesi, deniz seviyesinden 5 bin 790 metreden fazla yüksekliğe sahip olan Kipo zirvesidir. Kilimanjaro Ulusal Parkı ile çevrili olan dağın, daha alçak rakımlarında doğa yürüyüşü yapan ziyaretçiler, fil ya da bufalo gibi hayvanlarla birlikte yürüyüş yapma şansına sahip.
9- Iguazu Şelaleleri, Brezilya - Arjantin
Iguacu Ulusal Parkı (Brezilya) ve Iguazu Ulusal Parkı (Arjantin) sınırı arasında yer alan şelale, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olup tartışmasız dünyanın en etkileyici doğal güzelliklerinden biri. Görkemli şelale, dehşet verici bir şekilde birçok adadan oluşan, yaklaşık 3 kilometrelik bir ene sahip. Bu durum, Iguazu Şelalesi’nin, yüzlerce tekil şelaleye ve çağlayana bölünmesine sebebiyet vermiştir.
8- Ha Long Koyu, Vietnam
Ha Long Koyu’nda, çoğunun yoğun bir ormanlıkla kaplı olduğu ve geniş deniz mağaralarının gizlendiği, görkemli bir şekilde denizden yükselen yaklaşık 2 bin kireç taşı karstı, özgür bir şekilde etrafa yayılmış. Dünyanın doğal harikalarından biri olarak kabul edilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Ha Long’ta karşılaşılan etkileyici manzara, ziyaretçilerini büyülemeyi bekliyor.
7- Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef), Avustralya
Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Avustralya’nın Büyük Set Resifi, çoğu kişinin ‘mutlaka görülmesi gereken yerler’ listesini meşgul eden dünyanın en büyük set resifine sahip. 3 bin tekil resif sistemi, muhteşem yüzlerce tropik ada ve dünyanın en iyi plajlarından bazıları, kristal berraklığındaki masmavi sularda barınmakta. Büyük Set Resifi’nde cam tabanlı teknelerle balinaları izlemek paha biçilemez.
6- Devler Kaldırımı (Giant’s Causeway), Kuzey İrlanda
Adanın kuzey kısmındaki Devler Kaldırımı, bir seri eski volkanik patlama tarafından yaratılmış, yan yana duran 40 binden fazla bazalt sütunun bulunduğu enteresan bir lokasyon. Bölgeyi, bu kadar ilginç yapan ise bu sütunların sanki dev bir el tarafından konmuşçasına simetrik ve düzenli bir şekilde duruyor olmasıdır. Bölgeyi ziyaret ederken, sağlam yürüyüş ayakkabıları giyilmesi şiddetle tavsiye edilir.
5- Pamukkale, Türkiye
Türkiye’nin pamuk tarlası olarak anılan özel bölgesi Pamukkale, ovanın yaklaşık 180 metre yukarısındaki kayalıkların dik yüzünde bulunan doğal kaynaklardaki kireç taşı dolu sulardan oluşmuştur. Bu sular, dik kayalıklardan aşağı doğru kendi yollarını bulurken, arkalarında ılık mavi sular, taşlaşmış şelaleler ve eşsiz mineral ile dolu beyaz travertenler ve havzalar bırakır. En az bir kez gitmek şart.
4- Galapagos Adaları, Ekvador
Dünyaca ünlü Galapagos Adaları, Pasifik Okyanusu’nda yer alır ve istisnai doğal yaşam türlerinin çeşitliliğinden ötürü turizm, bölgeyi korumak adına son derece dikkatli bir şekilde kontrol edilmektedir. Geniş bir deniz hayatının bulunduğu adanın etrafındaki sular, bölgeyi sualtı dalışının gözde olduğu noktalardan biri yapmayı başarmış.
3. Büyük Mavi Çukur (Great Belize Blue Hole), Belize
Çapı 900 metreyi bulan gizemli Mavi Çukur, UNESCO Dünya Mirası Set Resif Rezerv Sistemi’nin bir kısmını oluşturmaktadır. Eşsiz su altı manzarası, geniş çeşitliliğiyle ünlü deniz hayatı, tür açısından zengin köpek balıkları, bölgenin neden etkileyici olduğunu açıklayan sebeplerden sadece bir kaçı. Ayrıca 121 metreden fazla derinliği ile muhtemelen bölgedeki en iyi sualtı dalışın yapıldığı yer olarak bilinir.
