GeriSeyahat Erivan’ın heykellerini, Echmiadzin’in kubbesindeki işlemeleri, Sevan’ın buz mavisini unutamayacaksınız
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Erivan’ın heykellerini, Echmiadzin’in kubbesindeki işlemeleri, Sevan’ın buz mavisini unutamayacaksınız

Erivan’ın heykellerini, Echmiadzin’in kubbesindeki işlemeleri, Sevan’ın buz mavisini unutamayacaksınız

Doğudaki komşumuz Ermenistan, yüzölçümü Sivas’tan biraz büyük, 3,8 milyon nüfuslu bir dağ ülkesi. Kentlerini taş işçiliğinin en güzel örnekleriyle, caddelerini heykellerle donatan sanatsever Ermeniler, müzikte ve konyak yapımında da iddialı.

Türk radyolarının dinlenmesi, TV’lerinin izlenmesi, yaklaşık 50 bin Ermenistan yurttaşının İstanbul’da çalışması iki ülkeyi birbirine yaklaştırıyor. Geçen ay ilk Türk turist kafilesini ağırlayan ülkeyi gezmenin en güzel zamanı, yaz başı ve sonbahar. Gülin AKÖZ / gulin@gulinakoz.com

Vize için internetten Ermeni konsolosluğunu aradım, bulamadım. Ne adres ne de telefon. 15 dakika sonra nihayet farkına vardım, diplomatik ilişkinizin olmadığı ülkenin konsolosluğu tabii ki olmaz! Ama bunun bir avantajı var: Vizeyi sınır kapısında alabiliyorsunuz. Basit bir form doldurup ücretini yatırdım ve ülkeye girdim.

Ermeniler MÖ 2000’lerde Ağrı Dağı civarına yerleşmiş. MÖ 94’de Kral Tigran sınırları bin yıldır değişmeyen Ermeni krallığını alıp imparatorluk macerasına girişmiş. Anadolu ve Mezopotamya’nın bir kısmını fethetmiş, Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan, Gürcistan ve Suriye’nin bir kısmını kapsayan en büyük Ermeni krallığını kurmuş.

Bazı Ermeni ve İtalyan araştırmacılara göre, Tigran’ın tacının üstündeki kuyruklu bir yıldız sembolü Halley Kuyrukluyıldızı’nı temsil ediyor. Milattan önce, 6 Ağustos 87’de güneşe çok yakın geçen Halley’i Tigran görmüş. Bunu "Kralların Kralının ihtişamlı hükümdarlığını başlatan yeni bir çağın işareti" diye nitelendirmiş.

GERÇEK İSMİ HAYASTAN

Ülkenin resmi dili Ermenicede Ermenistan’ın adı Hayastan. Nüfusun yüzde 90’ını oluşturan etnik Ermeniler kendilerine Hay, ülkelerine Hayk diyor.

Efsaneye göre Hayk ve Bell, Nuh’un soyundan gelen iki kahraman. Çoğu hikáyede olduğu gibi burada da bir iyi bir kötü var. Kötü olan Bell, Hayk’ı öldürmek istiyor. Bunu duyan Hayk kabilesini topluyor ve dağa çıkıyor. Aralarında büyük bir çarpışma yaşanıyor ve sonunda Hayk, Bell’i öldürüyor. Bunun üzerine bu topraklara Hayastan, yani Ermenistan deniyor. Tüm Ermeniler Hayk’in soyundan gelme. Ancak bazen, kendi çıkarının tersine iş yapanlara "İçinde biraz Bell var" diyorlar.

Ermenilerde kilise çok önemli. Hatta kendilerine evden önce kilise yaptıkları söyleniyor. Kiliselerin büyüklüğü, onu yaptıran Ermeni kralının veya yöneticisinin gücünün göstergesi. Ortaçağ Ermenistan’ında kiliselerin çoğu yüksek rütbeli Ermeni feodal ailelerin mensuplarınca, prensler, generaller, asiller ve eşleri tarafından yaptırılmış. Ermeni kadınları etkiliymiş.

