Yenal BİLGİCİ / ybilgici@hurriyet.com.tr
Modern zaman seyyahı: İlber Ortaylı
Yazıyor, anlatıyor, öğretiyor, bazen kızıp söyleniyor ama bir de pek bilmediğimiz bir yönü var İlber Ortaylı’nın: Seyahat etmek... Yeni yazdığı kitabı lber Ortaylı Seyahatnamesi'nde birçok bilgi veriyor. Örneğin en sevdiği şehir Roma, hayallere daldığı yer Semerkant’taki Registan Meydanı, vatandaşlarının kültürüne gıpta ettiği ülke İran… Deyim yerindeyse ‘İlber Çelebi’yle buluştuk, ondan sizlere seyahat rotaları çizmesini istedik. İşte İber Ortaylı Seyahatnamesi'nde yer alan geziler...
Ürdün’deki Petra antik şehrini gezerken “Okumuş her Türk insanı burayı görmeli” demişsiniz. Neden?
- Mirası korumak nasıl olur görsünler diye. Bizde Arapları küçümser bir kesim ama buna kimsenin hakkı yok.
- Mirası korumak nasıl olur görsünler diye. Bizde Arapları küçümser bir kesim ama buna kimsenin hakkı yok.
Halep bugün kalesi dışında yok diyorlar ama düne kadarki Halep’ten yola çıkarak söyleyeyim: Korunmuş şehir görmek isteyen Arap şehirlerini dolaşsın.
Başka nereleri var?
- Petra, Roma devrinin şehridir. Kervan yollarının üzerindedir, kayalara oyulmuş müthiş bir şehirdir. Zengin bir Roma kentiydi ama daha zengini Suriye’deki Palmira’dır; onların ardından da Antakya gelir. İskenderiye de aynı Roma mirasından dolayı görülmeli. Ve nihayet Efes. Bu şehirlerin eşi menendi yoktur. Hepsi Klasik Roma dönemindeki şehirler. Diğer şehirler, İstanbul dahil, sonradan inkişaf etmiştir.
- Petra, Roma devrinin şehridir. Kervan yollarının üzerindedir, kayalara oyulmuş müthiş bir şehirdir. Zengin bir Roma kentiydi ama daha zengini Suriye’deki Palmira’dır; onların ardından da Antakya gelir. İskenderiye de aynı Roma mirasından dolayı görülmeli. Ve nihayet Efes. Bu şehirlerin eşi menendi yoktur. Hepsi Klasik Roma dönemindeki şehirler. Diğer şehirler, İstanbul dahil, sonradan inkişaf etmiştir.
Gittiğinizde kafanızı dinlediğiniz, hayat için planlar yaptığınız, durup bir geriye baktığınız şehirler var mı?
- Peşte’yi sayarım bu açıdan.
- Peşte’yi sayarım bu açıdan.
Budapeşte değil Peşte mi sadece?
- Buda da hoştur ama benim için esas güzeli Peşte’dir. Ama bak, Buda ya da Budin’de halen çok iyi kitapçılar var. Prag, bir müzik şehridir; çok hoştur. Rusya’da çok fakir ama şık şehirler vardır. Örneğin Volga boyundaki şehirler. Gidersin, karşına birdenbire nefis bir kütüphane çıkar.
- Buda da hoştur ama benim için esas güzeli Peşte’dir. Ama bak, Buda ya da Budin’de halen çok iyi kitapçılar var. Prag, bir müzik şehridir; çok hoştur. Rusya’da çok fakir ama şık şehirler vardır. Örneğin Volga boyundaki şehirler. Gidersin, karşına birdenbire nefis bir kütüphane çıkar.
Anladığım, siz kültürlü insanların yaşadığı şehirlerden hoşlanıyorsunuz?
-O olmadan şehrin karakteri olmaz. Kasaba kütüphanesinde birinci sınıf kütüphaneci varsa güzeldir o şehir. Alın mesela Litvanya’yı. Vilniuslular “Kuzey Avrupa’nın en eski üniversitesi bizde” diye övünür. Terk edilen gettosuna baktığında bile havasını teneffüs edersin.
-O olmadan şehrin karakteri olmaz. Kasaba kütüphanesinde birinci sınıf kütüphaneci varsa güzeldir o şehir. Alın mesela Litvanya’yı. Vilniuslular “Kuzey Avrupa’nın en eski üniversitesi bizde” diye övünür. Terk edilen gettosuna baktığında bile havasını teneffüs edersin.
Rusya’da St. Petersburg’dan başka nereleri görmek gerekir?
- Ben küçük Volga şehirlerini severim. Mesela Yaroslav. Şüphesiz Moskova’nın o büyük curcunasını ve kendine has yönlerini seversiniz ama orada gezmek değil yaşamak güzeldir. Gecelerine karışmak, sosyetesini bilmek. Ama Petersburg tabii bambaşkadır.
