Engin GÖKTEN / Instagram: @benowmehere
Lapland (Laponya) ve Kuzey Işıkları Sezonu Başladı!
Kuzey Işıklarını (Aurora Borealis) görmek son yıllarda çok popüler bir seyahat sebebi oldu. Çevremdeki birçok arkadaşımdan şunu duydum: ‘Gittik, o kadar bekledik ama hiç bir şey göremedik.’ Şaşırmadım çünkü Kuzey Işıklarını fotoğraflamak istiyorsanız öyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya seyahat etmemelisiniz! Öncesinde bilmeniz ve dikkat etmeniz gereken bir çok şey var...
Bir diğer önemli unsur da şehir ışıkları. Bir çok arkadaşım gidip bu civarlarda popüler bir kasabada kalıp, kuzey ışıkları turlarına bir sürü para verip hiç bir şey göremeden döndüler. Siz en iyisi, ıssız bir yerde kalın, aplikasyondan sürekli takipte olun ve ne zaman ihtimal fazlaysa ve hava şartları vs. uyuyorsa çıkın dışarı hazırlanın ve bu eşsiz deneyimi bu şekilde yaşayın.
Fin Hamamı: Gördüğüm en çılgın şeylerden birisi. Gölün kenarına ahşap çok güzel bir Sauna yapıyorlar. Yılın 5-6 ayı göl metrelerce donuk ama saunaya yakın bir yerine delik açıyorlar ve buranın donmamasını sağlıyorlar. İnsanlar önce saunada 20 dakika civarı kalıyor, sonra çıkıp donmuş gölün içine giriyorlar. Bunu 3 tur şeklinde yapıyorlar. İnanılmaz sağlıklı olduğunu söylüyorlar. Bana çok ısrar ettiler ama yapmaya cesaret edemedim. Sizlere de de pek tavsiye etmiyorum. O güzel saunaya girin yeter.
Fin mutfağı: Burada en büyük tüketim Ren Geyiği eti. Dana, kuzu vs. bulmanız çok zor. Ancak, şunu söylemeliyim ki Ren Geyiği eti inanılmaz lezzetli. Genelde etin yanında patates püresi ve Berry’lerden yapılmış reçelimsi bir sos veriyorlar.
Vahşi Yaşam: Ayı deyince vahşi yaşamdan bahsetmem gerektiği geldi aklıma. Ormanın içinde saatlerce kuzey ışıklarını beklemeye gidiyorsanız vahşi yaşam hakkında bir şeyler öğrenmekte fayda var. Yaptığım araştırmalarda bölgede ayı, wolverine, vaşak, kurt ve tilki olduğunu öğrendim. Gittiğimde yerel insanlarla konuştuğumda anladım ki çok da korkulacak bir şey yok. Tilki çok var ama size zarar vermiyor; ayı uyuyor; kurt, vaşak ve wolverine daha çok doğuda, burada çok nadiren görünüyor.
Ren Geyikleri Lapland’in simgesi. Bu bölgede 35 bin civarı Ren Geyiği olduğu söyleniyor. O kadar tatlılar ki…Açıkçası restoranlara gittiğimde kendimi çok tuhaf hissettim. Ama yapacak bir şey yok. Yoksa aç kalırsınız. Bir süre sonra alışıyorsunuz. Bir de boynuzlarıyla ilgili ilginç bir durum var. Hediyelik satan nereye gidersiniz gidin her şey onların boynuzundan. Çünkü Ren Geyiklerinin her yıl boynuzları düşüyor ve bunlar toplanıp hediyelik eşya yapımında kullanılıyor.
Kittilä ve Levi: Buralar çok şirin ve turistik. Birçok kayak oteli var. Hediyelik eşya satan yerler, barlar, restoranlar, marketler oldukça fazla. Tavsiye ederim. Muonio: Burada pek bir şey yok. Hediyelik bir şeyler almak için ya da benim gibi her gittiğiniz yerde süpermarkete girip bir şeyler alma merakınız varsa gidebilirsiniz. Milli parka en yakın yerleşim yeri burası.Rovaniemi: Burası çok yakın değil. Hava şartları müsaade ederse Kittilä’dan 2 saatte gidebilirsiniz. Burası müthiş şirin bir kasaba. Noel Baba’nın kasabası olarak anılıyor. Biz gitmeye niyetlendik ama yolda tipi başladı ve kaldığımız yere geri döndük. Hatta dağın başında bir yerde kaybolduk, öylece yolun ortasında beklerken karşıdan gelen araba bizim için umut ışığı oldu. Arabadaki kadının (Etraftaki köylerden birinde yaşıyormuş) su gibi İngilizce konuşuyor olması da çok işimize yaradı açıkçası.
