En soğuk Amerikalı Anchorage

Alaska, Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzölçümü en büyük eyaleti. Nüfus yoğunluğu bakımından ise en son sırada. ABD’ye katılması diğer eyaletlerin aksine savaşla olmamış, satın alınmış. 19’uncu yüzyıl sonuna kadar Rus İmparatorluğu’na ait olan Alaska’ya ilk olarak 1741’de Vitus Jonassen Bering ayak basmış. Bering, 1681’de Danimarka’da doğmuş. Rus donanmasında uzun yıllar çalışmış. Rus Çarı Büyük Petro’nun himayesinde bilimsel çalışmalar yapmış. Alaska’nın dışında birçok adayı keşfetmiş. 1741’de öldüğü ve gömüldüğü adaya adı verilmiş.
Bering’den sonra kürk ticareti için Rusların akınına uğrayan Alaska, aynı ticarete göz diken ABD tarafından 7,2 milyon dolara satın alınmış. Ülkenin bir eyaleti olarak tanınması ise 20. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiş. 1968’de bölgede petrol ve doğal gaz bulunması Alaska’nın kaderinde bir diğer dönüm noktası olmuş. ABD gene de buradaki petrole dokunmuyor ve geleceği düşünerek diğer ülkelerden petrol alıyor.

FOTOĞRAFÇILARIN GÖZDESİ

Anchorage bir yarımada üzerine kurulmuş, adının anlamı da “demir atma yeri, güvenli liman”. Alaska’nın en büyük ve aynı zamanda nüfus yoğunluğu en yüksek kenti. 20’nci yüzyıl başına kadar bomboş bir arazi olan şehir o tarihlerde demiryolunun gelmesiyle canlanmış ve yerleşim başlamış. İkinci Dünya Savaşı’yla birlikte orduya ait üslerin kurulması nüfusun daha da artmasına neden olmuş.
Anchorage’da haziran sonundan temmuz ortasına kadar 20 saate yaklaşıyor. 21 Haziran’da 22 saati buluyor. Kışın gün ışığı 5,5 saate kadar iniyor. Bu özelliğiyle sadece fotoğrafçıların değil duyguları bir tuval üzerinde renklerle anlatanların da favori şehri. Eğer vaktiniz varsa biraz daha kuzeye, Barrow’a kadar gidin ve tam 84 gün batmayan güneşin tadını çıkarın. Barrow “Dünyanın en kuzeyindeki şehir” olarak tanınıyor. Adını ise bir İngiliz amiralden almış. Anchorage’dan kısa bir uçak yolculuğu ile ulaşabilirsiniz.

GELGİTE DİKKAT EDİN
 
Çok genç bir şehir Anchorage ama bu sizi yanıltmasın çünkü çok farklı kültürleri, dinleri ve dilleri barındırıyor. Bu da kısa zamanda değişik kültürlerle selamlaşmak isteyenlerin şehirden mutlu ayrılmasını sağlıyor. Büyük metropollerden gelenler için en şaşırtıcı yanı son derece güleryüzlü, sakin ve medeni insanları. Kaba bir söz duymanız, itiş kakış görmeniz hele şikayetçi tavırlarla karşılaşmanız imkansız gibi. Issızlık, doğa ve sessizlik şehir insanını ürkütse de Anchorage halkı son derece sıcakkanlı ve misafirperver. Bu arada şehirde yaşayanların uyarısını da paylaşmak gerek: Deniz kıyısında çamura benzer çok ince bir buzul-kum tabakası var ve gelgitler çok çok kısa sürelerde oluşuyor.

EĞLENCELİ MÜZELER

Kentteki yerli kültürleri, yaşam biçimlerini merak ediyorsanız Amerikan Yerlileri Kültür Merkezi’ne uğrayabilirsiniz. Fakat yılın belirli günlerinde, etkinlik olduğunda açılıyor. Doğanın keyfini sürmeniz için piknik alanları yapılmış. Sergi, sinema salonları ve kafesinden faydalanabilir, konsere gidebilirsiniz. Ziyaretçilerin “hem görerek hem de eğlenerek tarihi öğrenmek” diye tanımladıkları bu merkez görülmeye değer. Yerli kültürüyle ilgilenenlere tavsiye edilebilecek bir diğer yer ise Alaska Yerlilerinin Tıp Merkezi. Burası sadece sergilediği aletler ve sanat objeleri ile değil, binanın mimarisiyle de dikkat çekiyor.
Anchorage genç bir şehir olsa da, binlerce yıl öncesinde de çevresinde yaşam varmış. Şehir Müzesi’nde geçmişin kanıtlarına rastlayacaksınız. Müze, düzeni ve bünyesindeki eserlerle beğeni topluyor. Sergideki objelerin benzerlerinin ya da şehri hatırlatan hediyeliklerin satıldığı dükkan ziyaret etmeye değer (www.anchoragemuseum.org). Müzeseverlere bir diğer öneri ise Alaska Havacılık Tarihi Müzesi. Meraklılarının nefesini kesiyor (www.alaskaairmuseum.org).
* Portage Buzulu, nadir rastlayacağınız bir buzul gölü. Bizim gibi daha ılıman bir iklimden gelen ziyaretçilere benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Tekne turlarına da katılabilirsiniz. Şanslıysanız balık avlamaya çalışan bir ayı görebilirsiniz. Buzulda yürüme cesaretini gösterip göstermemek size kalmış. Doğa tutkunları görülecek yerler listesine Eklunta ve Jewel göllerini de ekleyebilir. Eğer atları seviyorsanız ve binicilik ilgi alanınızın içindeyse doğa gezilerinin atlarla yapıldığı turlara katılabilirsiniz. Otelinizden detaylı bilgi alabilirsiniz.

PRENS WILLIAM KOYU’NDA BALİNALARI DENALI PARKINDA GEYİKLERİ İZLEYİN

* Prens William Koyu: Her görenin “muhteşem”, “olağanüstü” gibi yorumlar yaptığı koyda yaban hayatını izleyebilirsiniz. Buzullara ülkedeki üniversitelerin adı verilmiş. Sadece balinalar ve diğer deniz canlıları değil, kuşlar ve kara hayvanları hakkında da pek çok şey öğreneceksiniz. Fotoğraf makinenizi unutmayın, pişman olursunuz. Şehre uzaklığı 20 kilometre, günlük turlara katılabilirsiniz. (www.princewilliamsound.com)
* Denali Milli Parkı: 1000 kilometrelik Alaska Sıradağları’nın yüksekliği de binlerce metreyi aşıyor. Sıradağların tam ortasında, 6 bin metreyi aşan noktada milli park var. Halk buraya “yüksek” anlamına gelen Denali adını uygun bulmuş. Ayı türleri, geyikleri ve tilkileri görme şansını yakalamak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken Denali Milli Parkı, Kuzey Amerika’nın da en yüksek noktası. Denali’yi görmezseniz çoğu kişi Anchorage yolculuğunuzun eksik kaldığını söyleyecek.

EN GÜZEL GÜNBATIMI

Woronzof Parkı, Anchorage sakinlerinin şehirde en çok övündükleri yerlerden biri, buraki günbatımını başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz hususunda ısrarlılar. Biz Anadolu’nun farklı noktalarında gecenin içinde eriyen güneşe alışkınız, diyorsanız haklısınız; ancak yine de fotoğraf makinenizi alın ve gidin. Piknik yapmak için de uygun olan Woronzof keyifli zaman geçirilebilecek bir yer.