Filozoflar yurdu Tarsus

Bir grup Tarsus sevdalısının 2017’de başlattığı ve ‘Tarsus Benim, Tarsus Hepimizin’ sloganıyla yola çıkan gönüllüler, kentlerini yurtiçi ve yurtdışında da tanıtmak için çalışıyor. Tarsus’un turizm potansiyeli taşıyan değerlerini dünyaya açma girişimlerini sürdüren gönüllülerin yeni hedefi 2022’nin Aratos yılı ilan edilmesi...

Tarsus 10 bin yıllık tarihiyle dünyadaki ilk yerleşim merkezlerinden biri. Benzerlerinden farklı olarak Tarsus’ta, 10 bin yıl boyunca medeniyet aralıksız devam etmiş. Bu sürede kent hiç terk edilmemiş, üzerinde yaşam hiç eksilmemiş. Bu köklü geçmiş sayesinde ziyaretçiler tarihe, kültüre ve yemek zenginliğine doyabileceği bir şehirle karşılaşıyor.

Tarsus Gözlükule Höyüğü’nde yapılan kazılar, bu yörede ilk yerleşmenin Yeni Taş Çağı’nda başladığını ortaya koyuyor. Kilikya’nın başkenti ve Anadolu’nun da en eski yerleşimlerinden olan Tarsus, eski çağlardan beri çok zengin tarihi, dinler açısından büyük öneme sahip kültürel yapısı, dünyanın ilk kanalizasyonlu Roma yolu gibi birçok arkeolojik kalıntıyı barındırıyor.

İlk santral buradaydı

Türkiye’deki elektrik enerjisi 1902’de Tarsus’ta kurulan santralla üretilmeye ve yurt genelinde kullanılmaya başlamış. Sultan İkinci Abdülhamit döneminde kurulan santral sayesinde İstanbul’da elektrik yokken Tarsuslular ışıl ışıl yaşıyorlarmış. Tüm bunların yanı sıra dünyanın ilk Roma hamamı da Tarsus’ta.

Tarihte Cicero gibi filozof ve hatiplerin yönettiği Tarsus, dini inançlar yönünden de çok önemli bir kent. Kuran’ın Kehf Suresi’nde geçen Ashab-ı Kehf’in (Yedi Uyurlar) kaldığı mağara Tarsus’ta. İncil’in (Yeni Ahit) yazarlarından biri olan Aziz Pavlus da Tarsus’ta doğmuş ve yaşamış (Saint Paul). Bu sebeple; Saint Paul’ün Tarsus’ta yaşadığı evin kalıntıları bugün, ‘Saint Paul Kuyusu’ olarak önemli bir ziyaret mekânına dönüşmüş. Geçmişte bu kuyudan içilen suyun kutsal olduğuna inanılırmış. Paul’ün Tarsus’ta yaşadığı evin kalıntıları bugün, ‘Saint Paul Kuyusu’ olarak önemli bir ziyaret mekânına dönüşmüş. Geçmişte bu kuyudan içilen suyun kutsal olduğuna inanılırmış. 

2022 Aratos yılı olsun

Kıtlık yılında Tarsus’a davet edilen ve gelişiyle birlikte bolluk bereket getiren Hz. Danyal’ın türbesi de her inançtan kişiler tarafından ziyaret ediliyor. Kudüs’teki Kıyamet Kilisesi’nden sonra en kutsal kiliselerden biri kabul edilen St. Paul Kilisesi de Tarsus’ta. Aziz Paul’ün adını taşıyan mabet, Anadolu’nun şaheser kiliselerinden biri olarak görülüyor. 11’inci yüzyılda yapılan kilise, günümüzde anıt müze olarak ziyarete açık durumda.

Ayrıca Şahmeran efsanesinin geçtiği yer Tarsus. Kent sınırlarında Kleopatra Kapısı’nın 10 kilometre kuzeybatısındaki Taşkuyu Mağarası, Tarsus Şelalesi, Ulu Cami ve Tarsus Barajı da gezilip görülmeyi hak ediyor. Öte yandan 2022’nin ‘Aratos Felsefe Yılı’ olması için de çabalar sürüyor. Tarsus Belediyesi’nin antikçağda yaşamış Tarsuslu şair, matematikçi, gökbilimci ve filozof Aratos’un adının önümüzdeki yıla verilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurusunun ardından akademisyen, yazar ve sanatçılar da bu girişimi desteklediklerini belirten açıklamalar yaptılar. 2022’nin Aratos yılı ilan edilmesiyle birlikte Tarsus’un ‘filozoflar şehri’ olarak hak ettiği unvana kavuşacağını düşünen destekçiler, bu girişimin hem Tarsus’un hem de Türkiye’nin tanıtılmasına katkıda bulunacağını ileri sürüyor. Girişimi Aratos Felsefe Okulu da destekliyor.

Zengin sofra kültürü

Akdeniz, Türk ve Ortadoğu mutfaklarının leziz bir karışımı olan Tarsus, sofralarıyla da ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunuyor. Yöre mutfağında geleneksel el kıymasından yapılan Tarsus kebabının ve küçük lahmacunların (fındık lahmacun) ayrı bir yeri var.
Tarsus’un meşhur kebabının, bardakaltı lahmacununun, humusun, klasik yemeklerinin (içliköfte, köfte, sarımsaklı köfte, mumbar dolması, kuru patlıcan dolması, lahana sarması ve benzeri) yanı sıra birçok orijinal lezzeti ve tatlısı var.

Tarsus’taki sıcak ve bol tereyağlı sunumuyla humus yemeği, bildiğimiz humustan biraz farklı bir lezzete sahip. Ciğer tantuni, ıspanaklı yemekler, dulavrat çorbası, fırın işi börekler, kuturlu açma ve tarator yörenin özgün lezzetlerinden sadece birkaçı.
Tatlılarda ise Tarsus çöreği, mamulü, kerebiç, karakuş, taş kadayıf ve cezeryeyi denemeden dönmeyin.