Ermeni Apostolik Kilisesi (veya Gregoryen Kilise) diğer kiliselerden farklı. 5. yüzyılda alınan Kadıköy (Khalkedon) Konsili kararlarını benimsemeyerek ana çizgiden ayrılmış. Roma İmparatorluğu ve onun etkisinde kalanlar Noel’i 25 Aralık olarak kabul ederken, Ermeni ve Süryaniler eski takvimde (6 Ocak) ısrar etmiş.

Gregoryen ismi, 301’de ülkeye Hıristiyanlığı getiren Aydınlatıcı Grigor’a atfen verilmiş. Gregory, küçük bir çocukken Bizanslılarca esir alınıp büyütülmüş. Orada Hıristiyan olmuş. Sonra da Ermenistan’a gelip yeni dini öğretmek için vaazlar vermiş ve Ermeni Kralı Tirdat’ın huzuruna çıkmış. Kral, eski tanrılara tapmadığı için Grigor’u hapse attırmış. Tarantulalarla dolu derin bir kuyuda 13 yıl geçirmiş Gregory. Sonra bir gün, Kral Tirdat hastalanmış. Doktorlar, bu bilinmedik hastalığı sadece Grigor’un iyileştirebileceğini söylemiş. Çaresiz kral, Grigor’u serbest bırakmış ve gerçekten de iyileşmiş. Tabii bunun üzerine de kral ve onunla birlikte binlerce Ermeni Hıristiyan olmuş. Nitekim, resmi din olarak Hıristiyanlığı kabul eden ilk ülke Ermenistan. İkincisi, Gürcistan.

Pagan dönemde Ermeni güzellik ve su tanrıçası olan Astghik adına düzenlenen Vardavar festivali günümüzde de sürüyor. Temmuzda, hasat zamanının başlangıcını ve köylülerin suya ihtiyacını kutlama amacıyla düzenleniyor. Ancak bugün tanrıça ve dinle bağlantısını hatırlayan kalmamış. Kızlar ve erkeklerin, ellerinde bakır maşrapalarla birbirlerinin üstüne su dökerek yaptıkları kutlamalarda özellikle çocuklar çok eğleniyor.

Şubatta ise yüzyıllardır kutlanan başka bir gelenek var. Nişanlı ve bir seneden az evli kadınların ateş üstünden atladığı Turndez. Önce kiliseye gidiliyor, kandil yakılıyor ve o kandillerle de dışarıda büyük bir ateş yakılıyor. Ateş tehlikesini yitirdiği anda tüm uygun kadınlar ve kızlar ateşin üstünden atlıyor. İnanca göre ateş tüm kötülüğü, kem gözleri yakıyor, geriye evde başarı ve mutluluk kalıyor. Ardından diğer kızlar ve erkekler de sıraya dizilip ateşin üzerinden atlıyorlar. Kış vakti ateş çabuk söndüğünden mümkün olduğunca çok kere üstünden atlamak için koşuşturuyorlar.

ALFABESİ ÖZEL, SESİ TANIDIK

Ermeni Alfabesini yaratan kişi Mesrop Maşdots. Erivan’ın en büyük caddesi onun ismini taşıyor. Mashtots, 400’lü yıllarda Hıristiyanlığı öğreten bir vaiz ve álim. Aslında Maşdots’tan önce Ermenilerin yüzyıllardır kullandıkları bir konuşma dili varmış ama yazıları Yunanca ve Persçe’ymiş. Tarih ve gelenekler, kuşaktan kuşağa aktarılarak korunuyormuş. Birçok dil konuşan Maşdots yazılı bir dile ve Ermeni harflerine ihtiyaçları olduğuna karar vermiş, yıllarını bir alfabe oluşturmaya adamış. Konuşma dilini yazıya çok iyi aktaracak özel bir alfabe geliştirmiş. 36 harflik bu alfabeye sonradan iki harf daha eklenmiş.

