Edirne’den Kars’a 19 nadide yabani lale sizi bekliyor
İstanbul’un cadddelerinde, meydanlarında gördüğünüz lale çeşitliliği sizi yanıltmasın. Marmara Bölgesi’nin sadece iki doğal lalesi var: Tulipa orphanidea ve thracica. Şehirdeki lale şovunu hazırlayan Büyükşehir Belediyesi bu laleleri sergilemeyi akıl edemediği için her ikisini de mayıs ortasına kadar yalnızca Çatalca ve Şile’nin çayırlarında görebilirsiniz.
Topraklarında tüm Avrupa florasının toplamına yakın bitki türü barındıran Türkiye, yabani laleler açısından şanslı ülkelerden. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Erdal Üzen “Tüm Avrupa’da doğal lale türü 5’i geçmez. Bizde 19 türü yetişiyor, aralarından 6’sı yeryüzünde sadece Türkiye’de görülebilir” diyor. Bu zenginliğe tanık olmak için kırlara çıkmanın tam zamanı.
Günümüzde endüstriyel olarak üretilen, çoğaltılan lale türlerinin sayısı 3 bini buluyor. En sevilen 800 türü tüm dünyada üretilip yaygın olarak satılıyor. Buna karşın yeryüzündeki yabani lale türü 60 civarında. Bazıları kültür lalelerine göre küçük, zarif; doğada bulmak, görmek çaba gerektiriyor.
Yrd. Doç. Dr. Erdal Üzen, “Asya’nın doğal laleleri iri çiçekli ve uzundur. Anadolu’dakilerin boyu çoğunlukla 40 santimetreden kısadır. Narin ve zariftirler. 70 santimetreye ulaşanına nadiren rastlanır” diyor. Üzen, 19’uncu yüzyılda aniden ortadan kaybolan ünlü İstanbul lalesini yeniden bulup canlandırmaya çalışan bilim adamlarından biri. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı öğretim üyesi, aynı zamanda bölümün botanik bahçesinin müdürü.
Üzen, 16’ncı yüzyılda Osmanlı’dan Almanya, Avusturya ve Hollanda’ya götürülen, kısa zamanda tüm Avrupa’ya yayılan ünlü İstanbul lalesinin de büyük bir ihtimalle tulipa turcarum adlı yabani lale olduğunu söylüyor. “Fakat bu yabani lale Anadolu topraklarının özgün türü değildi. Osmanlı’da lale merakı önce Konya’da ortaya çıkmıştı. Semerkant ve Buhara’dan getirilen tulipa turcarum ve tulipa schrenkii adlı iki yabani lale türü çoğaltıldı. Konya Ovası laleyle dolunca saraydan gelen talep üstüne İstanbul’a gönderildi. Bu iki türden İstanbul’da 1800 çeşit lale üretildi. 1764’te sadece İstanbul lalesinin 1588 çeşidi vardı. Anadolu’nun yabani laleleri bu sürece hiç karıştırılmadı.”
Türkiye coğrafyasında 19 tür yabani lale yetişiyor. Bölgelere göre yayılma alanları değişmekle birlikte, deniz seviyesinden 3 bin metredeki dağlara kadar pek çok yerde yabani lale görülebiliyor. İrtifa yükseldikçe çiçeği ve boyu ufalıyor.
GÖZLEM MERAKLILARI ABD VE JAPONYA’DAN GELİYOR
“Türkiye bitki çeşitliliği açısından kıta zenginliğine sahip bir ülke. Ayrıca her yıl 100 yeni tür gelişiyor. Yeni keşiflerle birlikte bildiğimiz yabani lalelerin sayısı da artıyor” diyor Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Tıbbi Bitkiler Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Koyuncu. “Kimi zaman endemik olduğu düşünülen ya da yeni tür sanılan lalelerin, bilinen türlerin alt grupları olduğunu tespit ediyoruz. Bu nedenle 19 sayısı gelecekte değişebilir.”
Lale, gölgeyi sevmeyen, ormanlardan çok açık bozkırları tercih eden bir bitki. Fazla nemden hoşlanmıyor. Hava sıcaklığının 15 dereceyi aşmadığı dönemde çiçeklenmesi bir ay kadar sürebiliyor. Polen alışverişi ve döllenme tamamlandığı anda bozuluyor.
3500 tür endemik bitki yetişen Türkiye’de, sadece bu coğrafyada görülebilen (endemik) altı tür lale bulunuyor. Diğerleri komşu ülkelerde de rastlanan türler. Renkleri sınırlı: Sarı, kırmızı, pembe, beyazlı kırmızı. Yabani laleler, Anadolu’nun diğer nadir bitkilerine oranla şanslı. Küresel ısınmadan pek etkilenmiyorlar. Bir lale her yıl en az iki yavru soğan veriyor ve ayrıca tohumlarından da ürüyor. Kültür laleleri kadar gösterişli olmadıkları için kesme çiçek kategorisine girmiyorlar. Soğanları, sahlep üretiminde kullanılan yabani orkidelerinki gibi insafsızca toplanmıyor. Tek düşmanları yapılaşma. Yrd. Doç. Üzen’in söylediğine bakılırsa, yangın bile yapılaşma kadar tehlikeli değil. “Örneğin Anadolu’nun en güzel endemik çiçeklerinden Karaman lalesinin yaygın yetiştiği bozkırdan beş yıl önce Ermenek - Karaman Otoyolu geçti. Artık eskisi kadar sık rastlanmıyor bu yabani çiçeğe.”