Yine çok yakın olmasa da Kakslauttanen (Burada o meşhur ve pahalı tesis var), Inari ve Saariselkä Lapland’in daha kuzeyindeki keyifli yerler. Alaska, İzlanda ve Norveç. Norveç’te spesifik olarak tavsiye ettiğim yerler Tromsø, Alta, Andøya, Bodø, Harstad, Kirkenes, Lakselv, Narvik ve Lofoten Adaları. Ancak, çok nadiren de olsa ‘Aurora Kemeri’ dışında kalan New York, Londra vs. gibi başkentlerde de görülebiliyor kuzey ışıkları.
Aman tanrım en kritik konulardan birini unutuyordum. Kıyafetler!Ne Giyilmeli: ‘Kabanım, berem, eldivenim, botum var, ben giderim’ demeyin donarsınız... Burada giymeniz gereken şeyler o bildiklerimizden değil. ‘dikkat etmemiz gereken şeyi tek bir cümleyle anlat’ derseniz; ‘Pamuk yasak ve hakiki yün candır’ derim.Ayaklar: Özellikle bununla başlamak istedim çünkü en çok üşüyen yer ayaklar ve bu konuda lütfen tutumlu davranmayın. Çok soğuk havalar için özel üretilmiş botlar var. Maalesef bunlar ülkemizde bulunmuyor. Ben yurtdışından getirttiğim bir botu giydim ve oldukça memnun kaldım. Bir de normal numaranızdan büyük bot alın, parmak ucu ile ayakkabı arasında 3-4 santim boşluk olması gerekiyor. Çoraplara gelince, mutlaka yün çorap giyin. Hatta gerekirse çift kat giyebilirsiniz, benim tercihim ince ve en az %90 yün bulunan çoraplar. Ayaklar için mini ısıtıcılar var ama uzmanlar pek tavsiye etmiyor. Bu arada, gittiğiniz tesislerin birçoğunda bot kiralayabiliyorsunuz ama gitmeden teyit etmekte fayda var.
İçlik: Rica ediyorum bunda 1 gram dahi pamuk olmasın. Bu çok önemli. Çünkü pamuk sağlıklı olsa da teri tutan bir yapıya sahip. Orada kat kat giyindiğinizde biraz da hareket ederseniz mutlaka terleyeceksiniz ve vücudunuzun hava alması için pamuk giymemeniz lazım. Mont ve Pantolon: Bunlar içlikler kadar önemli olmasa da termal yani hava alan ve sıcak tutan yapıya sahip olan şeyler giyerseniz iyi olur. Kayak mont ve pantolonlarını tercih edebilirsiniz. Boyunluklu bir mont giyerseniz de iyi olur. Eller: Eldiven olmazsa olmaz. Mümkün olduğunca çıkarmamaya çalışın. Baş ve Boyun: Atkı yerine boyunluk ve mutlaka bere kullanın. Uzmanlar sentetik ya da polar olanları öneriyorlar. Aşırı soğuk bir dönemde gidiyorsanız kar maskesi kullanabilirsiniz. Diğer: Yanınıza birkaç tane cep ısıtıcısı almanızı tavsiye ederim.Soğukla mücadele için diğer öneriler: Bol bol su için, sıcak içecekler için, elinizi kalbinizin alt hizasında bulundurun, sürekli sabit durmayın hareket edin, iyi beslenin, soğuk şeylere mümkün olduğunca çıplak elle dokunmayın.
Fotoğraflamak: Bunun detayına girmeyeceğim çünkü bu başlı başına ayrı bir konu. En az bu kadar daha yazmam gerekir ki şimdiden çok uzun oldu bu yazı. Sadece şunu söylemek istiyorum: Moraliniz bozulmasın ama profesyonel olmayan bir kamerayla o meşhur fotoğraflarda gördüğünüz Kuzey Işıkları fotoğraflarını çekmeniz neredeyse imkansız.
Kuzey ışıklarını görmek çok sihirli bir şey. Bunu kelimelerle anlatması çok zor. O an zaman duruyor sanki. İlk çıktığı anı çok iyi hatırlıyorum. Çiftlikteki tüm Husky’ler ulumaya başladı, makinem bozuldu, inanılmaz bir duygu kapladı içimi, öylece bakakaldım gökyüzündeki bu sihre. Birkaç dakika sonra ben de fotoğraf makinem de ancak kendimize gelebildik ve bu sihri fotoğraflamaya başladık.
Geçenlerde bir kafe ’de otururken ilginç birisiyle tanıştım. Kendisini ‘Doğada hayatta kalma ve arktik bölge uzmanı’ olarak tanıttı. Norveç ve İsveç’in kuzey bölgelerini avucunun içi gibi biliyor. Söylediği bir şey çok hoşuma gitti. ‘Buralarda her şeye doğa karar veriyor’ dedi.