- Ben küçük Volga şehirlerini severim. Mesela Yaroslav. Şüphesiz Moskova’nın o büyük curcunasını ve kendine has yönlerini seversiniz ama orada gezmek değil yaşamak güzeldir. Gecelerine karışmak, sosyetesini bilmek. Ama Petersburg tabii bambaşkadır.
Size göre en önemli müzeler hangileri?
İlk elde sayacaklarım: British Museum, Louvre, Vatikan Müzeleri, Roma’daki Capitol, Napoli Arkeoloji Müzesi, St. Petersburg’da Hermitage, Moskova’da Kremlin Sarayı, Berlin’de Pergammonmuseum, Floransa’daki tüm binalar ve sergiler... Batı’yı anlamak için en mühimi Floransa’dır.
İlk elde sayacaklarım: British Museum, Louvre, Vatikan Müzeleri, Roma’daki Capitol, Napoli Arkeoloji Müzesi, St. Petersburg’da Hermitage, Moskova’da Kremlin Sarayı, Berlin’de Pergammonmuseum, Floransa’daki tüm binalar ve sergiler... Batı’yı anlamak için en mühimi Floransa’dır.
Neden mühim?
- Çünkü Rönesans’la bütünleşmiştir. Sanatla bu kadar iç içe bir başka şehir bulamazsınız. Her taşında vardır.
- Çünkü Rönesans’la bütünleşmiştir. Sanatla bu kadar iç içe bir başka şehir bulamazsınız. Her taşında vardır.
Öncekileri “İlk elde sayarım” dediniz. Onlardan sonra nereleri gelir?
- Yerel müzeleri önemserim. Örneğin Münih’te Pinakothek... Amerikan müzelerini Avrupa’dan sonra sayarım mesela. Çok güzel empresyonist koleksiyonlar vardır. Zaten koleksiyon toplama açısından onlar başta gelir. Paraları var, destekleri var; bağışçıları çok. Sonra modern sanat açısından Londra’da Tate Gallery’yi saymalı. Yine Londra’da Victoria & Albert çok önemlidir.
- Yerel müzeleri önemserim. Örneğin Münih’te Pinakothek... Amerikan müzelerini Avrupa’dan sonra sayarım mesela. Çok güzel empresyonist koleksiyonlar vardır. Zaten koleksiyon toplama açısından onlar başta gelir. Paraları var, destekleri var; bağışçıları çok. Sonra modern sanat açısından Londra’da Tate Gallery’yi saymalı. Yine Londra’da Victoria & Albert çok önemlidir.
Bazen saatlerce beklemek gerekiyor; hatta tüm gün gidiyor, yine de değer mi?
- Değer tabii. Öyle sergiler geliyor ki. Örneğin Çar’ın Paskalya yumurtalarını getirmişler. Fabergé’nin... Geldiyse, bekleyeceksin. Başka zaman göremezsin. İte kaka da ilerlesen, yağmurun altında da dursan böyle bir koleksiyonu göreceksin.
- Değer tabii. Öyle sergiler geliyor ki. Örneğin Çar’ın Paskalya yumurtalarını getirmişler. Fabergé’nin... Geldiyse, bekleyeceksin. Başka zaman göremezsin. İte kaka da ilerlesen, yağmurun altında da dursan böyle bir koleksiyonu göreceksin.
Doğu’da nereleri sayarsınız?
- Çin’dekileri görmedim, anlatamam. Ama Japon Milli Müzesi ve porselen koleksiyonu nefistir. Sonra Hindistan’da Delhi Müzesi... Mükemmeldir ama organizasyon sıfır. En güzel eserin renkli kartpostalı bile yok. Şimdi Körfez ülkelerinde çok güzel koleksiyonlar toplanıyor; hem modern sanat hem İslam eserleri ama sadece onlar için gidilir mi, bilemem. Ama Kahire Müzesi’nin uğruna seyahat edersin.
- Çin’dekileri görmedim, anlatamam. Ama Japon Milli Müzesi ve porselen koleksiyonu nefistir. Sonra Hindistan’da Delhi Müzesi... Mükemmeldir ama organizasyon sıfır. En güzel eserin renkli kartpostalı bile yok. Şimdi Körfez ülkelerinde çok güzel koleksiyonlar toplanıyor; hem modern sanat hem İslam eserleri ama sadece onlar için gidilir mi, bilemem. Ama Kahire Müzesi’nin uğruna seyahat edersin.
Semerkant’tan çok etkilenmişsiniz. Neden?