Yabani lalelerini şölenle karşılayan iller yok denecek kadar az. Sadece Van ters lalelerinin açmasını şenliklerle kutluyor. Türkiye’de siklamen, yabani orkide, kardelen gibi çiçeklerle ilgilenenler hobi grupları oluşturdukları halde, yabani laleyle ilgili hobi ve gözlem grupları oluşmadı henüz. Yurdışından yabani lale gözlemine en çok Japonya ve ABD’den meraklılar geliyor.
Yrd. Doç. Üzen, İstanbullu lale meraklılarına bahar aylarında bölgenin iki özgün yabani lalesini doğal ortamlarında gözlemlemelerini öneriyor. “İstanbul laleleri, Anadolu’daki diğer lalelerden daha küçük, narindir. Buna karşın daha arsız bitkilerdir, geniş alana yayılırlar. Her ikisi de koyu kırmızıdır. Tulipa thracica küçüktür. Bulmak için, yerde para arar gibi dikkatli bakmanız gerekir. Otun içinde çıkar, kendini gizler. Bugünlerde olduğu gibi yağmurlu döneme rastlarsa çiçeklenmesi, mayısın ikinci haftasına kadar sürer. Tulipa orphanidea’ya Çatalca civarındaki çayırlarda çok bol miktarda rastlarsınız.”
DOĞADAN SOĞAN SÖKMEYİN
Yrd. Doç. Üzen, lale meraklılarına Anadolu’daki diğer yabani türler arasından özellikle dört endemik laleyi doğal ortamında gözlemelerini öneriyor. “Tulipa agenensis, ondüle (kıvrımlı) yapraklarıyla çok güzel bir laledir. Konya, Silifke, Karaman, Mersin yöresinde bolca bulunur ve bugünlerde açmaya başlar, mayısa kadar sürer. Tulipa humulis, Van civarında yetişir. Sayıları çok azaldı, üç bin metre yükseklerde yetiştiği için çok nadir görülür. Kağızman lalesi güzel bir türdür, mayıstan hazirana kadar açar. Musul lalesi ise Orta Anadolu’da yetişir, mayıs ortalarında açmaya başlar.”
Çiçekseverlerden bir de talebi var Yrd. Doç. Üzen’in: Doğadan yabani lale soğanı sökmemeleri. “Doğadan sökülen yabani lale üç yıl sonra çiçek açar. Çoğunlukla yavru soğanlar alınıyor, bunlar hemen açmadığı için saksıda unutulup öldürülüyor.”
TÜRKİYE’NİN YERLİ LALELERİ
-Tulipa agenensis DC. (Batı ve orta Anadolu’da yetişen kaba lale) - Tulipa orphanidea (En yaygın yabani lalelerden biri. Batı Anadolu’da yaygın, Trakya ve Toroslar’da da görülüyor. Trakya lalesi de bu gruptan) - Tulipa cinnabarina (Endemik Karaman lalesi) - Tulipa aleppensis Boiss (Halep lalesi) - Tulipa biflora Palas (Van Başkale lalesi) - Tulipa clusiana (İzmir’in çelebi lalesi) - Tulipa humulis Herbert (Doğu Anadolu’nun bodur lalesi) - Tulipa Praecox Ten (Amasya’da yetişen kaba lale) - Tulipa pulchella Baker (Muğla’nın çoban, Adana’nın mor lalesi) - Tulipa saxatilis Sieber (Muğla’nın kaya lalesi) - Tulipa sintenisii Baker (Endemik Ağrı ve Muş lalesi) - Tulipa sprengeri Baker (Endemik Amasya lalesi) - Tulipa sylvestris L. (Kütahya’nın yavruağzı)
- Tulipa turcica Griseb (Balıkesir’in geyik lalesi) - Tulipa undulatifolia Boiss (Batı ve Orta Anadolu’da yetişen tür) - Tulipa biflora Palas (Doğu Anadolu lalesi)
- Tulipa armena Boiss (Kuzeydoğu Anadolu, Kars’ta yetişen lale) - Tulipa Julia C.Koch (Doğu Anadolu lalesi) - Tulipa Koyuncu (En yeni keşfedilen doğal lale. Van’ın Güzeldere Geçidi’nde Dr. İsmail Eker buldu, soğanlı bitkiler uzmanı botanikçi Prof. Dr. Mehmet Koyuncu’nun adını verdi.)