2- Ölüm Vadisi'ndeki yürüyen kayalar, ABD
Neredeyse 350 kilogram ağırlığı olan bir kaya parçası kendi kendine hareket edebilir mi? Ölüm Vadisi’nin dev kayalarını uzaylılar mı yoksa gizli güçler mi hareket ettiriyor? Amerika Birleşik Devletleri’de, Nevada ve Kaliforniya eyaletlerinin tam sınırında bulunan ‘Ölüm Vadisi’nde yaşanan gizemli bir doğa olayı görenleri hayrete düşürüyor. Eski bir göl yatağında bulunan taş parçaları, 200 metrelik bir mesafeyi kendi kendine ‘yürüyor’.
Artık büyük bir gizem haline gelmiş bu doğa olayının uzun yıllardır açıklanamaması, kayaların uzaylılar veya ilahi güçler tarafından hareket ettirildiği efsanesini yarattı. İlk bakışta hiç hareket etmiyormuş gibi görünen kaya parçalarının gizemi bilim insanlarının da ilgisini çekti. Yaklaşık yarım yüzyıldır bu gizemli kayaların sırrını çözmeye çalışan bilim insanları, kurumuş ve çatlamış bir zeminde 350 kiloluk bir taşın nasıl hareket edebileceği konusunda farklı fikirler üretti. İlk teorilere göre, rüzgar ve yağmurun bu büyük kayaları hareket ettirebileceği düşünülse de, sonradan zeminin çatlamış yapısının buna izin vermeyeceğini kabul etmek zorunda kaldılar. İşin ilginç yanı ise, bugüne dek kayaların hareket ettiğini kimsenin görmemesi…
YÜRÜYEN KAYA EFSANESİ NASIL ÇÖZÜLDÜ?
Ölüm Vadisi’nin kendi kendine hareket eden kayalarının sırrı yine bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıktı. Bilimsel verilere göre, Ölü Vadi’de geceleri aşırı soğuyan hava yerde 3-5 milimetre arasında bir buz tabakası oluşturuyor. Sabah ısınan havanın etkisiyle çözülen buz tabakası, esen vadi rüzgârlarının etkisiyle kaç kilo olursa olsun kayaları yerinden oynatıyor. Santim santim ‘yürüyen’ kayaların hareket etmesini fark etmek bu yüzden oldukça güç.
Ölüm Vadisi’nin kendi kendine hareket eden kayalarının sırrı yine bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıktı. Bilimsel verilere göre, Ölü Vadi’de geceleri aşırı soğuyan hava yerde 3-5 milimetre arasında bir buz tabakası oluşturuyor. Sabah ısınan havanın etkisiyle çözülen buz tabakası, esen vadi rüzgârlarının etkisiyle kaç kilo olursa olsun kayaları yerinden oynatıyor. Santim santim ‘yürüyen’ kayaların hareket etmesini fark etmek bu yüzden oldukça güç.
1- Cehennem Kapısı / Türkmenistan
Başkent Aşkabat'a yaklaşık 250 kilometre uzaklıktaki Merkez Karakum Çölü'nde yer alan kraterin derinliği yaklaşık 50 metre, genişliği ise 100 metrenin üzerinde bulunuyor. Türkmenlerin "Cehennem Kapısı" olarak adlandırdıkları krater, 1967 yılında doğalgaz sondajının çökmesi sonucu meydana geldi. Bu kaza sırasında sondajda çalışan bazı işçiler hayatını kaybetti. Türkmen jeologlar, kraterin sondaj esnasında yer altındaki kireç taşı benzeri madenlerin suyla teması sonucu erimesiyle meydana geldiğine inanıyor. Bazı kaynaklar ise sondajın yeraltı mağarası üzerinde yapıldığını savunuyor. Özellikle yabancı turistlerin ilgisini çeken bu devasa yanar çukuru konu alan bir belgeselin bir Amerikan televizyon kanalında "Cehennem Kapısı" adıyla yayımlamasıyla kraterin ünü sınırları aştı. Alevleri geceleri yüzlerce metre uzaktan gözüken kraterin gürültüsü de yine yüzlerce metre mesafeden duyulabiliyor. Kraterin yanına rüzgârlı havalarda pek yaklaşılamıyor. Uzmanlar, doğalgaz sızdıran bu tür yerlerin kapatılamadığını, kapatılsa dahi zamanla biriken doğalgazın patlayabileceğini ifade ediyor.
Aynı bölgede yine sondaj kazası olan başka bir kraterde ise yeraltı suları birikmiş. Uzmanlar, doğalgaz sızdıran bu tür yerlerin kapatılamadığını, kapatılsa dahi zamanla biriken doğalgazın patlayabileceğini ifade ediyor. Aynı bölgede yine sondaj kazası olan başka bir kraterde ise yeraltı suları birikmiş.