Daniel M. MAHER
Bir ‘bal ormanı’ rüyası
Pandemi nedeniyle seyahat kısıtlamaları olunca, bazı geziler artık çevrimiçi... The New York Times da Sarah Pannell’in fotoğraflarıyla bir doğa harikası olan Çamlıhemşin’i ve buradaki arıcıları sayfalarına taşıyarak Rize’ye adeta sanal bir gezi düzenledi.
Bal ormanı, kasaba ve köylerin üzerinde yükseliyor ve vadideki yamaçları kaplıyor. Bu ormanda yoğunlukla kestane, ıhlamur, akasya ve gürgen ağaçları var.
Kovanlar dallarda
Ayıların erişemeyeceği en yüksek ağaç gürgen. İçi boş kütüklerden yapılan kara kovanlar gürgenin gövdesine ve dallarına sabitlenmiş platformlara yerleştiriliyor. Modern arıcılıkta kullanılan kovanların aksine, kara kovanlar yıllar boyu ağaçta kalmaya devam ediyor. Bu kovanlardan sağılan kestane balı, kendine özgü, güçlü bir tada sahip ve tıbbi olarak da birçok faydası var.
Fırtına Vadisi’ndeki kovanlar imeceyle yaşatılıyor. Her bir kişi beş kovandan sorumlu. Kovan yönetimindeki kadınlardan Özlem Erol burada hem arıcılık becerilerini geliştiriyor hem de kurduğu Moyy Atölye’de geleneksel sanatları yaşatmak için tasarım yapıyor.
Arı da arıcı da pes etmez
Fırtına Deresi, Karadeniz’e dökülmeden önce Çamlıhemşin’in içinden geçiyor ve rafting gibi sporlar için kullanılıyor. Kitle turizminin gelişmesiyle kaçınılmaz olarak bölgeye turist geliyor, bu durum yüzlerce yıldır değerli bir yaşam biçimi olarak devam eden sessiz arıcılık geleneklerini tehdit ediyor.
Hemşinliler ve bu şifa kaynağı balları ürettikleri Kafkas arıları arasında ortak bir nokta var: İkisi de mücadelelerinde pes etmiyor. Biri kültürünün hayatta kalması için, diğeri hayatta kalmak için...
Atilla Günarı, kara kovanlarını incelemeden önce tütsü hazırlıyor. Duman, yanan bir kovandan kaçmaya hazırlanan arıların beslenme tepkisini de tetikler. Beslenen arıların sokma olasılığı daha düşüktür. Duman ayrıca arıların hassas kimyasal iletişim sinyallerini köreltir ve karıştırır.