Yine bir hikáyeye göre, Gürcü Kralı, bir Gürcü alfabesi oluşturması için Mesrop Maşdots’u kaçırmış. Maşdots üç ay süre istemiş. Bu arada da Gürcü Kralına siparişle harf yaratılamayacağını anlatmaya çalışmış ama Kral anlamamış. Masdots üç ay sonunda öldürüleceğini biliyormuş. Süre dolduğunda elindeki kırmızı kadife torbadaki altın harfleri yere fırlatmış ve "İşte harfleriniz!" demiş. Tabii Gürcü Kral hangi harfi hangi sesle kullanacağını bilmiyormuş. O da kendine göre belirlemiş. İşte bu nedenledir ki Gürcü alfabesi Ermeni alfabesine benzer.

Bana soracak olursanız, Ermenice ya tonlaması ya da sesleri bakımından Türkçe’yi andırıyor. Sokakta yürürken birçok kere Türkçe konuşuyorlar sanıp kulak kesildim.

MÖ 782’de Urartular tarafından Erebuni ismiyle, bir kale olarak kurulmuş. Osmanlı döneminde de Revan olarak anılmış. Kentin bugünkü Yerevan adının hikáyesi şöyle: Nuh, tufan sonrası Yerevan tarafına doğru bakarken sel suları çekilmiş ve Ağrı Dağı’nın üstünde gemi gözükmüş. Ermenice "Ortaya çıktı" anlamında "Yerevants" diye bağırmış.

Erivan modern ve hayat dolu bir şehir. Her tarafta heykeller var, cafeler dolu. Marriot Hotel’in bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’na koca bir sahne kurmuşlar. Yaz akşamları konserler veriliyor. Etraf cıvıl cıvıl.

Erivan’ın Mavi Camisi 1765’te Erivan valisi Hüseyin Ali Han’ın emri üzerine inşa edilmiş. Caminin tam karşısındaki Kapalıçarşı, İstanbul’dakine çok benziyor. Erebuni Kalesi ise 3 bin yıl sonra bir açık hava müzesi olarak hayata dönmüş.

SEVAN, DÜNYANIN EN YÜKSEK GÖLLERİNDEN

Ermenistan’da Ermeni düşün dünyasının, kültürel mirasının ve tarihinin ihtişamlı özelliklerini taşıyan birçok yapıt görmek mümkün. Kutsal Echmiadzin Manastırı, Ermeni Apostolik Kilisesi’nin merkezi. Her yedi senede bir, özel kutsama töreni yapılıyor, dünyanın dört bir yanından binlerce Ermeni buraya geliyor. 10-13. yy. ait Haghpat ve Sanahin anıtları ormanla kaplı dağlık bir arazide. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesindeki bu eserler Erivan’dan 178 kilometre uzaktaki Alaverdi kasabası civarında.

1. yy’a ait Garni mimari kompleksi ise bir Helen kültürü örneği. Burada Roma tarzı kraliyet banyolarının kalıntılarını görmek mümkün. Renkli taşların dövülüp harmanlanmasından oluşan mozaik yer döşemelerinde deniz tanrıları, balıklar ve çeşitli mitolojik figürler tasvir edilmiş.

Sevan Gölü, Transkafkasya’nın en büyük gölü. 1900 metre ile dünyanın en yüksek göllerinden. Sevan ismi Urartu kökenli ve göller ülkesi anlamına gelen Siuna’dan türetilmiş.

1951’de başlatılan arkeolojik kazılarda gölün tabanında Bronz ve Demir Çağlarına ait kaya resimleri, kabartmalar, heykeller dışında kale kalıntıları, gömüt ve yerleşim yerleri bulunmuş.

Sevan Gölü’nde yetişen işkhan (prens) balığının kilosu 150 dolarmış! Sevan Nişanyan’ın da dediği gibi "Tatlı su balığının nesi 150 dolar eder, doğrusu anlamak zor." Ancak yiyenlerin söylediğine göre çok lezzetliymiş.

İstanbul - Erivan arasında pazartesi ve perşembe günleri Armaniva Havayolları karşılıklı uçuş yapıyor. Ülkeyle ilgili İngilizce ayrıntılı bilgiyi www.armeniainfo.am adresinden alabilirsiniz.
False