Emilie Kleding RASMUSSEN
Keşfedilmemiş cennete geçit: Myanmar
Altın tapınaklar, gölde yelkenle karşılanan gün doğumları, bilinmeyen adaların küçük köyleri, beyaz kumlu sahillerde motosiklet turları, lüks otellerde hindistan cevizi yudumlayarak rahatlama… Dünyaya kapılarını yeniden açan Myanmar’da 17 günlük yolculukta bunların hepsini yaşadım... İşte 17 günlük Myanmar seyahatim...
Altın tapınaklar, gölde yelkenle karşılanan gün doğumları, bilinmeyen adaların küçük köyleri, beyaz kumlu sahillerde motosiklet turları, lüks otellerde hindistan cevizi yudumlayarak rahatlama… Dünyaya kapılarını yeniden açan Myanmar’da 17 günlük yolculukta bunların hepsini yaşadım... İşte 17 günlük Myanmar seyahatim...
Myanmar’daki Inle Gölü’ndeyiz. 116 kilometrekarelik yüzölçümüyle ülkenin ikinci en büyük gölü ve ülkenin en çok turist çeken doğa parçası. Buna karşın hâlâ şaşırtacak kadar sakin, sessiz. Ağaçtan oyulmuş ince tekneye emekleyerek girerken sessizlik sürüyor. Sonra gölde geziye çıkıyoruz, tekneye çarpan dalgaların sesini dinleyerek…
Motor çalışıyor, dağların eteklerindeki muz bahçelerinin içinden geçiyoruz. Bu arada gökyüzü usulca aydınlanıyor. Gölün üstü sisle kaplanıyor. Yavaşça suyun rengi pembeye dönüşüyor. Nefes kesecek güzellikteki güneş ufuktan yükseliyor. Çevre o kadar sessiz ki insan kendisini yeryüzündeki tek canlı gibi hissediyor.
uda figürleriyle, bambu ormanıyla bilinen köyde kahvaltı yapıyoruz. Baharatlı erişte çorbasını kaşıklıyoruz. Bu küçük pazarların esnafı hızla yükselen turist trafiğinde yabancılara alışık. Yine de otantik atmosfer korunuyor. Koşuşturan tavuklar, kirli sokaklarda yarışan çocuklar, arkada altın kaplı tapınaklar…
Göl üstündeki küçük köylere girip çıkarak gezimizi sürdürürken “Burma’daki Venedik” diye espri yapıyor rehberimiz. Yüzen saz yığınları üstüne kurulmuş köylerde ulaşım teknelerle sağlanıyor. Bambudan hasırlarla yapılmış evlerden birinin ahşap zemininde farklı kuşaklardan iki kadın oturuyor.
Puro meraklılarına yönelik turların yanı sıra seramik ve demir işlerine meraklılar için de benzer turlar yapılıyor. Inle Gölü çevresinde dağ yürüyüşüne çıkmak, dağ bisikletiyle gezmek mümkün. Başta bağlar olmak üzere bölgede görülebilecek daha pek çok şey var.
Inle Gölü’nden gece otobüsüne atlayıp ülkenin en büyük şehri Yangon’a gittik. Beş milyon nüfusuyla ülkenin en büyük şehri Yangon’a vardığımızda göl atmosferinin aksine kaotik bir trafik ve telaşın içinde bulduk kendimizi. Kaldırımdaki yemek tezgahlarından yayılan koku eşliğinde sokakları gezmeye başladık.
Kalabalık caddelerde köpekler huzur içinde uyuyor, telaştan yorulanlar bir kenarda Myanmar çayı içerek dinleniyordu. Kimi zaman modern restoranların, barların önünde yürüyen rahiplerle karşılaştık. Bu manzara bize kültür çatışmasını düşündürdü.
Saçımızı rüzgâra verip kumsalları, yüzme havuzlu otelleri geride bıraktık ve ormanların içindeki küçük köyleri keşfe çıktık. Nehre vardığımızda küçük ahşap teknelerde, şaşırtıcı sayıda motosikletliyle bir kıyıdan diğerine geçtik.