- İnanılmaz bir ortaçağ medeniyeti. Hiçbir yerde öylesi yok. Kalmış, korunmuş. Evler sade ve sakin. Avlu içinde kerpiç evler... Gökdelen yok. O bölgede bilhassa Semerkant ve Buhara, ardından da Taşkent’te, gökdelen falan göremezsiniz. En çok beğendiğim Yahudi gettosu mesela Buhara’dadır.
- İnanılmaz bir ortaçağ medeniyeti. Hiçbir yerde öylesi yok. Kalmış, korunmuş. Evler sade ve sakin. Avlu içinde kerpiç evler... Gökdelen yok. O bölgede bilhassa Semerkant ve Buhara, ardından da Taşkent’te, gökdelen falan göremezsiniz. En çok beğendiğim Yahudi gettosu mesela Buhara’dadır.
İlk ne zaman gittiniz Semerkant’a?
- 1994’ün ekiminde. Hayat yolunda çok geç kaldığım bir rüya şehridir. Çocukluktan beri hakkında okurdum; resimlerini görürdüm. Ama gecikmenin bir faydası oldu. Doğu ve Batı’daki önemli merkezleri görmüştüm; kıyas imkânı buldum ve büyülendim. Stepin ortasında medeniyetlerin hulasası olarak ortaya çıkmış bir şehir.
- 1994’ün ekiminde. Hayat yolunda çok geç kaldığım bir rüya şehridir. Çocukluktan beri hakkında okurdum; resimlerini görürdüm. Ama gecikmenin bir faydası oldu. Doğu ve Batı’daki önemli merkezleri görmüştüm; kıyas imkânı buldum ve büyülendim. Stepin ortasında medeniyetlerin hulasası olarak ortaya çıkmış bir şehir.
Ne yapmalı peki Semerkant’ta? Nereleri görmeli?
- Bilhassa geceleri Registan Meydanı’nda oturmalısınız. Ateş seyretmek gibi bir şey, büyüleyici. Tefekküre dalıyorsunuz, hayal kuruyorsunuz.
- Bilhassa geceleri Registan Meydanı’nda oturmalısınız. Ateş seyretmek gibi bir şey, büyüleyici. Tefekküre dalıyorsunuz, hayal kuruyorsunuz.
İnsan bunaldığı zaman Bosna’ya gitmeli demişsiniz; neden?
- Çünkü İslamiyet’in en hoş yaşandığı yer orası. Kazan da öyledir ama fazla kozmopolit. Saraybosna’da Müslümanlık, Osmanlılık ve medeniyet birleşmiş. Sade insan sesiyle ezan okunur orada. Güzeldir. Dünya hakkında ümidinizi yitirirseniz Bosna’ya gidin.
- Çünkü İslamiyet’in en hoş yaşandığı yer orası. Kazan da öyledir ama fazla kozmopolit. Saraybosna’da Müslümanlık, Osmanlılık ve medeniyet birleşmiş. Sade insan sesiyle ezan okunur orada. Güzeldir. Dünya hakkında ümidinizi yitirirseniz Bosna’ya gidin.
Nereden başlamalı İran’ı gezmeye?
- İsfahan’dan başlayın. İlk görülmesi gereken hat Tebriz-İsfahan hattıdır. İkinci hat ise Tahran’dan başlayan ve İsfahan’a kadar giden hattır. Kaşan ve Kum görülür. Sonra Yezd. Eski İran’ı görmek istersen de Şiraz.
- İsfahan’dan başlayın. İlk görülmesi gereken hat Tebriz-İsfahan hattıdır. İkinci hat ise Tahran’dan başlayan ve İsfahan’a kadar giden hattır. Kaşan ve Kum görülür. Sonra Yezd. Eski İran’ı görmek istersen de Şiraz.
Hangi şehirleri bir defa görmek yetemez?
- Semerkant ve Buhara... Kudüs böyledir. Roma, Floransa... Ne kadar görseniz doyamazsanız. Kahire’nin keyfi bitmez. Sonra Şam; inşallah kalmıştır. İsfahan...
- Semerkant ve Buhara... Kudüs böyledir. Roma, Floransa... Ne kadar görseniz doyamazsanız. Kahire’nin keyfi bitmez. Sonra Şam; inşallah kalmıştır. İsfahan...
Peki en çok hangi şehir sizi hayal kırıklığına uğrattı?
- Varşova... Çok zarar görmüş ama tekrar yapılmış bir şehir; taş taş yeniden inşa etmişler ama yine de benimsemedim. Polonya’da Krakow’u tercih ederim. Hollanda da beni etkilemez.
- Varşova... Çok zarar görmüş ama tekrar yapılmış bir şehir; taş taş yeniden inşa etmişler ama yine de benimsemedim. Polonya’da Krakow’u tercih ederim. Hollanda da beni etkilemez.